Öneri Formu
Hadis Id, No:
13381, M007022
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ لَمَّا ذُكِرَ مِنْ شَأْنِى الَّذِى ذُكِرَ وَمَا عَلِمْتُ بِهِ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطِيبًا فَتَشَهَّدَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ بِمَا هُوَ أَهْلُهُ ثُمَّ قَالَ « أَمَّا بَعْدُ أَشِيرُوا عَلَىَّ فِى أُنَاسٍ أَبَنُوا أَهْلِى وَايْمُ اللَّهِ مَا عَلِمْتُ عَلَى أَهْلِى مِنْ سُوءٍ قَطُّ وَأَبَنُوهُمْ بِمَنْ وَاللَّهِ مَا عَلِمْتُ عَلَيْهِ مِنْ سُوءٍ قَطُّ وَلاَ دَخَلَ بَيْتِى قَطُّ إِلاَّ وَأَنَا حَاضِرٌ وَلاَ غِبْتُ فِى سَفَرٍ إِلاَّ غَابَ مَعِى » . وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِقِصَّتِهِ وَفِيهِ وَلَقَدْ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْتِى فَسَأَلَ جَارِيَتِى فَقَالَتْ وَاللَّهِ مَا عَلِمْتُ عَلَيْهَا عَيْبًا إِلاَّ أَنَّهَا كَانَتْ تَرْقُدُ حَتَّى تَدْخُلَ الشَّاةُ فَتَأْكُلَ عَجِينَهَا أَوْ قَالَتْ خَمِيرَهَا - شَكَّ هِشَامٌ - فَانْتَهَرَهَا بَعْضُ أَصْحَابِهِ فَقَالَ اصْدُقِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى أَسْقَطُوا لَهَا بِهِ فَقَالَتْ سُبْحَانَ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا عَلِمْتُ عَلَيْهَا إِلاَّ مَا يَعْلَمُ الصَّائِغُ عَلَى تِبْرِ الذَّهَبِ الأَحْمَرِ . وَقَدْ بَلَغَ الأَمْرُ ذَلِكَ الرَّجُلَ الَّذِى قِيلَ لَهُ فَقَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا كَشَفْتُ عَنْ كَنَفِ أُنْثَى قَطُّ . قَالَتْ عَائِشَةُ وَقُتِلَ شَهِيدًا فِى سَبِيلِ اللَّهِ . وَفِيهِ أَيْضًا مِنَ الزِّيَادَةَ وَكَانَ الَّذِينَ تَكَلَّمُوا بِهِ مِسْطَحٌ وَحَمْنَةُ وَحَسَّانُ وَأَمَّا الْمُنَافِقُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ فَهُوَ الَّذِى كَانَ يَسْتَوْشِيهِ وَيَجْمَعُهُ وَهُوَ الَّذِى تَوَلَّى كِبْرَهُ وَحِمْنَةُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. el-Alâ, onlara Ebu Usâme, ona Hişâm b. Urve, ona babası, Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Benim hakkımda benden habersiz çıkartılan asılsız dedikodular dile düşünce Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı. Şehadet kelimesini getirip, Allah’a layık olduğu üzere hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu: “Şimdi, benim aile halkıma iftirada bulunan bir takım kimseler ile ilgili ne yapmam gerektiğine dair bana görüşünüzü belirtiniz. Allah’a yemin olsun ki, ben ailem hakkında asla kötülük namına bir şey bilmiyorum. Onlara iftira ettiklerinde, söz konusu ettikleri kişi hakkında da vallahi kötülük adına bir şey bilmediğim gibi ben bulunmadıkça asla evime girmemiştir. Eğer ben dışarıda bir seferde isem mutlaka o da benimle birlikte seferde bulunmuştur.”
Ravi hadisi rivayet ederken olanı biteni de söz konusu etmiş olup rivayetinde şunlar da vardır: Rasulullah (sav) haneme girmiş ve cariyeme sorması üzerine, o da: Vallahi onun aleyhinde kusur olabilecek bir şey bilmiyorum. Ancak o uyuklar ve hatta koyun girip onun hamurunu -yahut da cariyesi: mayaladığı hamurunu dedi, şüphe eden Hişâm’dır- yerdi. Böyle demesi üzerine ashabından birisi ona kızarak azarladı ve: Rasulullah’a (sav) doğru söyle, dedi. Sonunda ona durumu açık açık söylediler. Bu sefer cariye: Subhanallah, vallahi benim onun hakkında bildiğim, kuyumcunun kırmızı altın hakkında bildiklerinden başkası değildir, dedi.
O dedikoduya adı karışan o adama bu söylenenler ulaşınca, kendisi: Subhanallah, vallahi ben hiçbir kadının elbisesini asla açmış değilim, dedi.
Âişe dedi ki: Ve o, Allah yolunda şehit olarak öldürüldü.
Yine bu rivayette şu fazlalıklar da bulunmaktadır: O iftirayı dillendirenler Mistah, Hamne ve Hassan idi. Münafık Abdullah b. Ubeyy ise kulaktan kulağa fısıldayan, onu toplayıp bir araya getiren kişi idi. Onun büyük kısmını üzerine alan ise kendisi ve Hamne idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7022, /1142
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Münafık, yaptıkları şeyler (Resulullah zamanında)