Öneri Formu
Hadis Id, No:
1702, M004342
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ يَحْيَى - وَهُوَ ابْنُ سَعِيدٍ - عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ - قَالَ يَحْيَى وَحَسِبْتُ قَالَ - وَعَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّهُمَا قَالاَ خَرَجَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلِ بْنِ زَيْدٍ وَمُحَيِّصَةُ بْنُ مَسْعُودِ بْنِ زَيْدٍ حَتَّى إِذَا كَانَا بِخَيْبَرَ تَفَرَّقَا فِى بَعْضِ مَا هُنَالِكَ ثُمَّ إِذَا مُحَيِّصَةُ يَجِدُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ قَتِيلاً فَدَفَنَهُ ثُمَّ أَقْبَلَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم هُوَ وَحُوَيِّصَةُ بْنُ مَسْعُودٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَكَانَ أَصْغَرَ الْقَوْمِ فَذَهَبَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ لِيَتَكَلَّمَ قَبْلَ صَاحِبَيْهِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَبِّرِ » . الْكُبْرَ فِى السِّنِّ فَصَمَتَ فَتَكَلَّمَ صَاحِبَاهُ وَتَكَلَّمَ مَعَهُمَا فَذَكَرُوا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتَلَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَهْلٍ فَقَالَ لَهُمْ « أَتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا فَتَسْتَحِقُّونَ صَاحِبَكُمْ » . أَوْ « قَاتِلَكُمْ » . قَالُوا وَكَيْفَ نَحْلِفُ وَلَمْ نَشْهَدْ قَالَ « فَتُبْرِئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِينًا » . قَالُوا وَكَيْفَ نَقْبَلُ أَيْمَانَ قَوْمٍ كُفَّارٍ فَلَمَّا رَأَى ذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَعْطَى عَقْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Yahya'dan —ki İbni Saîd'dir— o da Büşeyr b. Yesâr'dan, o da Sehl b. Ebi Hasme'den (Yahya: Zannederim bir de Râfi' b. Hadîc'den naklen dedi, demiş) rivayet etti ki, Sehl ile Râfi' şunu söylemişler:
Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muhayyisa b. Mes'ûd b. Zeyd sefere çıktılar. Hayber'e vardıklarında oradaki bazı şeylerin içinde ayrıldılar. Sonra Muhayyisa ansızın Abdullah b. Sehl'i maktul olarak buldu ve onu defnetti. Bundan sonra Huveyyişa b. Mes'ûd ve Abdurrahmân b. Sehl İle birlikte Resulullah'a geldi. Bu Abdurrahmân cemaatin en küçüğü idi. Abdurrahmân iki arkadaşından önce konuşmaya davrandı. Fakat Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Büyük tanı!» (Yâni yaşça senden büyüğüne riâyet et!) buyurdu. O da sustu; ve arkadaşları konuştular. O da onlarla birlikte konuştu. Resulullah'a Abdullah b. Sehl'in öldürüldüğünü anlattılar. Bunun üzerine onlara:
«Elli yemîn verebilir misiniz ki, arkadaşınızı (yahut katilinizi) hak edesiniz?» buyurdu. Onlar:
— Görmediğimiz hâlde nasıl yemîn ederiz! dediler.
«Öyle ise yahudiler sizi elli yeminle tebrie etsinler mi?» buyurdu.
