32 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona Amr b. Yahya ona dedesi (Saîd b. Amr), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) "Allah'ın gönderdiği her peygamber mutlaka çobanlık yapmıştır" buyurdu. Bunun üzerine sahabe "Sen de mi?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Evet, ben de Mekke halkının koyunlarını (her koyun için) bir karârît (almak koşuluyla) güderdim" buyurdu.
Açıklama: Karârît: Dinâr'ın yirmide birine denk gelen bir para birimidir. Mekke civarında Ciyâd yakınlarında bir yerin adı olduğu da söylenmektedir.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Ya'lâ b. Müslim ve Amr b. Dinâr, ona Saîd b. Cübeyr, ona İbn Abbas (r.anhuma), ona da Ubeyy b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "(Hızır ile Musa) yürüdüler, derken yıkılmak üzere olan bir duvara denk geldiler" (Kehf, 77) Saîd der ki: Hızır eliyle duvara şöyle işaret etti ve ellerini duvarın üzerine kaldırıp onu doğrultuverdi. Ya'lâ da der ki: Ben Saîd'in, "Hızır elini duvara sürdü ve onu doğrulttu" dediğini sanıyorum. Musa Hızır'a "eğer isteseydin elbette bu iş karşılığında bir ücret alırdın" dedi. Saîd der ki: Karnımızı doyuracağımız bir ücret alırdın.
Açıklama: Kıssanın tamamı için B003401 numaralı hadis bakınız.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Ya'lâ b. Müslim ve Amr b. Dinâr, ona Saîd b. Cübeyr, ona İbn Abbas (r.anhuma), ona da Ubeyy b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "(Hızır ile Musa) yürüdüler, derken yıkılmak üzere olan bir duvara denk geldiler" (Kehf, 77) Saîd der ki: Hızır eliyle duvara şöyle işaret etti ve ellerini duvarın üzerine kaldırıp onu doğrultuverdi. Ya'lâ da der ki: Ben Saîd'in, "Hızır elini duvara sürdü ve onu doğrulttu" dediğini sanıyorum. Musa Hızır'a "eğer isteseydin elbette bu iş karşılığında bir ücret alırdın" dedi. Saîd der ki: Karnımızı doyuracağımız bir ücret alırdın.
Açıklama: Kıssanın tamamı için B003401 numaralı hadis bakınız.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir, Dîloğullarının Abd b. Adiyyoğulları koluna mensup, kılavuzlukta son derece mahir olan bir adamı kılavuz olarak tuttular. Bu adam Âs b. Vâil ailesi ile dayanışma yemini ederek elini kana batırmıştı ve halen Kureyş kâfirlerinin dini üzere idi. Fakat Peygamber ile Ebu Bekir ona güvenip develerini ona teslim ettiler ve üç gece sonra develeriyle beraber Sevr mağarasında buluşmak üzere sözleşip anlaşma yaptılar. Üçüncü gecenin sabahında bu kişi, Peygamber ile Ebu Bekir'in develerini de alarak Sevr'e, onların yanına geldi. Hz. Peygamber (sav) ve Ebu Bekir, beraberlerinde Âmir ibn Fuhayre halde yola çıktılar. Kılavuz Dîlî, onları Mekke'nin alt tarafına kalan sahil yolundan götürdü.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Peygamber'in eşi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir, Dîloğullarından, kılavuzlukta son derece mahir olan bir adamı kılavuz olarak tuttular. Bu adam Kureyş kâfirlerinin dini üzere idi. Hz. Peygamber (sav) ile Ebu Bekir develerini ona teslim ettiler ve üç gece sonra, üçüncü gecenin sabahında Sevr mağarasında buluşmak üzere sözleştiler.
Bize Müsedded, ona Abdulvâhid, ona Ma'mer, ona Abdullah b. Tâvus, ona Babası (Tâvus b. Keysân), ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kervanları pazara girmeden önce yolda karşılamayınız. Şehirli kimse, köylünün malını onun namına cambazlık yaparak satamaz." Tavus derki: Ben İbn Abbas'a, Hz. Peygamber'in "şehirli, köylünün malını satamaz" sözünün anlamını sordum, o da şöyle cevap verdi: "Şehirli, köylüye simsarlık edemez" dedi.