Giriş

O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’i Abdullah b. Ömer’e şu olayı anlatırken dinlemiştir: İhrama girmiş bir topluluk Rebeze’de onun yanından geçerken, bir av hayvanı etini yemekte olduklarını gördükleri ihramsız kimselerin avladığı etten yiyip yiyemeyeceklerine dair ona fetva sordular. O da kendilerine o av hayvanının etinden yiyebileceklerine dair fetva verdi. (Ebu Hureyre) dedi ki: Sonra Medine’ye Ömer b. el-Hattâb’ın yanına gittim, ona bunun hükmünü sordum. (Ömer): Peki, sen onlara nasıl fetva verdin? dedi. Ebu Hureyre dedi ki: Ben onlara ondan yiyebileceklerinin fetvasını verdim, dedi. Bu sefer Ömer: Eğer onlara başka bir fetva vermiş olsaydın, mutlaka senin canını yakacak bir ceza verirdim, dedi.


    Öneri Formu
288448 MU000786-2 Muvatta, Hacc, 24

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti ifadesini hadise eklemiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Yunus arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287513 B006391-2 Buhari, Daavât, 57

Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Amr, Ebu’n-Nadr, ona Ebu Katâde’nin azatlısı Nâfi ve Tev’eme’nin azatlısı Ebu Salih, onlara da Ebu Katâde şöyle demiştir:

"Mekke ile Medine arasında Nebi (sav) ile birlikte idim. Onlar ihramlı ben ise atlı ve ihramsızdım. Dağlarda yükseklere iyice tırmanabiliyordum. Ben bu halde iken insanların bir şeylere göz dikip bakmakta olduklarını gördüm. Ben de bakmaya koyuldum. Bir yaban eşeği görüverdim. Onlara “bu nedir?” dedim. Onlar “Bilmiyoruz” dediler. Ben “O bir yaban eşeğidir” dedim. Onlar “Evet, o senin gördüğün gibidir” dediler. Kamçımı almayı unutmuştum, onlara “Kamçımı uzatın” dedim. Onlar “Onu avlamak üzere sana yardımcı olmayız” dediler. Kamçımı alıp hemen onun arkasından gitmeye koyuldum ve nihâyet onu ayaklarından yaraladım, onların yanına gittikten sonra onlara “Haydi kalkın, (onu) taşıyın” dedim. Onlar “Biz ona dokunmayız” dediler. Bu sefer onu ben taşıyarak onların önüne getirdim. Bazıları (yemeyi) kabul etmezken, bazıları (ondan) yedi. Ben “Sizin için Nebi’ye (sav) yetişip bunun hükmünü öğreneceğim” dedim. Nihâyet ona yetiştim, ona olanı biteni anlatınca, o bana “Yanınızda ondan bir şey kaldı mı?” buyurdu. Ben “Evet” dedim. “Yiyebilirsiniz, çünkü bu Allah’ın size ikram ettiği bir yiyecektir” buyurdu."


    Öneri Formu
287487 B005492-2 Buhari, Zebaih ve's-Sayd, 11

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve “Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti” ifadesini hadise eklemiştir.


    Öneri Formu
287514 B006391-3 Buhari, Daavât, 57

Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."

Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.

Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287521 B006481-2 Buhari, Rikâk, 25

Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:

"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."

Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.

Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287522 B006481-3 Buhari, Rikâk, 25

Bize Hennâd, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk b. Seleme, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır."

Eş'as b. Kays der ki: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Ra­sulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Ye­min et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üze­rine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)

Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-sahihtir. Bu konuda İbn Ebu Evfâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
288692 T002996-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 3