حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَجَّهُ رَجُلٌ فِى صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَشَجَّهُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا الْقَوَدَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَرَضُوا. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى خَاطِبٌ الْعَشِيَّةَ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ." فَقَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"إِنَّ هَؤُلاَءِ اللَّيْثِيِّينَ أَتَوْنِى يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا فَرَضُوا أَرَضِيتُمْ." قَالُوا لاَ . فَهَمَّ الْمُهَاجِرُونَ بِهِمْ فَأَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَكُفُّوا عَنْهُمْ فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَزَادَهُمْ فَقَالَ
"أَرَضِيتُمْ." فَقَالُوا نَعَمْ. قَالَ
"إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ." قَالُوا نَعَمْ. فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"أَرَضِيتُمْ." قَالُوا نَعَمْ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33390, D004534
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ بْنِ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَجَّهُ رَجُلٌ فِى صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَشَجَّهُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا الْقَوَدَ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ
"لَكُمْ كَذَا وَكَذَا." فَرَضُوا. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى خَاطِبٌ الْعَشِيَّةَ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ." فَقَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"إِنَّ هَؤُلاَءِ اللَّيْثِيِّينَ أَتَوْنِى يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا فَرَضُوا أَرَضِيتُمْ." قَالُوا لاَ . فَهَمَّ الْمُهَاجِرُونَ بِهِمْ فَأَمَرَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَكُفُّوا عَنْهُمْ فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَزَادَهُمْ فَقَالَ
"أَرَضِيتُمْ." فَقَالُوا نَعَمْ. قَالَ
"إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ." قَالُوا نَعَمْ. فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ
"أَرَضِيتُمْ." قَالُوا نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe'den (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Ebu Celim b. Huzeyfe'yi zekât toplayıcı olarak gönderdi. (Gittiği yerde) bir adam, malının zekâtı konusunda onunla tartıştı. Ebu Cehm, adama vurup başını yardı. (Yaralının velileri) Rasulullah'a gelip kısas isteriz ya Reasulallah! dediler. Rasulullah (sav):
"Size şu kadar mal var (kısastan vazgeçin)" dedi. Razı olmadılar. Rasulullah tekrar; (artırarak) "size şu kadar mal" buyurdu, yine razı olmadılar. Hz. Peygamber (sav) (üçüncü defa ve artırarak): "Size şu kadar mal var, (kısastan vazgeçin)" buyurdu. Bu sefer razı oldular. Hz. Peygamber (sav):
"Öğleden sonra halka hitap edip, razı olduğunuzu haber vereceğim" buyurdu. Onlar da evet dediler. Rasulullah (sav) halka hitap ederek şöyle dedi:
“Leysliler (Leys kabilesinden olan davacılar) bana, kısas istemeye geldiler. Ben de onlara şu kadar mal (en son teklif edip de onların razı oldukları malı söyledi) teklif ettim. Razı oldular, (halka duyurmak için) razı oldunuz mu?" buyurdu. Hayır dediler.
Muhacirler, üzerlerine atılmak istediler, Resulullah vazgeçmelerini emretti. Onlar da bıraktılar. Resulullah sonra davacıları çağırıp, malı artırdı ve: "Razı oldunuz mu?" dedi. Evet dediler. Rasulullah (sav):
"Ben halka hitap edip sizin razı olduğunuzu haber vereceğim" buyurdu. Evet dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 13, /1037
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Davud b. Süfyan (Muhammed b. Davud b. Süfyan)
Konular:
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33391, D004535
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ
"أَنَّ جَارِيَةً وُجِدَتْ قَدْ رُضَّ رَأْسُهَا بَيْنَ حَجَرَيْنِ فَقِيلَ لَهَا مَنْ فَعَلَ بِكِ هَذَا أَفُلاَنٌ أَفُلاَنٌ حَتَّى سُمِّىَ الْيَهُودِىُّ فَأَوْمَتْ بِرَأْسِهَا فَأُخِذَ الْيَهُودِىُّ فَاعْتَرَفَ فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُرَضَّ رَأْسُهُ بِالْحِجَارَةِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Hemmâm, ona Katade, ona da Enes b. Malik'ten (ra) şöyle demiştir:
Bir cariye, kafası iki taş arasında ezilmiş bir halde bulundu. Ona, bunu sana kim yaptı? Falan mı? Falan mı? diye soruldu. Bu hal, bir yahudinin ismi anılıncaya kadar devam etti. (yahudinin adı anılınca) başı ile işaret etti. Yahudi yakalandı ve suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) yahudinin başının da taşla ezilmesini emretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 14, /1038
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
4. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Kısas, gayrı müslime
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ عَمْرٍو - يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ - عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عُبَيْدَةَ بْنِ مُسَافِعٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْسِمُ قَسْمًا أَقْبَلَ رَجُلٌ فَأَكَبَّ عَلَيْهِ فَطَعَنَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعُرْجُونٍ كَانَ مَعَهُ فَجُرِحَ بِوَجْهِهِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَعَالَ فَاسْتَقِدْ." فَقَالَ بَلْ عَفَوْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33392, D004536
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ عَمْرٍو - يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ - عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عُبَيْدَةَ بْنِ مُسَافِعٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْسِمُ قَسْمًا أَقْبَلَ رَجُلٌ فَأَكَبَّ عَلَيْهِ فَطَعَنَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعُرْجُونٍ كَانَ مَعَهُ فَجُرِحَ بِوَجْهِهِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَعَالَ فَاسْتَقِدْ." فَقَالَ بَلْ عَفَوْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Bükeyr b. Eşec, ona Ubeyde b. Müsafi', ona da Ebu Said el-Hudrî'den (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) mal (ganimet) taksim ederken bir adam gelip üzerine abandı. Rasulullah (sav), yanındaki hurma salkımı sapından olan kamçıyı adama vurdu. Adamın yüzü yaralandı. Rasulullah (sav) adama, "gel sen de kısas yap (bana vur)" dedi. Adam, affettim Ya Rasulullah! dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 15, /1038
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ubeyde b. Müsafi' (Ubeyde b. Müsafi')
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Yargı, Resulullah'a Kısas,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33393, D004537
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ أَخْبَرَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْفَزَارِىُّ عَنِ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى فِرَاسٍ قَالَ
"خَطَبَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه فَقَالَ إِنِّى لَمْ أَبْعَثْ عُمَّالِى لِيَضْرِبُوا أَبْشَارَكُمْ وَلاَ لِيَأْخُذُوا أَمْوَالَكُمْ فَمَنْ فُعِلَ بِهِ ذَلِكَ فَلْيَرْفَعْهُ إِلَىَّ أَقُصُّهُ مِنْهُ قَالَ عَمْرُو بْنُ الْعَاصِ لَوْ أَنَّ رَجُلاً أَدَّبَ بَعْضَ رَعِيَّتِهِ أَتَقُصُّهُ مِنْهُ قَالَ إِى وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ أَقُصُّهُ وَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَقَصَّ مِنْ نَفْسِهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Salih, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Firas şöyle demiştir:
"Ömer b. el-Hattab (ra) bize hitap edip şöyle dedi: Ben amillerimi (memurlarımı) sizin bedenleriniz vursunlar ve mallarınızı alsınlar diye göndermedim. Kime böyle bir şey yapıldıysa bana müracaat etsin, ona kısas yapayım. Amr b. el-As, eğer birisi maiyetinden birisini te'dib etse ona da kısas yapar mısın, (ceza verir misin)? dedi. Ömer (ra); evet, canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki ona kısas uygularım (Yaptığının aynı ile ceza veririm). Rasulullah'ı (sav) kendisine kısas uygulatırken gördüm dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 15, /1038
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Kuşeyri (Ömer b. Hattab)
2. Ebu Firas en-Nehdî (Rabî' b. Ziyad el-Harisî)
3. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
Konular:
Yargı, Kısas
Yargı, Resulullah'a Kısas,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33394, D004538
Hadis:
حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ رُشَيْدٍ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ أَنَّهُ سَمِعَ حِصْنًا أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَلَمَةَ يُخْبِرُ عَنْ عَائِشَةَ رضى الله عنها عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ
"عَلَى الْمُقْتَتِلِينَ أَنْ يَنْحَجِزُوا الأَوَّلَ فَالأَوَّلَ وَإِنْ كَانَتِ امْرَأَةً."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ بَلَغَنِى أَنَّ عَفْوَ النِّسَاءِ فِى الْقَتْلِ جَائِزٌ إِذَا كَانَتْ إِحْدَى الأَوْلِيَاءِ وَبَلَغَنِى عَنْ أَبِى عُبَيْدٍ فِى قَوْلِهِ يَنْحَجِزُوا. يَكُفُّوا عَنِ الْقَوَدِ.]
Tercemesi:
Bize Davud b. Rüşeyd, ona Velid, ona el-Evzaî, ona Ebu Seleme, ona da Aişe'den (r.anha) Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Maktulün kısas isteyen velilerinin, bundan vazgeçme hakları vardır. Bu, kadın bile olsa maktule yakınlık sırasına göredir."
[Ebû Davud şöyle dedi: Yani velilerden birisi oldukları zaman kadınların katildeki afları caizdir. Bana Ebu Ubeyd'in; ondan vazgeçmeleri sözü, kısastan vazgeçmeleri anlamına geldiği (ne dair açıklaması) ulaştı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 16, /1039
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Hüzeyfe Hısn b. Abdurrahman et-Terâğımî (Hısn b. Abdurrahman)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
6. Davud b. Rüşeyd el-Haşimî (Davud b. Rüşeyd)
Konular:
Kadın, sosyal hayatta
Yargı, Kısas
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى غَالِبٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مَعْنَى حَدِيثِ سُفْيَانَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33396, D004540
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى غَالِبٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مَعْنَى حَدِيثِ سُفْيَانَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Galib, ona Said b. Süleyman, ona Süleyman b. Kesir, ona Amr b. Dinar, ona Tâvus, ona da İbn Abbas vasıtasıyla Rasulullah'tan haber verdi (deyip) ravi Süfyân hadisinin manasını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 17, /1039
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Davud Süleyman b. Kesir el-Abdî (Süleyman b. Kesir)
5. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Ebu Galib (Muhammed b. Ebu Galib)
Konular:
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33397, D004541
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ ح
وَحَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَبِى الزَّرْقَاءِ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ مَنْ قُتِلَ خَطَأً فَدِيَتُهُ مِائَةٌ مِنَ الإِبِلِ ثَلاَثُونَ بِنْتَ مَخَاضٍ وَثَلاَثُونَ بِنْتَ لَبُونٍ وَثَلاَثُونَ حِقَّةً وَعَشْرَةٌ بَنِى لَبُونٍ ذَكَرٍ."
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim, ona Muhammed b. Raşid; (T)
Bize Harun b. Zeyd b. Ebu Zerka, ona babası, ona Muhammed b. Raşid, ona Süleyman b. Musa, ona da Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) hataen öldürülenin diyetinin; otuz bintü mehaz (iki yaşma girmiş dişi deve) otuz bintü lebûn (üç yaşına girmiş dişi deve), otuz hıkka (dört yaşına girmiş dişi deve) on da ibni lebûn (üç yaşına girmiş erkek deve) olmak üzere yüz deve olduğuna hükmetti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 18, /1039
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu Eyyub Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
5. Muhammed b. Raşid el-Huza'i (Muhammed b. Raşid)
6. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33395, D004539
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ - وَهَذَا حَدِيثُهُ - عَنْ عَمْرٍو عَنْ طَاوُسٍ قَالَ مَنْ قُتِلَ . وَقَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ قُتِلَ فِى عِمِّيَّا فِى رَمْىٍ يَكُونُ بَيْنَهُمْ بِحِجَارَةٍ أَوْ ضَرْبٍ بِالسِّيَاطِ أَوْ ضَرْبٍ بِعَصًا فَهُوَ خَطَأٌ وَعَقْلُهُ عَقْلُ الْخَطَإِ وَمَنْ قُتِلَ عَمْدًا فَهُوَ قَوَدٌ."
وَقَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ "قَوَدُ يَدٍ." ثُمَّ اتَّفَقَا
"وَمَنْ حَالَ دُونَهُ فَعَلَيْهِ لَعْنَةُ اللَّهِ وَغَضَبُهُ لاَ يُقْبَلُ مِنْهُ صَرْفٌ وَلاَ عَدْلٌ."
[وَحَدِيثُ سُفْيَانَ أَتَمُّ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad; (T)
Bize İbn Serh, ona Süfyan (bu onun sözü), ona Amr, ona da Tâvus'tan Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur):
"Birebirleri ile ... bir ölü bulunsa..." (diye) rivayet edilmiştir. İbn Ubyed ise: Rasulullah (sav) buyurdu ki: ... dedi. (Hadisin devamı Tâvus'un ve İbn Ubeyd'in rivayetiyle şöyledir):
"Birbirleri ile taş kamçı ve sopalarla dövüşen bir topluluk içeresinde kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü bilinmeyen bir ölü bulunsa bu, hata (hükmünde) dir. Diyeti, hatâen öldürmenin diyetidir. (Bu durumda) taammüden öldürülen kişi içinse kısas gerekir."
İbn Ubeyd (burada): "Elin kısası" dedi. Sonra raviler ittifak ederek şöyle dediler. (Rasulullah devamla şöyle buyurdu):
"Her kim kısasa mâni olursa, Allah'ın lanet ve gazabı onun üzerine olsun. Ondan ne farz ne de nafile (yahut da ne tövbe ne de fidye) kabul edilmesin."
[Süfyan'ın (İbn Serh'in kendisinden rivayeti) hadisi daha tamdır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 17, /1039
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Yargı, diyet
Yargı, Kısas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33400, D004544
Hadis:
قَالَ أَبُو دَاوُدَ قَرَأْتُ عَلَى سَعِيدِ بْنِ يَعْقُوبَ الطَّالْقَانِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو تُمَيْلَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ قَالَ ذَكَرَ عَطَاءٌ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
"فَرَضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
[فَذَكَرَ مِثْلَ حَدِيثِ مُوسَى. قَالَ وَعَلَى أَهْلِ الطَّعَامِ شَيْئًا لاَ أَحْفَظُهُ.]
Tercemesi:
Bize Ebû Davud okudu, Said b. Yakub et-Talekani, ona Ebu Tümeyle, ona Muhammed b. İshak, ona da Ata b. Ebe Rabah, ona Cabir b. Abdullah'tan (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) diyeti... takdir etti"
[Ravi, (bir önceki hadisi Ebû Davud'a nakleden) Musa'nın (rivayet ettiği) hadisinin mislini zikretti ve buğday sahiplerine de bir şey takdir etti ama ben aklımda tutamadım dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 18, /1040
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu Tümeyle Yahya b. Vadıh el-Mervezî (Yahya b. Vadıh)
5. Said b. Yakub et-Talekani (Said b. Yakub)
Konular:
Yargı, diyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33398, D004542
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
"كَانَتْ قِيمَةُ الدِّيَةِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَمَانَمِائَةِ دِينَارٍ أَوْ ثَمَانِيَةَ آلاَفِ دِرْهَمٍ وَدِيَةُ أَهْلِ الْكِتَابِ يَوْمَئِذٍ النِّصْفُ مِنْ دِيَةِ الْمُسْلِمِينَ قَالَ فَكَانَ ذَلِكَ كَذَلِكَ حَتَّى اسْتُخْلِفَ عُمَرُ رَحِمَهُ اللَّهُ فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ أَلاَ إِنَّ الإِبِلَ قَدْ غَلَتْ. قَالَ فَفَرَضَهَا عُمَرُ عَلَى أَهْلِ الذَّهَبِ أَلْفَ دِينَارٍ وَعَلَى أَهْلِ الْوَرِقِ اثْنَىْ عَشَرَ أَلْفًا وَعَلَى أَهْلِ الْبَقَرِ مِائَتَىْ بَقَرَةٍ وَعَلَى أَهْلِ الشَّاءِ أَلْفَىْ شَاةٍ وَعَلَى أَهْلِ الْحُلَلِ مِائَتَىْ حُلَّةٍ. قَالَ وَتَرَكَ دِيَةَ أَهْلِ الذِّمَّةِ لَمْ يَرْفَعْهَا فِيمَا رَفَعَ مِنَ الدِّيَةِ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hakim, ona Abdurrahman b. Osman, ona Hüseyin b. el-Muallim, ona da Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) devrinde diyetin (yüz devenin) kıymeti sekiz yüz dinar altın veya sekiz bin dirhem gümüştü. Ehl-i kitabın diyeti de o zaman müslümanların diyetinin yarısı idi. Bu hal Ömer (ra) halife oluncaya kadar devam etti. Hz. Ömer (halife olunca) ayağa kalkıp halka hitaben: Biliyorsunuz ki deve pahalandı... dedi. Ömer diyeti altın sahiplen için bin dinar, gümüş sahipleri için on iki bin dirhem, sığır sahipleri için iki yüz sığır, koyun sahipleri için iki bin koyun, elbise sahipleri için de iki yüz elbise olarak tespit etti. Zimmîlerin diyetini olduğu gibi bıraktı, normal diyette yaptığı gibi onu yükseltmedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Diyât 18, /1039
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. ibn Ebu Bekre Ebu Bahr Abdurrahman b. Osman es-Sekafi (Abdurrahman b. Osman b. Ümeyye b. Abdurrahman)
6. Ebu Said Yahya b. Hakim el-Mukavvim (Yahya b. Hakim b. Yezid)
Konular:
Yargı, diyet