800 Kayıt Bulundu.
Bize İmran b. Meysera, ona İbn Fudayl, ona Husayf, ona da Ebu Ubeyde'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bize korku namazını şöyle kıldırdı: Askerler iki gurup oldu; guruplardan biri Rasulullah'ın (sav) arkasında saf tuttu, diğeri de düşman karşısında nöbete durdu. Rasulullah (sav) ilk gruba bir rekât namaz kıldırdı. Sonra diğer grup geldi ilk grubun yerinde saf tuttu, ilk grup da düşmanın karşısına geçti. Hz. Peygamber bu ikinci gruba da bir rekât namaz kıldırdı. Sonra selam verdi. Sonra arkasındaki cemaat kalkıp kendi başlarına bir rekât daha kılarak namazı tamamlayıp selam verdiler. Sonra gidip düşman karşısında nöbet tutan grubun yerine geçtiler, sonra oradakiler de gelip kendi başlarına bir rekât daha kılarak namazı tamamladılar, sonra selam verdiler."
Açıklama: Abdullah b. Mesud ile Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzelî arasında İnkita' vardır.
Bir önceki hadisin manasını aynı senedle bize Temim b. el-Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Husayf da rivayet etti. (Husayf) dedi ki:
"Allah'ın elçisi (sav) tekbir getirince her iki saf da birlikte tekbir getirdi."
Ebû Davud dedi ki: (Şerik'in rivayet ettiği) bir önceki hadisi Husayf'tan aynı manada es-Sevrî de rivayet etmiştir. Abdurrahman b. Semüre de korku namazını böyle kılmıştır. Ancak imamla (ikinci) rekâtı kılan grup, imam selâm verince, (daha önce birinci rekâtı imamla kılıp düşman karşısında nöbet tutan) arkadaşlarının yerine gitmişler, arkadaşları da gelip kendi başlarına bir rekât kılmışlardı. Sonra onlar da düşman karşısında nöbet tutan arkadaşlarının yerine gitmişler ve onlar da gelip kendi başlarına bir rekât daha kılıp selam vermişlerdi.
Ebû Davud dedi ki: Bunu bize Müslim b. İbrahim de Abdussamed b. Habib'den nakletti. O dedi ki: Bana babam, Abdurrahman b. Semüre ile birlikte Kâbul'e savaşa gittiklerini söyledi ve Abdurrahman bize korku namazı kıldırdı dedi.
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. D001244.
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr, ona Abdulvâris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer, ona İbn Abdullah b. Üneys, ona da babası şöyle söyledi: Rasulullah (sav) beni, Urane ve Arafat taraflarında bulunan Halid b. Süfyan el-Hüzelî'ye gönderdi ve;
"Git onu öldür!" buyurdu. Ben onu ikindi namazı vakti girdiğinde gördüm, (kendi kendime); bununla benim aramda namazı ertelememi gerektiren bir şey olmasından korkarım deyip îmâ ile namazı kılarak ona doğru gittim. Kendisine yaklaşınca bana; sen kimsin? dedi. Ben de Araplardan biriyim. Duyduğuma göre sen (Peygamberim diyen) şu adama karşı kuvvet topluyormuşsun, bunun için sana geldim dedim. O da evet bununla meşgulüm dedi. Adamla birlikte bir süre yürüdüm. Fırsatını bulunca kılıcımı çekip işini bitirdim.
Açıklama: Bu hadis, vaktin çıkmasından endişe edildiğinde namazın îmâ ile kılınabileceğine deli gösterilir.
Ebû Davud dedi ki: Korku namazı konusunda bize Ubeydullah b. Sa'd, ona amcası, ona babası, ona İbn İshak, ona Muhammed b. Cafer b. ez-Zübeyr, ona da Urve b. ez-Zübeyr'in haber verdiğine göre, bu korku namazı kıssasını Hz. Aişe şöyle anlatmış:
"Rasulullah (sav) tekbir aldı, kendisiyle birlikte saf olanlar da tekbir aldılar. Sonra O rükû yaptı, onlar da rükû yaptılar; O secdeye vardı, onlar da secdeye vardılar. Sonra secdeden başını kaldırdı, onlar da başlarını kaldırdılar. Sonra Hz. Peygamber (sav) bir müddet oturup bekledi, onlar ise kendi kendilerine ikinci secdeyi yapıp kalktılar ve gerisin geri giderek arkadaki gurubun gerisine gidip durdular. Arkasından ikinci gurup gelerek tekbir aldılar, kendi kendilerine rükû yaptılar. Sonra Hz. Peygamber (ikinci) secdeye vardı, onlar da O'nunla birlikte secdeye gittiler. Sonra Rasulullah (sav) kalktı, onlar ise kendi başlarına ikinci secdeyi yaptılar. Sonra her iki zümre de Hz. Peygamber'le beraber kıyama durdular. Hep birlikte rükû ve (ilk) secdeyi yaptılar. Sonra Rasulullah (sav) ikinci secdeye gidince, onlar da kusur etmemeye çalışarak, ama en süratli bir şekilde O'nunla birlikte secdeye gittiler. Sonra da Hz. Peygamber selam verdi, onlar da selam verdiler. Sonra Rasulullah (sav) namazı tamamlayıp ayağa kalktı. Böylece insanlar, namazın bütününde Rasulullah'a (sav) uymuş oldular."
