Öneri Formu
Hadis Id, No:
33399, D004543
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى فِى الدِّيَةِ عَلَى أَهْلِ الإِبِلِ مِائَةً مِنَ الإِبِلِ وَعَلَى أَهْلِ الْبَقَرِ مِائَتَىْ بَقَرَةٍ وَعَلَى أَهْلِ الشَّاءِ أَلْفَىْ شَاةٍ وَعَلَى أَهْلِ الْحُلَلِ مِائَتَىْ حُلَّةٍ وَعَلَى أَهْلِ الْقَمْحِ شَيْئًا لَمْ يَحْفَظْهُ مُحَمَّدٌ."
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona da Ata b. Ebu Rabah'tan rivayet ettiğine göre: "Rasulullah (sav) diyeti; deve sahiplerine yüz deve, sığır sahiplerine iki yüz sığır, koyun sahiplerine iki bin koyun, elbise sahiplerine de iki yüz elbise olarak tayin etti. Buğday sahiplerine de bir şey tayin etti ama (rivayeti Ata'dan aktaran) Muhammed (b. İshak) onu aklında tutamadı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 18, /1040
Senetler:
1. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
2. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33404, D004548
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ خَالِدٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ مَعْنَاهُ [عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ أَوْسٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَ يَوْمَ الْفَتْحِ بِمَكَّةَ فَكَبَّرَ ثَلاَثًا ثُمَّ قَالَ "لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ صَدَقَ وَعْدَهُ وَنَصَرَ عَبْدَهُ وَهَزَمَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ." إِلَى هَا هُنَا حَفِظْتُهُ عَنْ مُسَدَّدٍ ثُمَّ اتَّفَقَا "أَلاَ إِنَّ كُلَّ مَأْثُرَةٍ كَانَتْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تُذْكَرُ وَتُدْعَى مِنْ دَمٍ أَوْ مَالٍ تَحْتَ قَدَمَىَّ إِلاَّ مَا كَانَ مِنْ سِقَايَةِ الْحَاجِّ وَسِدَانَةِ الْبَيْتِ." ثُمَّ قَالَ "أَلاَ إِنَّ دِيَةَ الْخَطَإِ شِبْهِ الْعَمْدِ مَا كَانَ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِى بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا." وَحَدِيثُ مُسَدَّدٍ أَتَمُّ]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona da Halid'den bu hadisi aynı isnâd ve benzeri bir mana ile rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 19, /1041
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ukbe b. Evs es-Sedûsî (Ukbe b. Evs)
3. Kasım b. Rabî'a el-Ğatafânî (Kasım b. Rabî'a b. Cevşen)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Şehirler, Mekke, Mekkenin fethi ve sonraki gelişmeler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271654, D004503-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ فَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ زِيَادَ بْنَ ضُمَيْرَةَ الضَّمْرِىَّ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرٍ أَنَّهُ سَمِعَ زِيَادَ بْنَ سَعْدِ بْنِ ضُمَيْرَةَ السُّلَمِىَّ - وَهَذَا حَدِيثُ وَهْبٍ وَهُوَ أَتَمُّ - يُحَدِّثُ عُرْوَةَ بْنَ الزُّبَيْرِ عَنْ أَبِيهِ - قَالَ مُوسَى - وَجَدِّهِ وَكَانَا شَهِدَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حُنَيْنًا - ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى حَدِيثِ وَهْبٍ - أَنَّ مُحَلِّمَ بْنَ جَثَّامَةَ اللَّيْثِىَّ قَتَلَ رَجُلاً مِنْ أَشْجَعَ فِى الإِسْلاَمِ وَذَلِكَ أَوَّلُ غِيَرٍ قَضَى بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عُيَيْنَةُ فِى قَتْلِ الأَشْجَعِىِّ لأَنَّهُ مِنْ غَطَفَانَ وَتَكَلَّمَ الأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ دُونَ مُحَلِّمٍ لأَنَّهُ مِنْ خِنْدِفَ فَارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ لاَ وَاللَّهِ حَتَّى أُدْخِلَ عَلَى نِسَائِهِ مِنَ الْحَرْبِ وَالْحَزَنِ مَا أَدْخَلَ عَلَى نِسَائِى. قَالَ ثُمَّ ارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ مِثْلَ ذَلِكَ أَيْضًا إِلَى أَنْ قَامَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى لَيْثٍ يُقَالُ لَهُ مُكَيْتِلٌ عَلَيْهِ شِكَّةٌ وَفِى يَدِهِ دَرَقَةٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَمْ أَجِدْ لِمَا فَعَلَ هَذَا فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ مَثَلاً إِلاَّ غَنَمًا وَرَدَتْ فَرُمِىَ أَوَّلُهَا فَنَفَرَ آخِرُهَا اسْنُنِ الْيَوْمَ وَغَيِّرْ غَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"خَمْسُونَ فِى فَوْرِنَا هَذَا وَخَمْسُونَ إِذَا رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ." وَذَلِكَ فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ وَمُحَلِّمٌ رَجُلٌ طَوِيلٌ آدَمُ وَهُوَ فِى طَرَفِ النَّاسِ فَلَمْ يَزَالُوا حَتَّى تَخَلَّصَ فَجَلَسَ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَيْنَاهُ تَدْمَعَانِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى قَدْ فَعَلْتُ الَّذِى بَلَغَكَ وَإِنِّى أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَاسْتَغْفِرِ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَقَتَلْتَهُ بِسِلاَحِكَ فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ اللَّهُمَّ لاَ تَغْفِرْ لِمُحَلِّمٍ ." بِصَوْتٍ عَالٍ زَادَ أَبُو سَلَمَةَ فَقَامَ وَإِنَّهُ لَيَتَلَقَّى دُمُوعَهُ بِطَرَفِ رِدَائِهِ قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ فَزَعَمَ قَوْمُهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَغْفَرَ لَهُ بَعْدَ ذَلِكَ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ الْغِيَرُ الدِّيَةُ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyir, ona Ziyad b. Dumeyra Damri; (T)
Bize Vehb b. Beyan ve Ahmed b. Said Hemdani, onlara İbn Vehb haber verdi. Bana Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona Abdurrahman b. Hars, ona Muhammed b. Cafer, o Ziyad b. Sad b. Dumeyra Selemi'den işitti. Ve bu, Vehb'in hadisidir ve daha eksiksizdir. Ona da Urve b. Zübeyr babasından; Musa ve dedesinden de ikisi de Rasulullah (sav) ile Huneyn gazvesine iştirak ettiler dedi. Şimdi tekrar Vehb rivayetine dönüyoruz: şöyle rivayet etmiştir: Muhallim b. Cessâme el-Leysî, İslâm döneminde, Eşca' boyundan bir adamı öldürdü. -Bu, Rasulullah'ın (sav) hükmettiği ilk diyettir- -Uyeyne, el-Eşcaî'nin katli konusunda konuştu. Çünkü o, (öldürülen Eşcaî gibi) Gatafan kabilesindendi. Ekra' b. Habis de Muhallim'in tarafından konuştu. Çünkü o da (Muhallim gibi) Hındef kabilesindendi. Bu esnada sesler yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav); "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" dedi. Uyeyne; onun kadınları benim kadınlarımın düştüğü keder ve sıkıntıya düşünceye kadar hayır (kabul etmem) vallahi dedi. Sonra sesler (yine) yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav) tekrar; "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" buyurdu. Uyeyne yine önceki söylediğini tekrarladı. Nihayet Beni Leys kabilesinden, üzerinde zırh ve elinde silah olan Mükeytil adındaki adam ayağa kalkıp Ya Rasulullah! Ben bunun İslâm'ın şu ilk günlerinde yaptığı şeye bir koyun sürüsünden başka bir mesel bulamıyorum. Şöyle ki: Sürü suya vardığında öndekiler taşlanırsa arkadakiler kaçar. Bugün (kısas konusundaki) sünnetini işle. İstersen yarın değiştir, dedi. Rasulullah (sav); "şimdi hemen elli (deve). Medine'ye döndüğümüz zaman elli (deve)" buyurdu. Bu olay Rasulullah'ın seferlerinden birisinde oldu. Muhallim (katil) uzun boylu esmer bir adamdı. O insanlar tarafından sevilirdi. İnsanlar, o kurtuluncaya kadar (yardım etmeye) devam ettiler. Rasulullah'ın huzurunda Muhallim'in gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Ya Rasulallah! Ben sana gelen bu işi işledim, Allah'a tövbe ediyorum. Ya Rasulullah! Benim için Allah'tan af dile dedi. Rasulullah (sav); "sen onu İslâm'ın daha ilk günlerinde silahınla öldürdün demek!" Yüksek sesle "Allah'ım, Muhallim'i bağışlama" dedi. Ebu Seleme şunu da ilâve etti: Muhallim, elbisesinin ucu ile gözyaşlarını silerek kalktı. İbn İshak şöyle dedi: Onun kavmi, bundan sonra Rasulullah'ın onun için bağışlanma dilediğini iddia ettiler.
