Öneri Formu
Hadis Id, No:
35070, MU000236
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنِ الْكَلاَمِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ إِذَا نَزَلَ الإِمَامُ عَنِ الْمِنْبَرِ قَبْلَ أَنْ يُكَبِّرَ . فَقَالَ ابْنُ شِهَابٍ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ .
Tercemesi:
Yahya’nın nakline göre İmam Malik, İbn Şihab’a “Cuma günü imam minberden indikten sonra, namaza (tekbir alıp) başlamadan önce konuşmak caiz midir?” diye sordu. İbn Şihab da “Sakıncası yok” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 236, 1/35
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Cuma namazı, hutbe ile namaz arasında konuşma
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
KTB, CUMA
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ مَنْ أَدْرَكَ مِنْ صَلاَةِ الْجُمُعَةِ رَكْعَةً فَلْيُصَلِّ إِلَيْهَا أُخْرَى . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَهِىَ السُّنَّةُ . قَالَ مَالِكٌ وَعَلَى ذَلِكَ أَدْرَكْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا وَذَلِكَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَنْ أَدْرَكَ مِنَ الصَّلاَةِ رَكْعَةً فَقَدْ أَدْرَكَ الصَّلاَةَ . قَالَ مَالِكٌ فِى الَّذِى يُصِيبُهُ زِحَامٌ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَيَرْكَعُ وَلاَ يَقْدِرُ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ حَتَّى يَقُومَ الإِمَامُ أَوْ يَفْرُغَ الإِمَامُ مِنْ صَلاَتِهِ إِنَّهُ إِنْ قَدَرَ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ إِنْ كَانَ قَدْ رَكَعَ فَلْيَسْجُدْ إِذَا قَامَ النَّاسُ وَإِنْ لَمْ يَقْدِرْ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ حَتَّى يَفْرُغَ الإِمَامُ مِنْ صَلاَتِهِ فَإِنَّهُ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يَبْتَدِئَ صَلاَتَهُ ظُهْرًا أَرْبَعًا .
باب ما جاء فيمن رعف يوم الجمعة قال مالك من رعف يوم الجمعة و الإمام يخطب فخرج فلم يرجع حتى فرغ الإمام من صلاته فإنه يصلىّ أربعا قال مالك في الذي يركع ركعة مع الإمام يوم الجمعة ثم يرعف فيخرج فيأتي و قد صلى الإمام الركعتين كلتيهما أنه بيني بركعة أخرى ما لم يتكلم قال مالك ليس على من رعف أو أصابه أمر لا بد له من الخروج أن يستأذن الإمام يوم الجمعة إذا أراد أن يخرج.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35071, MU000237
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ مَنْ أَدْرَكَ مِنْ صَلاَةِ الْجُمُعَةِ رَكْعَةً فَلْيُصَلِّ إِلَيْهَا أُخْرَى . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَهِىَ السُّنَّةُ . قَالَ مَالِكٌ وَعَلَى ذَلِكَ أَدْرَكْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا وَذَلِكَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَنْ أَدْرَكَ مِنَ الصَّلاَةِ رَكْعَةً فَقَدْ أَدْرَكَ الصَّلاَةَ . قَالَ مَالِكٌ فِى الَّذِى يُصِيبُهُ زِحَامٌ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَيَرْكَعُ وَلاَ يَقْدِرُ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ حَتَّى يَقُومَ الإِمَامُ أَوْ يَفْرُغَ الإِمَامُ مِنْ صَلاَتِهِ إِنَّهُ إِنْ قَدَرَ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ إِنْ كَانَ قَدْ رَكَعَ فَلْيَسْجُدْ إِذَا قَامَ النَّاسُ وَإِنْ لَمْ يَقْدِرْ عَلَى أَنْ يَسْجُدَ حَتَّى يَفْرُغَ الإِمَامُ مِنْ صَلاَتِهِ فَإِنَّهُ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يَبْتَدِئَ صَلاَتَهُ ظُهْرًا أَرْبَعًا .
باب ما جاء فيمن رعف يوم الجمعة قال مالك من رعف يوم الجمعة و الإمام يخطب فخرج فلم يرجع حتى فرغ الإمام من صلاته فإنه يصلىّ أربعا قال مالك في الذي يركع ركعة مع الإمام يوم الجمعة ثم يرعف فيخرج فيأتي و قد صلى الإمام الركعتين كلتيهما أنه بيني بركعة أخرى ما لم يتكلم قال مالك ليس على من رعف أو أصابه أمر لا بد له من الخروج أن يستأذن الإمام يوم الجمعة إذا أراد أن يخرج.
Tercemesi:
Bana Yahya, ona da Malik, İbn Şihab'ın "Cuma'nın farzının bir rekatına yetişen kimse, bir rekat daha kılarak (farzı tamamlasın.) dediğini rivayet etmiştir. İbn Şihab bunun sünnet olduğunu da belirtmiştir. Malik şöyle demiştir: "Beldemiz (Medine)'deki ehl-i ilmin de bu görüşte olduklarını gördüm. Zira Rasulullah (sav) 'Namazın bir rekatına yetişen kimse o namaza yetişmiş sayılır.' buyurmuştur." İmam Malik Cuma günü aşırı kalabalıkta namaz kılarken rükuya giden, ancak kalabalıktan dolayı imam kalkıncaya veya namazını tamamlayıncaya kadar secdeye gidemeyen kimseyle ilgili olarak şöyle demiştir: Eğer rüku yapmış ve secde yapabilecek durumdaysa insanlar secdeden kalkınca secde yapsın. Ancak imam namazı bitirinceye kadar secde yapamazsa bu durumda namazını dört rekat ve öğle namazı olarak yeniden kılması bana göre daha uygundur.
"Cuma Günü (Cuma namazında) Burnu Kanayan Kimsenin Durumuyla İlgili Bölüm"
Malik şöyle demiştir: Cuma günü (Cuma namazında) imam hutbe okurken burnu kanayan bir kimse mescidden çıkar ve imam namazı tamamlayıncaya kadar geri dönmezse (Cuma'yı kaçırmış olduğundan dolayı) dört rekat öğle namazı kılar. İmam Malik Cuma günü (Cuma namazında) imamla birlikte bir rekat kılan, sonra burnu kanadığı için mescidden çıkıp imam iki rekatın ikisini de kılmışken mescide geri gelen bir kimsenin eğer bu süre içerisinde konuşmamışsa (daha önce imamla kıldığı rekat üzerine) bir rekat daha kılarak namazını tamamlayacağını söylemiştir. Malik, Cuma namazında burnu kanayan veya başına mescidden çıkmasını gerektirecek bir iş gelen kimsenin dışarı çıkmak istediğinde imamdan izin almasına gerek olmadığını da ifade etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 237, 1/35
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Cuma namazı, bir rekatına yetişen
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
KTB, CUMA
Namaz, sıkışık haldeyken
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِذَا قُلْتَ لِصَاحِبِكَ أَنْصِتْ وَالإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَقَدْ لَغَوْتَ .
Açıklama: Yani hutbenin saygınlığına aykırı davranmış sayılırsın.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35065, MU000231
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِذَا قُلْتَ لِصَاحِبِكَ أَنْصِتْ وَالإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَقَدْ لَغَوْتَ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes) [İmam Malik], ona Ebu Zinâd (Abdullah b. Zekvân), ona A'rec (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cuma günü imam hutbe irat ederken arkadaşına 'sus' desen bile gereksiz yere konuşmuş sayılırsın."
Açıklama:
Yani hutbenin saygınlığına aykırı davranmış sayılırsın.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 231, 1/34
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
Konular:
Cuma namazı, hutbe ile namaz arasında konuşma
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, dinlerken bir şeyle meşgul olmamak
KTB, CUMA
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ فَقَالَ ابْنُ شِهَابٍ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقْرَؤُهَا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَامْضُوا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا السَّعْىُ فِى كِتَابِ اللَّهِ الْعَمَلُ وَالْفِعْلُ يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى الأَرْضِ وَقَالَ تَعَالَى وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى وَهُوَ يَخْشَى وَقَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى وَقَالَ إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى قَالَ مَالِكٌ فَلَيْسَ السَّعْىُ الَّذِى ذَكَرَ اللَّهُ فِى كِتَابِهِ بِالسَّعْىِ عَلَى الأَقْدَامِ وَلاَ الاِشْتِدَادَ وَإِنَّمَا عَنَى الْعَمَلَ وَالْفِعْلَ .
