Giriş

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Şu'be ve Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Müslüman dilinden ve elinden Müslümanların güvende olduğu kimsedir, Muhacir de Allah'ın yasaklarından kaçınandır."


Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
61837 HM006982 İbn Hanbel, II, 212

Sizi gözetleyip duranlar, eğer size Allah'tan bir zafer (nasib) olursa, "Sizinle beraber değil miydik?" derler. Kâfirlerin (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), "Sizi yenip (öldürebileceğimiz halde öldürmeyip) müminlerden korumadık mı?" derler. Artık Allah kıyamet gününde aranızda hükmedecektir ve kâfirler için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir


    Öneri Formu
53306 KK4/141 Nisa, 4, 141


    Öneri Formu
63408 HM013770 İbn Hanbel, III, 258


    Öneri Formu
47042 DM002900 Darimi, Feraiz, 1

Bize İbn Fudayl, ona Atâ b. Sâib, ona babası (Sâib b. Malik), ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir:

"Rasulullah (sav) zamanında bir gün güneş tutulması oldu. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalktı, biz de onunla birlikte kalktık (ve namaza durduk). Hz. Peygamber (sav) Namazda o kadar uzun süre ayakta durdu ki, biz artık rükûa varmayacak sandık. Sonra rükûa vardı, bu defa da rükûdan neredeyse kalkmayacak kadar uzun durdu. Ardından kalktı, secdeye varmayacak zannettik. Sonra secdeye gitti, bu sefer de secdeden neredeyse başını kaldırmayacak kadar uzun secdede kaldı. Sonra oturdu, yine secdeye varmayacak gibi uzun oturdu. Sonra tekrar secdeye vardı ve uzun uzun secde etti. İkinci rekâtta da birincisinde yaptığı gibi yaptı. İkinci rekâtta secde hâlindeyken, yere doğru nefes nefese üflüyor, ağlıyor ve 'ey Rabbim! Ben onlar arasındayken neden azap ediyorsun? Ey Rabbim! Biz senden af dilemek isterken Sen bizi niçin azaba uğratıyorsun' diyordu. Sonra başını kaldırdı, o sırada güneş açılmış, tutulma sona ermişti. Namazı tamamladıktan sonra, Allah’a hamd etti ve O’nu övdü, sonra da şöyle buyurdu:"

"Ey insanlar! Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bu ikisi hiçbir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle tutulmaz. Bu nedenle güneş veya ay tutulduğunda hemen mescitlere koşun. Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Cennet bana öyle bir şekilde gösterildi ki, istersem onun bazı dallarına dokunabilecektim. Cehennem de bana gösterildi. O kadar dehşetliydi ki, onun alevleri size ulaşmasın diye söndürmeye çalışıyordum. Orada (cehennemde) Himyer kabilesinden zenci, uzun boylu bir kadın gördüm, bir kediden dolayı azap çekiyordu. Kediyi bağlamıştı, Ne ona yemek vermişti, ne su, ne de bırakmıştı ki yerden böcekleri yesin. Ne zaman kedi ona yönelse, kadını tırmalıyordu. Ne zaman kadın uzaklaşsa, kedi onu yine tırmalıyordu. Orada Dâ'd‘a oğulları kabilesinden birini gördüm. Ayrıca elindeki kıvrık bir çubukla (mihcen) hacıların eşyasını çalan bir adam da gördüm. O kişi, ateşin içinde bastonuna yaslanmış duruyordu. Hacıların eşyasını bastonuyla çalardı. Hacıların eşyası onun bastonuna takıldığında ve fark ettiklerinde 'ben sizden çalmadım, eşyalarınız bastonuma takılmış’ derdi."


