فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا فَهْوَ صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ - يَعْنِى مَالَ اللَّهِ - لَيْسَ لَهُمْ أَنْ يَزِيدُوا عَلَى الْمَأْكَلِ » . وَإِنِّى وَاللَّهِ لاَ أُغَيِّرُ شَيْئًا مِنْ صَدَقَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى كَانَتْ عَلَيْهَا فِى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، وَلأَعْمَلَنَّ فِيهَا بِمَا عَمِلَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَتَشَهَّدَ عَلِىٌّ ، ثُمَّ قَالَ إِنَّا قَدْ عَرَفْنَا يَا أَبَا بَكْرٍ فَضِيلَتَكَ . وَذَكَرَ قَرَابَتَهُمْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَحَقَّهُمْ . فَتَكَلَّمَ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، لَقَرَابَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ أَصِلَ مِنْ قَرَابَتِى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34774, B003712
Hadis:
فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ نُورَثُ ، مَا تَرَكْنَا فَهْوَ صَدَقَةٌ ، إِنَّمَا يَأْكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ مِنْ هَذَا الْمَالِ - يَعْنِى مَالَ اللَّهِ - لَيْسَ لَهُمْ أَنْ يَزِيدُوا عَلَى الْمَأْكَلِ » . وَإِنِّى وَاللَّهِ لاَ أُغَيِّرُ شَيْئًا مِنْ صَدَقَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى كَانَتْ عَلَيْهَا فِى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، وَلأَعْمَلَنَّ فِيهَا بِمَا عَمِلَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَتَشَهَّدَ عَلِىٌّ ، ثُمَّ قَالَ إِنَّا قَدْ عَرَفْنَا يَا أَبَا بَكْرٍ فَضِيلَتَكَ . وَذَكَرَ قَرَابَتَهُمْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَحَقَّهُمْ . فَتَكَلَّمَ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ ، لَقَرَابَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ أَصِلَ مِنْ قَرَابَتِى .
Tercemesi:
Ebu Bekir dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Biz (Peygamberler topluluğu) miras bırakmayız. Bizim bıraktığımız mal, sadakadır.” Muhammed ailesi ancak bu maldan, yani mülkiyeti Allah'ın olan bu maldan yer. Onların yenilecek miktar üzerine artırma yapma hakları yoktur. Vallahi ben, Nebi'nin (sav) sadakalarından hiçbir şeyi değiştirmem. Rasulullah'ın (sav) bu mallar üzerinde yaptığı uygulamanın aynısını yaparım.
(Hz. Fatıma'nın vefatından sonra) Ali bunun böyle olduğuna şehadet etti ve şöyle dedi: Ey Ebu Bekir! Esasen biz senin faziletini tanıyıp bilmişizdir. Ali, kendilerinin Rasulullah'a (sav) olan yakınlıklarından ve haklarından söz etti. Bunun üzerine Ebu Bekir de şöyle dedi: Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Raslullah'a (sav) akraba olma (ayrıcalığı), bana kendi akrabalarımın hal ve hatırlarını sorup yardım etmekten daha sevimlidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/946
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
6. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Peygamberler, miras bırakmamaları, bıraktıklarının sadaka olduğu
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Abdülaziz, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki Allah onun eliyle Hayber fethini nasip edecek" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine orada bulunan sahabîler sancağın kime verileceği düşüncesiyle o geceyi geçirdiler ve sabah olur olmaz Rasulullah'ın huzuruna vardılar. Hepsi sancağın kendisine verilmesini umuyordu. Rasulullah (sav) "Ali b. Ebu Tâlib nerededir?" diye sordu. Sahabîler “onun gözleri ağrıyor ey Allah'ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) "ona haber gönderin de bana gelsin" buyurdu. Ali gelince, Rasulullah (sav) onun gözlerine tükürüğünden bir parça sürüp dua etti ve Ali'nin gözleri hemen iyileşiverdi, hatta hiç ağrımamış gibi oldu. Sancağı Ali'ye verdi. Bunun üzerine Ali “ey Allah'ın Rasulü, Hayber Yahudileri ile onlar da bizim gibi (Müslüman) oluncaya kadar mı savaşacağım?” dedi. Rasulullah (sav) "Hayberliler'in sahasına konaklayıncaya kadar sükûnetle hareket et. Sonra onları İslâm'a girmeye davet et ve onlara İslâm'da onların sorumluluğu olacak Allah'ın haklarını bildir. Allah'a yemin ederim ki, senin sayende Allah'ın, bir tek kişiye bile hidayet vermesi senin için, kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34753, B003701