*باب ما جاء في الإمام ينزل بقرية يوم الجمعة في السفر قال مالك إذا نزل الإمام بقرية تجب فيها الجمعة و الإمام مسافر فخطب و جمّع بهم فإن أهل تلك القرية و غيرهم يجمّعون معه قال مالك و إن جمّع الإمام و هو مسافر بقرية لا تجب فيها الجمعة فلا جمعة له ولا لأهل تلك القرية ولا لمن جمّع معهم من غيرهم وليُتَمِّمْ أهل تلك القرية و غيرهم ممن ليس بمسافر الصلاة قال مالك ولا جمعة على مسافر.
Açıklama: Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Hz. Ömer arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35072, MU000238
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنْ قَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ فَقَالَ ابْنُ شِهَابٍ كَانَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَقْرَؤُهَا إِذَا نُودِىَ لِلصَّلاَةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَامْضُوا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ . قَالَ مَالِكٌ وَإِنَّمَا السَّعْىُ فِى كِتَابِ اللَّهِ الْعَمَلُ وَالْفِعْلُ يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَإِذَا تَوَلَّى سَعَى فِى الأَرْضِ وَقَالَ تَعَالَى وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى وَهُوَ يَخْشَى وَقَالَ ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى وَقَالَ إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى قَالَ مَالِكٌ فَلَيْسَ السَّعْىُ الَّذِى ذَكَرَ اللَّهُ فِى كِتَابِهِ بِالسَّعْىِ عَلَى الأَقْدَامِ وَلاَ الاِشْتِدَادَ وَإِنَّمَا عَنَى الْعَمَلَ وَالْفِعْلَ .
*باب ما جاء في الإمام ينزل بقرية يوم الجمعة في السفر قال مالك إذا نزل الإمام بقرية تجب فيها الجمعة و الإمام مسافر فخطب و جمّع بهم فإن أهل تلك القرية و غيرهم يجمّعون معه قال مالك و إن جمّع الإمام و هو مسافر بقرية لا تجب فيها الجمعة فلا جمعة له ولا لأهل تلك القرية ولا لمن جمّع معهم من غيرهم وليُتَمِّمْ أهل تلك القرية و غيرهم ممن ليس بمسافر الصلاة قال مالك ولا جمعة على مسافر.
Tercemesi:
[Muvatta ravilerinden] Yahya'nın (b. Yahya el-Leysî) naklettiğine göre Malik (b. Enes), (Muhammed) b. Şihab'a (ez-Zührî) "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın" ayetini sordu. İbn Şihab şöyle cevap verdi: "Ömer b. Hattab bu ayetteki 'فاسعوا (fes'av=hemen koşun)' ifadesini 'فامضوا (femdû=hemen gidin)' şeklinde okurdu."
Malik (b. Enes) der ki: Kur'an-ı Kerim'de geçen sa'y kelimesi çalışmak ve yapmak anlamında kullanılmaktadır. Allah'ın (cc) şu ayetlerde buyurduğu gibi: "O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ... çalışır." (Bakara 2/205), "Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelen..." (Abese 80/8), "Sonra mücadele etmek üzere sırt çevirdi." (Nâziât 79/22), "Elbette çalışmanız çeşit çeşittir." (Leyl 92/4).
Malik (b. Enes) der ki: Allah'ın (cc) Kur'an-ı Kerim'de bahsettiği sa'y kelimesinden maksat bizzat ayaklarla koşmak ya da hızlı yürümek değildir. Bu kelimeden asıl maksat, çalışmak ve yapmaktır.
*Yolculuk Esnasında Cuma Günü Bir Köyde Konaklayan Devlet Başkanı Hakkındaki Bölüm
Malik (b. Enes) der ki: Yolculuk esnasında devlet başkanı eğer cuma namazı kılmanın farz olduğu bir köyde konaklarsa, oradaki halka hutbe irad eder ve cuma namazı kıldırır. Böylece o köy halkı ve diğer insanlar devlet başkanıyla birlikte cuma namazı kılmış olurlar.
Malik der ki: Yolculuk esnasında devlet başkanı eğer cuma namazı kılmanın farz olmadığı bir köyde konaklarsa, ne ona ne o köy halkına ne de cuma için orada bulunan diğer insanlara cuma namazı farz olur. Böyle bir durumda o köy halkı ve yolcu olmayan diğer insanlar [öğle] namazını [dört rekata] tamamlasınlar.
Malik der ki: Yolcuya cuma namazı yoktur.
Açıklama:
Rivayet munkatıdır. İbn Şihab ile Hz. Ömer arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 238, 1/36
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Cuma Namazı, kılma engelleri
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
Cuma Namazı, Seferi / Yolcu olanın
KTB, CUMA
Kur'an, nüzul sebebi, cuma ayetinin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35067, MU000233
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَبِى عَامِرٍ أَنَّ عُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ كَانَ يَقُولُ فِى خُطْبَتِهِ قَلَّمَا يَدَعُ ذَلِكَ إِذَا خَطَبَ إِذَا قَامَ الإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَاسْتَمِعُوا وَأَنْصِتُوا فَإِنَّ لِلْمُنْصِتِ الَّذِى لاَ يَسْمَعُ مِنَ الْحَظِّ مِثْلَ مَا لِلْمُنْصِتِ السَّامِعِ فَإِذَا قَامَتِ الصَّلاَةُ فَاعْدِلُوا الصُّفُوفَ وَحَاذُوا بِالْمَنَاكِبِ فَإِنَّ اعْتِدَالَ الصُّفُوفِ مِنْ تَمَامِ الصَّلاَةِ . ثُمَّ لاَ يُكَبِّرُ حَتَّى يَأْتِيَهُ رِجَالٌ قَدْ وَكَّلَهُمْ بِتَسْوِيَةِ الصُّفُوفِ فَيُخْبِرُونَهُ أَنْ قَدِ اسْتَوَتْ فَيُكَبِّرُ .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik b. Enes [İmam Malik], ona Ebu Nadr mevlâ Ömer b. Ubeydullah, ona da Malik b. Âmir'in rivayet ettiğine göre Osman b. Affân (ra) hutbe irat ederken şöyle derdi ve nadiren böyle söylemediği olurdu:
"Cuma günü imam hutbe irat etmek üzere ayağa kalkınca hutbeyi dinleyin ve susun. Şüphesiz dinlemeyen ancak susan kimseye, susup dinleyen kimse gibi sevaptan pay vardır. Ardından namaz için kamet getirildiği vakit safları düzeltin ve omuzlarınızı aynı hizaya getirin. Zira safların düzgün tutulması namazı tamamlayan hususlardandır."
Ravi diyor ki: "Ayrıca Osman b. Affân (ra), safları düzeltmek için vazifelendirdiği şahıslar gelip safların düzeltildiğini bildirmeden de tekbir almazdı. Onlar haber getirdikten sonra tekbir alırdı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 233, 1/35
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
2. Malik b. Ebu Amir el-Asbahî (Malik b. Amir b. Haris b. Gaymân)
3. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
Konular:
Cuma namazı, hutbe ile namaz arasında konuşma
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, dinlerken bir şeyle meşgul olmamak
KTB, CUMA
Namaz, saf tutma ve düzeni
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35068, MU000234
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ رَأَى رَجُلَيْنِ يَتَحَدَّثَانِ وَالإِمَامُ يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَحَصَبَهُمَا أَنِ اصْمُتَا .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes), ona Nâfi'in (mevla Abdullah b. Ömer) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (ra), cuma göünü imam hutbe irat ederken konuşan iki adam gördü. Bunun üzerine uyarmak amacıyla 'susun' anlamında onlara çakıl taşı attı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 234, 1/35
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Cuma namazı, hutbe ile namaz arasında konuşma
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
Hutbe, dinlerken bir şeyle meşgul olmamak
KTB, CUMA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35077, MU000243
Hadis:
حَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ حَزْمٍ عَمَّنْ حَدَّثَهُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ لأَنْ يُصَلِّىَ أَحَدُكُمْ بِظَهْرِ الْحَرَّةِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَقْعُدَ حَتَّى إِذَا قَامَ الإِمَامُ يَخْطُبُ جَاءَ يَتَخَطَّى رِقَابَ النَّاسِ يَوْمَ الْجُمُعَةِ . قَالَ مَالِكٌ السُّنَّةُ عِنْدَنَا أَنْ يَسْتَقْبِلَ النَّاسُ الإِمَامَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ إِذَا أَرَادَ أَنْ يَخْطُبَ مَنْ كَانَ مِنْهُمْ يَلِى الْقِبْلَةَ وَغَيْرَهَا .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Yahya, ona Malik (b. Enes) [İmam Malik], ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Hazm, ismini vermediği bir ravi aracılığı ile Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Birinizin Zahru'l-harre'de [Medine dışında bir yer] namaz kılması, oturup geç kalarak imam hutbeye çıkınca gelmesi ve insanların omuzlarına basarak ön saflara geçmeye çalışmasından daha hayırlıdır." İmam Malik şöyle demiştir: "Bizdeki uygulama; cuma günü -kıblenin yanında veya başka bir yerinde olsun- cemaatin, hutbe irat etmek istediği zaman imama doğru dönmeleridir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 243, 1/37
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Men Haddesehu (Men Haddesehu)
3. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Hutbe, Cuma Namazı, cuma namazının hutbesi
KTB, CUMA
Namaz, Sonradan Yetişme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35061, MU000227
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ غُسْلُ يَوْمِ الْجُمُعَةِ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُحْتَلِمٍ كَغُسْلِ الْجَنَابَةِ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.) der ki: Bulûğ çağına giren herkese cuma günü cünüblükten kurtulmak için yaptığı gusül gibi gusül yapmak gerekir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 227, 1/34
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
Konular:
Mübarek zamanlar, Cuma gününün önemi/özelliği/ fazileti
Temizlik, Gusül
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ دَخَلَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَسْجِدَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَخْطُبُ فَقَالَ عُمَرُ أَيَّةُ سَاعَةٍ هَذِهِ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ انْقَلَبْتُ مِنَ السُّوقِ فَسَمِعْتُ النِّدَاءَ فَمَا زِدْتُ عَلَى أَنْ تَوَضَّأْتُ . فَقَالَ عُمَرُ وَالْوُضُوءَ أَيْضًا وَقَدْ عَلِمْتَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَأْمُرُ بِالْغُسْلِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35062, MU000228
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ دَخَلَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَسْجِدَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَخْطُبُ فَقَالَ عُمَرُ أَيَّةُ سَاعَةٍ هَذِهِ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ انْقَلَبْتُ مِنَ السُّوقِ فَسَمِعْتُ النِّدَاءَ فَمَا زِدْتُ عَلَى أَنْ تَوَضَّأْتُ . فَقَالَ عُمَرُ وَالْوُضُوءَ أَيْضًا وَقَدْ عَلِمْتَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَأْمُرُ بِالْغُسْلِ .
Tercemesi:
Abdullah oğlu Salim anlatır: Cuma günü Hz. Ömer (r.a.) hutbe okurken ashabdan bir adam mescide girdi. Bunu gören Ömer (r.a.): "Bu hangi saattir?" dedi. Adam: "Ey mü'minlerin emiri, pazardan döndüm, ezanı duyunca hemen abdest alıp geldim," deyince, Ömer (r.a.): "Demek abdest alıp geldin. Halbuki Resûlullah'ın Cuma için gusul etmeyi buyurduğunu biliyordun," dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 228, 1/34
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Mübarek zamanlar, Cuma gününün önemi/özelliği/ fazileti
Temizlik, Gusül
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35076, MU000242
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ كَانَ لاَ يَرُوحُ إِلَى الْجُمُعَةِ إِلاَّ ادَّهَنَ وَتَطَيَّبَ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ حَرَامًا .
Tercemesi:
İmam Malik, Nâfi'den rivayeten der ki: Abdullah b. Ömer (r.a.) ihram elbisesini giymemişse, koku sürünüp tertemiz giyinmeden Cuma namazına gitmezdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cumua 242, 1/37
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
Mübarek zamanlar, Cuma gününün önemi/özelliği/ fazileti
Mübarek zamanlar, Cuma, müslümanların bayramı