Giriş

Bize Sehl b. Bekkâr, ona Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona Abbas es-Sâidî Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti:
Tebük’te Hz. Peygamber (sav) ile birlikte gaza etmiştik. (Bu sefer esnasında) Eyle Meliki (Buhnetü İbn Raübeti Hz. Peygamber'le antlaşma yapıp cizye verdi ve) Hz. Peygamber’e (sav) beyaz bir katır hediye etti. Ve kendisine de bir bürde giydirdi. Hz. Peygamber de ona yaşadıkları beldelerinde serbest ticaretleri için bir emânnâme yazdı.


Açıklama: İbn İshak'ın kaydettiği bu emanname mektubu şu şekildedir: " Bismillahirrahmanirrahim Bu eman Allah ve Allah'ın elçisi Muhammed Nebisinin Eyle halkının (büyüğü) Buhne b. Rüeybe'yedir. Onlara ait gemiler ve araçlari denizde ve karada Şam ehli, Yemen ve halkı ve bahr halkı arasında (ticaretlerinde)Allah ve onun Peygamberinin zimmetindedir. Onlardan birinin istemediği sürece malına dokunulmaz. Ancak gönül hoşluğu ile alabilir.Onları yoldaki sudan ve kara ve denizdeki gidecekleri yoldan kimse engelleyemez." İbn Battal, Şerhu Sahihi'l-Buhârî, 5/336.

    Öneri Formu
30839 B003161 Buhari, Cizye ve Muvâdea, 2

Bize Muhammed b. Ebî Ömer el-Adenî, ona Abdullah b. Muâz, ona Ma’mer, ona Âsım b. Ebî'n-Necûd, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:

““Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
“- Ey Allah’ın rasûlü; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!” dedim. Şöyle cevap verdi:
“- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Allah’a kulluk eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın! Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!”
Sonra Hz. Peygamber şöyle devam etti:
“- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları silip söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak.”
Sonra; “Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan da allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez” (Secde, 32/16-17) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
“- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim, o cihâdır” buyurdu. Sonra da;
“- Sana, bütün bunların can damarını (bunlara sahip olacağın şeyi) haber vereyim mi?” dedi. Ben;
“- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
“- Buna sahip ol!” buyurdu. Ben;
“- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?” diye sordum.
“- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?” buyurdu.


Açıklama: Muâz’ın sözünü ettiği seyahat, Tebük seferidir. Bu sefer esnasında, sıcağın bastırdığı ve insanların etrafa dağıldığı bir sırada Muâz fırsatı değerlendirerek Hz. Peygamber’e yaklaştı ve aralarında yukarıda geçen konuşma cereyan etti. “Oruç kalkandır” ifâdesi; cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır. İbadetlerin zirvesi olarak cihadın zikredilmesi, cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermek içindir. Cihâd sayesinde insan dinini yüceltir, kuvvetlendirir. “İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri” cümlesi; pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan, gıybet, nemîme vb. pek çok büyük günah “dilin hasâdıdır”, bütün bu günahlar dil ile işlenmektedir. İşlenen her günahın başlangıcında dil mutlaka vardır. Dili yüzünden başına gelebilecek belâlardan kurtulmak için de insan diline sahip olmalıdır. Çok sözün yalansız olmayacağı, çok yalanın da çok günah demek olduğu herkesin malûmudur. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ

    Öneri Formu
30731 İM003973 İbn Mâce, Fiten, 12

Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Ebu Muaviye, ona el-A’meş, ona Şakik, ona da Huzeyfe’nin şöyle dediğini rivayet etti:

Ömer’in yanında oturuyorduk. Ömer “Hanginiz Rasulullah’ın (sav) fitne hakkındaki hadisini iyice bellemiş” dedi. Huzeyfe der ki: Ben “ben” dedim. Ömer “sen gerçekten (hadis bellemek hususunda yetkin) ve cesaretli birisin, o hadis nasıldır” dedi. Ben de şu cevabı verdim: Allah Rasulünü işittim "Kişinin ailesi, evladı ve komşusu hususundaki fitnesine namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak kefaret olur" buyuruyordu. Bu sefer Ömer “benim istediğim bu değil, ben deniz dalgaları gibi dalga dalga geleni kastediyorum” dedi. Huzeyfe “ey müminlerin emiri, senin onunla ne alâkan var ki, şüphesiz seninle onun arasında kapalı bir kapı vardır” dedi. Ömer “peki, kapı kırılacak mı yoksa açılacak mı” dedi. Huzeyfe “açılmayıp kırılacak” dedi. Ömer “eğer böyle ise kapanmayacak demektir” dedi. Biz Huzeyfe’ye “Ömer kapının kim olduğunu biliyor muydu?” dedik. O, “yarından önce bu gecenin geleceğini bildiği gibi evet (biliyordu). Çünkü ben ona yalan yanlış olmayan bir hadis naklettim” dedi. Sahabe der ki: Bizler ona (Huzeyfe’ye) kapının kim olduğunu sormaktan çekindik, bundan dolayı Mesruk’a “sen sor” dedik. Mesruk sordu, Huzeyfe de “Ömer’dir” dedi.


    Öneri Formu
30392 İM003955 İbn Mâce, Fiten, 9


    Öneri Formu
30453 B007485 Buhari, Tevhid, 33


Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim b. Tahman arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
30850 B003165 Buhari, Cizye ve Muvâdea, 4


    Öneri Formu
30430 B007471 Buhari, Tevhid, 31


    Öneri Formu
30703 İM002980 İbn Mâce, Menâsik, 41


    Öneri Formu
30708 İM002982 İbn Mâce, Menâsik, 41


    Öneri Formu
30799 İM003009 İbn Mâce, Menâsik, 54


    Öneri Formu
30868 B003169 Buhari, Cizye ve Muvâdea, 7