1735 Kayıt Bulundu.
Itbân b. Malik el-Ensârî, Salim oğullarından birinden şöyle nakletmiştir:
Ben kavmim Salim oğullarına namaz kıldırırdım. Hz. Peygambere (sav) geldim ve “gözlerim de artık görmez oldu. Seller benim kavmimin mescide gitmeme engel oluyor. İstedim ki, Sen bize gelsen ve benim evimde bir yerde namaz kıldırsan, ben de o yeri bir mescid edinsem” dedim. Hz. Peygamber (sav) "İnşallah yaparım" dedi. Ertesi sabah Rasulullah (sav), beraberinde Ebu Bekir ile, gündüzün iyice aydınlandığı vakitte yanıma geldi. Hz. Peygamber içeri girmek için izni istedi. Ben de izin verdim. Eve girdiğinde oturmadı, hemen "Evinizin neresinde namaz kıldırmamı istiyorsun?" diye buyurdu. Akabinde Itbân Hz. Peygambere, namaz kıldırmasını arzu ettiği münasip bir yeri gösterip işaret etti. Orada Peygamber namaza durdu. Biz de arkasında saf tuttuk. Selam verdiği vakit, biz de selam verdik.
Bize Züheyr b. Harb, ona Mervan b. Muaviye el-Fezârî, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona Cerir b. Abdullah şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) huzurunda oturduğumuz bir sırada dolunaya baktı ve 'Sizler bu dolunayı gördüğünüz gibi Rabbinizi apaçık göreceksiniz. Onu görmek için birbirinizin üstüne yığılmak, birbirinizi sıkıştırmak ihtiyacını duymayacaksınız. Bu sebeple gücünüz yettiğince güneş doğmadan önce (sabah namazını) ve güneş batmadan önce (ikindi namazını) kılmayı ihmal etmeyin' buyurdu. Daha sonra Cerir 'Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et' Taha 20/130 ayetini okudu."