Öneri Formu
Hadis Id, No:
16639, T001168
Hadis:
حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حَبِيبٍ عَنِ الْحَجَّاجِ الصَّوَّافِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يَغَارُ وَالْمُؤْمِنُ يَغَارُ وَغَيْرَةُ اللَّهِ أَنْ يَأْتِىَ الْمُؤْمِنُ مَا حَرَّمَ عَلَيْهِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَذَا الْحَدِيثُ وَكِلاَ الْحَدِيثَيْنِ صَحِيحٌ . وَالْحَجَّاجُ الصَّوَّافُ هُوَ الْحَجَّاجُ بْنُ أَبِى عُثْمَانَ وَأَبُو عُثْمَانَ اسْمُهُ مَيْسَرَةُ. وَالْحَجَّاجُ يُكْنَى أَبَا الصَّلْتِ وَثَّقَهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ . حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ الْعَطَّارُ عَنْ عَلِىِّ بْنِ الْمَدِينِىِّ قَالَ: سَأَلْتُ يَحْيَى بْنَ سَعِيدٍ الْقَطَّانَ عَنْ حَجَّاجٍ الصَّوَّافِ فَقَالَ: ثِقَةٌ فَطِنٌ كَيِّسٌ .
Tercemesi:
Bize Humeyd b. Mes’ade, ona Süfyan b. Habib, ona el-Haccâc es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah kıskanır, mümin de kıskanır. Allah’ın kıskanması ise müminin, Allah’ın kendisine haram kıldığı şeyleri yapmasından dolayıdır.”
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Âişe ve Abdullah b. Ömer’den gelmiş rivayetler de vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ebu Hureyre’nin hadisi hasen garip bir hadistir. Yahya b. Ebu Kesir’e, Ebu Seleme, ona Urve, ona Ebu Bekr’in kızı Esma’nın Nebi’den (sav) bir rivayeti olarak da bu hadis rivayet edilmiş bulunmaktadır. Her iki hadis de sahihtir.
Haccâc es-Savvâf’ın adı, el-Haccâc b. Ebu Osman’dır. Ebu Osman’ın adı ise Meysere’dir. el-Haccac’ın künyesi Ebu’s-Salt olup, Yahya b. Saîd onun sika olduğunu ifade etmiştir.
Bize Ebu Bekr el-Attar, Ali el-Medînî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Yahya b. Saîd el-Kattan’a Haccâc es-Savvâf’a dair soru sordum. O: “Sikadır (güvenilirdir), çok kavrayışlı ve akıllı birisidir” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 14, 3/471
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
5. Süfyan b. Habib el-Basri (Süfyan b. Habib)
6. Humeyd b. Mes'ade es-Sami (Humeyd b. Mes'ade b. Mübarek)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kıskanması
HELALLER VE HARAMLAR
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ وَهَنَّادٌ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ عَنْ عِيسَى بْنِ حِطَّانَ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ سَلاَّمٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ قَالَ أَتَى أَعْرَابِىٌّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ الرَّجُلُ مِنَّا يَكُونُ فِى الْفَلاَةِ فَتَكُونُ مِنْهُ الرُّوَيْحَةُ وَيَكُونُ فِى الْمَاءِ قِلَّةٌ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا فَسَا أَحَدُكُمْ فَلْيَتَوَضَّأْ وَلاَ تَأْتُوا النِّسَاءَ فِى أَعْجَازِهِنَّ فَإِنَّ اللَّهَ لاَ يَسْتَحْيِى مِنَ الْحَقِّ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَخُزَيْمَةَ بْنِ ثَابِتٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَسَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ لاَ أَعْرِفُ لِعَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ الْوَاحِدِ وَلاَ أَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ حَدِيثِ طَلْقِ بْنِ عَلِىٍّ السُّحَيْمِىِّ . وَكَأَنَّهُ رَأَى أَنَّ هَذَا رَجُلٌ آخَرُ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16631, T001164
