حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَيُرْوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ » . وَفِي البَابِ عَنْ جَابِر وَ أَبو مُوسَى وَ عَبْدُ الله بْنِ عَمْرٍو.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir."
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu.
Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15241, T002627
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى دِمَائِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَيُرْوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ » . وَفِي البَابِ عَنْ جَابِر وَ أَبو مُوسَى وَ عَبْدُ الله بْنِ عَمْرٍو.
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona el-Ka'ka b. Hakîm, ona Ebu Salih ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir. Mü'min ise, insanların canları ve malları konusunda (şerrinden) emin oldukları kimsedir."
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Ey Allah'ın Rasulü, müslümanların en faziletlisi hangisidir?" diye soruldu. "Müslümanların, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende oldukları kişidir." buyurdu.
Bu konuda Câbir, Ebu Musa ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 12, 5/17
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ka'ka' b. Hakîm el-Kinanî (Ka'ka' b. Hakîm)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
DOĞRULUK VE YALANCILIK
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Müslüman, vasıfları
Seçki, Güzel ahlak
حَدَّثَنَا بِذَلِكَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْجَوْهَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ جَدِّهِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ ».
قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ حَسَنٌ مِنْ حَدِيثِ أَبِى مُوسَى عَنْ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.
Bize İbrahim b. Said el-Cevherî, ona Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde ona da dedesi Ebu Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Musa el-Eşarî şöyle dedi:
Hz. Peygamber'e (sav) "Müslümanların en faziletlisi kimdir?" diye soruldu. "Dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir." buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: Ebu Musa'nın Hz. Peygamber'den rivayet ettiği bu hadis, sahih-garib-hasendir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15243, T002628
Hadis:
حَدَّثَنَا بِذَلِكَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعِيدٍ الْجَوْهَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ جَدِّهِ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ أَىُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ ؟ قَالَ « مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ ».
قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ حَسَنٌ مِنْ حَدِيثِ أَبِى مُوسَى عَنْ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Said el-Cevherî, ona Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde ona da dedesi Ebu Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Musa el-Eşarî şöyle dedi:
Hz. Peygamber'e (sav) "Müslümanların en faziletlisi kimdir?" diye soruldu. "Dilinden ve elinden (gelecek zarardan) müslümanların emniyette olduğu kimsedir." buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: Ebu Musa'nın Hz. Peygamber'den rivayet ettiği bu hadis, sahih-garib-hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 12, 5/17
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. İbrahim b. Said el-Cevheri (İbrahim b. Said)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Müslüman, vasıfları
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Muaz b. Cebel'in naklettiğine göre Rasulullah (sav):
"Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin?" dedi. Muaz, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı O'na kulluk etmeleri ve hiç bir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır" buyurdu. "Bunu yaptıkları zaman kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?" dedi. O da 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onlara azap etmemesidir" buyurdu.
Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir. Bu hadis Muaz b. Cebel'den başka bir tarikten de nakledilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15277, T002643
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُوداود حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: "أَتَدْرِى مَا حَقُّ اللَّهِ عَلَى الْعِبَادِ؟." قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ: "فَإِنَّ حَقَّهُ عَلَيْهِمْ أَنْ يَعْبُدُوهُ وَلاَ يُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا." قَالَ :" اتَدْرِى مَا حَقُّهُمْ عَلَيْهِ إِذَا فَعَلُوا ذَلِكَ ؟" قُلْتُ : اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . قَالَ:" أَنْ لاَ يُعَذِّبَهُمْ" . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Süfyân, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Muaz b. Cebel'in naklettiğine göre Rasulullah (sav):
"Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin?" dedi. Muaz, 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı O'na kulluk etmeleri ve hiç bir şeyi O'na ortak koşmamalarıdır" buyurdu. "Bunu yaptıkları zaman kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?" dedi. O da 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir.' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onlara azap etmemesidir" buyurdu.
Tirmizî bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir. Bu hadis Muaz b. Cebel'den başka bir tarikten de nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 18, 5/26
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Kelime-i Şahadet, Kelime-i Şehadetin Fazileti
Kulluk, Allah'a kulluk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15259, T002635
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ زُبَيْدٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَمَعْنَى هَذَا الْحَدِيثِ قِتَالُهُ كُفْرٌ لَيْسَ بِهِ كُفْرًا مِثْلَ الاِرْتِدَادِ عَنِ االاسود وَالْحُجَّةُ فِى ذَلِكَ مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ : « مَنْ قُتِلَ مُتَعَمَّدًا فَأَوْلِيَاءُ الْمَقْتُولِ بِالْخِيَارِ إِنْ شَاءُوا قَتَلُوا وَإِنْ شَاءُوا عَفَوْا » . وَلَوْ كَانَ الْقَتْلُ كُفْرًا لَوَجَبَ(.....) وَقَدْ رُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَطَاوُسٍ وَعَطَاءٍ وَغَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالُوا: كفْرٌ دُونَ كُفْرٍ وَفُسُوقٌ دُونَ فُسُوقٍ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Vekî’, ona Süfyan, ona Zübeyd, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mes’ud Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: “Müslüman’a sövmek Allah’a itaatsizliktir. Ona karşı savaşmak küfürdür.”
Bu hadisteki “Onunla savaşmak küfürdür” cümlesinin anlamı, irtidad (dinden çıkma) anlamında değildir. Bunun delili, Esved’den rivâyet edilen şu hadistir: “Kim bilerek bir Müslüman’ı öldürürse öldürülen kimsenin yakınları serbesttir. İsterlerse katilin öldürülmesini isterler, isterlerse affederler.” Eğer öldürmekle kişi kafir olacak olsaydı ölen kimsenin yakınlarına bu serbestlik verilmezdi ve o kişi de mutlaka öldürülürdü. İbn Abbas, Tavus, Atâ ve pek çok ilim adamları derler ki: Küfrün de dereceleri, fıskın da dereceleri vardır.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
سِبَابُ الْمُسْلِمِ فُسُوقٌ وَقِتَالُهُ كُفْرٌ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 15, 5/21
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Abdurrahman Zübeyd b. Haris el-Yâmî (Zübeyd b. Haris b. Abdulkerim b. Amr b. Ka'b)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Fısk, Fasık, Allah'ın emrini açıktan ihlal etmek
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15264, T002638
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَحْيَى بْنِ حَبَّانَ عَنِ ابْنِ مُحَيْرِيزٍ عَنِ الصُّنَابِحِىِّ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ أَنَّهُ قَالَ: دَخَلْتُ عَلَيْهِ وَهُوَ فِى الْمَوْتِ فَبَكَيْتُ فَقَالَ :مَهْلاً لِمَ تَبْكِى؟ فَوَاللَّهِ لَئِنِ اسْتُشْهِدْتُ لأَشْهَدَنَّ لَكَ وَلَئِنْ شُفِّعْتُ لأَشْفَعَنَّ لَكَ وَلَئِنِ اسْتَطَعْتُ لأَنْفَعَنَّكَ ثُمَّ قَالَ : وَاللَّهِ مَا مِنْ حَدِيثٍ سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : لَكُمْ فِيهِ خَيْرٌ إِلاَّ حَدَّثْتُكُمُوهُ إِلاَّ حَدِيثًا وَاحِدًا وَسَوْفَ أُحَدِّثُكُمُوهُ الْيَوْمَ وَقَدْ أُحِيطَ بِنَفْسِى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ : « مَنْ شَهِدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ النَّارَ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ وَطَلْحَةَ وَجَابِرٍ وَابْنِ عُمَرَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ . قَالَ :سَمِعْتُ ابْنَ أَبِى عُمَرَ يَقُولُ :سَمِعْتُ ابْنَ عُيَيْنَةَ يَقُولُ: مُحَمَّدُ بْنُ عَجْلاَنَ كَانَ ثِقَةً مَأْمُونًا فِى الْحَدِيثِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَالصُّنَابِحِىُّ هُوَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عُسَيْلَةَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ قَالَ: لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . فَقَالَ إِنَّمَا كَانَ هَذَا فِى أَوَّلِ الإِسْلاَمِ قَبْلَ نُزُولِ الْفَرَائِضِ وَالأَمْرِ وَالنَّهْىِ . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَوَجْهُ هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ أَهْلَ التَّوْحِيدِ سَيَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَإِنْ عُذِّبُوا بِالنَّارِ بِذُنُوبِهِمْ فَإِنَّهُمْ لاَ يُخَلَّدُونَ فِى النَّارِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى ذَرٍّ وَعِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ : « سَيَخْرُجُ قَوْمٌ مِنَ النَّارِ مِنْ أَهْلِ التَّوْحِيدِ وَيَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ » . هَكَذَا رُوِىَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ وَإِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ وَغَيْرِ وَاحِدٍ مِنَ التَّابِعِينَ وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى تَفْسِيرِ هَذِهِ الآيَةِ ( رُبَمَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ كَانُوا مُسْلِمِينَ ) قَالُوا :إِذَا أُخْرِجَ أَهْلُ التَّوْحِيدِ مِنَ النَّارِ وَأُدْخِلُوا الْجَنَّةَ يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ كَانُوا مُسْلِمِينَ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona İbn Aclan, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona İbn Muhayrîz, ona Sunâbihî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Ubâde b. es-Sâmit’in ölürken yanına girdim ve göz yaşlarıma hakim olamadım. Bunun üzerine Ubâde bana “Yavaş ol! Niçin ağlıyorsun? Eğer (Allah katında) şâhitlik yapmam istenirse senin lehinde şâhitlik edeceğim, şefaat izni verilirse sana şefaat edeceğim, gücüm yeterse sana faydalı olmaya çalışacağım” dedi. Sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Vallahi Rasulullah’tan (sav) işittiğim ve sizin için faydalı olan her hadisi size aktarmış bulunuyorum. Sadece bir hadis müstesna, onu da bugün size anlatacağım. Çünkü varlığım ölümle kuşatılmıştır. Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: “Kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in de Allah’ın peygamberi olduğuna şâhitlik ederse Allah Cehennem ateşini ona haram kılar.”
