حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ أَنَسٍ : أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ ، وَابْنُ رَوَاحَةَ يَمْشِي بَيْنَ يَدَيْهِ ، وَهُوَ يَقُولُ : خَلُّوا بَنِي الْكُفَّارِ عَنْ سَبِيلِهِ الْيَوْمَ نَضْرِبُكُمْ عَلَى تَنْزِيلِهِ ضَرْبًا يُزِيلُ الْهَامَ عَنْ مَقِيلِهِ وَيُذْهِلُ الْخَلِيلَ عَنْ خَلِيلِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : يَا ابْنَ رَوَاحَةَ ، بَيْنَ يَدِي رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَفِي حَرَمِ اللهِ تَقُولُ الشِّعْرَ ، فَقَالَ صلى الله عليه وسلم : خَلِّ عَنْهُ يَا عُمَرُ ، فَلَهِيَ أَسْرَعُ فِيهِمْ ، مِنْ نَضْحِ النَّبْلِ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
159586, TŞ000246
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ ،حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ،حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ ، عَنْ أَنَسٍ : أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ ، وَابْنُ رَوَاحَةَ يَمْشِي بَيْنَ يَدَيْهِ ، وَهُوَ يَقُولُ : خَلُّوا بَنِي الْكُفَّارِ عَنْ سَبِيلِهِ الْيَوْمَ نَضْرِبُكُمْ عَلَى تَنْزِيلِهِ ضَرْبًا يُزِيلُ الْهَامَ عَنْ مَقِيلِهِ وَيُذْهِلُ الْخَلِيلَ عَنْ خَلِيلِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : يَا ابْنَ رَوَاحَةَ ، بَيْنَ يَدِي رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم ، وَفِي حَرَمِ اللهِ تَقُولُ الشِّعْرَ ، فَقَالَ صلى الله عليه وسلم : خَلِّ عَنْهُ يَا عُمَرُ ، فَلَهِيَ أَسْرَعُ فِيهِمْ ، مِنْ نَضْحِ النَّبْلِ
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a) anlatıyor:
Hazreti Peygamber Umref ül-Kazâ münâsebetiyle Mekke-i Mükerre-me'ye girerken, şâir Abdullah b. Revâha da O'nun önünde yürüyerek şöyle haykırıyordu:
"Hallû bentl-küffâri 'an sebîlihî.
el-Yevme nadribüküm 'ala tenzîlihî.
Darben yüzîlü' l-hâme 'an makîlihî.
Ve yüzhilü'l-halîle 'an halîlihî". "Ey kâfir oğlu kâfirler! Çekilin Resûlullah'ın önünden! Bugün bizim günümüzdür; eğer bir kalleşlik ederseniz, Allah'ın emri üzere hepinizi kılıçtan geçiririz! Şayet Resûlullah'a bir tuzak kurmaya kalkışırsanız, size öyle bir tırpan atarız ki; böylece başınızı gövdenizden ayırır ve her¬kesi kendi başının derdine düşürerek, dostu dostuna unuttururuz!."
Hz. Ömer, hemen ileri atılır ve: "Yâ İbn Revâha, der. Resûlullah'ın yüksek huzurlarında ve Harem-i Şerif'de nasıl olur da şiir söylersin!"
Resûlullah Efendimiz ise Hz. Ömer'i tutarak: "Konuşma yâ Ömer; İbn Revâha'yı kendi hâline bırak. Zîrâ, İbn Re-vâha'nın söylediği şiirin kâfirlere karşı etkisi, okun te'sîrinden daha fazladır!" buyururlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 246, /400
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Şiir ve şairler
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, Şiir okuması, yazması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi