Bana (Yahya), ona Mâlik, ona da Hâzim b. Dînar, Ebu İdris el-Havlânî’den rivayet etmiştir:
"Dimaşk mescidine girdiğimde, insanların saygı gösterdiği parlak bir genç gördüm. Etrafındaki insanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona soruyor; o ne derse onu yapıyorlardı. Onun kim olduğunu sordum. Muâz b. Cebel’dir, dediler. Ertesi günü erken gittim, ancak onun benden erken geldiğini ve namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim, sonra ön tarafından ona doğru yürüdüm ve selam verdim; sonra da: 'Vallahi, ben seni Allah için seviyorum', dedim. O, 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bir daha 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bunun üzerine ridamın düğüm yerini yakalayarak beni kendisine doğru çekti ve dedi ki: Sana müjde! Çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim:
"Şanı mübarek ve yüce olan Allah buyurdu ki:
"Benim rızamı esas alarak birbirini sevenlere, benim rızamla oturup kalkanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim muhabbetim vacip olmuştur."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38875, MU001748
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى حَازِمِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ أَنَّهُ قَالَ:
دَخَلْتُ مَسْجِدَ دِمَشْقَ فَإِذَا فَتًى شَابٌّ بَرَّاقُ الثَّنَايَا وَإِذَا النَّاسُ مَعَهُ إِذَا اخْتَلَفُوا فِى شَىْءٍ أَسْنَدُوا إِلَيْهِ وَصَدَرُوا عَنْ قَوْلِهِ فَسَأَلْتُ عَنْهُ فَقِيلَ هَذَا مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ . فَلَمَّا كَانَ الْغَدُ هَجَّرْتُ فَوَجَدْتُهُ قَدْ سَبَقَنِى بِالتَّهْجِيرِ وَوَجَدْتُهُ يُصَلِّى قَالَ فَانْتَظَرْتُهُ حَتَّى قَضَى صَلاَتَهُ ثُمَّ جِئْتُهُ مِنْ قِبَلِ وَجْهِهِ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ ثُمَّ قُلْتُ وَاللَّهِ إِنِّى لأُحِبُّكَ لِلَّهِ . فَقَالَ آللَّهِ فَقُلْتُ آللَّهِ . فَقَالَ آللَّهِ فَقُلْتُ آللَّهِ . فَقَالَ آللَّهِ فَقُلْتُ آللَّهِ . قَالَ فَأَخَذَ بِحُبْوَةِ رِدَائِى فَجَبَذَنِى إِلَيْهِ وَقَالَ 'أَبْشِرْ' فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ قَالَ:
" اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى وَجَبَتْ مَحَبَّتِى لِلْمُتَحَابِّينَ فِىَّ وَالْمُتَجَالِسِينَ فِىَّ وَالْمُتَزَاوِرِينَ فِىَّ وَالْمُتَبَاذِلِينَ فِىَّ."
Tercemesi:
Bana (Yahya), ona Mâlik, ona da Hâzim b. Dînar, Ebu İdris el-Havlânî’den rivayet etmiştir:
"Dimaşk mescidine girdiğimde, insanların saygı gösterdiği parlak bir genç gördüm. Etrafındaki insanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona soruyor; o ne derse onu yapıyorlardı. Onun kim olduğunu sordum. Muâz b. Cebel’dir, dediler. Ertesi günü erken gittim, ancak onun benden erken geldiğini ve namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim, sonra ön tarafından ona doğru yürüdüm ve selam verdim; sonra da: 'Vallahi, ben seni Allah için seviyorum', dedim. O, 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bir daha 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bunun üzerine ridamın düğüm yerini yakalayarak beni kendisine doğru çekti ve dedi ki: Sana müjde! Çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim:
"Şanı mübarek ve yüce olan Allah buyurdu ki:
"Benim rızamı esas alarak birbirini sevenlere, benim rızamla oturup kalkanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim muhabbetim vacip olmuştur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1748, 1/372
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarını değerlendirme ölçüsü
Dostluk, arkadaşlık
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Sevgi, Allah için sevmek
Sevgi, Allah'ın sevgisini kazanmanın yolları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38862, MU001735
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زِيَادِ بْنِ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ سَدَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَاصِيَتَهُ مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ فَرَقَ بَعْدَ ذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ لَيْسَ عَلَى الرَّجُلِ يَنْظُرُ إِلَى شَعَرِ امْرَأَةِ ابْنِهِ أَوْ شَعَرِ أُمِّ امْرَأَتِهِ بَأْسٌ .