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لأُعْطِيَنَّ الرَّايَةَ غَدًا رَجُلاً يَفْتَحُ اللَّهُ عَلَى يَدَيْهِ » قَالَ فَبَاتَ النَّاسُ يَدُوكُونَ لَيْلَتَهُمْ أَيُّهُمْ يُعْطَاهَا فَلَمَّا أَصْبَحَ النَّاسُ ، غَدَوْا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كُلُّهُمْ يَرْجُو أَنْ يُعْطَاهَا فَقَالَ « أَيْنَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ » . فَقَالُوا يَشْتَكِى عَيْنَيْهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « فَأَرْسِلُوا إِلَيْهِ فَأْتُونِى بِهِ » . فَلَمَّا جَاءَ بَصَقَ فِى عَيْنَيْهِ ، وَدَعَا لَهُ ، فَبَرَأَ حَتَّى كَأَنْ لَمْ يَكُنْ بِهِ وَجَعٌ ، فَأَعْطَاهُ الرَّايَةَ . فَقَالَ عَلِىٌّ يَا رَسُولَ اللَّهِ أُقَاتِلُهُمْ حَتَّى يَكُونُوا مِثْلَنَا فَقَالَ « انْفُذْ عَلَى رِسْلِكَ حَتَّى تَنْزِلَ بِسَاحَتِهِمْ ، ثُمَّ ادْعُهُمْ إِلَى الإِسْلاَمِ ، وَأَخْبِرْهُمْ بِمَا يَجِبُ عَلَيْهِمْ مِنْ حَقِّ اللَّهِ فِيهِ ، فَوَاللَّهِ لأَنْ يَهْدِىَ اللَّهُ بِكَ رَجُلاً وَاحِدًا خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Abdülaziz, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki Allah onun eliyle Hayber fethini nasip edecek" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine orada bulunan sahabîler sancağın kime verileceği düşüncesiyle o geceyi geçirdiler ve sabah olur olmaz Rasulullah'ın huzuruna vardılar. Hepsi sancağın kendisine verilmesini umuyordu. Rasulullah (sav) "Ali b. Ebu Tâlib nerededir?" diye sordu. Sahabîler “onun gözleri ağrıyor ey Allah'ın Rasulü” dediler. Rasulullah (sav) "ona haber gönderin de bana gelsin" buyurdu. Ali gelince, Rasulullah (sav) onun gözlerine tükürüğünden bir parça sürüp dua etti ve Ali'nin gözleri hemen iyileşiverdi, hatta hiç ağrımamış gibi oldu. Sancağı Ali'ye verdi. Bunun üzerine Ali “ey Allah'ın Rasulü, Hayber Yahudileri ile onlar da bizim gibi (Müslüman) oluncaya kadar mı savaşacağım?” dedi. Rasulullah (sav) "Hayberliler'in sahasına konaklayıncaya kadar sükûnetle hareket et. Sonra onları İslâm'a girmeye davet et ve onlara İslâm'da onların sorumluluğu olacak Allah'ın haklarını bildir. Allah'a yemin ederim ki, senin sayende Allah'ın, bir tek kişiye bile hidayet vermesi senin için, kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 9, 1/944
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hidayet, Hidayete vesile olmanın mükafaatı
Hz. Peygamber, duaları
Siyer, Hayber günü
Bana Amr b. Ali, ona Yezîd b. Harun, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Şa'bî_şöyle demiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), İbn Ca'fer'e selâm verdiğinde “es-Selâmu aleyke ey iki kanatlı adamın oğlu” derdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34767, B003709
Hadis:
حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - كَانَ إِذَا سَلَّمَ عَلَى ابْنِ جَعْفَرٍ قَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا ابْنَ ذِى الْجَنَاحَيْنِ .
Tercemesi:
Bana Amr b. Ali, ona Yezîd b. Harun, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Şa'bî_şöyle demiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), İbn Ca'fer'e selâm verdiğinde “es-Selâmu aleyke ey iki kanatlı adamın oğlu” derdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 10, 1/945
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Siyer, Mute Savaşı
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ فَاطِمَةَ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - أَرْسَلَتْ إِلَى أَبِى بَكْرٍ تَسْأَلُهُ مِيرَاثَهَا مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم ، تَطْلُبُ صَدَقَةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى بِالْمَدِينَةِ وَفَدَكٍ وَمَا بَقِىَ مِنْ خُمُسِ خَيْبَرَ .