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ وَهَنَّادٌ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ عَاصِمٍ الأَحْوَلِ عَنْ عِيسَى بْنِ حِطَّانَ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ سَلاَّمٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ قَالَ أَتَى أَعْرَابِىٌّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ الرَّجُلُ مِنَّا يَكُونُ فِى الْفَلاَةِ فَتَكُونُ مِنْهُ الرُّوَيْحَةُ وَيَكُونُ فِى الْمَاءِ قِلَّةٌ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا فَسَا أَحَدُكُمْ فَلْيَتَوَضَّأْ وَلاَ تَأْتُوا النِّسَاءَ فِى أَعْجَازِهِنَّ فَإِنَّ اللَّهَ لاَ يَسْتَحْيِى مِنَ الْحَقِّ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَخُزَيْمَةَ بْنِ ثَابِتٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَسَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ لاَ أَعْرِفُ لِعَلِىِّ بْنِ طَلْقٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ الْوَاحِدِ وَلاَ أَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ حَدِيثِ طَلْقِ بْنِ عَلِىٍّ السُّحَيْمِىِّ . وَكَأَنَّهُ رَأَى أَنَّ هَذَا رَجُلٌ آخَرُ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Meni’(el-Bağavî) ve Hennad (b. Seri et-Temimî), onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hazım el-A'mâ), ona Asım (b. Süleyman) el-Ahval, ona İsa b. Hittan (er-Rakkaşî), ona da Müslim b. Sellam (el-Hanefî), Ali b. Talk’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Bir bedevi Peygamber Efendimiz’e (sav) gelerek şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bizden biri çölde iken yellenir ve su da çok az olursa ne yapması gerekir?” Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: Sizden biriniz yellendiğinde hemen abdestini alsın, kadınlarınıza arkalarından (anüs) yaklaşmayın, Allah hakkı söylemekten çekinmez.” Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Huzeyme b. Sabit, İbn Abbas ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivayet edilmiştir. Tirmîzî: Ali b. Talk hadisi hasendir. Muhammed’den işittim diyordu ki: Bu tek bir hadisten başka Ali b. Talk’ın Rasulullah’tan (sav) rivayetini bilmiyoruz. Yine bu hadis, Ali b. Talk’a mı ait, yoksa Talk b. Ali es Suhaymî’nin midir onu da bilmiyoruz. Ona göre anlaşılan, bu hadisi rivayet eden ravi, Rasulullah’ın (sav) sahabilerinden bir başkasıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 12, 3/468
Senetler:
1. Ali b. Talk el-Hanefi (Ali b. Talk b. Amr)
2. Ebu Abdulmelik Müslim b. Sellam el-Hanefi (Müslim b. Sellam)
3. İsa b. Hittan er-Rakkaşi (İsa b. Hittan)
4. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Abdest, yellenmek abdest gerektirir mi?
Cinsel Hayat, cinsel ilişki, dübürden
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16634, T001166
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مُسْلِمٍ وَهُوَ ابْنُ سَلاَّمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا فَسَا أَحَدُكُمْ فَلْيَتَوَضَّأْ وَلاَ تَأْتُوا النِّسَاءَ فِى أَعْجَازِهِنَّ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَعَلِىٌّ هَذَا هُوَ عَلِىُّ بْنُ طَلْقٍ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî) ve bir çok ravi, onlara Veki' (b. Cerrah), ona Abdulmelik b. Müslim b. Sellam (el-Medainî), ona babası (Ebu Abdulmelik b.Müslim b. Sellam el-Hanefî), ona da Ali (b. Talk el-Hanefî) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Herhangi biriniz yellendiğinde abdest alsın ve kadınlarınıza arkalarından (anüs) yaklaşmayın.”
Tirmîzî: Burada zikri geçen Ali, Ali b. Talk’tır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 12, 3/469
Senetler:
1. Ali b. Talk el-Hanefi (Ali b. Talk b. Amr)
2. Ebu Abdulmelik Müslim b. Sellam el-Hanefi (Müslim b. Sellam)
3. Abdulmelik b. Müslim el-Medaini (Abdulmelik b. Müslim b. Sellam)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Abdest, yellenmek abdest gerektirir mi?
