وَفِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ

Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/19, /

وَفِي أَنفُسِكُمْ أَفَلَا تُبْصِرُونَ

Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/21, /

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/15, /

آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُحْسِنِينَ

“Rablerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce de dünyada güzel davranırlardı.”

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/16, /

وَفِي الْأَرْضِ آيَاتٌ لِّلْمُوقِنِينَ

Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/20, /

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ ضَيْفِ إِبْرَاهِيمَ الْمُكْرَمِينَ

İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/24, /

إِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ

Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/25, /

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ

"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/56, /

مَا أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ

Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/57, /

وَالذَّارِيَاتِ ذَرْوًا

• Kur'an Kur'an-ı Kerim Zâriyât 51/1, /