— Kâfir bir kavmin yeminlerini biz nasıl kabul edelim! dediler. Resûlullah bunu görünce onun diyetini kendisi verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4342, /705
Senetler:
()
Konular:
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Yemin, Kasame
Yemin, yeminle istenileni vermek
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ كِلاَهُمَا عَنْ هُشَيْمٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ وَحُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ نَاسًا مِنْ عُرَيْنَةَ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ فَاجْتَوَوْهَا فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ شِئْتُمْ أَنْ تَخْرُجُوا إِلَى إِبِلِ الصَّدَقَةِ فَتَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا » . فَفَعَلُوا فَصَحُّوا ثُمَّ مَالُوا عَلَى الرِّعَاءِ فَقَتَلُوهُمْ وَارْتَدُّوا عَنِ الإِسْلاَمِ وَسَاقُوا ذَوْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَبَعَثَ فِى أَثْرِهِمْ فَأُتِىَ بِهِمْ فَقَطَعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَلَ أَعْيُنَهُمْ وَتَرَكَهُمْ فِى الْحَرَّةِ حَتَّى مَاتُوا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1736, M004353
Hadis:
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ كِلاَهُمَا عَنْ هُشَيْمٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ صُهَيْبٍ وَحُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ نَاسًا مِنْ عُرَيْنَةَ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ فَاجْتَوَوْهَا فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ شِئْتُمْ أَنْ تَخْرُجُوا إِلَى إِبِلِ الصَّدَقَةِ فَتَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا » . فَفَعَلُوا فَصَحُّوا ثُمَّ مَالُوا عَلَى الرِّعَاءِ فَقَتَلُوهُمْ وَارْتَدُّوا عَنِ الإِسْلاَمِ وَسَاقُوا ذَوْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَبَعَثَ فِى أَثْرِهِمْ فَأُتِىَ بِهِمْ فَقَطَعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَلَ أَعْيُنَهُمْ وَتَرَكَهُمْ فِى الْحَرَّةِ حَتَّى مَاتُوا .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî ile Ebû Bekir b. EM Şeybe, ikisi birden Hüşeym'den rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. (Dedi ki) : Bize Hüşeym, Abdulâzîz b. Suheyb ile Humeyd'den, onlar da Enes b. Mâlik'den naklen haber verdi ki, Ureyne (kabilesin) den bazı kimseler Medine'ye JlesûlüMah (Salla'lahü Aleyhi ve Sellem) "İn yanına gelmişler, fakat havasını ağır bulmuşlar. Bunun üzerine Resûlüllah (SallaHahü Aleyhi ve Sellem)kendilerine:
«Dilerseniz zekât develerinin yanına çıkın da onların sütlerinden ve bevillerİnden için!» buyurmuş. Onlar da bunu yapmış ve düzelmişler. Sonra çobanlara hücum ederek onları öldürmüşler ve İslâm'dan dönmüşler. Resüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) "m develerini de sürüp götürmüşler. Peygamber [SallaUahü Aleyhi ve Sellem) bunu duyarak hemen arkalarından adam göndermiş. Ve Ureyneliler getirilmiş. O da onların ellerini, ayaklarını kesmiş; gözlerini oymuş; ve onları ölünceye kadar Harra'da bırakmış.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4353, /707
Senetler:
()
Konular:
İrtidad
Tedavi, deve idrarıyla
Tedavi, deve sütüyle
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde Tedavi şekilleri,
Terör
Terör, Ureyne/Ukl kabilesinden olan kimselere uygulanan ceza
Terör, yol kesmek
Yargı, adam öldürmek
Yargı, El ve ayakları kesmek, ceza olarak
Yargı, Gözlere mil çekmek, ceza olarak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1708, M004343
