Giriş


    Öneri Formu
30174 B002967 Buhari, Cihad, 113

Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Küreyb, ona İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir:
Ben bir gece (teyzem) Meymune'nin (r.anha) evinde kaldım. Hz. Peygamber de (sav) onun yanındaydı. Maksadım Rasulullah'ın (sav) gece nasıl namaz kıldığını görmekti. Rasulullah (sav) gece bir müddet ailesi ile konuştu sonra da uyudu. Gecenin son üçte birlik kısmında veya bir kısmında (yatağından) kalktı, gökyüzüne doğru baktı ve şu ayeti: "Göklerin ve yerin yaratılışında..." kısmından "akıl sahipleri için" bölümüne kadar okudu. (Âl-i İmrân 3/190) Sonra da kalktı, abdest aldı ve dişlerini misvakladı, ardından on bir rekat namaz kıldı. Sonra Bilal (ra) sabah namazı için ezan okudu ve Rasulullah (sav) sabah namazının sünneti olan iki rekatı kıldı. Sonra da mescide çıkıp insanlara sabah namazını kıldırdı.


Açıklama: İlgili ayetin tamamı: "Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır." (Âl-i İmrân 3/190)

    Öneri Formu
29887 B007452 Buhari, Tevhid, 27

Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona da es-Sümeyt b. es-Sümeyr şöyle demiştir:

Nâfi b. el-Ezrak ve arkadaşları İmran b. Husayn'a gelerek “sen helak oldun (dinden çıktın) ey İmrân” dediler. İmrân da “ben helak olmadım (küfre gitmedim)” diye cevap verdi. Onlar “bilâkis (müslümanlıktan çıktın)” dediler. İmrân “beni helak eden (dinden çıkaran) şey nedir?” diye sordu. Onlar “ Allah "Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın" (Bakara 2,193) buyurmuştur” dediler. İmrân da “Biz, müşrikleri bertaraf edinceye kadar savaştık ve din tamamıyla Allah'ın oldu. Dilerseniz size Rasulullah'tan (sav) işittiğim bir hadisi rivayet edeyim” dedi. Onlar “O hadisi Rasulullah'tan (sav) sen mi işittin?” diye sordular. İmrân da şöyle cevap verdi:

"Evet, şu olaya şâhid oldum. Rasulullah (sav), müşrikler üzerine Müslümanlardan bir askerî kuvvet gönderdi. Giden Müslüman askerler müşriklere rastlayınca onlarla şiddetli bir savaş yaptılar. Neticede müşrikler mağlûp olarak sırtlarını dönüp kaçtılar. Benim yakın akrabalarımdan bir adam da müşriklerden birinin üzerine mızrakla saldırdı, adam 'Eşhedü enlâ ilahe illallah, ben artık Müslümanım' dedi. Fakat yakınım olan adam mızrakla vurup onu öldürdü. Sonra Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben helak oldum' dedi. Hz. Peygamber (sav) bir veya iki defa 'işlediğin (günah) nedir?' buyurdu. Adam da yaptığı işi arz etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama 'o halde karnını yarıp da kalbinden geçeni bilseydin?' buyurdu. Adam 'ey Allah'ın Rasulü karnını yarıp kalbinden geçeni bilebilir miyim (nasıl bilebilirim) ki?' deyince Hz. Peygamber (sav) 'Ama sen ne onun konuştuğu sözünü doğru kabul ettin, ne de kalbinden geçeni bildin' buyurdu."

İmrân der ki: Sonra Rasulullah (sav) ondan yüz çevirip, bir daha onunla konuşmadı. Aradan çok geçmeden o adam öldü. Biz onu defnettik. Ertesi gün sabah olduğunda, onun cesedi toprağın üstüne çıkmıştı. İnsanlar “belki düşman mezarını açtı” dediler. Yeniden gömdük. Bu kez çocuklarımıza mezarı koruma görevi verdik. Ertesi gün yine cesedi yerin üstünde bulduk. Bu sefer “Belki çocuklar uyuya kaldı” dediler. Biz kendimiz mezarın başında nöbet tuttuk. Ama sabah olunca yine cesedi toprak üstünde bulduk. Bunun üzerine onu dağlardan birine (ıssız bir vadiye) attık.

Bize İsmail b. Hafs el-Eylî, ona Hafs b. Giyâs, ona Asım, ona Sumayt, ona da İmrân b. Husayn “Rasulullah (sav) bizi bir askeri müfrezede (savaşa) gönderdi. Sonra (savaşın bitiminde) Müslümanlardan bir adam müşriklerden bir adama hücum etti” diyerek yukardaki hadisi anlattı ve rivayete şunu da ekledi: Sonra yer cesedi dışarı attı. Bunun Üzerine durum Peygamber'e (sav) arz edildi. O da şöyle buyurdu: "Yer, o adamdan daha kötü kimseyi de şüphesiz kabul eder. Lakin Allah, 'Lâ ilahe illallah' kelimesinin değerini size göstermeyi sevdi."


    Öneri Formu
29858 İM003930 İbn Mâce, Fiten, 1

Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed b. Abdullah b. Abdülkârî, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:

"Nebî (sav) Hayber günü 'Sancağı öyle birine vereceğim ki fetih onun eliyle müyesser olacak. O, Allah'ı ve Rasulü'nü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. Artık insanlar o gece 'Sancağı acaba kime verecek?' diye konuşarak gecelediler. Her biri sancağın kendine verilmesi­ni umarak sabah Rasulullah'ın (sav) yanına vardılar. Hz. Peygamber (sav) 'Ali nerede?' buyurdu. 'Gözünden rahatsız' denildi. Nebî (sav) de onun gözüne tükürüğünü sürüverdi ve ona dua etti, hiç ağrısı yokmuşçasına iyi oldu! Sancağı ona verdi. Ali 'Bizim gibi (müslüman) olana dek onlara karşı savaşacağım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Meydanlarına inene dek sükunetle git. Sonra onları İslâm'a davet et ve onlara neyin gerekli olduğunu bildir. Vallahi! Senin elinle birinin hidayete ermesi senin için kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır!' buyurdu."


    Öneri Formu
30287 B003009 Buhari, Cihad, 143


Açıklama: Sa'd b. İbrahim ile Hâbis b. Sa'd arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
29924 İM003945 İbn Mâce, Fiten, 6


Açıklama: "Muhakkak" ifadesi, "لَغَدْوَةٌ" kelimesindeki "ل" harfinden dolayı tercümeye yansıtılmıştır.

    Öneri Formu
29950 İM002757 İbn Mâce, Cihâd, 2


    Öneri Formu
29947 İM002755 İbn Mâce, Cihâd, 2


    Öneri Formu
29949 İM002756 İbn Mâce, Cihâd, 2


    Öneri Formu
30056 İM002840 İbn Mâce, Cihâd, 30


    Öneri Formu
29787 B007429 Buhari, Tevhid, 23