Öneri Formu
Hadis Id, No:
28136, N004153
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - يَعْنِى ابْنَ إِبْرَاهِيمَ - عَنْ أَيُّوبَ عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ خَالِدٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَوْسِ بْنِ الْحَدَثَانِ قَالَ جَاءَ الْعَبَّاسُ وَعَلِىٌّ إِلَى عُمَرَ يَخْتَصِمَانِ فَقَالَ الْعَبَّاسُ اقْضِ بَيْنِى وَبَيْنَ هَذَا . فَقَالَ النَّاسُ افْصِلْ بَيْنَهُمَا . فَقَالَ عُمَرُ لاَ أَفْصِلُ بَيْنَهُمَا قَدْ عَلِمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ مَا تَرَكْنَا صَدَقَةٌ » . قَالَ فَقَالَ الزُّهْرِىُّ وَلِيَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخَذَ مِنْهَا قُوتَ أَهْلِهِ وَجَعَلَ سَائِرَهُ سَبِيلَهُ سَبِيلَ الْمَالِ ثُمَّ وَلِيَهَا أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ ثُمَّ وُلِّيتُهَا بَعْدَ أَبِى بَكْرٍ فَصَنَعْتُ فِيهَا الَّذِى كَانَ يَصْنَعُ ثُمَّ أَتَيَانِى فَسَأَلاَنِى أَنْ أَدْفَعَهَا إِلَيْهِمَا عَلَى أَنْ يَلِيَاهَا بِالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ أَبُو بَكْرٍ وَالَّذِى وُلِّيتُهَا بِهِ فَدَفَعْتُهَا إِلَيْهِمَا وَأَخَذْتُ عَلَى ذَلِكَ عُهُودَهُمَا ثُمَّ أَتَيَانِى يَقُولُ هَذَا اقْسِمْ لِى بِنَصِيبِى مِنِ ابْنِ أَخِى . وُيَقُولُ هَذَا اقْسِمْ لِى بِنَصِيبِى مِنِ امْرَأَتِى . وَإِنْ شَاءَا أَنْ أَدْفَعَهَا إِلَيْهِمَا عَلَى أَنْ يَلِيَاهَا بِالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالَّذِى وَلِيَهَا بِهِ أَبُو بَكْرٍ وَالَّذِى وُلِّيتُهَا بِهِ دَفَعْتُهَا إِلَيْهِمَا وَإِنْ أَبَيَا كُفِيَا ذَلِكَ ثُمَّ قَالَ ( وَاعْلَمُوا أَنَّمَا غَنِمْتُمْ مِنْ شَىْءٍ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ ) هَذَا لِهَؤُلاَءِ ( إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِى الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ ) هَذِهِ لِهَؤُلاَءِ ( وَمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْهُمْ فَمَا أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلاَ رِكَابٍ ) قَالَ الزُّهْرِىُّ هَذِهِ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَاصَّةً قُرًى عَرَبِيَّةً فَدَكُ كَذَا وَكَذَا ( مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ ) وَ ( لِلْفُقَرَاءِ الْمُهَاجِرِينَ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ ) ( وَالَّذِينَ تَبَوَّءُوا الدَّارَ وَالإِيمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ ) ( وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ ) فَاسْتَوْعَبَتْ هَذِهِ الآيَةُ النَّاسَ فَلَمْ يَبْقَ أَحَدٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ إِلاَّ لَهُ فِى هَذَا الْمَالِ حَقٌّ - أَوْ قَالَ حَظٌّ - إِلاَّ بَعْضَ مَنْ تَمْلِكُونَ مِنْ أَرِقَّائِكُمْ وَلَئِنْ عِشْتُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَيَأْتِيَنَّ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ حَقُّهُ أَوْ قَالَ حَظُّهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail –yani İbn İbrahim-, ona Eyyûb, ona İkrime b. Hâlid, ona Mâlik b. Evs b. El-Hadesân’in şöyle dediğini rivayet etti: El-Abbas ve Ali, biri diğerinden davacı olarak Ömer’in yanına geldi. El-Abbas: Benimle bunun arasında hüküm ver, dedi. Diğer insanlar da: Aralarında ayırt edici hüküm ver, dedi. Ömer: Hayır, aralarında ayırt edici hüküm vermem. Çünkü her ikisi de Rasulullah’ın (sav): “Bize mirasçı olunmaz, biz geriye ne bırakırsak, o bir sadakadır” buyurduğunu biliyorlar.