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ الْقَوَارِيرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ وَرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّ مُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ انْطَلَقَا قِبَلَ خَيْبَرَ فَتَفَرَّقَا فِى النَّخْلِ فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَاتَّهَمُوا الْيَهُودَ فَجَاءَ أَخُوهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَابْنَا عَمِّهِ حُوَيِّصَةُ وَمُحَيِّصَةُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فِى أَمْرِ أَخِيهِ وَهُوَ أَصْغَرُ مِنْهُمْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَبِّرِ الْكُبْرَ - أَوْ قَالَ - لِيَبْدَإِ الأَكْبَرُ » . فَتَكَلَّمَا فِى أَمْرِ صَاحِبِهِمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يُقْسِمُ خَمْسُونَ مِنْكُمْ عَلَى رَجُلٍ مِنْهُمْ فَيُدْفَعُ بِرُمَّتِهِ » . قَالُوا أَمْرٌ لَمْ نَشْهَدْهُ كَيْفَ نَحْلِفُ قَالَ « فَتُبْرِئُكُمْ يَهُودُ بِأَيْمَانِ خَمْسِينَ مِنْهُمْ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَوْمٌ كُفَّارٌ قَالَ فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ قِبَلِهِ . قَالَ سَهْلٌ فَدَخَلْتُ مِرْبَدًا لَهُمْ يَوْمًا فَرَكَضَتْنِى نَاقَةٌ مِنْ تِلْكَ الإِبِلِ رَكْضَةً بِرِجْلِهَا . قَالَ حَمَّادٌ هَذَا أَوْ نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Ömer El-Kavârîr! de rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd b. Zeyd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yahya b. Sa-id, Büşeyr b. Yesâr'dan o da Sehl b. Ebî Hasme ile Râfi' b. Hadîc'-den naklen rivayet etti ki, Muhayyisa b. Mes'ûd ile Abdullah b. Sehl Hayber tarafına doğru gitmişler ve hurmalıkta ayrılmışlar. Az sonra Abdullah b. Sehl Öldürülmüş. Onlar yahudileri itham etmişler. Derken (ölenin) kardeşi Abdur rahman'la amcasının iki oğlu Huveyyisa ve Muheyyisa Peygamber (SallaUahii Aleyhi ve Sellem)’e gelmişler. Abdurrahman onlardan daha küçük olduğu halde kardeşinin basma gelen musibet hususunda konuşmuş. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«Büyüğü büyük bil!» Yahut «Büyük olan söze başlasın!» buyurmuşlar; ve Huveyyisa ile Muheyyisa arkadaşlarının musibeti hakkında konuşmuşlar.
Resûlüllah (Sallallchü Aleyhi ve Sellem)» :
«Sizden elli kişi, onlardan bir adam aleyhine yemîn eder; ve adam tamamı ile size verilir.» buyurmuş. Onlar:
— Görmediğimiz bir iş!.. Nasıl yemîn ederiz!., demişler.
«öyle ise yahudiler sizi kendilerinden elli kişinin yeminleri ile tebrie ederler.» buyurmuş.
— Yâ Resûlâllah, bunlar kâfir bir kavimdir... demişler.
Râvi diyor ki: Artık Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun diyetini kendinden verdi.
Sehl şunu söylemiş: «Sonra bir gün onlarm deve ağılma girdim de o develerden bir dişi deve ayağı ile beni bir tepti!..»
Hammâd, bunu, yahut bunun benzerini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4343, /705
Senetler:
()
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
Saygı, büyüklere karşı saygılı, küçüklere karşı şefkatli olmak
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Yemin, Kasame
Yemin, yeminle istenileni vermek
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ وَحَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى قَالَ أَبُو الطَّاهِرِ حَدَّثَنَا وَقَالَ حَرْمَلَةُ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ مَوْلَى مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَنْ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الأَنْصَارِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقَرَّ الْقَسَامَةَ عَلَى مَا كَانَتْ عَلَيْهِ فِى الْجَاهِلِيَّةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1723, M004350
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ وَحَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى قَالَ أَبُو الطَّاهِرِ حَدَّثَنَا وَقَالَ حَرْمَلَةُ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ مَوْلَى مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَنْ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الأَنْصَارِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقَرَّ الْقَسَامَةَ عَلَى مَا كَانَتْ عَلَيْهِ فِى الْجَاهِلِيَّةِ .
