Öneri Formu
Hadis Id, No:
11910, T000399
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ أَبِى تَمِيمَةَ وَهُوَ أَيُّوبُ السَّخْتِيَانِىُّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم انْصَرَفَ مِنَ اثْنَتَيْنِ فَقَالَ لَهُ ذُو الْيَدَيْنِ أَقُصِرَتِ الصَّلاَةُ أَمْ نَسِيتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَصَدَقَ ذُو الْيَدَيْنِ » . فَقَالَ النَّاسُ نَعَمْ . فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى اثْنَتَيْنِ أُخْرَيَيْنِ ثُمَّ سَلَّمَ ثُمَّ كَبَّرَ فَسَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ ثُمَّ كَبَّرَ فَرَفَعَ ثُمَّ سَجَدَ مِثْلَ سُجُودِهِ أَوْ أَطْوَلَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ وَابْنِ عُمَرَ وَذِى الْيَدَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَحَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَاخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْكُوفَةِ إِذَا تَكَلَّمَ فِى الصَّلاَةِ نَاسِيًا أَوْ جَاهِلاً أَوْ مَا كَانَ فَإِنَّهُ يُعِيدُ الصَّلاَةَ وَاعْتَلُّوا بِأَنَّ هَذَا الْحَدِيثَ كَانَ قَبْلَ تَحْرِيمِ الْكَلاَمِ فِى الصَّلاَةِ . قَالَ وَأَمَّا الشَّافِعِىُّ فَرَأَى هَذَا حَدِيثًا صَحِيحًا فَقَالَ بِهِ. وَقَالَ هَذَا أَصَحُّ مِنَ الْحَدِيثِ الَّذِى رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى الصَّائِمِ إِذَا أَكَلَ نَاسِيًا فَإِنَّهُ لاَ يَقْضِى وَإِنَّمَا هُوَ رِزْقٌ رَزَقَهُ اللَّهُ . قَالَ الشَّافِعِىُّ وَفَرَّقُوا هَؤُلاَءِ بَيْنَ الْعَمْدِ وَالنِّسْيَانِ فِى أَكْلِ الصَّائِمِ بِحَدِيثِ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَقَالَ أَحْمَدُ فِى حَدِيثِ أَبِى هُرَيْرَةَ إِنْ تَكَلَّمَ الإِمَامُ فِى شَىْءٍ مِنْ صَلاَتِهِ وَهُوَ يَرَى أَنَّهُ قَدْ أَكْمَلَهَا ثُمَّ عَلِمَ أَنَّهُ لَمْ يُكْمِلْهَا يُتِمُّ صَلاَتَهُ وَمَنْ تَكَلَّمَ خَلْفَ الإِمَامِ وَهُوَ يَعْلَمُ أَنَّ عَلَيْهِ بَقِيَّةً مِنَ الصَّلاَةِ فَعَلَيْهِ أَنْ يَسْتَقْبِلَهَا . وَاحْتَجَّ بِأَنَّ الْفَرَائِضَ كَانَتْ تُزَادُ وَتُنْقَصُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَإِنَّمَا تَكَلَّمَ ذُو الْيَدَيْنِ وَهُوَ عَلَى يَقِينٍ مِنْ صَلاَتِهِ أَنَّهَا تَمَّتْ وَلَيْسَ هَكَذَا الْيَوْمَ لَيْسَ لأَحَدٍ أَنْ يَتَكَلَّمَ عَلَى مَعْنَى مَا تَكَلَّمَ ذُو الْيَدَيْنِ لأَنَّ الْفَرَائِضَ الْيَوْمَ لاَ يُزَادُ فِيهَا وَلاَ يُنْقَصُ . قَالَ أَحْمَدُ نَحْوًا مِنْ هَذَا الْكَلاَمِ . وَقَالَ إِسْحَاقُ نَحْوَ قَوْلِ أَحْمَدَ فِى هذا الْبَابِ .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik, ona Eyyûb b. Ebu Temîme ki o, Eyyûb es-Sahtiyânî'dir, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav), (dört rekatlık namazın) iki rekatını (kılıp) ayrıldı. (Kendisine) Zülyedeyen (denen zât), ''yâ Rasulullah, namaz mı kısaltıldı yoksa unuttun mu'' dedi. Rasulullah (sav), ''Zülyedeyn doğru mu söylüyor?'' buyurdu. İnsanlar ''evet'' dediler. Hz. Peygamber (sav) de kalkıp (kalan) son iki rekatı kıldı, ardından tekbir getirdi, (her zamanki) secdesi gibi ya da daha uzun secde yaptı. Akabinde tekbir getirip (başını secdeden) kaldırdı. Sonra (her zamanki) secdesi gibi ya da daha uzun secde yaptı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda İmrân b. Husayn, İbn Ömer ve Zülyedeyn'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehli bu hadiste ihtilaf etmiştir. Bir kısım ehl-i Kûfe, ''(kişi), namazda unutarak, bilmeden ya da ne şekilde olursa olsun konuştuğunda namazı tekrar kılar'' demiştir. Onlar, (görüşlerini), bu hadisin namazda konuşmanın yasaklanmasından önce olduğu ile gerekçelendirmişlerdir. Şâfiî'ye gelince o, bu hadisi sahih kabul edip (hadisin gereğince) görüşte bulunmuştur ve ''bu hadis, Nebî (sav)'den, oruçlunun unutarak yediğinde (orucunu) kaza etmeyeceğine (dair) nakledilen hadisten daha sahihtir. Zira o, Allah'ın (oruçluyu) rızıklandırdığı bir rızıktır. Onlar, kasıt ile Ebu Hureyre hadisinde yer alan oruçlunun unutarak yemesi arasında fark gördüler'' demiştir. Ahmed (b. Hanbel), Ebu Hureyre hadisi hususunda ''imam, namazı bitirdiğini zannederek konuşur (ancak), sonra tamamlamadığını anlarsa namazını tamamlar. İmamın arkasındaki kişi, namazı bitirmediğini bildiği halde konuşursa namazı tekrar kılar'' demiştir. (Ahmed, görüşünde), Rasulullah (sav) zamanında farzların arttırılıp eksildiği (durumunu ) delil olarak kullanmıştır. Zülyeden, ancak namazın tamamlandığına dair kesin inancından dolayı konuşmuştur. Bugün ise böyle değildir. Bugün, hiç kimse Zülyedeyn'in konuştuğu gibi konuşamaz. Zira farzlar, bugün ne arttırılır ne de eksiltilir. Ahmed buna yakın şeyler söylemiş, İshak (b. Râhûye) de, Ahmed'in dediğine benzer şeyler söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 175, 2/247
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
6. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Hz. Peygamber, Unutma ve yanılması
KTB, NAMAZ,
Namaz, Sehiv secdesi, yapılışı, yeri, zamanı