Tercemesi:
Bize Malik, ona Ziyad b. Sa'd, ona da İbn Şihab şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) saçlarını Allah'ın dilediği kadar alnına doğru saldı (uzattı), sonra da ortasından ikiye ayırdı."
İmam Malik: "Bir adamın gelininin saçlarına veya kayın validesinin saçlarına bakmasında bir mahzur yoktur." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1735, 1/370
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
2. Ebu Abdurrahman Ziyad b. Sa'd el-Horasanî (Ziyad b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Süslenme, Saç tıraşı/bakımı
Tesettür, erkeğin ve kadının avret durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38872, MU001745
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَعْمَرٍ عَنْ أَبِى الْحُبَابِ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَيْنَ الْمُتَحَابُّونَ لِجَلاَلِى الْيَوْمَ أُظِلُّهُمْ فِى ظِلِّى يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلِّى.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ma‘mer, ona Ebu’l-Hubab Saîd b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz şanı mübarek ve yüce Allah Kıyamet gününde: Benim celalim için birbirini sevenler nerede? Bugün ben onları gölgemden başka hiçbir gölgenin olmadığı bir günde kendi gölgemde barındıracağım, buyuracak.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1745, 1/372
Senetler:
1. Ebu Tuvâle Abdullah b. Abdurrahman el-Ensarî (Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer b. Hazm b. Zeyd)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Allah İnancı, Kıyamet günü insanlarla konuşur
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Seçki, İlişkiler ağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38873, MU001746
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَوْ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ فِى عِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُتَعَلِّقٌ بِالْمَسْجِدِ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ حَتَّى يَعُودَ إِلَيْهِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ اجْتَمَعَا عَلَى ذَلِكَ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ ذَاتُ حَسَبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensarî, ona Hafs b. Âsım, ona Ebu Saîd el-Hudrî’nin ya da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Yüce Allah, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin bulunmayacağı bir günde, şu yedi kişiyi gölgesinde barındıracaktır. Adaletli bir yönetici, Allah’a ibadet ederek yetişmiş bir genç, mescitten çıkacak olursa tekrar oraya dönünceye kadar kalbi mescide bağlı bir adam, Allah için bir birini seven, bu uğurda bir araya gelen ve bunun için birbirinden ayrılan iki adam, tenhada (yalnız başına) iken Allah’ı anarak gözlerinden yaş boşalan bir adam ve makam sahibi güzel bir kadın kendisini davet etiği halde, ben Allah’tan korkarım diyen bir adam, bir de sol eli sağ elinin neyi infak ettiğini bilmeyecek kadar gizlice bir sadaka veren bir adam.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1746, 1/372
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Kıyamet, ahvali
Kıyamet, kıyamet günü çağrılacak ilk kimseler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38874, MU001747
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِذَا أَحَبَّ اللَّهُ الْعَبْدَ قَالَ لِجِبْرِيلَ قَدْ أَحْبَبْتُ فُلاَنًا فَأَحِبَّهُ . فَيُحِبُّهُ جِبْرِيلُ ثُمَّ يُنَادِى فِى أَهْلِ السَّمَاءِ إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَحَبَّ فُلاَنًا فَأَحِبُّوهُ . فَيُحِبُّهُ أَهْلُ السَّمَاءِ ثُمَّ يُوضَعُ لَهُ الْقَبُولُ فِى الأَرْضِ . وَإِذَا أَبْغَضَ اللَّهُ الْعَبْدَ . قَالَ مَالِكٌ لاَ أَحْسِبُهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ فِى الْبُغْضِ مِثْلَ ذَلِكَ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah kulu severse Cebrail’e: Ben filanı sevdim, sen de onu sev, der. Bunun üzerine Cebrail de onu sever sonra da semadakiler arasında: Muhakkak Allah filan kulunu sevdi, siz de onu sevin, diye nida eder. Bunun üzerine semadakiler de onu sever, sonra yeryüzünde onun lehine kabul görmek (lütfu) indirilir. Allah bir kula da buğzetti mi – Mâlik dedi ki: Buğz hakkında da ancak bunun bir benzerini söylediğini zannediyorum.-
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1747, 1/372
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın sevmesi ve sevginin tezahürü
