1739 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Yahya ez-Zühlî, ona Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Abdurrahman b. Ziyâd, ona da Ebu Ğutayf el-Hüzelî şöyle demiştir: "Mescitteki meclisinde Abdullah b. Ömer b. Hattab'ı dinliyordum. Abdullah namaz vakti girdiğinde kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Sonra meclisine geri döndü. İkindi namazı vakti girdiğinde tekrar kalktı, yine abdest alıp namaz kıldı ve meclisine geri döndü. Akşam namazı vakti girdiğinde yine kalktı, tekrar abdest alıp namaz kıldı ve meclisine geri döndü. Ben kendisine 'Allah seni salih bir kul eylesin, her namaz için abdest almak farz mı yoksa sünnet mi?' diye sordum. O da bana 'Benim yaptıklarımı fark mı ettin?' dedi. Ben de 'Evet' dedim. Bunun üzerine "Hayır! Eğer sabah namazı için bir abdest almış olsam, abdestimi bozmadığım sürece bütün namazlarımı o abdestle kılabilirdim. Ancak ben Rasulullah'ı (sav) 'Kim abdestli olduğu halde yeniden abdest alırsa ona on sevap vardır' derken işitmiştim. İşte bu sevapları elde etmek istedim' dedi.
Bize Abdullah b. Muaviye el-Cümehî, ona Sabit b. Yezid, ona Hilâl b. Habbab, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bir ay boyunca öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında, her namazın sonunda sonuncu rekâtında "semiallahu limen hamideh" deyince kunut yaptı. Bu kunutta, Benû Süleym kabilesinin Ri'l, Zekvân ve Usayye'ye beddua eder, arkasındakiler de amin derlerdi.
Açıklama: Bu rivayet, hicrî dördüncü yılda vuku bulan Bi'r-i Maûne olayı ile ilgilidir. Hz. Peygamber bu kabilelerin talebi ve hayat garantisi vermeleri üzerine en seçkin ashabından yetmiş kişiyi kendilerine öğretmen olarak göndermişti. Ancak kabileden bazıları, bunları pusuya düşürerek hepsini öldürmüşlerdi. Bu, Hz. Peygamber'in hayatında en çok üzüldüğü olaydır. Nitekim bunun üzerine bir ay boyunca, bu cinayeti işleyen kabilelere kunut yaparak beddua etmişti.
Bize Süleyman b. Harb ve Müsedded (b. Müserhed), o ikisine Hammad (b. Zeyd), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed (b. Sirin) şöyle haber vermiştir.
Enes b. Malik'e, 'Hz. Peygamber, sabah namazında kunut yaptı mı?' diye soruldu. 'Evet,' cevabını verdi. 'Rükûdan önce mi yoksa sonra mı?' diye tekrar soruldu. 'Sonra' dedi.
Müsedded (rivayetinde), 'Kısa bir zaman süre (Hz. Peygamber'in (sav) kunut yaptığı)' kelimesini zikretmiştir.
Açıklama: Müsedded (bi-yesîrin) ifadesinde, sabah namazından sonra yapılan kunutu Hz. Peygamber'in bir müddet (bir ay) yaptığını sonra terk ettiğini kastetmiştir. (Avnu'l-Ma'bûd)
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona İbn Abdullah b. Üneys el-Cüheni, ona da babası şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'e Ey Allah'ın Rasulü, benim çölde (bir evim) var. Orada kalıyorum ve Allah'a hamdolsun namazımı orada kılıyorum. Bana bir gece söyle de o gece Medine'deki şu mescide geleyim dedim.
"Yirmi üçüncü gece gel!" buyurdu.
(Bu hadisin ravisi Muhammed b. İbrahim) dedi ki: Ben (bu olayı nakleden Abdullah b. Üneys'in) oğluna, baban o gece ne yapıyordu? diye sordum. O gece babam ikindi namazını kılınca mescide girerdi, sabah namazını kılıncaya kadar herhangi bir ihtiyaç için dışarı çıkmazdı. Sabah namazını kılınca mescidin kapısında duran hayvanını bulurdu ve ona binip çöldeki evine varırdı diye cevap verdi.
Bize Abdullah b. es-Sabbah el-Attâr, ona Ebu Bahr, ona Sabit b. Umare, ona da Ebu Temime el-Hüceymi rivayet etmiştir:
"Biz bir grup içinde Medine'ye gönderildiğimiz zaman ben sabah namazından sonra cemaate va'z eder ve secde yapardım. İbn Ömer (ra) beni bundan üç kere menetti, fakat ben buna son vermedim. Bunun üzerine bana dönüp ben, Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile birlikte Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kıldım. Hiçbiri güneş doğuncaya kadar secde etmedi dedi."
Ebû Davud dedi ki: Yani insanlar bu heyeti Kur'an'daki tilâvet secdelerini sormak üzere göndermişlerdi.