حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى زِيَادٍ حَدَّثَنَا سَيَّارٌ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ وَعَلِىُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَمْ مِنْ أَشْعَثَ أَغْبَرَ ذِى طِمْرَيْنِ لاَ يُؤْبَهُ لَهُ لَوْ أَقْسَمَ عَلَى اللَّهِ لأَبَرَّهُ مِنْهُمُ الْبَرَاءُ بْنُ مَالِكٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ حَسَنٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .

Bize Abdullah b. Ebu Ziyâd, ona Seyyâr, ona Cafer b. Süleyman, ona Sabit ve Ali b. Zeyd, onlara da Enes b. Mâlik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav), şöyle buyurmuştur:

"Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış, eski püskü elbiseli, hor görülerek dikkate alınmayan nice kimseler vardır ki onlar Allah’a yemin etseler Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz. Berâ b. Mâlik de onlardandır."

Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis bu senediyle sahih hasendir.

---

• Tirmizî Sünen-i Tirmizî Menâkıb 54, 5/692