    Öneri Formu
57493 HM006483 İbn Hanbel, II, 159

Bize Muhammed b. Abdullah b. Müsennâ, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir:

"Enes’in halası Rubeyy bt. Nadr, bir kız çocuğunun ön dişini kırdı. Kızın yakınlarına diyet vermeyi teklif ettiler, ama yakınları kabul etmedi. Bu sefer affetmesini istediler, onu da reddettiler. Bunun üzerine Nebi’nin (sav) yanına gittiler, Allah Rasulü (sav) kısas yapılmasını emir buyurdu. Rubeyy'in kardeşi ve Enes b. Malik'İn amcası Enes b. Nadr geldi ve 'ey Allah’ın Rasulü, Rubeyy’in ön dişi mi kırılacak? Seni hak ile gönderene yemin olsun ki, o diş kırılmayacak' dedi. Bu sefer Nebi (sav): 'Ey Enes! Allah’ın farzı kısas yapılmasıdır' buyurdu. Derken, o küçük kızın yakınları razı oldular ve af ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:"

"Allah’ın kulları arasında öyleleri vardır ki, Allah adına yemin edecek olsa Allah da onların yeminini boşa çıkarmaz."


    Öneri Formu
61155 HM012734 İbn Hanbel, III, 167

Bize Attâb b. Ziyâd, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Kâ'b, ona Abdullah b. Kâ'b, ona da Kâ'b b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) savaşa çıkmak istediğinde savaş güzergahını ve hedefini gizlerdi. Ancak aşırı sıcaklarda, tehlikeli ve çok düşmanla karşılaşacağı uzak bir sefer olan Tebük seferinde, işin zorluğu ve düşmanın önemi anlaşılsın diye sefer güzergahını Müslümanlara bildirdi.


    Öneri Formu
64397 HM015874 İbn Hanbel, III, 456


Açıklama: Sahih hadistir. Zekeriyya (İbn Ebî Zâide)'nin eş-Şa'bî'den tedlis yaptığı bilinse de Abdullah b. Ebî's-Sefer'in mütabi rivayeti vardır.

    Öneri Formu
51821 HM011526 İbn Hanbel, III, 53


Açıklama: Hadis, ferddir (garip). Hadisin ilk ravisi olan Enes b. Malik sahabi tabakasında tektir. Ondan hadisi aktaran ve kaynaklarda daha fazla ismi geçen ravi Humeyd b. Ebi Humeyd'dir. Bazı kaynaklarda bu tabakada Sabit el-Bünani ismi de yer almaktadır. Bu iki raviden hadisi Hammad b. Seleme almıştır ve kendi tabakasında tektir. Hadisi Hammad b. Seleme'den Afra, Abdurrahman b. Mehdi, Affan, Muhammed b. Müsenna ve Ebu Kamil Muzaffer b. Müdrik almıştır. Tirmizi, hadis hakkında "sahih hasen" hükmü vermiş ve "bu isnadının garip (ferd)" olduğunu belirtmiştir. Bu hadis şöyle yorumlanmıştır: "Üstad Ebu Hamid (el-Gazali) şöyle demiştir: "Eğer taraflar arasında gönül birliği oluşmuşsa birbiri için ayağa kalkmak, birbirinden özür dilemek ve birbirine övgüde bulunmak gibi haklar hafifler. Çünkü her ne kadar bunlar dostluk hukukuna dahil olsa da biraz da yabancılık ve külfet içerirler. Eğer taraflar arasında gönül birliği sağlanmışsa külfet halısı bütünüyle dürülür. Bu durumda muhatabına, sanki kendisi gibi davranır. Çünkü bu görünür edep halleri aslında içteki edebin ve kalp temizliğinin dışa vurumudur. Kalpler zaten temiz ise bu durumda kalptekini gösterme külfetine girilmez. Hasılı birisi için ayağa kalkmak ya da kalkmamak zamana, hale ve kişiye göre değişir" (Tıbi, el-Kaşif an hakaiki's-sünen, X, 3067).

    Öneri Formu
60249 HM012397 Ebubekir b. Ebi Şeybe, Musannef, V, 234; Ahmed b. Hanbel, Müsned, XIX, 350; XXI, 226; Buhari, Edebü'l-Müfred, s. 517; Tirmizi, Sünen, V, 90; Bezzar, Müsned, XIII, 188.


    Öneri Formu
51080 DM003298 Darimi, Vesaya, 27