Tercemesi:
Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. (Ebû't-Tâhir ha d desen â tâbirini kullandı. Harmele ise: Bize İbni Vehb haber verdi, dedi.) (Demiş ki) : Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana Ebû Seleme b. Abdirrahmân ile Peygamber
(Sallallühü Aleyhi ve Sellemy'm zevcesi Meymûne'nin âzâdlısı Süleyman b. Yesâr, Resûlüllab'in ashabı Ensârdan bir zattan naklen haber verdi ki:
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kasâmeyi, câhiliyyet devrinde olduğu şekilde bırakmış.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4350, /707
Senetler:
()
Konular:
Yargı, Kısas
Yemin, Kasame
Yemin, kasamenin cahiliyedeki şekliyle kalması
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلِ بْنِ زَيْدٍ وَمُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودِ بْنِ زَيْدٍ الأَنْصَارِيَّيْنِ ثُمَّ مِنْ بَنِى حَارِثَةَ خَرَجَا إِلَى خَيْبَرَ فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهِىَ يَوْمَئِذٍ صُلْحٌ وَأَهْلُهَا يَهُودُ فَتَفَرَّقَا لِحَاجَتِهِمَا فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَوُجِدَ فِى شَرَبَةٍ مَقْتُولاً فَدَفَنَهُ صَاحِبُهُ ثُمَّ أَقْبَلَ إِلَى الْمَدِينَةِ فَمَشَى أَخُو الْمَقْتُولِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةُ وَحُوَيِّصَةُ فَذَكَرُوا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَأْنَ عَبْدِ اللَّهِ وَحَيْثُ قُتِلَ فَزَعَمَ بُشَيْرٌ وَهُوَ يُحَدِّثُ عَمَّنْ أَدْرَكَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ لَهُمْ « تَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا وَتَسْتَحِقُّونَ قَاتِلَكُمْ » . أَوْ « صَاحِبَكُمْ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا شَهِدْنَا وَلاَ حَضَرْنَا . فَزَعَمَ أَنَّهُ قَالَ « فَتُبْرِئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ » . فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ نَقْبَلُ أَيْمَانَ قَوْمٍ كُفَّارٍ فَزَعَمَ بُشَيْرٌ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَقَلَهُ مِنْ عِنْدِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1716, M004346
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلِ بْنِ زَيْدٍ وَمُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودِ بْنِ زَيْدٍ الأَنْصَارِيَّيْنِ ثُمَّ مِنْ بَنِى حَارِثَةَ خَرَجَا إِلَى خَيْبَرَ فِى زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهِىَ يَوْمَئِذٍ صُلْحٌ وَأَهْلُهَا يَهُودُ فَتَفَرَّقَا لِحَاجَتِهِمَا فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَوُجِدَ فِى شَرَبَةٍ مَقْتُولاً فَدَفَنَهُ صَاحِبُهُ ثُمَّ أَقْبَلَ إِلَى الْمَدِينَةِ فَمَشَى أَخُو الْمَقْتُولِ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةُ وَحُوَيِّصَةُ فَذَكَرُوا لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَأْنَ عَبْدِ اللَّهِ وَحَيْثُ قُتِلَ فَزَعَمَ بُشَيْرٌ وَهُوَ يُحَدِّثُ عَمَّنْ أَدْرَكَ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ لَهُمْ « تَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا وَتَسْتَحِقُّونَ قَاتِلَكُمْ » . أَوْ « صَاحِبَكُمْ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا شَهِدْنَا وَلاَ حَضَرْنَا . فَزَعَمَ أَنَّهُ قَالَ « فَتُبْرِئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ » . فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ نَقْبَلُ أَيْمَانَ قَوْمٍ كُفَّارٍ فَزَعَمَ بُشَيْرٌ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَقَلَهُ مِنْ عِنْدِهِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'radb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süleyman b. Bilâl, Yahya b. Saîd'den, o da Büşeyr b. Yesâr'dan naklen rivayet etti ki, Abdullah b. Sehl b. Zeyd ile Muheyyisa b. Mes'ûd b. Zeyd —ki ikisi de evvelâ Ensar'dan sonra Benî Hâdisedendirler— Resûlül-lah (SaUaÜahit AleyM veSellem) ı&mamnfa Hayl O zaman Hayber banş hâlinde olup ahâlisi yahudüermiş. Doslu-a "tarifelim görmek üzere birbirlerinden ayrılmışlar. Az sonra Abdullah b. Sehl öldürülmüş; ve bir kuyuda ölü olarak bulunmuş. Arkadaşı onu defnetmiş. Sonra Medine'ye gelmiş. Müteakiben maktulün kardeşi Abdurrahmân b. Sehl, Muheyyisa ve Huveyyisa gidip HesMiülab(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)f9, Abdullah'ın başına geleni ve Öldürüldüğü yeri anlatmışlar.
Büşeyr —ki Resû\ul\ah(SalialU:hü Aleyhi ve SeHemi'm ashabına yetişenlerden rivayet eden odur— onlara şöyle buyurduğunu söylemiştir:
«Elli adede yemîn verir; katilinizi (yahut arkadaşınızı) hak edersiniz.»
