Giriş

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:

Namaz ilk olarak iki rekât farz kılındı. Sefer namazı olduğu gibi bırakıldı. Fakat ikamet halindeki namaz (dört rekâta) tamamlandı.

Zührî der ki: Ben Urve’ye “Peki, neden Aişe namazı (seferde) tam olarak kılıyor” deyince, bana “Hz. Âişe de Osman’ın tevil ettiği gibi tevilde bulunmuştur” dedi.


    Öneri Formu
7817 B001090 Buhari, Taksiru's-Salat, 5

Bana Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav), benim her gün artarda oruç tutup geceleri namaz kıldığım haberi ulaşmış. Ya bana birini göndermişti veya karşılaşmıştık, bana şöyle dedi:
"Bana senin her gün oruç tuttuğun ve geceleri namaz kıldığının haberi gelmedi mi sanıyorsun? Böyle yapma! Çünkü gözünün sende hakkı vardır. Nefsinin sende hakkı vardır. Ailenin sende hakkı vardır. Dolayısıyla bazen oruç tut, bazen tutma. Geceleri bazen namaz kıl, bazen uyu. Her on günde bir gün oruç tut, diğer dokuz günün ecri de senin olur." Ey Allah'ın elçisi, benim daha fazlasına gücüm yeter deyince; "o zaman Davud'un (as) orucunu tut!" buyurdu. Ben, ey Allah'ın elçisi! Davud (sav) nasıl oruç tutardı? diye sorunca; "bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığı zaman da asla kaçmazdı" buyurdu. Bu sefer ben, ey Allah'ın elçisi, Dâvud'un orucunu tutunca, kim bana aynısını garanti edebilir dedim.
Ravi Ata, Hz. Peygamber'in her gün oruç tutmayı (sıyamu'l-ebed) burada nasıl söylediğini bilmiyorum demiştir.
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her gün oruç tutan, oruç tutmamıştır. Her gün oruç tutan, oruç tutmamıştır. Her gün oruç tutan, oruç tutmamıştır."


    Öneri Formu
8190 M002734 Müslim, Sıyâm, 186


    Öneri Formu
7456 M006312 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 97


    Öneri Formu
8165 D001070 Ebu Davud, Salat, 210, 211

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdulaziz b. Ebu Hâzim, ona Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Medine'ye Mervan ailesinden bir kişi vali tayin edildi. (Bu zat) Sehl b. Sa'd'ı çağırarak Hz. Ali'ye sövmesini emretti. Sehl bunu kabul etmedi. Bunun üzerine vali ona; mademki ona sövmeyi kabul etmiyorsun Allah Ebu Türab'a lanet etsin de dedi. Sehl (araya) şunu ekledi: Ali Ebu Türab ismini çok severdi. Bu isimle çağrıldığı zaman sevinirdi. Bu sefer vali, o zaman bize ona Ebu Türab isminin verilme hikayesini anlat dedi. Sehl şöyle dedi: Rasulullah (sav) Fatıma'nın evine geldi. Ali'yi evde göremedi. Bunun üzerine kızına; "amca oğlun nerede" diye sordu. Fatıma, aramızda bir anlaşmazlık çıktı. Bana kızdı, gitti. Yanımda kaylûle de yapmadı diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) birine (Sehl'e); "Ali nerede bak" dedi. Adam Ali'nin mescitte uyuduğunu söyledi. Rasulullah (sav) Ali'nin yanına geldi. Ali uzanmış, elbisesi (rida) bir tarafa düşmüş, vücudu toprağa bulanmış bir halde idi. Rasulullah (sav) Ali'nin üzerindeki toprağı silmeye başladı ve "kalk Ebu Turab! Kalk Ebu Turab" diye seslendi.


    Öneri Formu
7339 M006229 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 38

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Ebu Nadr, ona Şu'be, ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona da Şa'bî şöyle rivayet etmiştir:
"İbn Ömer ile bir sene vakit geçirdim de onun Rasulullah'tan (sav) bir şey rivayet ettiğini işitmedim."


    Öneri Formu
7634 İM000026 İbn Mâce, Sunne, 3


    Öneri Formu
7457 M006313 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 98


    Öneri Formu
7459 M006314 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 99


    Öneri Formu
7547 M006358 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 131


    Öneri Formu
7872 İM000101 İbn Mâce, Sunne, 11/1