Giriş


    Öneri Formu
10486 İM000670 İbn Mâce, Salât, 2


    Öneri Formu
10503 B001480 Buhari, Zekat, 53

Bize Kuteybe, ona Malik b. Enes; (T)
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik, ona Yahya b. Said, ona da Amre, Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) sabah namazını kıldırdığında, kadınlar örtülerine bürünmüş halde mescitten ayrılırlardı -(Ravilerden) Ensârî, 'kadınlar yürürlerdi' lafzıyla rivayet etmiştir-. Hava hâlâ alacakaranlık (aydınlanmamış) olduğu için onları tanımak mümkün olmazdı."
(Hadisin râvilerinden) Kuteybe, rivayetinde: Ensarî rivayetinde: ('müteleffifât (sarılıp sarmalanmış)' lafzı yerine), "Müteleffiât (Örtülerine bürünmüş oldukları halde)" kelimesini kullanmıştır.
Tirmizî şöyle demiştir: 'Bu konuda İbn Ömer, Enes ve Kayle bt. Mahrame'den de hadis rivayet edilmiştir.'
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Aişe'nin hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisin benzerini Zührî, Urve vasıtasıyla, Aişe'den rivayet etmiştir: (Sabah namazını hava henüz aydınlanmadan, yani karanlık vakitte kılma hususunu) Nebî'nin (sav) ashabından, Ebu Bekir ve Ömer bunlardandır, ve onlardan sonra gelen tâbiîn âlimlerinden pek çok kimse benimsemiştir. Şâfiî, Ahmed ve İshak (gibi âlimler de) bu görüştedirler. Sabah namazını karanlık iken kılmayı müstehab saymışlardır.'


    Öneri Formu
10446 T000153 Tirmizi, Salat, 2

Bize Hennâd, ona Abde -b. Süleyman-, ona Muhammed b. İshak, ona Asım b. Ömer b. Katâde, ona Mahmud b. Lebîd, ona da Râfi' b. Hadîc, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Sabah namazını hava aydınlanınca kılın. Çünkü bunun sevabı daha büyüktür."
Tirmizî şöyle demiştir: Şu'be ve es-Sevrî, bu hadisi Muhammed b. İshâk'tan rivayet etmişlerdir.
Tirmizî şöyle demiştir: Muhammed b. Aclân da bu hadisi Asım b. Ömer b. Katâde'den rivayet etmiştir.
Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Berze el-Eslemî, Câbir ve Bilal'den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Râfi' b. Hadîc'in bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabının ve tabiînin âlimlerinin pek çoğu sabah namazını aydınlık vakitte (isfâr) kılmayı benimsemişlerdir. Süfyan es-Sevrî de bu görüştedir. Şâfi'î, Ahmed ve İshâk, 'isfârın anlamı, fecrin iyice belli hale gelmesi ve onda şüphe edilmemesidir.' demişlerdir. Bunlar isfârın manasının, namazın (güneşin doğmasına yakın bir zamana) geciktirilmesi olduğu kanaatinde değildir.]


    Öneri Formu
10447 T000154 Tirmizi, Salat, 3


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
10488 İM000672 İbn Mâce, Salât, 2


    Öneri Formu
10484 İM000669 İbn Mâce, Salât, 2


    Öneri Formu
10482 İM000667 İbn Mâce, Salât, 1


    Öneri Formu
10487 İM000671 İbn Mâce, Salât, 2


    Öneri Formu
10521 İM000699 İbn Mâce, Salât, 11


    Öneri Formu
10519 İM000697 İbn Mâce, Salât, 10