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir:
Fâtıma, Ebu Bekir'e haber gönderip, Hz. Peygamber'den kendine düşen miras payını; Allah'ın, Rasulü'ne fey olarak bıraktığı ve Peygamber'in de Müminlere sadaka yaptığı Medine'deki Fedek ile Hayber ganimetinin beşte birinden kendi payına kalanı istedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34771, B003711
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ فَاطِمَةَ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - أَرْسَلَتْ إِلَى أَبِى بَكْرٍ تَسْأَلُهُ مِيرَاثَهَا مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم ، تَطْلُبُ صَدَقَةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الَّتِى بِالْمَدِينَةِ وَفَدَكٍ وَمَا بَقِىَ مِنْ خُمُسِ خَيْبَرَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir:
Fâtıma, Ebu Bekir'e haber gönderip, Hz. Peygamber'den kendine düşen miras payını; Allah'ın, Rasulü'ne fey olarak bıraktığı ve Peygamber'in de Müminlere sadaka yaptığı Medine'deki Fedek ile Hayber ganimetinin beşte birinden kendi payına kalanı istedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/945
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ وَاقِدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنهم - قَالَ ارْقُبُوا مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فِى أَهْلِ بَيْتِهِ .
Bize Abdullah b. Abdulvahhâb, ona Halid, ona Şu'be, ona Vâkıd, ona babası (Muhammed b. Zeyd) ona İbn Ömer, ona da Ebu Beki:
Muhammed'e (sav) saygınızı, O'nun ev halkı hususunda da gözetip koruyunuz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34775, B003713
Hadis:
أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا خَالِدٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ وَاقِدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنهم - قَالَ ارْقُبُوا مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فِى أَهْلِ بَيْتِهِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdulvahhâb, ona Halid, ona Şu'be, ona Vâkıd, ona babası (Muhammed b. Zeyd) ona İbn Ömer, ona da Ebu Beki:
Muhammed'e (sav) saygınızı, O'nun ev halkı hususunda da gözetip koruyunuz
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/946
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Muhammed b. Zeyd el-Kuraşî (Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Vakid b. Muhammed el-Adevî (Vakid b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
7. Abdullah b. Abdülvehhab el-Hacebî (Abdullah b. Abdülvehhab)
Konular:
Saygı, Ehl-i Beyte saygı ve hürmet
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَاطِمَةُ بَضْعَةٌ مِنِّى ، فَمَنْ أَغْضَبَهَا أَغْضَبَنِى » .
Bize Ebu Velîd, ona İbn Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Misver b. Mahrame'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Fâtıma benden bir parçadır. Onu öfkelendiren kimse, beni öfkelendirmiş olur"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34776, B003714
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَاطِمَةُ بَضْعَةٌ مِنِّى ، فَمَنْ أَغْضَبَهَا أَغْضَبَنِى » .
Tercemesi:
Bize Ebu Velîd, ona İbn Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Misver b. Mahrame'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Fâtıma benden bir parçadır. Onu öfkelendiren kimse, beni öfkelendirmiş olur"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/946
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, kızı üzerine ikinci eşe izin vermemesi
فَقَالَتْ سَارَّنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَنِى أَنَّهُ يُقْبَضُ فِى وَجَعِهِ الَّذِى تُوُفِّىَ فِيهِ فَبَكَيْتُ ، ثُمَّ سَارَّنِى فَأَخْبَرَنِى أَنِّى أَوَّلُ أَهْلِ بَيْتِهِ أَتْبَعُهُ فَضَحِكْتُ .
Fâtıma der ki:
Peygamber (sav) ölmeden önceki hastalığında, vefat edeceğini bana gizlice haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, hane halkından kendisine ilk kavuşan kimsenin ben olacağımı haber verdi. Buna da (sevinip) güldüm.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34778, B003716
Hadis:
فَقَالَتْ سَارَّنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرَنِى أَنَّهُ يُقْبَضُ فِى وَجَعِهِ الَّذِى تُوُفِّىَ فِيهِ فَبَكَيْتُ ، ثُمَّ سَارَّنِى فَأَخْبَرَنِى أَنِّى أَوَّلُ أَهْلِ بَيْتِهِ أَتْبَعُهُ فَضَحِكْتُ .