Onlar: Yâ Resûlâllah, ne orada bulunduk, ne de gördük!» demişler.
Büşeyr şunu da söylemiştir: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Öyle ise yahudiler sizi elli kişi İle tebrie ederler!» buyurmuş.
Fakat onlar:
— Yâ Resûlâllah, kâfir bir kavmin yeminlerini biz nasıl kabul ederiz! demişler.
Büşeyr bunun üzerine Resûlüllah (SalîalUthü Aleyhi ve Sellem)in onan diyetini kendinden verdiğini söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4346, /705
Senetler:
()
Konular:
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Yemin, Kasame
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ مَالِكَ بْنَ أَنَسٍ يَقُولُ حَدَّثَنِى أَبُو لَيْلَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَهْلٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ عَنْ رِجَالٍ مِنْ كُبَرَاءِ قَوْمِهِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةَ خَرَجَا إِلَى خَيْبَرَ مِنْ جَهْدٍ أَصَابَهُمْ فَأَتَى مُحَيِّصَةُ فَأَخْبَرَ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ قَدْ قُتِلَ وَطُرِحَ فِى عَيْنٍ أَوْ فَقِيرٍ فَأَتَى يَهُودَ فَقَالَ أَنْتُمْ وَاللَّهِ قَتَلْتُمُوهُ . قَالُوا وَاللَّهِ مَا قَتَلْنَاهُ . ثُمَّ أَقْبَلَ حَتَّى قَدِمَ عَلَى قَوْمِهِ فَذَكَرَ لَهُمْ ذَلِكَ ثُمَّ أَقْبَلَ هُوَ وَأَخُوهُ حُوَيِّصَةُ وَهُوَ أَكْبَرُ مِنْهُ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ فَذَهَبَ مُحَيِّصَةُ لِيَتَكَلَّمَ وَهُوَ الَّذِى كَانَ بِخَيْبَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِمُحَيِّصَةَ « كَبِّرْ كَبِّرْ » . يُرِيدُ السِّنَّ فَتَكَلَّمَ حُوَيِّصَةُ ثُمَّ تَكَلَّمَ مُحَيِّصَةُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِمَّا أَنْ يَدُوا صَاحِبَكُمْ وَإِمَّا أَنْ يُؤْذِنُوا بِحَرْبٍ » . فَكَتَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْهِمْ فِى ذَلِكَ فَكَتَبُوا إِنَّا وَاللَّهِ مَا قَتَلْنَاهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِحُوَيِّصَةَ وَمُحَيِّصَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ « أَتَحْلِفُونَ وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « فَتَحْلِفُ لَكُمْ يَهُودُ » . قَالُوا لَيْسُوا بِمُسْلِمِينَ . فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عِنْدِهِ فَبَعَثَ إِلَيْهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِائَةَ نَاقَةٍ حَتَّى أُدْخِلَتْ عَلَيْهِمُ الدَّارَ . فَقَالَ سَهْلٌ فَلَقَدْ رَكَضَتْنِى مِنْهَا نَاقَةٌ حَمْرَاءُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1721, M004349
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ مَالِكَ بْنَ أَنَسٍ يَقُولُ حَدَّثَنِى أَبُو لَيْلَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَهْلٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ عَنْ رِجَالٍ مِنْ كُبَرَاءِ قَوْمِهِ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ وَمُحَيِّصَةَ خَرَجَا إِلَى خَيْبَرَ مِنْ جَهْدٍ أَصَابَهُمْ فَأَتَى مُحَيِّصَةُ فَأَخْبَرَ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ قَدْ قُتِلَ وَطُرِحَ فِى عَيْنٍ أَوْ فَقِيرٍ فَأَتَى يَهُودَ فَقَالَ أَنْتُمْ وَاللَّهِ قَتَلْتُمُوهُ . قَالُوا وَاللَّهِ مَا قَتَلْنَاهُ . ثُمَّ أَقْبَلَ حَتَّى قَدِمَ عَلَى قَوْمِهِ فَذَكَرَ لَهُمْ ذَلِكَ ثُمَّ أَقْبَلَ هُوَ وَأَخُوهُ حُوَيِّصَةُ وَهُوَ أَكْبَرُ مِنْهُ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ فَذَهَبَ مُحَيِّصَةُ لِيَتَكَلَّمَ وَهُوَ الَّذِى كَانَ بِخَيْبَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِمُحَيِّصَةَ « كَبِّرْ كَبِّرْ » . يُرِيدُ السِّنَّ فَتَكَلَّمَ حُوَيِّصَةُ ثُمَّ تَكَلَّمَ مُحَيِّصَةُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِمَّا أَنْ يَدُوا صَاحِبَكُمْ وَإِمَّا أَنْ يُؤْذِنُوا بِحَرْبٍ » . فَكَتَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْهِمْ فِى ذَلِكَ فَكَتَبُوا إِنَّا وَاللَّهِ مَا قَتَلْنَاهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِحُوَيِّصَةَ وَمُحَيِّصَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ « أَتَحْلِفُونَ وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ » . قَالُوا لاَ . قَالَ « فَتَحْلِفُ لَكُمْ يَهُودُ » . قَالُوا لَيْسُوا بِمُسْلِمِينَ . فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عِنْدِهِ فَبَعَثَ إِلَيْهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِائَةَ نَاقَةٍ حَتَّى أُدْخِلَتْ عَلَيْهِمُ الدَّارَ . فَقَالَ سَهْلٌ فَلَقَدْ رَكَضَتْنِى مِنْهَا نَاقَةٌ حَمْرَاءُ .
Tercemesi:
Bana tshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Bişr b. Ömer haber verdi. (Dedi ki) : Mâlik b. Enes'i şöyle derken işittim: Bana Ebû Leylâ Abdullah b. Abdirahmân b. Sehl, Sehl b. Ebî Hasme'den naklen rivayet etti. Sehl de kavminin büyüklerinden ma'dûd bazı zevattan naklen ona haber vermiş ki, Abdullah b. Seh! ile Muhayyisa başlarına gelen bir sıkıntıdan dolayı Hayber'e çıkmışlar. Az sonra Muhayyisa gelerek Abdullah b. SenTin öldürüldüğünü ve bir koyuya veya bir çukura atıldığını haber vermiş. Arka çığın dan yahudilere giderek: Vallahi onu siz öldürdünüz! demiş. Yahudiler:
— Vallahi onu biz öldürmedik! demişler. Sonra dönüp kavminin yanına gelmiş. Bunu onlara da anlatmış. Bilâhare kendinden büyük olan kardeşi Huveyyisa ve Abdurrahmân b. Sehl ile birlikte gelmişler. Mu-hayyisa konuşmağa davranmış. Hayber'de bulunan da o imiş. Fakat Re-sûlüllah (Saiiatkihü Aleyhi ve Seüem)—yaşı kasdederek— Muhay yisa'ya:
«Büyült, büyült!» buyurmuş. Bunun üzerine Huveyyisa konuşmuş. Sonra Muhayyisa konuşmuş. Resûlüllah (Sailaliahü Aleyhi ve Sellem) ;
«Yâ arkadaşınızın diyetini verirler yahut harbe hazır olduklarını bize bildirirler» buyurmuş. Resûlüllah (Sailaliahü Aleyhi ve Sellem)bu hususta onlara mektup da yazmış. Yahudiler: «Vallahi onu biz öldürmedik!» diye cevap yazmışlar. Bunun üzerine Kesû\ıd\ah(Sattallahü Aleyhi ve SeUem) Huveyyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman'a:
«Yemîn verir de arkadaşınızın kanını hak eder misiniz?» diye sormuş.
— Hayır! demişler.
«Yahudiler size yemîn etsinler mi?» buyurmuş.
— Onlar müslüman değildir! demişler. Artık Resûlüllah (SaUalİah'ü Aleyhi ve Sellem) de onun diyetini kendinden vermiş; ve onlara yüz dişi deve göndererek tâ evlerine kadar götürülmüş.
Sehl de: «Gerçekten beni onlardan kızıl bir dişi deve tepdi.» demiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4349, /706
Senetler:
()
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Yemin, Kasame
Yemin, yeminle istenileni vermek