[Ebû Davud şöyle der: Nadr b. Şümeyl: el-ğıyer; diyettir dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 3, /1029
Senetler:
1. Dumeyra b. Sa'd ed-Damri (Dumeyra b. Sa'd)
2. Ziyad b. Sa'd es-Sülemî (Ziyad b. Sa'd b. Dumeyra)
3. Muhammed b. Cafer el-Esedi (Muhammed b. Cafer b. Zübeyir b. Avvam)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Yargı, Hz. Peygamber'in ilk hükmettiği Diyet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271655, D004503-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ فَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ الزُّبَيْرِ قَالَ سَمِعْتُ زِيَادَ بْنَ ضُمَيْرَةَ الضَّمْرِىَّ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ وَأَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَعْفَرٍ أَنَّهُ سَمِعَ زِيَادَ بْنَ سَعْدِ بْنِ ضُمَيْرَةَ السُّلَمِىَّ - وَهَذَا حَدِيثُ وَهْبٍ وَهُوَ أَتَمُّ - يُحَدِّثُ عُرْوَةَ بْنَ الزُّبَيْرِ عَنْ أَبِيهِ - قَالَ مُوسَى - وَجَدِّهِ وَكَانَا شَهِدَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حُنَيْنًا - ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى حَدِيثِ وَهْبٍ - أَنَّ مُحَلِّمَ بْنَ جَثَّامَةَ اللَّيْثِىَّ قَتَلَ رَجُلاً مِنْ أَشْجَعَ فِى الإِسْلاَمِ وَذَلِكَ أَوَّلُ غِيَرٍ قَضَى بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عُيَيْنَةُ فِى قَتْلِ الأَشْجَعِىِّ لأَنَّهُ مِنْ غَطَفَانَ وَتَكَلَّمَ الأَقْرَعُ بْنُ حَابِسٍ دُونَ مُحَلِّمٍ لأَنَّهُ مِنْ خِنْدِفَ فَارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ لاَ وَاللَّهِ حَتَّى أُدْخِلَ عَلَى نِسَائِهِ مِنَ الْحَرْبِ وَالْحَزَنِ مَا أَدْخَلَ عَلَى نِسَائِى. قَالَ ثُمَّ ارْتَفَعَتِ الأَصْوَاتُ وَكَثُرَتِ الْخُصُومَةُ وَاللَّغَطُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَا عُيَيْنَةُ أَلاَ تَقْبَلُ الْغِيَرَ." فَقَالَ عُيَيْنَةُ مِثْلَ ذَلِكَ أَيْضًا إِلَى أَنْ قَامَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى لَيْثٍ يُقَالُ لَهُ مُكَيْتِلٌ عَلَيْهِ شِكَّةٌ وَفِى يَدِهِ دَرَقَةٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَمْ أَجِدْ لِمَا فَعَلَ هَذَا فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ مَثَلاً إِلاَّ غَنَمًا وَرَدَتْ فَرُمِىَ أَوَّلُهَا فَنَفَرَ آخِرُهَا اسْنُنِ الْيَوْمَ وَغَيِّرْ غَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"خَمْسُونَ فِى فَوْرِنَا هَذَا وَخَمْسُونَ إِذَا رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ." وَذَلِكَ فِى بَعْضِ أَسْفَارِهِ وَمُحَلِّمٌ رَجُلٌ طَوِيلٌ آدَمُ وَهُوَ فِى طَرَفِ النَّاسِ فَلَمْ يَزَالُوا حَتَّى تَخَلَّصَ فَجَلَسَ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَيْنَاهُ تَدْمَعَانِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى قَدْ فَعَلْتُ الَّذِى بَلَغَكَ وَإِنِّى أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَاسْتَغْفِرِ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَقَتَلْتَهُ بِسِلاَحِكَ فِى غُرَّةِ الإِسْلاَمِ اللَّهُمَّ لاَ تَغْفِرْ لِمُحَلِّمٍ ." بِصَوْتٍ عَالٍ زَادَ أَبُو سَلَمَةَ فَقَامَ وَإِنَّهُ لَيَتَلَقَّى دُمُوعَهُ بِطَرَفِ رِدَائِهِ قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ فَزَعَمَ قَوْمُهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَغْفَرَ لَهُ بَعْدَ ذَلِكَ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ الْغِيَرُ الدِّيَةُ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyir, ona Ziyad b. Dumeyra Damri; (T)
