151 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti. Mescide girdiğinde “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “Sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ, Ebu Huzeyfe'yi kast ederek “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Alkame der ki: Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ, Ammâr'ı kast ederek “Allah'ın Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde (şeytandan) kurtardığı kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “Evet” dedim. Ebu Derdâ “Peygamber'in (sav) misvakını taşıyan veya mahremine muttali olan kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ “Abdullah b. Mes'ûd "ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Ben “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okuyor” dedim. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten caydıracaklardı” dedi .
Bize Amr b. Ali, ona Abdüla'lâ, ona Halid, ona Ebu Kılâbe. ona da Enes b. Mâlik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her ümmetin bir emini vardır. Ey Muhammed Ümmeti, bizim eminimiz de Ebu Ubeyde b. Cerrâh'tır."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Sıla, ona da Huzeyfe (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Necrân heyetine (kendilerine emin bir yönetici gönderilmesini istediklerinde), "Ben size şüphesiz hakkıyla güvenilir bir kimseyi yönetici olarak göndereceğim" buyurdu. Bu söz üzerine sahabeden her biri, bu şerefli göreve kendisinin gönderileceği beklentisine girdi. Peygamber (sav) Ebu Ubeyde'yi (ra) gönderdi.
Bize Sadaka, ona İbn Uyeyne, ona Ebu Musa, ona Hasan, ona da Ebu Bekre şöyle demiştir: Ben, Hz. Peygamber'i (sav) minberde, yanında Hasan olduğu hâlde, bir insanlara, bir de Hasan'a bakıp "Benim bu oğlum (torunum), şeref sahibi bir efendidir. Umulur ki Allah onun sayesinde iki Müslüman topluluğunun arasını düzeltir" buyururken dinledim.
Bize Müsedded, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Usame b. Zeyd (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav), Usame'yi, Hz. Hasan ile beraber kucağına alır ve "Allah'ım, ben bunları seviyorum, sen de sev" der ya da buna benzer şeyler söylerdi.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu'be, ona Adiyy, ona da Berâ (ra) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'i (sav) gördüm, Hz. Ali'nin oğlu Hasan'ı omuzuna almış "Allah'ım, ben bunu seviyorum, sen de sev" diyordu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Ömer b. Saîd b. Ebu Hüseyin, ona İbn Ebu Müleyke, ona Ukbe b. Haris şöyle demiştir: Ben Hz. Ebu Bekir'i (ra) gördüm, Hz. Ali'nin oğlu Hasan'ı taşıyor, bir yandan da “Peygamber'e benzeyen ama Ali'ye benzemeyen, babam sana feda olsun” diyor, Ali de buna gülüyordu.
Bize Yahya b. Maîn ve Sadaka, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Vâkid b. Muhammed, ona babası, ona da İbn Ömer (r.anhuma), Ebu Bekir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ey insanlar! Muhammed'e (sav) hürmetinizi, onun ev halkı hususunda da gözetip muhafaza ediniz.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ebu Yakub, ona da İbn Ebu Nuaym şöyle rivayet etmiştir: (Iraklı) birisi Abdullah b. Ömer'e -Şu'be der ki: Zannediyorum ihramlı kimsenin sinek öldürmesinin- hükmünü sordu. İbn Ömer de şu cevabı verdi: Irak ahalisi, sinek öldürmenin hükmünü soruyor. Hâlbuki onlar Rasulullah'ın (sav) "onlar benim dünyalık iki reyhanım" buyurduğu torununu öldürdü.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ يَسِّرْ لِى