Bu konuda Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Câbir, İbn Ömer, Zeyd b. Hâlid’den de hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî, der ki: İbn Ebu Ömer’in İbn Uyeyne’nin "Muhammed b. Aclan hadis konusunda güvenilir ve doğru bir kişidir" dediğini işittim. Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen-sahih -garibtir. Sunabihî, Abdurrahman b. Useyle, Ebû Abdullah’tır. Rivayet edildiğine göre Zührî’ye Rasulullah’ın (sav) “Allah’tan başka ilah yoktur diyen Cennete girecektir” hadisi soruldu, o da şöyle cevap verdi: “Bu durum, İslam’ın başlangıcında farzların, emir ve yasakların inmesinden önce idi.” Tirmizî: Bazı ilim adamlarına göre bu hadisin yorumu şöyledir: Tevhid inancına sahip olup tek Allah’a inanlar günahlarından dolayı azâb görseler bile sonunda Cehennem’den çıkacaklar ve Cennete gireceklerdir. İbn Mes’ûd, Ebû Zerr, Imrân b. Husayn, Câbir b. Abdullah, İbn Abbâs, Ebû Saîd el Hudrî ve Enes b. Mâlik’in nakillerine göre Rasul-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur: “Tevhid ehlinden bir gurup Cehennem’den çıkıp Cennete gireceklerdir.” Saîd b. Cübeyr, İbrahim Nehaî ve tabiûndan pek çok kişiden de böyle rivayet edilmiştir. Ebû Hüreyre’den değişik yollarla yapılan nakillere göre Hz. Peygamber (sav) “Zaman olacak, inkâr edenler, ‘Keşke müslüman olsaydık!’ diye hayıflanacaklar” (el-Hicr, 15/2) mealindeki âyetin tefsiri konusunda şöyle demiştir: “Tevhid ehli Cehennem’den çıkarılıp, Cennete sokuldukları zaman kafirler Müslüman olmuş olmayı temenni edeceklerdir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 17, 5/23
Senetler:
()
Konular:
Kelime-i Şahadet, Kelime-i Şehadetin Fazileti
KTB, TEVHİD
Tevhid, Kelime-i tevhidi söyleyene cehennemin haram olması
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15255, T002633
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ عَبْدِ الأَعْلَى عَنْ أَبِى النُّعْمَانِ عَنْ أَبِى وَقَّاصٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِذَا وَعَدَ الرَّجُلُ وَيَنْوِى أَنْ يَفِىَ بِهِ فَلَمْ يَفِ بِهِ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَلَيْسَ إِسْنَادُهُ بِالْقَوِىِّ . عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى ثِقَةٌ وَلاَ يُعْرَفُ أَبُو النُّعْمَانِ وَلاَ أَبُو وَقَّاصٍ وَهُمَا مَجْهُولاَنِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âmir, ona İbrahim b. Tahmân, ona Ali b. Abdul’alâ, ona Ebü’n-Nu’man, ona Ebu Vakkâs, ona Zeyd b. Erkam Rasul-i Ekrem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Bir kimse sözünü yerine getirmeye niyeti olduğu halde söz verse de onu yerine getiremezse günahkar olmaz.”
Tirmizî: Bu hadis garib olup isnadı pek sağlam değildir. Ali b. Abdula’lâ güvenilir bir kimsedir. Ebü’n Nu’man ve Ebu Vakkâs tanınmayan kişilerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 14, 5/20
Senetler:
()
Konular:
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Zaruret, sorumluluğu, düşüren mazeretler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15257, T002634
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَزِيعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَكِيمِ بْنُ مَنْصُورٍ الْوَاسِطِىُّ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « قِتَالُ الْمُسْلِمِ أَخَاهُ كُفْرٌ وَسِبَابُهُ فُسُوقٌ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعْدٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى : حَدِيثُ ابْنِ مَسْعُودٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Beziğ, ona Abdulhakîm b. Mansur el-Vâsıtî, ona Abdulmelik b. Umeyr, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Mes’ud ona babası İbn Mes’ud Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Müslümanın kardeşiyle savaşması küfür, Müslüman’ın Müslüman’a sövmesi Allah’a itaatsizliktir.”