Bize Vehb b. Beyan ve Ahmed b. Said Hemdani, onlara İbn Vehb haber verdi. Bana Abdurrahman b. Ebu Zinad, ona Abdurrahman b. Hars, ona Muhammed b. Cafer, o Ziyad b. Sad b. Dumeyra Selemi'den işitti. Ve bu, Vehb'in hadisidir ve daha eksiksizdir. Ona da Urve b. Zübeyr babasından; Musa ve dedesinden de ikisi de Rasulullah (sav) ile Huneyn gazvesine iştirak ettiler dedi. Şimdi tekrar Vehb rivayetine dönüyoruz: şöyle rivayet etmiştir: Muhallim b. Cessâme el-Leysî, İslâm döneminde, Eşca' boyundan bir adamı öldürdü. -Bu, Rasulullah'ın (sav) hükmettiği ilk diyettir- -Uyeyne, el-Eşcaî'nin katli konusunda konuştu. Çünkü o, (öldürülen Eşcaî gibi) Gatafan kabilesindendi. Ekra' b. Habis de Muhallim'in tarafından konuştu. Çünkü o da (Muhallim gibi) Hındef kabilesindendi. Bu esnada sesler yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav); "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" dedi. Uyeyne; onun kadınları benim kadınlarımın düştüğü keder ve sıkıntıya düşünceye kadar hayır (kabul etmem) vallahi dedi. Sonra sesler (yine) yükseldi, husumet ve gürültü çoğaldı. Rasulullah (sav) tekrar; "ya Uyeyne! Diyeti kabul etmiyor musun?" buyurdu. Uyeyne yine önceki söylediğini tekrarladı. Nihayet Beni Leys kabilesinden, üzerinde zırh ve elinde silah olan Mükeytil adındaki adam ayağa kalkıp Ya Rasulullah! Ben bunun İslâm'ın şu ilk günlerinde yaptığı şeye bir koyun sürüsünden başka bir mesel bulamıyorum. Şöyle ki: Sürü suya vardığında öndekiler taşlanırsa arkadakiler kaçar. Bugün (kısas konusundaki) sünnetini işle. İstersen yarın değiştir, dedi. Rasulullah (sav); "şimdi hemen elli (deve). Medine'ye döndüğümüz zaman elli (deve)" buyurdu. Bu olay Rasulullah'ın seferlerinden birisinde oldu. Muhallim (katil) uzun boylu esmer bir adamdı. O insanlar tarafından sevilirdi. İnsanlar, o kurtuluncaya kadar (yardım etmeye) devam ettiler. Rasulullah'ın huzurunda Muhallim'in gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Ya Rasulallah! Ben sana gelen bu işi işledim, Allah'a tövbe ediyorum. Ya Rasulullah! Benim için Allah'tan af dile dedi. Rasulullah (sav); "sen onu İslâm'ın daha ilk günlerinde silahınla öldürdün demek!" Yüksek sesle "Allah'ım, Muhallim'i bağışlama" dedi. Ebu Seleme şunu da ilâve etti: Muhallim, elbisesinin ucu ile gözyaşlarını silerek kalktı. İbn İshak şöyle dedi: Onun kavmi, bundan sonra Rasulullah'ın onun için bağışlanma dilediğini iddia ettiler.
[Ebû Davud şöyle der: Nadr b. Şümeyl: el-ğıyer; diyettir dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 3, /1029
Senetler:
1. Dumeyra Sa'd ed-Damrî (Sa'd b. Dumeyra)
2. Ziyad b. Sa'd es-Sülemî (Ziyad b. Sa'd b. Dumeyra)
3. Muhammed b. Cafer el-Esedi (Muhammed b. Cafer b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Haris Abdurrahman b. Ayyaş el-Mahzumî (Abdurrahman b. Haris b. Abdullah b. Ayyaş b. Amr)
5. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ahmed b. Said el-Kurtubî (Ahmed b. Said b. Beşr b. Ubeydullah)
Konular:
Yargı, Hz. Peygamber'in ilk hükmettiği Diyet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33439, D004555
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ فِى الدِّيَةِ الْمُغَلَّظَةِ فَذَكَرَ مِثْلَهُ سَوَاءً .
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ أَبُو عُبَيْدٍ وَعَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ إِذَا دَخَلَتِ النَّاقَةُ فِى السَّنَةِ الرَّابِعَةِ فَهُوَ حِقٌّ وَالأُنْثَى حِقَّةٌ لأَنَّهُ يَسْتَحِقُّ أَنْ يُحْمَلَ عَلَيْهِ وَيُرْكَبَ فَإِذَا دَخَلَ فِى الْخَامِسَةِ فَهُوَ جَذَعٌ وَجَذَعَةٌ فَإِذَا دَخَلَ فِى السَّادِسَةِ وَأَلْقَى ثَنِيَّتَهُ فَهُوَ ثَنِىٌّ وَثَنِيَّةٌ فَإِذَا دَخَلَ فِى السَّابِعَةِ فَهُوَ رَبَاعٌ وَرَبَاعِيَةٌ فَإِذَا دَخَلَ فِى الثَّامِنَةِ وَأَلْقَى السِّنَّ الَّذِى بَعْدَ الرَّبَاعِيَةِ فَهُوَ سَدِيسٌ وَسَدَسٌ فَإِذَا دَخَلَ فِى التَّاسِعَةِ وَفَطَرَ نَابُهُ وَطَلَعَ فَهُوَ بَازِلٌ فَإِذَا دَخَلَ فِى الْعَاشِرَةِ فَهُوَ مُخْلِفٌ ثُمَّ لَيْسَ لَهُ اسْمٌ وَلَكِنْ يُقَالُ بَازِلُ عَامٍ وَبَازِلُ عَامَيْنِ وَمُخْلِفُ عَامٍ وَمُخْلِفُ عَامَيْنِ إِلَى مَا زَادَ. وَقَالَ النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ بِنْتُ مَخَاضٍ لِسَنَةٍ وَبِنْتُ لَبُونٍ لِسَنَتَيْنِ وَحِقَّةٌ لِثَلاَثٍ وَجَذَعَةٌ لأَرْبَعٍ وَالثَّنِىُّ لِخَمْسٍ وَرَبَاعٌ لِسِتٍّ وَسَدِيسٌ لِسَبْعٍ وَبَازِلٌ لِثَمَانٍ.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَالَ أَبُو حَاتِمٍ وَالأَصْمَعِىُّ وَالْجَذُوعَةُ وَقْتٌ وَلَيْسَ بِسِنٍّ. قَالَ أَبُو حَاتِمٍ قَالَ بَعْضُهُمْ فَإِذَا أَلْقَى رَبَاعِيَتَهُ فَهُوَ رَبَاعٌ وَإِذَا أَلْقَى ثَنِيَّتَهُ فَهُوَ ثَنِىٌّ وَقَالَ أَبُو عُبَيْدٍ إِذَا أُلْقِحَتْ فَهِىَ خَلِفَةٌ فَلاَ تَزَالُ خَلِفَةً إِلَى عَشْرَةِ أَشْهُرٍ فَإِذَا بَلَغَتْ عَشْرَةَ أَشْهُرٍ فَهِىَ عُشَرَاءُ.]
[قَالَ أَبُو حَاتِمٍ إِذَا أَلْقَى ثَنِيَّتَهُ فَهُوَ ثَنِىٌّ وَإِذَا أَلْقَى رَبَاعِيَتَهُ فَهُوَ رَبَاعٌ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Abdullah, ona Said, ona Katade, ona da Said b. Müseyyeb, Zeyd b. Sabit'ten muğallaza diyet (Şibh-i amd diyeti) konusunda rivayette bulundu ve önceki haberin benzerini, her guruptan eşit miktarlarla rivayet etti.
Bu bölümdeki rivayetler bazı sahabelerin şibh amd için gerekli gördükleri diyeti söz konusu etmektedir. Eserler izaha ihtiyaç bırakmayacak şekilde açıktır. Müctehid ulemânın görüşleri de ilk hadisin açıklamasında belirtilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 19, /1042
Senetler:
1. Ebu Saîd Zeyd b. Sabit el-Ensarî (Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Ensari (Muhammed b. Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Yargı, Diyet miktarı
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ أَبُو خَيْثَمَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونُ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الأَسْنَانِ خَمْسٌ خَمْسٌ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33459, D004563
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ أَبُو خَيْثَمَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونُ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"فِى الأَسْنَانِ خَمْسٌ خَمْسٌ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb Ebu Hayseme, ona Yezid b. Harun, ona Hüseyin el-Muallim, ona da Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dişlerde beşer (deve diyet) vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 20, /1043
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Yargı, Diyet miktarı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33493, D004589
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ خَالِدٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ مَعْنَاهُ [عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ أَوْسٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ مُسَدَّدٌ - خَطَبَ يَوْمَ الْفَتْحِ - ثُمَّ اتَّفَقَا - فَقَالَ "أَلاَ إِنَّ كُلَّ مَأْثُرَةٍ كَانَتْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ مِنْ دَمٍ أَوْ مَالٍ تُذْكَرُ وَتُدْعَى تَحْتَ قَدَمَىَّ إِلاَّ مَا كَانَ مِنْ سِقَايَةِ الْحَاجِّ وَسِدَانَةِ الْبَيْتِ." ثُمَّ قَالَ "أَلاَ إِنَّ دِيَةَ الْخَطَإِ شِبْهِ الْعَمْدِ مَا كَانَ بِالسَّوْطِ وَالْعَصَا مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ مِنْهَا أَرْبَعُونَ فِى بُطُونِهَا أَوْلاَدُهَا"]
Tercemesi:
Bize bu hadisi aynı isnadla ve benzer mana ile Halid'den Musa b. İsmail ve Vüheyb haber verdiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 26, /1049
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ukbe b. Evs es-Sedûsî (Ukbe b. Evs)
3. Kasım b. Rabî'a el-Ğatafânî (Kasım b. Rabî'a b. Cevşen)
4. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
5. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271906, D004520-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بَشِيرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ وَرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّ مُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ انْطَلَقَا قِبَلَ خَيْبَرَ فَتَفَرَّقَا فِى النَّخْلِ فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَاتَّهَمُوا الْيَهُودَ فَجَاءَ أَخُوهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَابْنَا عَمِّهِ حُوَيِّصَةُ وَمُحَيِّصَةُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فِى أَمْرِ أَخِيهِ وَهُوَ أَصْغَرُهُمْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْكُبْرَ الْكُبْرَ." أَوْ قَالَ "لِيَبْدَإِ الأَكْبَرُ." فَتَكَلَّمَا فِى أَمْرِ صَاحِبِهِمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يُقْسِمُ خَمْسُونَ مِنْكُمْ عَلَى رَجُلٍ مِنْهُمْ فَيُدْفَعُ بِرُمَّتِهِ." قَالُوا أَمْرٌ لَمْ نَشْهَدْهُ كَيْفَ نَحْلِفُ قَالَ
"فَتُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِأَيْمَانِ خَمْسِينَ مِنْهُمْ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَوْمٌ كُفَّارٌ. قَالَ فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ قِبَلِهِ. قَالَ قَالَ سَهْلٌ دَخَلْتُ مِرْبَدًا لَهُمْ يَوْمًا فَرَكَضَتْنِى نَاقَةٌ مِنْ تِلْكَ الإِبِلِ رَكْضَةً بِرِجْلِهَا. قَالَ حَمَّادٌ هَذَا أَوْ نَحْوَهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ وَمَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ فِيهِ "أَتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ أَوْ قَاتِلِكُمْ." وَلَمْ يَذْكُرْ بِشْرٌ دَمًا وَقَالَ عَبْدَةُ عَنْ يَحْيَى كَمَا قَالَ حَمَّادٌ.]
[وَرَوَاهُ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى فَبَدَأَ بِقَوْلِهِ "تُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِينًا يَحْلِفُونَ." وَلَمْ يَذْكُرِ الاِسْتِحْقَاقَ]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا وَهَمٌ مِنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere ve Muhammed b. Ubeyd, onlara Hammad b. Zeyd, ona Yahyâ b. Saîd, ona Büşeyr b. Yesar, ona da Sehl b. Ebu Hasme ve Rafi b. Hadic'ten (r.anhüma) şöyle (dedikleri) rivayet edilmiştir: Muhayyisa b. Mesud ve Abdullah b. Sehl Hayber tarafına gitmişler ve hurmalıkta birbirlerinden ayrılmışlardı. Abdullah b. Sehl öldürüldü. Yahudileri itham ettiler. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amcasının oğulları Huveyyisa ve Mühayyisa, Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldiler. Onların küçüğü olduğu halde, kardeşinin başına gelen şey konusunda Abdurrahman konuştu. Rasulullah (sav) ;"büyük konuşsun, büyük" -veya: "büyük olan başlasın"-buyurdu. Bunun üzerine arkadaşlarının (amca oğullarının durumu) hakkında ikisi birden (Huveyyisa ve Mühayyisa) konuştular. Rasulullah (sav); "sizden elli kişi onlardan bir adam aleyhine yemin ederse onun ipi (size) verilir" buyurdu. Onlar, görmediğimiz bir şeye nasıl yemin ederiz? (Yemin edemeyiz) dediler. Rasulullah (sav); "o halde yahudiler kendilerinden elli kişinin yemini ile size karşı temize çıkarlar" buyurdu. Onlar, Ya Rasulullah! Onlar kâfirdirler. (Onların yeminine nasıl güvenilir?) dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o maktulün diyetini kendisi verdi. Sehl (b. Ebu Hasme) der ki: Birgün onların deve ağılına girdim, develerden birisi bana tekme attı. Hammad bunu veya benzerini söyledi.
[Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Bisr b. el- Müfaddal ve Malik, Yahya b. Said'den rivayet ettiler. Yahya bu rivayette Rasulullah'ın şöyle dediğini söyledi: "Elli defa yemin edip arkadaşınızın veya katilinizin kanını hak eder misiniz?" Bişr, kant anmadı. Abde, ona Yahya'dan, Hammad'ın dediği gibi nakletti.]
[Bu hadisi İbn Uyeyne, Yahya'dan rivayet etti. Rivayetine Rasulullah'ın şu sözü ile başladı: "Yahudiler, edecekleri elli yemin ile size karsı temize çıkarlar." Yahya kam hak etmeyi anmadı.]
[Ebû Davud, bu İbn Uyeyne'den bir vehimdir der.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 8, /1033
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Yargı, diyet
Yemin, Kasame
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271907, D004520-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بَشِيرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ وَرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّ مُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ انْطَلَقَا قِبَلَ خَيْبَرَ فَتَفَرَّقَا فِى النَّخْلِ فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَاتَّهَمُوا الْيَهُودَ فَجَاءَ أَخُوهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَابْنَا عَمِّهِ حُوَيِّصَةُ وَمُحَيِّصَةُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فِى أَمْرِ أَخِيهِ وَهُوَ أَصْغَرُهُمْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْكُبْرَ الْكُبْرَ." أَوْ قَالَ "لِيَبْدَإِ الأَكْبَرُ." فَتَكَلَّمَا فِى أَمْرِ صَاحِبِهِمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يُقْسِمُ خَمْسُونَ مِنْكُمْ عَلَى رَجُلٍ مِنْهُمْ فَيُدْفَعُ بِرُمَّتِهِ." قَالُوا أَمْرٌ لَمْ نَشْهَدْهُ كَيْفَ نَحْلِفُ قَالَ
"فَتُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِأَيْمَانِ خَمْسِينَ مِنْهُمْ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَوْمٌ كُفَّارٌ. قَالَ فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ قِبَلِهِ. قَالَ قَالَ سَهْلٌ دَخَلْتُ مِرْبَدًا لَهُمْ يَوْمًا فَرَكَضَتْنِى نَاقَةٌ مِنْ تِلْكَ الإِبِلِ رَكْضَةً بِرِجْلِهَا. قَالَ حَمَّادٌ هَذَا أَوْ نَحْوَهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ وَمَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ فِيهِ "أَتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ أَوْ قَاتِلِكُمْ." وَلَمْ يَذْكُرْ بِشْرٌ دَمًا وَقَالَ عَبْدَةُ عَنْ يَحْيَى كَمَا قَالَ حَمَّادٌ.]
[وَرَوَاهُ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى فَبَدَأَ بِقَوْلِهِ "تُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِينًا يَحْلِفُونَ." وَلَمْ يَذْكُرِ الاِسْتِحْقَاقَ]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا وَهَمٌ مِنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere ve Muhammed b. Ubeyd, onlara Hammad b. Zeyd, ona Yahyâ b. Saîd, ona Büşeyr b. Yesar, ona da Sehl b. Ebu Hasme ve Rafi b. Hadic'ten (r.anhüma) şöyle (dedikleri) rivayet edilmiştir: Muhayyisa b. Mesud ve Abdullah b. Sehl Hayber tarafına gitmişler ve hurmalıkta birbirlerinden ayrılmışlardı. Abdullah b. Sehl öldürüldü. Yahudileri itham ettiler. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amcasının oğulları Huveyyisa ve Mühayyisa, Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldiler. Onların küçüğü olduğu halde, kardeşinin başına gelen şey konusunda Abdurrahman konuştu. Rasulullah (sav) ;"büyük konuşsun, büyük" -veya: "büyük olan başlasın"-buyurdu. Bunun üzerine arkadaşlarının (amca oğullarının durumu) hakkında ikisi birden (Huveyyisa ve Mühayyisa) konuştular. Rasulullah (sav); "sizden elli kişi onlardan bir adam aleyhine yemin ederse onun ipi (size) verilir" buyurdu. Onlar, görmediğimiz bir şeye nasıl yemin ederiz? (Yemin edemeyiz) dediler. Rasulullah (sav); "o halde yahudiler kendilerinden elli kişinin yemini ile size karşı temize çıkarlar" buyurdu. Onlar, Ya Rasulullah! Onlar kâfirdirler. (Onların yeminine nasıl güvenilir?) dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o maktulün diyetini kendisi verdi. Sehl (b. Ebu Hasme) der ki: Birgün onların deve ağılına girdim, develerden birisi bana tekme attı. Hammad bunu veya benzerini söyledi.
[Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Bisr b. el- Müfaddal ve Malik, Yahya b. Said'den rivayet ettiler. Yahya bu rivayette Rasulullah'ın şöyle dediğini söyledi: "Elli defa yemin edip arkadaşınızın veya katilinizin kanını hak eder misiniz?" Bişr, kant anmadı. Abde, ona Yahya'dan, Hammad'ın dediği gibi nakletti.]
[Bu hadisi İbn Uyeyne, Yahya'dan rivayet etti. Rivayetine Rasulullah'ın şu sözü ile başladı: "Yahudiler, edecekleri elli yemin ile size karsı temize çıkarlar." Yahya kam hak etmeyi anmadı.]
[Ebû Davud, bu İbn Uyeyne'den bir vehimdir der.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 8, /1033
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Yargı, diyet
Yemin, Kasame
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271908, D004520-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بَشِيرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِى حَثْمَةَ وَرَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ أَنَّ مُحَيِّصَةَ بْنَ مَسْعُودٍ وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ سَهْلٍ انْطَلَقَا قِبَلَ خَيْبَرَ فَتَفَرَّقَا فِى النَّخْلِ فَقُتِلَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَهْلٍ فَاتَّهَمُوا الْيَهُودَ فَجَاءَ أَخُوهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَهْلٍ وَابْنَا عَمِّهِ حُوَيِّصَةُ وَمُحَيِّصَةُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَتَكَلَّمَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فِى أَمْرِ أَخِيهِ وَهُوَ أَصْغَرُهُمْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"الْكُبْرَ الْكُبْرَ." أَوْ قَالَ "لِيَبْدَإِ الأَكْبَرُ." فَتَكَلَّمَا فِى أَمْرِ صَاحِبِهِمَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يُقْسِمُ خَمْسُونَ مِنْكُمْ عَلَى رَجُلٍ مِنْهُمْ فَيُدْفَعُ بِرُمَّتِهِ." قَالُوا أَمْرٌ لَمْ نَشْهَدْهُ كَيْفَ نَحْلِفُ قَالَ
"فَتُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِأَيْمَانِ خَمْسِينَ مِنْهُمْ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَوْمٌ كُفَّارٌ. قَالَ فَوَدَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ قِبَلِهِ. قَالَ قَالَ سَهْلٌ دَخَلْتُ مِرْبَدًا لَهُمْ يَوْمًا فَرَكَضَتْنِى نَاقَةٌ مِنْ تِلْكَ الإِبِلِ رَكْضَةً بِرِجْلِهَا. قَالَ حَمَّادٌ هَذَا أَوْ نَحْوَهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ وَمَالِكٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ قَالَ فِيهِ "أَتَحْلِفُونَ خَمْسِينَ يَمِينًا وَتَسْتَحِقُّونَ دَمَ صَاحِبِكُمْ أَوْ قَاتِلِكُمْ." وَلَمْ يَذْكُرْ بِشْرٌ دَمًا وَقَالَ عَبْدَةُ عَنْ يَحْيَى كَمَا قَالَ حَمَّادٌ.]
[وَرَوَاهُ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى فَبَدَأَ بِقَوْلِهِ "تُبَرِّئُكُمْ يَهُودُ بِخَمْسِينَ يَمِينًا يَحْلِفُونَ." وَلَمْ يَذْكُرِ الاِسْتِحْقَاقَ]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا وَهَمٌ مِنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere ve Muhammed b. Ubeyd, onlara Hammad b. Zeyd, ona Yahyâ b. Saîd, ona Büşeyr b. Yesar, ona da Sehl b. Ebu Hasme ve Rafi b. Hadic'ten (r.anhüma) şöyle (dedikleri) rivayet edilmiştir: Muhayyisa b. Mesud ve Abdullah b. Sehl Hayber tarafına gitmişler ve hurmalıkta birbirlerinden ayrılmışlardı. Abdullah b. Sehl öldürüldü. Yahudileri itham ettiler. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amcasının oğulları Huveyyisa ve Mühayyisa, Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldiler. Onların küçüğü olduğu halde, kardeşinin başına gelen şey konusunda Abdurrahman konuştu. Rasulullah (sav) ;"büyük konuşsun, büyük" -veya: "büyük olan başlasın"-buyurdu. Bunun üzerine arkadaşlarının (amca oğullarının durumu) hakkında ikisi birden (Huveyyisa ve Mühayyisa) konuştular. Rasulullah (sav); "sizden elli kişi onlardan bir adam aleyhine yemin ederse onun ipi (size) verilir" buyurdu. Onlar, görmediğimiz bir şeye nasıl yemin ederiz? (Yemin edemeyiz) dediler. Rasulullah (sav); "o halde yahudiler kendilerinden elli kişinin yemini ile size karşı temize çıkarlar" buyurdu. Onlar, Ya Rasulullah! Onlar kâfirdirler. (Onların yeminine nasıl güvenilir?) dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o maktulün diyetini kendisi verdi. Sehl (b. Ebu Hasme) der ki: Birgün onların deve ağılına girdim, develerden birisi bana tekme attı. Hammad bunu veya benzerini söyledi.
[Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi Bisr b. el- Müfaddal ve Malik, Yahya b. Said'den rivayet ettiler. Yahya bu rivayette Rasulullah'ın şöyle dediğini söyledi: "Elli defa yemin edip arkadaşınızın veya katilinizin kanını hak eder misiniz?" Bişr, kant anmadı. Abde, ona Yahya'dan, Hammad'ın dediği gibi nakletti.]
[Bu hadisi İbn Uyeyne, Yahya'dan rivayet etti. Rivayetine Rasulullah'ın şu sözü ile başladı: "Yahudiler, edecekleri elli yemin ile size karsı temize çıkarlar." Yahya kam hak etmeyi anmadı.]
[Ebû Davud, bu İbn Uyeyne'den bir vehimdir der.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 8, /1033
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî (Sehl b. Abdullah b. Sâ'ide b. Adiy)
2. Ebu Keysan Büşeyr b. Yesar el-Harisî (Büşeyr b. Yesar)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Yargı, diyet
Yemin, Kasame