وَالَّذِينَ آمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُم مِّنْ عَمَلِهِم مِّن شَيْءٍ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ

İman eden ve soylarından gelenler de, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir.

Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/21, /

فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ

Yalanlayanların vay haline o gün!

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/11, /

يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاء مَوْرًا

O gün gök sallanıp çalkalanır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/9, /

وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا

Dağlar yürüdükçe yürür.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/10, /

الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ

Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/12, /

هَذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

"İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/14, /

أَفَسِحْرٌ هَذَا أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ

Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/15, /

اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاء عَلَيْكُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/16, /

أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ

Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/35, /

أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بَل لَّا يُوقِنُونَ

Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır! Onlar bir türlü anlayıp inanmazlar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Tûr 52/36, /