Tercemesi:
Fâtıma der ki:
Peygamber (sav) ölmeden önceki hastalığında, vefat edeceğini bana gizlice haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, hane halkından kendisine ilk kavuşan kimsenin ben olacağımı haber verdi. Buna da (sevinip) güldüm.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 12, 1/946
Senetler:
1. Fatıma bt. Rasulullah (Fatıma bt. Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib b. Haşim)
2. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ قَالَ كَانَ عَلِىٌّ قَدْ تَخَلَّفَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى خَيْبَرَ وَكَانَ بِهِ رَمَدٌ فَقَالَ أَنَا أَتَخَلَّفُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ عَلِىٌّ فَلَحِقَ بِالنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، فَلَمَّا كَانَ مَسَاءُ اللَّيْلَةِ الَّتِى فَتَحَهَا اللَّهُ فِى صَبَاحِهَا ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " لأُعْطِيَنَّ الرَّايَةَ - أَوْ لَيَأْخُذَنَّ الرَّايَةَ - غَدًا رَجُلاً يُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ - أَوْ قَالَ يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ - يَفْتَحُ اللَّهُ عَلَيْهِ " . فَإِذَا نَحْنُ بِعَلِىٍّ وَمَا نَرْجُوهُ ، فَقَالُوا هَذَا عَلِىٌّ . فَأَعْطَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَفَتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34754, B003702
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ قَالَ كَانَ عَلِىٌّ قَدْ تَخَلَّفَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى خَيْبَرَ وَكَانَ بِهِ رَمَدٌ فَقَالَ أَنَا أَتَخَلَّفُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ عَلِىٌّ فَلَحِقَ بِالنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ، فَلَمَّا كَانَ مَسَاءُ اللَّيْلَةِ الَّتِى فَتَحَهَا اللَّهُ فِى صَبَاحِهَا ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " لأُعْطِيَنَّ الرَّايَةَ - أَوْ لَيَأْخُذَنَّ الرَّايَةَ - غَدًا رَجُلاً يُحِبُّهُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ - أَوْ قَالَ يُحِبُّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ - يَفْتَحُ اللَّهُ عَلَيْهِ " . فَإِذَا نَحْنُ بِعَلِىٍّ وَمَا نَرْجُوهُ ، فَقَالُوا هَذَا عَلِىٌّ . فَأَعْطَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَفَتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Hâtim, ona Yezid b. Ebu Ubeyd, ona Seleme şöyle söylemiştir: Gözündeki rahatsızlıktan dolayı Hz. Ali Hayber günü Hz. Peygamber'den (sav) geride kalmıştı. Ben Allah Resulünden geride kalır mıyım diyerek sefere çıktı ve ona yetişti. Allah'ın, sabahında fetih ihsan ettiği gecenin akşamı olunca Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sancağı yarın birine vereceğim ya da o alacak. O, Allah'ı ve resulünü sever, Allah ve resulü de onu sever! Allah ona fethi ihsan edecektir." Biz birden Ali ile karşılaştık halbuki onun geleceğini ummuyorduk. Sahabiler bu Ali dediler akabinde Resulullah (sav) sancağı ona verdi ve Allah fethi ona nasip etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 9, 1/944
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Halid Yezid b. Ebu Ubeyd el-Eslemî (Yezid b. Ebu Ubeyd)
4. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Siyer, Hayber günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34755, B003703
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ إِلَى سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ فَقَالَ هَذَا فُلاَنٌ - لأَمِيرِ الْمَدِينَةِ - يَدْعُو عَلِيًّا عِنْدَ الْمِنْبَرِ . قَالَ فَيَقُولُ مَاذَا قَالَ يَقُولُ لَهُ أَبُو تُرَابٍ . فَضَحِكَ قَالَ وَاللَّهِ مَا سَمَّاهُ إِلاَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ، وَمَا كَانَ لَهُ اسْمٌ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْهُ . فَاسْتَطْعَمْتُ الْحَدِيثَ سَهْلاً ، وَقُلْتُ يَا أَبَا عَبَّاسٍ كَيْفَ قَالَ دَخَلَ عَلِىٌّ عَلَى فَاطِمَةَ ثُمَّ خَرَجَ فَاضْطَجَعَ فِى الْمَسْجِدِ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم " أَيْنَ ابْنُ عَمِّكِ" . قَالَتْ فِى الْمَسْجِدِ . فَخَرَجَ إِلَيْهِ فَوَجَدَ رِدَاءَهُ قَدْ سَقَطَ عَنْ ظَهْرِهِ ، وَخَلَصَ التُّرَابُ إِلَى ظَهْرِهِ ، فَجَعَلَ يَمْسَحُ التُّرَابَ عَنْ ظَهْرِهِ فَيَقُولُ " اجْلِسْ يَا أَبَا تُرَابٍ " . مَرَّتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Ebu Hazım, ona babası şöyle söyledi: Bir kişi Sehl b. Sa'd'a geldi ve dedi ki: Medine emiri olan filanca kişi minberin yanında Hz. Ali'yi hoş olmayn bir şekilde anıyor.