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zürey', ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre;
"Rasulullah (sav) iki guruptan birine bir rekât (korku namazı) kıldırdı. Bu sırada diğer gurup düşman karşısında nöbette idi. Sonra ilk gurup namazdan ayrılıp öbürlerinin yerine geçti ve ikinci gurup namaza geldi. Rasulullah (sav) onlara da bir rekât namaz kıldırdı. Sonra selâm verdi. Sonra hem her iki gurup birer rekât daha namaz kıldılar."
Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Nafi' ile Hâlid b. Mâ'dan da İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) aynı şekilde rivayet ettiler. Mesruk ile Yusuf b. Mihran'ın İbn Abbas'tan naklettikleri söz de böyledir. Yunus'un el-Hasan’dan naklettiği rivâyete göre Ebû Musa da (korku namazını) bu şekilde kılarmış.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona el-Eşas b. Süleym, ona el-Esved b. Hilâl, ona da Sa'lebe b. Zehdem şöyle rivayet etti:
"Said b. el-Âs ile Taberistan'da bulunyorduk. Said kalkıp dedi ki: Hanginiz Rasulullah'la (sav) birlikte korku namazı kıldı? Huzeyfe dedi ki: Ben kıldım. Hz. Peygamber bir gruba bir rekât, sonra diğer gruba da bir rekât namaz kıldırdı. Sonra cemaat (kılamadıkları birer rekâtı kaza etmediler."
Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi bu şekilde Ubeydullah b. Abdullah ile Mücahid de İbn Abbas vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmişlerdir. Abdullah b. Şekik de bunu Ebu Hureyre vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etti. Yezid el-Fakîr ile Ebû Musa Eş'arîlerden olmayan tâbiûndan bir adam da hepsi Cabir vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet ettiler. Bazıları Yezid el-Fakîr'in hadisinde, her iki gurup da (kılamadıkları) diğer rekâtı kaza ettiler (cümlesinin bulunduğunu) söylediler. Bu hadisi aynı şekilde Simak el-Hanefî de İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etti. Bunu Zeyd b. Sabit de Hz. Peygamber'den rivayet etti ve dedi ki: "Cemaatin birer rekât, Hz. Peygamber ise iki rekât namaz kıldı."
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona el-Eş'as, ona el-Hasan, ona da Ebu Bekre şöyle anlattı:
"Hz. Peygamber (sav) korkulu bir anda öğle namazı kıldırdı. Cemaatin bir kısmı arkasında saf tuttu, bir kısmı da düşmanın karşısında nöbette kaldı. Arkasındakilere iki rekât kıldırdıktan sonra selâm verdi. Kendisiyle birlikte namaz kılanlar gidip düşman karşısında nöbet tutan arkadaşlarının yerine geçtiler. Sonra onlar gelip Rasulullah'ın (sav) arkasında namaza durdular, Hz. Peygamber onlara da iki rekât namaz kıldırdı. Sonra selam verdi. Böylece Rasulullah (sav) dört, ashabı ise iki rekât namaz kılmışlardı."
Hasen-ı Basrî de böyle fetva verirdi.
Ebû Davud dedi ki: Akşam namazı da böyledir. İmam için altı, cemaat için de üçer rekâttır.
Yine Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde Yahya b. Ebu Kesir de Ebû Seleme ve Câbir vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etti. Süleyman el-Yeşkürî de aynı şekilde; Cabir vasıtasıyla Hz. Peygamber'den rivayet etti.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona İbn Abbas'ın azatlısı Küreyb, ona Üsame b. Zeyd (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), Arafat'tan yola çıkmıştı; dağ geçidine varınca devesinden inip küçük abdestini yaptı. Sonra abdest aldı; ama bol su ile değil de hafif bir abdest aldı. Ben; ey Allah'ın Rasulü, namaz mı kılacaksın dedim.
"Namaza daha var" dedi ve tekrar devesine bindi. Müzdelife'ye varınca, inip tekrar abdest aldı ama bu sefer bol su ile güzelce abdest aldı. Sonra namaza durulunca hemen akşam namazını kıldı. Sonra herkes devesini kalacağı yere çökertti. Sonra yatsı vakti geldi, hemen yatsıyı kıldı. Bu iki namaz arasında başka namaz kılmadı.