Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona Ma'rûr, ona da Ebu Zerr şöyle dedi:
Ben bir keresinde Hz. Peygamber'in huzuruna vardım, o sırada kendisi Ka'be'nin gölgesinde şöyle diyordu: "Ka'be'nin Rabb'ine yemin ederim ki muhakkak onlar çok ziyandadırlar, Ka'be'nin Rabb'ine yemin ederim ki muhakkak onlar çok zarardadırlar!" Ben kendi kendime "Benim hâlim nedir ki? Bende bir şey mi görülüyor? Benim halim ne olabilir ki?" dedim. Hz. Peygamber (sav) bu sözü (tekrarlayıp) söylerken, ben de yanına oturdum. Sesimi çıkarmadan edemedim. Ne kadar tasa ve endişeye kapıldığımı ancak Allah bilir. "Ey Allah’ın Rasulü! Babam anam sana feda olsun! Bu büyük ziyanda olanlar kimlerdir?" diye sordum. Hz. Peygamber (sav) "Malları çok olanlardır. Fakat bunlardan şöyle, şöyle, şöyle yapanlar [infak eden, malını Allah yolunda harcayanlar] müstesnadırlar." buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24432, B006638
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنِ الْمَعْرُورِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ انْتَهَيْتُ إِلَيْهِ وَهُوَ يَقُولُ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ « هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ ، هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ » قُلْتُ مَا شَأْنِى أَيُرَى فِىَّ شَىْءٌ مَا شَأْنِى فَجَلَسْتُ إِلَيْهِ وَهْوَ يَقُولُ ، فَمَا اسْتَطَعْتُ أَنْ أَسْكُتَ ، وَتَغَشَّانِى مَا شَاءَ اللَّهُ ، فَقُلْتُ مَنْ هُمْ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « الأَكْثَرُونَ أَمْوَالاً ، إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona A'meş, ona Ma'rûr, ona da Ebu Zerr şöyle dedi:
Ben bir keresinde Hz. Peygamber'in huzuruna vardım, o sırada kendisi Ka'be'nin gölgesinde şöyle diyordu: "Ka'be'nin Rabb'ine yemin ederim ki muhakkak onlar çok ziyandadırlar, Ka'be'nin Rabb'ine yemin ederim ki muhakkak onlar çok zarardadırlar!" Ben kendi kendime "Benim hâlim nedir ki? Bende bir şey mi görülüyor? Benim halim ne olabilir ki?" dedim. Hz. Peygamber (sav) bu sözü (tekrarlayıp) söylerken, ben de yanına oturdum. Sesimi çıkarmadan edemedim. Ne kadar tasa ve endişeye kapıldığımı ancak Allah bilir. "Ey Allah’ın Rasulü! Babam anam sana feda olsun! Bu büyük ziyanda olanlar kimlerdir?" diye sordum. Hz. Peygamber (sav) "Malları çok olanlardır. Fakat bunlardan şöyle, şöyle, şöyle yapanlar [infak eden, malını Allah yolunda harcayanlar] müstesnadırlar." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/601
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ümeyye Ma'rur b. Süveyd el-Esedî (Ma'rur b. Süveyd)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid şöyle haber vermişlerdir:
İki adam davalarını Rasulullah'a (sav) arz ettiler. Biri “aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet“ dedi. daha anlayışlı olan diğeri de “evet ey Allah'ın Rasulü, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve anlatmam için bana izin ver” dedi. Rasulullah (sav) ona "konuş" buyurdu. O da “benim oğlum bu adamın yanında ücretli ücretle çalışan biriydi, bunun karısı ile zina etmiş. Bana oğlum üzerine recim cezası olduğunu haber verdiler. Ben de oğlumun yüz koyununu ve benim bir cariyemi fidye verip, oğlumu kurtardım. Sonra ben bunu ilim ehline sordum. Onlar da bana oğlum üzerine yüz değnek ile bir yıl sürgün, bu adamın karısına da recim aranızda Allah'ın Kitabı ile hüküm vereceğim. Koyunlar ve cariyen sana geri verilir" buyurdu ve onun oğlunu, yüz değnek vurup bir yıl sürgüne gönderdi. Sonra da Üneys'e o kadına gitmesini emrederek "eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu. Kadın zina suçunu itiraf etti, o da kadını recmetti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24427, B006633
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ أَنَّهُمَا أَخْبَرَاهُ أَنَّ رَجُلَيْنِ اخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَحَدُهُمَا اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ . وَقَالَ الآخَرُ وَهْوَ أَفْقَهُهُمَا أَجَلْ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَاقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، وَائْذَنْ لِى أَنْ أَتَكَلَّمَ . قَالَ « تَكَلَّمْ » . قَالَ إِنَّ ابْنِى كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا - قَالَ مَالِكٌ وَالْعَسِيفُ الأَجِيرُ - زَنَى بِامْرَأَتِهِ ، فَأَخْبَرُونِى أَنَّ عَلَى ابْنِى الرَّجْمَ ، فَافْتَدَيْتُ مِنْهُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَجَارِيَةٍ لِى ، ثُمَّ إِنِّى سَأَلْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ فَأَخْبَرُونِى أَنَّ مَا عَلَى ابْنِى جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ ، وَإِنَّمَا الرَّجْمُ عَلَى امْرَأَتِهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَا وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، أَمَّا غَنَمُكَ وَجَارِيَتُكَ فَرَدٌّ عَلَيْكَ » . وَجَلَدَ ابْنَهُ مِائَةً وَغَرَّبَهُ عَامًا ، وَأُمِرَ أُنَيْسٌ الأَسْلَمِىُّ أَنْ يَأْتِىَ امْرَأَةَ الآخَرِ ، فَإِنِ اعْتَرَفَتْ رَجَمَهَا ، فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid şöyle haber vermişlerdir:
İki adam davalarını Rasulullah'a (sav) arz ettiler. Biri “aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet“ dedi. daha anlayışlı olan diğeri de “evet ey Allah'ın Rasulü, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve anlatmam için bana izin ver” dedi. Rasulullah (sav) ona "konuş" buyurdu. O da “benim oğlum bu adamın yanında ücretli ücretle çalışan biriydi, bunun karısı ile zina etmiş. Bana oğlum üzerine recim cezası olduğunu haber verdiler. Ben de oğlumun yüz koyununu ve benim bir cariyemi fidye verip, oğlumu kurtardım. Sonra ben bunu ilim ehline sordum. Onlar da bana oğlum üzerine yüz değnek ile bir yıl sürgün, bu adamın karısına da recim aranızda Allah'ın Kitabı ile hüküm vereceğim. Koyunlar ve cariyen sana geri verilir" buyurdu ve onun oğlunu, yüz değnek vurup bir yıl sürgüne gönderdi. Sonra da Üneys'e o kadına gitmesini emrederek "eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu. Kadın zina suçunu itiraf etti, o da kadını recmetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/600
Senetler:
()
Konular:
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24430, B006636
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ عَنْ أَبِى حُمَيْدٍ السَّاعِدِىِّ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اسْتَعْمَلَ عَامِلاً فَجَاءَهُ الْعَامِلُ حِينَ فَرَغَ مِنْ عَمَلِهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا لَكُمْ ، وَهَذَا أُهْدِىَ لِى . فَقَالَ لَهُ « أَفَلاَ قَعَدْتَ فِى بَيْتِ أَبِيكَ وَأُمِّكَ فَنَظَرْتَ أَيُهْدَى لَكَ أَمْ لاَ » . ثُمَّ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَشِيَّةً بَعْدَ الصَّلاَةِ فَتَشَهَّدَ وَأَثْنَى عَلَى اللَّهِ بِمَا هُوَ أَهْلُهُ ثُمَّ قَالَ « أَمَّا بَعْدُ ، فَمَا بَالُ الْعَامِلِ نَسْتَعْمِلُهُ ، فَيَأْتِينَا فَيَقُولُ هَذَا مِنْ عَمَلِكُمْ ، وَهَذَا أُهْدِىَ لِى . أَفَلاَ قَعَدَ فِى بَيْتِ أَبِيهِ وَأُمِّهِ فَنَظَرَ هَلْ يُهْدَى لَهُ أَمْ لاَ ، فَوَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لاَ يَغُلُّ أَحَدُكُمْ مِنْهَا شَيْئًا ، إِلاَّ جَاءَ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَحْمِلُهُ عَلَى عُنُقِهِ ، إِنْ كَانَ بَعِيرًا جَاءَ بِهِ لَهُ رُغَاءٌ ، وَإِنْ كَانَتْ بَقَرَةً جَاءَ بِهَا لَهَا خُوَارٌ ، وَإِنْ كَانَتْ شَاةً جَاءَ بِهَا تَيْعَرُ ، فَقَدْ بَلَّغْتُ » . فَقَالَ أَبُو حُمَيْدٍ ثُمَّ رَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ حَتَّى إِنَّا لَنَنْظُرُ إِلَى عُفْرَةِ إِبْطَيْهِ . قَالَ أَبُو حُمَيْدٍ وَقَدْ سَمِعَ ذَلِكَ مَعِى زَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَسَلُوهُ .
Tercemesi:
Bize Ebü’l-Yemân, ona Şuayb ona ez-Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti. Allah Rasulü (sav) bir adamı zekât toplama memuru olarak görevlendirmişti. Bu memur işini bitirdiği zaman Rasul-i Ekrem’e geldi ve “Yâ Rasulallah! Şu sizindir, bu da bana hediye verilmiştir” dedi. Rasul-i Ekrem (sav) da ona “Sen babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediye verilir miydi yoksa verilmez miydi bir görseydin!” dedi. Akabinde bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehâdet kelimelerini söyledi ve Allah’ı lâyık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra “İmdi” deyip şu konuşmayı yaptı: “Bu memura ne oluyor ki? Biz onu bir işte görevlendiriyoruz, sonra bize gelip ‘Şu, sizin verdiğiniz görevin hasılatı, bu da bana hediye verildi’ diyor! O, babasının ve anasının evinde otursaydı da ona hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi bir görseydi! Muhammed’in canı, (kudret) elinde bulunan (Allah’a) yemin ederim ki, herhangi biriniz zekât malından hainlik yapıp haksız bir şey alırsa, muhakkak kıyamet gününde o çaldığı malı boynu üzerinde taşıyarak getirecektir. Aldığı şey bir deve ise inleyip bağırarak, sığır ise böğürerek, koyun ise yine meleyerek getirecektir. Ben tebliğ ettim!” Ebu Humeyd “Bundan sonra Rasulullah (sav) elini, koltuk altının bozumtırak rengini göreceğimiz derecede yukarı kaldırdı” dedi. Yine Ebû Humeyd “Bu konuşmayı benimle birlikte Zeyd b. Sabit de Hz. Peygamber’den işitmiştir, ona da sorunuz!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/601
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Hediye, işçilere hediye vermek
Hediye, Zekat memurunun hediye alması
KTB, HEDİYELEŞMEK
Yolsuzluk, Devlet malına hainlik yapmak
حَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ « يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ وَاللَّهِ لَوْ تَعْلَمُونَ مَا أَعْلَمُ لَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا ، وَلَضَحِكْتُمْ قَلِيلاً » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24425, B006631
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ « يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ وَاللَّهِ لَوْ تَعْلَمُونَ مَا أَعْلَمُ لَبَكَيْتُمْ كَثِيرًا ، وَلَضَحِكْتُمْ قَلِيلاً » .
Tercemesi:
-....... Bize Abde, Hişâm ibn Urve'den; o da babası Urve ibnu'z-Zubeyr'den; o da Âişe(R)'den haber verdi ki, Peygamber (S): "Ey Muhammed Ümmeti! Vallahi eğer sizler benim bilmekte oldu-ğum şeyleri bilir olsaydınız, muhakkak çok ağlar ve muhakkak az gülerdiniz!" buyurmuştur
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/600
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى حَيْوَةُ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو عَقِيلٍ زُهْرَةُ بْنُ مَعْبَدٍ أَنَّهُ سَمِعَ جَدَّهُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ هِشَامٍ قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ آخِذٌ بِيَدِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لأَنْتَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ مِنْ نَفْسِى . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْكَ مِنْ نَفْسِكَ » . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ فَإِنَّهُ الآنَ وَاللَّهِ لأَنْتَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ نَفْسِى . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « الآنَ يَا عُمَرُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24426, B006632
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى حَيْوَةُ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو عَقِيلٍ زُهْرَةُ بْنُ مَعْبَدٍ أَنَّهُ سَمِعَ جَدَّهُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ هِشَامٍ قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ آخِذٌ بِيَدِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لأَنْتَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ كُلِّ شَىْءٍ إِلاَّ مِنْ نَفْسِى . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْكَ مِنْ نَفْسِكَ » . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ فَإِنَّهُ الآنَ وَاللَّهِ لأَنْتَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ نَفْسِى . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « الآنَ يَا عُمَرُ » .
Tercemesi:
-.......Abdullah ibn Hişâm (R) şöyle demiştir: Biz Peygamber(S)'in beraberinde bulunuyorduk. Peygamber Umer ibnu'I-Hattâb'ın elinden tutmuş hâldeydi. Umer ona:
— Yâ Rasûlallah, Sen bana muhakkak ki, nefsimden başka her-şeyden daha sevimlisin! dedi.
Peygamber de ona:
— "Hayır (öyle söyleme)/ Nefsim elinde bulunan(A\\ah)ayemîn ederim ki, ben sana hayâtından daha sevimli olmadıkça (îmânın kemâle ermez)" buyurdu.
Bunun üzerine Umer de ona:
— Şu anda Allah'a yemîn ederim ki, Sen bana muhakkak nefsimden, yânı canımdan da daha sevimlisin, dedi.
Peygamber de:
— "İşte şimdi oldu yâ Umer (îmânın kemâle erdi)" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/600
Senetler:
()
Konular:
İtaat, Allah'a ve Resulüne itaat
KTB, TEBERRÜK
Müslüman, peygamber sevgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24429, B006635
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى يَعْقُوبَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أَرَأَيْتُمْ إِنْ كَانَ أَسْلَمُ وَغِفَارُ وَمُزَيْنَةُ وَجُهَيْنَةُ خَيْرًا مِنْ تَمِيمٍ وَعَامِرِ بْنِ صَعْصَعَةَ وَغَطَفَانَ وَ أَسَدٍ ، خَابُوا وَخَسِرُوا » . قَالُوا نَعَمْ . فَقَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّهُمْ خَيْرٌ مِنْهُمْ » .
Tercemesi:
-.......Bize Şu'be, Muhammed ibn Ebî Ya'kûb'dan; o da Abdurrahmân ibn Ebî Bekre'den; o da babasından tahdîs etti ki, Pey-gamber(S):
— "Re'y ettiniz mi (bana haber veriniz); Eğer Eşlem, Gıfâr, Mu-zeyne, Cuheyne kabileleri Temim, Âmir ibn Sa'saa, Gatafân veEsed kabilelerinden hayırlı iseler, bu ikinciler elleri boş olmuş ve ziyan etmiş değiller midir?" buyurdu. Muhâtabları:
— Evet, eli boş olup ziyan etmişlerdir, dediler. Bunun üzerine Peygamber:
— "Nefsim elinde bulunan(Allah)a yemîn ederim ki, onlar (Eşlem, Gıfâr, Muzeyne, Cuheyne) bunlardan (yânîTemîm, Âmir, Gatafân, Esed kabilelerinden) elbette daha hayırlıdırlar!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/600
Senetler:
()
Konular:
Dostluk, farklı toplulukların Hz. Peygamber'le dostlukları
Kabileler, Allah'a itaat/isyan eden
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24433, B006639
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَالَ سُلَيْمَانُ لأَطُوفَنَّ اللَّيْلَةَ عَلَى تِسْعِينَ امْرَأَةً ، كُلُّهُنَّ تَأْتِى بِفَارِسٍ يُجَاهِدُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ . فَقَالَ لَهُ صَاحِبُهُ إِنْ شَاءَ اللَّهُ . فَلَمْ يَقُلْ إِنْ شَاءَ اللَّهُ . فَطَافَ عَلَيْهِنَّ جَمِيعًا ، فَلَمْ تَحْمِلْ مِنْهُنَّ إِلاَّ امْرَأَةٌ وَاحِدَةٌ ، جَاءَتْ بِشِقِّ رَجُلٍ ، وَايْمُ الَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَوْ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ . لَجَاهَدُوا فِى سَبِيلِ اللَّهِ فُرْسَانًا أَجْمَعُونَ » .
Tercemesi:
-.......Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyurdu: "Süleyman (Peygamber):
— Vallahi ben bu gece doksan kadına dolaşırım da, onların her-biri Allah yolunda savaşacak birer süvârî getirir, diye yemîn etti.
Arkadaşı kendisine:
— İnşâattahu de! dedi.
Süleyman 'İn şâallâh' demedi ve bütün kadınlarına dolaştı. Neticede birtek kadın müstesna, onlardan hiçbiri gebe kalmadı. Sonra o bir kadın da yarım bir çocuk getirdi. Muhammed'in nefsi elinde olan(Allah)a yemîn ederim ki, eğer Süleyman 'İn şâattah' deseydi, o çocukların hepsi de Allah yolunda birer süvârî olarak muhakkak cihâd ederlerdi!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/601
Senetler:
()
Konular:
Peygamberler, Hz. Süleyman