Cinsel Hayat, cinsel ilişki, dübürden
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ مَخْرَمَةَ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ كُرَيْبٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ إِلَى رَجُلٍ أَتَى رَجُلاً أَوِ امْرَأَةً فِى الدُّبُرِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . و روى وكيع هذا الحديث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16632, T001165
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ مَخْرَمَةَ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ كُرَيْبٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَنْظُرُ اللَّهُ إِلَى رَجُلٍ أَتَى رَجُلاً أَوِ امْرَأَةً فِى الدُّبُرِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . و روى وكيع هذا الحديث
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah, bir erkeğe veya kadına arkasından yaklaşan kimseye rahmet bakışıyla bakmaz.” Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.
Bu hadisi Vekî’de rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 12, 3/469
Senetler:
()
Konular:
Cinsel Hayat, cinsel ilişki, dübürden
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16636, T001167
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُبَيْدَةَ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ خَالِدٍ عَنْ مَيْمُونَةَ بِنْتِ سَعْدٍ وَكَانَتْ خَادِمًا لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الرَّافِلَةِ فِى الزِّينَةِ فِى غَيْرِ أَهْلِهَا كَمَثَلِ ظُلْمَةِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ نُورَ لَهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُوسَى بْنِ عُبَيْدَةَ . وَمُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ وَهُوَ صَدُوقٌ . وَقَدْ رَوَاهُ بَعْضُهُمْ عَنْ مُوسَى بْنِ عُبَيْدَةَ وَلَمْ يَرْفَعْهُ .
Tercemesi:
Sa’d’ın kızı Meymûne (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ailesi dışındaki kimselere süslenerek görünmeye çalışan kadının durumu kıyamet günü gerçekleşecek karanlıklar gibidir, ona hiçbir şekilde aydınlık yoktur.” Tirmîzî: Bu hadisi sadece Musa b. Ubeyde’nin hadisinden bilmekteyiz. Musa b. Ubeyde ise kendisi çok doğru bir kimse olmakla beraber hadis konusunda zayıf sayılmıştır.
Bazı râvîler bu hadisi merfu olmaksızın Musa b. Ubeyde’den rivâyet etmektedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 13, 3/470
Senetler:
()
Konular:
Kadın, kocasından başkası için süslenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16640, T001169
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُسَافِرَ سَفَرًا يَكُونُ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فَصَاعِدًا إِلاَّ وَمَعَهَا أَبُوهَا أَوْ أَخُوهَا أَوْ زَوْجُهَا أَوِ ابْنُهَا أَوْ ذُو مَحْرَمٍ مِنْهَا » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ « لاَ تُسَافِرُ الْمَرْأَةُ مَسِيرَةَ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ إِلاَّ مَعَ ذِى مَحْرَمٍ » . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ. يَكْرَهُونَ لِلْمَرْأَةِ أَنْ تُسَافِرَ إِلاَّ مَعَ ذِى مَحْرَمٍ . وَاخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى الْمَرْأَةِ إِذَا كَانَتْ مُوسِرَةً وَلَمْ يَكُنْ لَهَا مَحْرَمٌ هَلْ تَحُجُّ؟ فَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ يَجِبُ عَلَيْهَا الْحَجُّ لأَنَّ الْمَحْرَمَ مِنَ السَّبِيلِ. لِقَوْلِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ( مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً ) فَقَالُوا: إِذَا لَمْ يَكُنْ لَهَا مَحْرَمٌ فَلاَ تَسْتَطِيعُ إِلَيْهِ سَبِيلاً . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَأَهْلِ الْكُوفَةِ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا كَانَ الطَّرِيقُ آمِنًا فَإِنَّهَا تَخْرُجُ مَعَ النَّاسِ فِى الْحَجِّ . وَهُوَ قَوْلُ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ وَالشَّافِعِىِّ .
Tercemesi:
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının yanında babası veya oğlu veya kocası veya kardeşi veya nikahlanması haram olan bir kimse olmaksızın üç gün veya daha fazla sürecek bir yolculuğa tek başına çıkması helal değildir.” Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre, İbn Abbâs ve İbn Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.
Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: “Bir kadın beraberinde nikahlanamayacağı kimselerden biri olmaksızın bir günlük ve gecelik yolculuğa çıkmasın.”
İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar. Yanında nikahlanması mümkün olmayan kimselerden biri bulunmaksızın yolculuk yapmasını hoş karşılamazlar. İlim adamları zengin olup mahremi olmayan bir kadını hacca gidip gidemeyeceği konusunda ayrı görüşler ortaya koymuşlardır. Bazı ilim adamları o kadına hac vâcib değildir. Çünkü Allah; “Kimin haccetme yoluna gücü yeterse” buyuruyor mahremi olmamak ta yolculuğun şartlarındandır. Bundan dolayı “Mahremi olmadığı için Beytullahın yoluna onun gücü yetmez” dediler. Sûfyân es Sevrî ve Küfeliler bu görüştedirler. Bazı ilim adamları da “Yol güvenliği varsa diğer hacca gidenlerle birlikte O’da yola çıkar.” Mâlik ve Şâfii bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 15, 3/472
Senetler:
()
Konular:
Kadın, yalnız yolculuğa çıkması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16642, T001170
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْخَلاَّلُ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تُسَافِرُ امْرَأَةٌ مَسِيرَةَ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ إِلاَّ وَمَعَهَا ذُو مَحْرَمٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kadın bir günlük ve bir gecelik yola yanında bir mahremi (Nikahlanması mümkün olmayan bir erkek yakını) olmaksızın çıkmasın.” Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 15, 3/473
Senetler:
()
Konular:
Kadın, hac yolculuğu
Kadın, yalnız yolculuğa çıkması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16644, T001171
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِيَّاكُمْ وَالدُّخُولَ عَلَى النِّسَاءِ » . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَرَأَيْتَ الْحَمْوَ قَالَ « الْحَمْوُ الْمَوْتُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُمَرَ وَجَابِرٍ وَعَمْرِو بْنِ الْعَاصِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَإِنَّمَا مَعْنَى كَرَاهِيَةِ الدُّخُولِ عَلَى النِّسَاءِ عَلَى نَحْوِ مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَخْلُوَنَّ رَجُلٌ بِامْرَأَةٍ إِلاَّ كَانَ ثَالِثَهُمَا الشَّيْطَانُ » . وَمَعْنَى قَوْلِهِ « الْحَمْوُ » . يُقَالُ هُوَ أَخُو الزَّوْجِ. كَأَنَّهُ كَرِهَ لَهُ أَنْ يَخْلُوَ بِهَا .
Tercemesi:
Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kadınlarla beraber olmamaya bakın!” Bunun üzerine Ensârdan bir adam: Ey Allah’ın Rasûlü dedi: “Kocanın babası ve oğullarından başka olan diğer akrabaların durumuna ne dersin? “Onlarla birlikte olmak ölüm gibi felakettir” buyurdular. Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Câbir ve Amr b. As’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ukbe b. Âmir hadisi hasen sahihtir. Gerçekten kadınlarla birlikte olmanın hoş olmayışı Rasûlullah (s.a.v.)’in şu hadisine uygunluğundandır. “Bir erkek bir kadınla tek başına bir arada kalmasın üçüncüleri şeytandır.”
Hadiste geçen “El Hamv” kocanın kardeşi demektir. Bir kadının kocasının kardeşiyle bir arada kalması ölümden beter tehlikeler ortaya çıkarabilir. O yönden hoş görülmemiş daha tehlikelidir denmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 16, 3/474
Senetler:
()
Konular:
Halvet, kadınla tek başına birarada kalınması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16649, T001173
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ مُوَرِّقٍ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْمَرْأَةُ عَوْرَةٌ فَإِذَا خَرَجَتِ اسْتَشْرَفَهَا الشَّيْطَانُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kadın yabancılara görünmemesi gerekendir. Kadın bu sınırlamanın dışına çıkar ve sokağa dökülürse şeytan onu ayartıp doğru yoldan çıkarabilir.” Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Radâ' 18, 3/476
Senetler:
()
Konular:
Kadın, kadının sokağa çıkması