(Ravi) dedi ki: Ez-Zührî dedi ki: Rasulullah (sav), o toprakların mütevelliliğini yaptı, oradan aile halkının temel gıda ihtiyaçlarını aldıktan sonra diğer artanını (ganimet) malları gibi taksim etti. Ondan sonra oraya Ebu Bekir mütevelli oldu. Ebu Bekir’den sonra onun mütevellisi ben oldum. Ben de o topraklarda onun yaptığının aynısını yaptım. Sonra bu ikisi gelip benden, Rasulullah’ın (sav) mütevelliliğini yaparak idare ettiği, Ebu Bekir’in de mütevelliliğini yapıp idare ettiği ve benim de mütevelliliğini yaptığım şekilde, kendileri mütevelliliğini yapmak üzere kendilerine vermemi istediler. Ben de onu kendilerine verdim, böyle davranacaklarına dair onlardan ahitlerini aldım. Sonra ikisi yanıma gelerek, bu: Bana kardeşimin oğlundan düşen payımı ver diyor, bu diğeri ise eşimden bana düşen payımı ver diyor. Orayı Rasulullah’ın (sav) mütevelliliğini yapıp idare ettiği, Ebu Bekir’in mütevelliliğini yapıp idare ettiği ve benim ele alıp idare ettiğim gibi kendileri de orayı idare etmek üzere kendilerine teslim etmemi isteyecek olurlarsa, ben de orayı onlara veririm. Eğer bunu kabul etmezlerse bu husustaki külfetten kurtulmuş olurlar. Sonra da: “Bilin ki ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri, Allah’a, Rasûlüne, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir.” (Enfâl, 8/41) İşte bu da burada adı geçenlere ait bir haktır. “Sadakalar (zekât) ancak fakirlere, yoksullara, onu toplamakla görevlendirilenlere, kalpleri alıştırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda harcamaya… mahsustur.” (Tevbe,9/60) Bu (zekât) da burada adı geçenlere verilir. “Allah’ın onlardan Rasulüne verdiği fey’e gelince, siz onun için ne at oynattınız, ne de deveye bindiniz.” (Haşr, 59/6) ez-Zührî dedi ki: Bu ayet de özel olarak Rasulullah’a (sav) aittir. (Buralar) ise Araplara ait kasabalar, Fedek, şurası ve şurasıdır. “Allah’ın fethedilen ülkeler ahalisinden Rasülüne verdiği fey’, Allah’a, Rasule, yoksullara ve yolda kalanlara verilir.” (Haşr, 59/7). Ayrıca: “(O fey’) yurtlarından ve mallarından çıkartılıp uzaklaştırılmış olan ve Allah’ın lütuf ve rızasını isteyen Allah’a ve Rasûlüne yardım eden… fakir muhacirler içindir.” (el-Haşr, 59/8); “…onlardan sonra gelenler…” (Haşr, 59/10) İşte bu ayet de bütün insanları kapsamış olmaktadır. Bu malda bir hakkı –yahut “bir payı” dedi- müslümanlardan payı olmayan hiçbir kimse kalmamaktadır. Ancak sizin malik olduğunuz bazı köleleriniz müstesnâdır. Şayet Allah’ın izniyle ömrüm vefa ederse, her müslümana hakkı –ya da “payı” dedi- mutlaka verilecektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kasemü'l-fey' 38, /2359
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Said Malik b. Evs en-Nasrî (Malik b. Evs b. Hadesân b. Nasr b. Muaviye)
3. İkrime b. Halid el-Mahzumî (İkrime b. Halid b. As b. Hişam b. Muğîra)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Ganimet, beşte bir hisse
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Hz. Peygamber, mirası
Sahabe, anlayış farklılıkları
Zekat, zekat kimlere verilebilir?