Bu konuda Sa’d ve Abdullah b. Muğaffel’den de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: İbn Mes’ud hadisi hasen-sahihtir. Bu hadis, Abdullah b. Mes’ud’dan değişik yollarla rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 15, 5/21
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Abdullah el-Hüzeli (Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Abdulhakim b. Mansur (Abdulhakim b. Mansur)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Bezi' el-Basrî (Muhammed b. Abdullah b. Bezi')
Konular:
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15261, T002637
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ :« أَيُّمَا رَجُلٍ قَالَ لأَخِيهِ كَافِرٌ فَقَدْ بَاءَ بِهِ أَحَدُهُمَا » . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ بَاءَ :يَعْنِى أَقَرَّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Mâlik b. Enes, ona Abdullah b. Dînâr, ona İbn Ömer Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Herhangi bir Müslüman, Müslüman kardeşine ‘kafir’ derse o ikisinden biri bu sıfatla (küfür sıfatı ile) döner.”
Tirmizî: Bu hadis hasen-sahih-garibtir. Hadiste geçen “bâe” kelimesinin manası “karar kılar” demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 16, 5/22
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Abdullah el-Adevi (Abdullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15270, T002640
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ أَبُو عَمَّارٍ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « تَفَرَّقَتِ الْيَهُودُ عَلَى إِحْدَى وَسَبْعِينَ أَوِ اثْنَتَيْنِ وَسَبْعِينَ فِرْقَةً وَالنَّصَارَى مِثْلَ ذَلِكَ وَتَفْتَرِقُ أُمَّتِى عَلَى ثَلاَثٍ وَسَبْعِينَ فِرْقَةً » . وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعْدٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَعَوْفِ بْنِ مَالِكٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize el-Hüseyin b. Hureys Ebu Ammâr, ona el-Fadl b. Musa, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona Ebu Hüreyre Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle dediğini rivayet etti: “Yahudiler yetmiş bir veya yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Hıristiyanlar da bir o kadar. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır.”
Bu konuda Sa’d, Abdullah b. Amr ve Avf b. Mâlik’den de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen-sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 18, 5/25
Senetler:
()
Konular:
Mezhep, fırka
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15273, T002641
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادِ بْنِ أَنْعُمَ الإِفْرِيقِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « لَيَأْتِيَنَّ عَلَى أُمَّتِى مَا أَتَى عَلَى بَنِى إِسْرَائِيلَ حَذْوَ النَّعْلِ بِالنَّعْلِ حَتَّى إِنْ كَانَ مِنْهُمْ مَنْ أَتَى أُمَّهُ عَلاَنِيَةً لَكَانَ فِى أُمَّتِى مَنْ يَصْنَعُ ذَلِكَ وَإِنَّ بَنِى إِسْرَائِيلَ تَفَرَّقَتْ عَلَى ثِنْتَيْنِ وَسَبْعِينَ مِلَّةً وَتَفْتَرِقُ أُمَّتِى عَلَى ثَلاَثٍ وَسَبْعِينَ مِلَّةً كُلُّهُمْ فِى النَّارِ إِلاَّ مِلَّةً وَاحِدَةً قَالُوا: وَمَنْ هِىَ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ مَا أَنَا عَلَيْهِ وَأَصْحَابِى » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ مُفَسَّرٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِثْلَ هَذَا إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyan es-Sevrî, ona Abdurrahman b. Ziyâd b. En’um el-İfrîkî, ona Abdullah b. Yezid, ona Abdullah b. Amr Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini rivayet etti: “İsrail oğullarının başına gelen her şey, ayakkabının ayakkabıya eşitliği gibi (karışı karışına) benim ümmetimin başına da mutlaka gelecektir. Hatta onlardan bir kimse açıkça annesine yaklaşmış olsa ümmetimden de böyle yapanlar çıkacaktır. İsrail oğulları yetmiş iki millete ayrılmışlardı. Ümmetim ise yetmiş üç millete ayrılacaktır. Bunlardan biri hariç hepsi Cehennem’de olacaktır. “O millet kimdir? Ey Allah’ın Rasulü” diye sordular da Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: “Ben ve ashabım hangi milletten isek o milletten ve dinden olanlardır.”
Tirmizî: Bu hadis, ayrıntılı olarak rivayet edilmiş (müfesser) olup, gariptir. Onu sadece bu şekliyle bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İmân 18, 5/26
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Meafirî (Abdullah b. Yezid)
3. Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki (Abdurrahman b. Ziyad b. Enam)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
Mezhep, fırka