"ابدأ بنفسك فتصدق عليها، فإن فضل شيء فلأهلك، فإن فضل شيء عن أهلك فلذي قرابتك، فإن فضل شيء عن ذي قرابتك فهكذا وهكذا"
"Önce kendinden başla ve gerekli harcamayı yap. Eğer artacak olursa, o ailenindir. Eğer ailenden de bir şeyler arta kalırsa, o akrabalarınındır. Şayet akrabalarından da bir şey artacak olursa, şöyle, şöyle yap."
Açıklama: Hz. Peygamber, Beni Uzre kabilesinden bir adamın, kölesini (ölümünden sonra tahakkuk etmek üzere) azlettiğini duyunca, adama "Senin o kölenin mülkiyetinden başka malın var mı?" diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Bu köleyi benden kim satın alır?" diye ashabına sordu. Nuaym b. Abdullah el-Adevî onu, sekiz yüz dirheme satın aldı ve parayı Rasulullah'a getirdi. Hz. Peygamber (sav) onu adama verdi ve "Bunu öncelikle kendi ihtiyaçların için harca. Eğer bir şey artarsa, ailene; ailenin ihtiyaçlarından sonra bir şey artarsa akrabalarına; akrabalarına harcadıktan sonra artan olursa da bu şekilde harca" buyurdu. Yani O (sav) önünde, sağında, solunda (yani çevrende) muhtaç kim varsa (onlara harca) diyordu. Bu rivayeti, Müslim, Sahîh-i Müslim'de M002313, M002313-2, İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da İHS003339, Nesai, Sünen-i Nesâî'de N002547N004656 nakletmişlerdir.
Bu uygulamasıyla Hz. Peygamber, infak kültürünü inşa etmiş, itidali, hakkı korumayı ve desteğine muhtaç olan insanların mağdur bırakılmaması gerektiğini öğretmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
283402, KHA000033
Hadis:
"ابدأ بنفسك فتصدق عليها، فإن فضل شيء فلأهلك، فإن فضل شيء عن أهلك فلذي قرابتك، فإن فضل شيء عن ذي قرابتك فهكذا وهكذا"
Tercemesi:
"Önce kendinden başla ve gerekli harcamayı yap. Eğer artacak olursa, o ailenindir. Eğer ailenden de bir şeyler arta kalırsa, o akrabalarınındır. Şayet akrabalarından da bir şey artacak olursa, şöyle, şöyle yap."
Açıklama:
Hz. Peygamber, Beni Uzre kabilesinden bir adamın, kölesini (ölümünden sonra tahakkuk etmek üzere) azlettiğini duyunca, adama "Senin o kölenin mülkiyetinden başka malın var mı?" diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Bu köleyi benden kim satın alır?" diye ashabına sordu. Nuaym b. Abdullah el-Adevî onu, sekiz yüz dirheme satın aldı ve parayı Rasulullah'a getirdi. Hz. Peygamber (sav) onu adama verdi ve "Bunu öncelikle kendi ihtiyaçların için harca. Eğer bir şey artarsa, ailene; ailenin ihtiyaçlarından sonra bir şey artarsa akrabalarına; akrabalarına harcadıktan sonra artan olursa da bu şekilde harca" buyurdu. Yani O (sav) önünde, sağında, solunda (yani çevrende) muhtaç kim varsa (onlara harca) diyordu. Bu rivayeti, Müslim, Sahîh-i Müslim'de M002313, M002313-2, İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da İHS003339, Nesai, Sünen-i Nesâî'de N002547N004656 nakletmişlerdir.
Bu uygulamasıyla Hz. Peygamber, infak kültürünü inşa etmiş, itidali, hakkı korumayı ve desteğine muhtaç olan insanların mağdur bırakılmaması gerektiğini öğretmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, Harfu'l-Hemze mea'l-bâi'l-muvahhade 33, 1/23
Senetler:
()
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
İnfak, yakınları akrabaları gözetmek
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ أَعْتَقَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى عُذْرَةَ عَبْدًا لَهُ عَنْ دُبُرٍ فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَلَكَ مَالٌ غَيْرُهُ » . قَالَ لاَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَشْتَرِيهِ مِنِّى » . فَاشْتَرَاهُ نُعَيْمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَدَوِىُّ بِثَمَانِمِائَةِ دِرْهَمٍ فَجَاءَ بِهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ ثُمَّ قَالَ « ابْدَأْ بِنَفْسِكَ فَتَصَدَّقْ عَلَيْهَا فَإِنْ فَضَلَ شَىْءٌ فَلأَهْلِكَ فَإِنْ فَضَلَ مِنْ أَهْلِكَ شَىْءٌ فَلِذِى قَرَابَتِكَ فَإِنْ فَضَلَ مِنْ ذِى قَرَابَتِكَ شَىْءٌ فَهَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . يَقُولُ بَيْنَ يَدَيْكَ وَعَنْ يَمِينِكَ وَعَنْ شِمَالِكَ .
Açıklama: Müdebber; kişinin, kölesini kendi ölümüne bağlı olarak âzat etmesi anlamında kullanılan bir fıkıh terimidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28104, N004656
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ أَعْتَقَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى عُذْرَةَ عَبْدًا لَهُ عَنْ دُبُرٍ فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَلَكَ مَالٌ غَيْرُهُ » . قَالَ لاَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَشْتَرِيهِ مِنِّى » . فَاشْتَرَاهُ نُعَيْمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَدَوِىُّ بِثَمَانِمِائَةِ دِرْهَمٍ فَجَاءَ بِهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ ثُمَّ قَالَ « ابْدَأْ بِنَفْسِكَ فَتَصَدَّقْ عَلَيْهَا فَإِنْ فَضَلَ شَىْءٌ فَلأَهْلِكَ فَإِنْ فَضَلَ مِنْ أَهْلِكَ شَىْءٌ فَلِذِى قَرَابَتِكَ فَإِنْ فَضَلَ مِنْ ذِى قَرَابَتِكَ شَىْءٌ فَهَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . يَقُولُ بَيْنَ يَدَيْكَ وَعَنْ يَمِينِكَ وَعَنْ شِمَالِكَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim el-Kuraşî), ona da Cabir (b. Abdullah) (ra) rivayet etmiştir:
Uzre oğulları kabilesinden bir adam, müdebber kaydıyla kölesini azat etti. Derken bu konu Rasulullah'a (sav) ulaştı. Rasulullah (sav) adama; "Senin bundan başka bir malın var mı?" diye sordu. Adam; "Hayır." dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Onu benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah b. Adevî de onu sekiz yüz dirheme satın aldı. Rasulullah (sav) parayı getirip adama teslim etti. Sonra da; "Harcamaya kendinden başla; önce kendine tasadduk et. Eğer bir şey artarsa ailene, ailenden bir şey artarsa akrabalarına, akrabalarından bir şey artarsa şuraya, şuraya, şuraya harca." buyurdu. Ravi dedi ki; "Yani; önündeki, sağındaki ve solundaki kimselere."
Açıklama:
Müdebber; kişinin, kölesini kendi ölümüne bağlı olarak âzat etmesi anlamında kullanılan bir fıkıh terimidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Buyû' 84, /2388
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Sadaka, ihtiyaç sahibi olan kimsenin sadaka vermesi
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak