87 Kayıt Bulundu.
Bize Muallâ b. Esed, ona Vüheyb, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da Sâbit b. Dahhâk'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kim İslam’dan başka bir dine mensup olduğuna dair yemin ederse, o dediği gibidir. Kim bir şeyle intihar ederse Cehennem ateşi içinde kendisine onunla azap edilir. Kim bir Müslümana küfür isnat ederse sanki onu öldürmüş gibidir."
Açıklama: Zorlama olmaksızın bir kişinin başka bir dine mensup olduğuna dair yemin etmesi, onun bir din olarak İslamı içselleştirmediğini göstermektedir. Diğer bir ifade ile çıkar, menfaat, korku vb. bir nedenle farklı bir kimlikle davranmak anlamına gelen münafıklık olduğunu beyan etmektedir.
Bize Amr b. Âsım, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona Ebu Hureyre, ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İsrailoğulları içerisinde Allah'ın imtihan etmeyi dilediği üç kişi vardı. Allah onlara bir melek gönderdi (...) Melek abraş olan kimseye geldi ve “yola devam etme imkanım kalmadı. Menzilime erişmem ancak önce Allah'ın sonra da senin yardımınla mümkündür” dedi." Sonra hadisin tamamını aktardı.
Açıklama: Hadisin tamamı için B003464 numaralı hadise bakınız.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Rumlar üzerine göndermek üzere bir ordu hazırlayıp başına Usame b. Zeyd'i kumandan tayin etmişti. İnsanların bazısı Usame'nin kumandanlığına itiraz edip dedikodu yapmışlardı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ayağa kalkıp bir hutbe okudu ve şöyle buyurdu: "Siz şimdi Usame'nin kumandanlığını eleştiriyorsunuz. Zaten daha önce de babasının kumandanlığına dil uzatmıştınız. Allah'a yemin olsun ki, nasıl Zeyd b. Harise kumandanlığa hakkıyla lâyık ve bana insanların en sevimlisi olmuşsa bu Usame de babasından sonra bana insanların en sevimlisidir."
Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Hayve, ona Ebu Akîl Zühre b. Ma'bed, ona da dedesi Abdullah b. Hişâm şöyle demiştir: Biz Peygamber'in (sav) yanında idik. Hz. Peygamber Ömer b. Hattâb'ın elini tutuyordu. Ömer “ey Allah'ın Rasulü, Sen bana nefsimden başka her şeyden daha sevimlisin” dedi. Hz. Peygamber (sav) "Hayır, canımı elinde tutana yemin olsun ki, ben sana hayatından daha sevimli olmadıkça (imanda kemal bulmazsın)" buyurdu. Bunun üzerine Ömer de “Şu anda Allah'a yemin ederim ki, Sen bana canımdan da fazla sevimlisin” dedi. Peygamber (sav) de "İşte şimdi oldu ey Ömer" buyurdu.
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid şöyle haber vermişlerdir: İki adam davalarını Rasulullah'a (sav) arz ettiler. Biri “aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet“ dedi. daha anlayışlı olan diğeri de “evet ey Allah'ın Rasulü, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve anlatmam için bana izin ver” dedi. Rasulullah (sav) ona "konuş" buyurdu. O da “benim oğlum bu adamın yanında ücretli ücretle çalışan biriydi, bunun karısı ile zina etmiş. Bana oğlum üzerine recim cezası olduğunu haber verdiler. Ben de oğlumun yüz koyununu ve benim bir cariyemi fidye verip, oğlumu kurtardım. Sonra ben bunu ilim ehline sordum. Onlar da bana oğlum üzerine yüz değnek ile bir yıl sürgün, bu adamın karısına da recim aranızda Allah'ın Kitabı ile hüküm vereceğim. Koyunlar ve cariyen sana geri verilir" buyurdu ve onun oğlunu, yüz değnek vurup bir yıl sürgüne gönderdi. Sonra da Üneys'e o kadına gitmesini emrederek "eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu. Kadın zina suçunu itiraf etti, o da kadını recmetti.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kimsenin -yahut kardeşinin- malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)