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ قَالَ أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَأَى عِفْرِيتًا مِنَ الْجِنِّ يَطْلُبُهُ بِشُعْلَةٍ مِنْ نَارٍ كُلَّمَا الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ فَقَالَ لَهُ جِبْرِيلُ أَفَلاَ أُعَلِّمُكَ كَلِمَاتٍ تَقُولُهُنَّ إِذَا قُلْتَهُنَّ طَفِئَتْ شُعْلَتُهُ وَخَرَّ لِفِيهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَلَى فَقَالَ جِبْرِيلُ فَقُلْ أَعُوذُ بِوَجْهِ اللَّهِ الْكَرِيمِ وَبِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ اللاَّتِى لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فَاجِرٌ مِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَشَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا وَشَرِّ مَا ذَرَأَ فِى الأَرْضِ وَشَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمِنْ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمِنْ طَوَارِقِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِلاَّ طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
204028, MU001742
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ قَالَ أُسْرِىَ بِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَرَأَى عِفْرِيتًا مِنَ الْجِنِّ يَطْلُبُهُ بِشُعْلَةٍ مِنْ نَارٍ كُلَّمَا الْتَفَتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ فَقَالَ لَهُ جِبْرِيلُ أَفَلاَ أُعَلِّمُكَ كَلِمَاتٍ تَقُولُهُنَّ إِذَا قُلْتَهُنَّ طَفِئَتْ شُعْلَتُهُ وَخَرَّ لِفِيهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَلَى فَقَالَ جِبْرِيلُ فَقُلْ أَعُوذُ بِوَجْهِ اللَّهِ الْكَرِيمِ وَبِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ اللاَّتِى لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فَاجِرٌ مِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ وَشَرِّ مَا يَعْرُجُ فِيهَا وَشَرِّ مَا ذَرَأَ فِى الأَرْضِ وَشَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمِنْ فِتَنِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمِنْ طَوَارِقِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ إِلاَّ طَارِقًا يَطْرُقُ بِخَيْرٍ يَا رَحْمَنُ .
Tercemesi:
O (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) İsra’ya yürütüldüğü gece cinlerden bir ifrit gördü. Elinde bir ateş meşalesiyle onun arkasından geliyordu. Rasulullah (sav) her dönüp baktığında onu görüyordu. Bunun üzerine Cebrail ona: Söylemen halinde onun meşalesinin sönmesini ve yüz üstü düşmesini sağlayacak, söyleyeceğin bir takım kelimeleri sana öğreteyim mi? dedi. Rasulullah (sav): “Evet öğret” deyince, Cebrail dedi ki: Euzû bi vechi’l-lahi’l-kerim ve bi kelimâtillahi’t-tâmmêt elletî lâ yucâvizuhunne berrun ve lâ fâcir min şerri mâ yenzilu mine’s-semâ ve şerri mâ ye’rucu fîhâ ve şerri mâ zerae fi’l-ardi ve şerri mâ yehrucu minhâ ve min fiteni’l-leyli ve’n-nehâr ve min tavâriki’l-leyli ve’n-nehâr illâ târikan yetruku bi hayrin, ya Rahmân: Gökten inenlerin şerrinden, oraya yükselenlerin kötülüklerinden, yerde yarattıklarının şerrinden, oradan çıkanların kötülüklerinden, gece ve gündüzün fitnelerinden,–hayır ile gelen müstesnâ- gece ve gündüz bastıranların şerrinden, iyi ve kötü bir kimsenin asla aşamayacağı Allah’ın eksizsiz kelimeleri ile Allah’ın kerim zatına sığınırım, ey Rahman, de dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1742, 1/371
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, istiazesi
Melek, Cin, Şeytan
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ فِى الْجَنَّةِ كَهَاتَيْنِ إِذَا اتَّقَى . وَأَشَارَ بِإِصْبُعَيْهِ الْوُسْطَى وَالَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ .
Açıklama: İmam Malik'in Belağı: Hadisin isnadının hazf edildiğinin ifadesidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38864, MU001737
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَنَا وَكَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أَوْ لِغَيْرِهِ فِى الْجَنَّةِ كَهَاتَيْنِ إِذَا اتَّقَى . وَأَشَارَ بِإِصْبُعَيْهِ الْوُسْطَى وَالَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ .
Tercemesi:
Bana Malik, ona Safvan b. Süleym, belağ etti (isnadı ilk ravisine kadar vardı)[ona Enîse, ona Ümmü Sa'd bt. Mürre el-Fihrî, ona babası (Mürre)], Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kendisinin ya da başkasının yetimine bakıp işlerini yürüten kimse, haksızlıktan sakındığı takdirde, cennette benimle şöyle (yan yana) dır." Ve işaret parmağı ile ortaparmağını yanyana getirerek gösterdi.
Açıklama:
İmam Malik'in Belağı: Hadisin isnadının hazf edildiğinin ifadesidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Şe'ar 1737, 1/370
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Ebu Abdullah Safvan b. Süleym el-Kuraşi (Safvan b. Süleym)
Konular:
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yetim,
Yetim, yetimlere haksızlık etmemek