Sehl 'bu emir Hz. Ali için ne söyledi?' diye sordu. Ebu Hazım, 'ona Ebu türab diyor' şeklinde cevap verince Sehl b. Sa'd güldü ve 'onu bu şekilde Hz. Peygamber (sav) isimlendirdi ve Ali için bundan daha sevimli bir isim olmamıştır' dedi.
Bunun üzerine Ebu Hazım (öğrenmenin verdiği lezzeti tatmak için), Sehl b. Sad'a bu hadisi sordu ve dedi ki 'Ey Ebu Abbas, bu isim verme işi nasıl oldu?
O da şöyle anlattı:
Bir keresinde Hz. Ali, Hz. Fatıma'nın yanına girmiş, sonra (Fatıma'ya darılarak) dışarı çıkmış ve mescitte yatmıştı. Bu sırada Fatıma'nın yanına Hz. Peygamber (sav) gelip: "Amca oğlun nerede?" diye sordu. Fatıma da onun mescitte olduğunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber mescide geldi ve Ali'yi, sırtından hırkası düşmüş ve sırtına toprak bulaşmış bir halde buldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), bir yandan Ali'nin sırtından toprakları eliyle siliyor bir yandan da "Otur Ey Ebu türab, otur Ey Ebu türab" diyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 9, 1/944
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
İbadethane, ibadethanelerde uyumak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34764, B003708
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ دِينَارٍ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْجُهَنِىُّ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّاسَ كَانُوا يَقُولُونَ أَكْثَرَ أَبُو هُرَيْرَةَ . وَإِنِّى كُنْتُ أَلْزَمُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِشِبَعِ بَطْنِى ، حَتَّى لاَ آكُلُ الْخَمِيرَ ، وَلاَ أَلْبَسُ الْحَبِيرَ ، وَلاَ يَخْدُمُنِى فُلاَنٌ وَلاَ فُلاَنَةُ ، وَكُنْتُ أُلْصِقُ بَطْنِى بِالْحَصْبَاءِ مِنَ الْجُوعِ ، وَإِنْ كُنْتُ لأَسْتَقْرِئُ الرَّجُلَ الآيَةَ هِىَ مَعِى كَىْ يَنْقَلِبَ بِى فَيُطْعِمَنِى ، وَكَانَ أَخْيَرَ النَّاسِ لِلْمِسْكِينِ جَعْفَرُ بْنُ أَبِى طَالِبٍ ، كَانَ يَنْقَلِبُ بِنَا فَيُطْعِمُنَا مَا كَانَ فِى بَيْتِهِ ، حَتَّى إِنْ كَانَ لَيُخْرِجُ إِلَيْنَا الْعُكَّةَ الَّتِى لَيْسَ فِيهَا شَىْءٌ ، فَنَشُقُّهَا فَنَلْعَقُ مَا فِيهَا .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Ebubekr, ona Muhammed b. İbrahim b. Dînar, ona Ebu Abdullah el-Cühenî, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona Ebû Hüreyre şöyle söylemiştir: İnsanlar, Ebu Hüreyre çok (hadis rivayet) ediyor, deyip duruyorlar. Halbuki ben, karın tokluğuna Resulullah'tan (sav) hiç ayrılmadım. Mayalı ekmek yemez, güzel elbise giymezdim. Erkek ve kadın hiç bir hizmetçim de yoktu. Açlıktan karnıma taş bağlardım. Bazen ezberimdeki ayetleri bir kimseye -o beni evine götürsün de doyursun diye- okuturdum. Fakirler için insanların en hayırlısı Cafer b. Ebu Talip idi. O, bizleri evine götürürdü ve evinde bulunan şeyleri bize yedirirdi. Hatta bizim için içi boş olan yağ tulumunu çıkarır biz de onu yarar ve onda kalan yağ parçacıklarını yalardık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fedâili Ashâbi'n-Nebi 10, 1/945
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim el-Cühenî (Muhammed b. İbrahim b. Dinar)
5. Ahmed b. Ebu Bekir el-Kuraşî (Ahmed b. Kasım b. Haris b. Zürare)
Konular:
Hadis, Ebu Hüreyre'nin çok hadis rivayeti