Açıklama: Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31037, İM004006
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَلِىِّ بْنِ بَذِيمَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ بَنِى إِسْرَائِيلَ لَمَّا وَقَعَ فِيهِمُ النَّقْصُ كَانَ الرَّجُلُ يَرَى أَخَاهُ عَلَى الذَّنْبِ فَيَنْهَاهُ عَنْهُ فَإِذَا كَانَ الْغَدُ لَمْ يَمْنَعْهُ مَا رَأَى مِنْهُ أَنْ يَكُونَ أَكِيلَهُ وَشَرِيبَهُ وَخَلِيطَهُ فَضَرَبَ اللَّهُ قُلُوبَ بَعْضِهِمْ بِبَعْضٍ وَنَزَلَ فِيهِمُ الْقُرْآنُ فَقَالَ ( لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ عَلَى لِسَانِ دَاوُدَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ) حَتَّى بَلَغَ ( وَلَوْ كَانُوا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالنَّبِىِّ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَا اتَّخَذُوهُمْ أَوْلِيَاءَ وَلَكِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ فَاسِقُونَ ) » . قَالَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُتَّكِئًا فَجَلَسَ وَقَالَ « لاَ حَتَّى تَأْخُذُوا عَلَى يَدَىِ الظَّالِمِ فَتَأْطِرُوهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْرًا » .
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ - أَمْلاَهُ عَلَىَّ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى الْوَضَّاحِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ بَذِيمَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, ona Ali b. Bezîme, ona da Ebu Ubeyde'den (b. Abdullah b. Mes'ud) (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle demiştir:
İsrail oğulları içine (din bakımından) eksiklik girince adam (din) kardeşini günah üzerinde görür ve onu o günahtan menederdi. Sonra ertesi gün olunca (günahkâr), kardeşinin (bir gün once) işlediğini gördüğü günah; adamı, o (günahkâr) kardeşiyle beraber yemek yemesine, beraber içmesine ve onunla sıkı fıkı olmasına mâni olmazdı. Bunun sonucunda Allah onların bazılarını kalplerini diğer bazılarının kalplerine karıştırdı (yani günah işleyenleri ile onlara arkadaşlık edenlerin tümünün kalplerini kararttı) ve onlar hakkında Kur'an (ayetleri) indi. Sonra Resul-i Ekrem (sav) (onlar hakkında inen şu ayetleri okuyarak) buyurdu ki,
"İsrail oğullarından kafir olanlar Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlendiler. Bu, günah işlemeleri ve aşırı gitmelerindendir. Onlar yaptıkları fenalıklardan birbirlerini alıkoymazlardı. Yapmakta oldukları cidden ne kötü şey idi. Sen onların çoğunun (Mekke'deki) kafirleri (putperestleri) dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için Önlerine sürdüğü şeyler en kötüdür. Allah onlara gazab etti ve onlar azab içinde de kalıcılardır."
"Eger onlar Allah'a, Peygamber'e ve O'na indirilen Kur'an'a inanmış olsalardı, kafirleri dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu imandan çıkmış kimselerdir."
Ravi Ebu Ubeyde demiştir ki: Rasulullah (sav) (bunu buyururken) bir tarafa yaslanmış durumda idi. Sonra doğrulup oturdu ve
"(Siz Müslümanlar) zalimin kollarından tutup onu (batıldan) hakka çevirmedikçe hayır (azaptan kurtulamaz veya mazur sayılamazsınız)," buyurdu.
Bu hadisin mislini ... senediyle Abdullah (b. Mes'ud) (ra) vasıtasıyla da Peygamber'den (sav) rivayetle de bize Muhammed b. Beşşar tahdis etti.
Açıklama:
Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /646
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzeli (Amir b. Abdullah b. Mes'ud)
3. Ebu Abdullah Ali b. Bezîme (Ali b. Bezîme)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
DİĞERGAMLIK-BENCİLLİK
Hadis, israiliyyat içerikli haberler
Önceki ümmetler, İsrailoğullarının Bencilliği
Açıklama: Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275521, İM004006-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَلِىِّ بْنِ بَذِيمَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ بَنِى إِسْرَائِيلَ لَمَّا وَقَعَ فِيهِمُ النَّقْصُ كَانَ الرَّجُلُ يَرَى أَخَاهُ عَلَى الذَّنْبِ فَيَنْهَاهُ عَنْهُ فَإِذَا كَانَ الْغَدُ لَمْ يَمْنَعْهُ مَا رَأَى مِنْهُ أَنْ يَكُونَ أَكِيلَهُ وَشَرِيبَهُ وَخَلِيطَهُ فَضَرَبَ اللَّهُ قُلُوبَ بَعْضِهِمْ بِبَعْضٍ وَنَزَلَ فِيهِمُ الْقُرْآنُ فَقَالَ ( لُعِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ عَلَى لِسَانِ دَاوُدَ وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ) حَتَّى بَلَغَ ( وَلَوْ كَانُوا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالنَّبِىِّ وَمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَا اتَّخَذُوهُمْ أَوْلِيَاءَ وَلَكِنَّ كَثِيرًا مِنْهُمْ فَاسِقُونَ ) » . قَالَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُتَّكِئًا فَجَلَسَ وَقَالَ « لاَ حَتَّى تَأْخُذُوا عَلَى يَدَىِ الظَّالِمِ فَتَأْطِرُوهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْرًا » .
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ - أَمْلاَهُ عَلَىَّ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى الْوَضَّاحِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ بَذِيمَةَ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Ali b. Bezîme, ona da Ebu Ubeyde'den (b. Abdullah b. Mes'ud) (ra) rivayet edildiğine göre; Resulullah (sav) şöyle demiştir:
"İsrailoğulları içine (din bakımından) eksiklik girince adam (din) kardeşini günah üzerinde görür ve onu o günahtan menederdi. Sonra ertesi gün olunca (günahkâr), kardeşinin (bir gün once) işlediğini gördüğü günah; adamı, o (günahkâr) kardeşiyle beraber yemek yemesine, beraber içmesine ve onunla sıkı fıkı olmasına mâni olmazdı. Bunun sonucunda Allah onların bazılarını kalplerini diğer bazılarının kalplerine karıştırdı (yani günah işleyenleri ile onlara arkadaşlık edenlerin tümünün kalplerini kararttı) ve onlar hakkında Kur'an (ayetleri) indi. Sonra Resul-i Ekrem (sav) (onlar hakkında inen şu ayetleri okuyarak) buyurdu ki, İsrailoğullarından kafir olanlar Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlendiler. Bu, günah işlemeleri ve aşırı gitmelerindendir. Onlar yaptıkları fenalıklardan birbirlerini alıkoymazlardı. Yapmakta oldukları cidden ne kötü şeydi. Sen onların çoğunun (Mekke'deki) kafirleri (putperestleri) dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için önlerine sürdüğü şeyler en kötüdür. Allah onlara gazap etti ve onlar azap içinde de kalıcılardır. Eğer onlar Allah'a, Peygamber'e ve O'na indirilen Kur'an'a inanmış olsalardı, kafirleri dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu imandan çıkmış kimselerdir."
Ravi Ebu Ubeyde demiştir ki: Rasulullah (sav) (bunu buyururken) bir tarafa yaslanmış durumdaydı. Sonra doğrulup oturdu ve
"(Siz Müslümanlar) zalimin kollarından tutup onu (batıldan) hakka eğdirmedikçe hayır (azaptan kurtulamaz veya mazur sayılamazsınız)," buyurdu.
Bu hadisin mislini ... senediyle Abdullah (b. Mes'ud) (ra) vasıtasıyla da Peygamber'den (sav) rivayetle de bize Muhammed b. Beşşar tahdis etti.
Açıklama:
Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /646
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzeli (Amir b. Abdullah b. Mes'ud)
3. Ebu Abdullah Ali b. Bezîme (Ali b. Bezîme)
4. Ebu Said Muhammed b. Müslim el-Kudâî (Muhammed b. Müslim b. Ebu Vaddah)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
DİĞERGAMLIK-BENCİLLİK
Hadis, israiliyyat içerikli haberler
Önceki ümmetler, İsrailoğullarının Bencilliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30975, İM004000
Hadis:
حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى اللَّيْثِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَامَ خَطِيبًا فَكَانَ فِيمَا قَالَ « إِنَّ الدُّنْيَا خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَإِنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَنَاظِرٌ كَيْفَ تَعْمَلُونَ أَلاَ فَاتَّقُوا الدُّنْيَا وَاتَّقُوا النِّسَاءَ » .
Tercemesi:
Bize İmran b. Musa el-Leys, ona Hammad b. Zeyd, ona Ali b. Zeyd b. Cüd'ân, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said'den (Hudri) (ra) rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sav) ayağa kalkarak (halka) bir hitabette bulundu. Hutbesinde buyurduğu sözlerden biri de şu idi:
"Şüphesiz, dünya (malı ve nimetleri) yeşil ve tatlı (meyve gibi çabukça çürümeye, gitmeye mahkûm veya güzelliğiyle cazib)dir. Ve Allah sizleri dünyada eski ümmetlere şüphesiz halife kıldı da nasıl amel edeceğinize bakar. Dikkat ediniz de dünya (ya dalmaktan sakının ve kadınlar (ın fitnesin)den korununuz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 19, /645
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. İmran b. Musa el-Leysî (İmran b. Musa b. Hayyan)
Konular:
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
Kadın, fitne/ tehlikeli vs şeklinde nitelendirilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30994, İM004002
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ مَوْلَى أَبِى رُهْمٍ - وَاسْمُهُ عُبَيْدٌ - أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ لَقِىَ امْرَأَةً مُتَطَيِّبَةً تُرِيدُ الْمَسْجِدَ فَقَالَ يَا أَمَةَ الْجَبَّارِ أَيْنَ تُرِيدِينَ قَالَتِ الْمَسْجِدَ قَالَ وَلَهُ تَطَيَّبْتِ قَالَتْ نَعَمْ . قَالَ فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّمَا امْرَأَةٍ تَطَيَّبَتْ ثُمَّ خَرَجَتْ إِلَى الْمَسْجِدِ لَمْ تُقْبَلْ لَهَا صَلاَةٌ حَتَّى تَغْتَسِلَ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Asım, ona da Ubeyd isimli azadlı Ebu Ruhm'dan (ra) rivayet edildiğine gore: Ebu Hureyre (ra), güzel koku sürünmüş olup Mescid'e gitmek isteyen bir kadına rastlamış ve Ey Cebbar (olan Allah)in cariyesi! Nereye gitmek istiyorsun? diye sormuş. Kadın da: Mescid'e, diye cevap vermis. Ebu Hureyre (ra): Ve onun için mi güzel koku süründün? deyince kadın; Evet, demiş. (Bunun üzerine) Ebu Hureyre (ra): Ben, Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu şüphesiz işittim, demiştir.
"Herhangi bir kadın güzel koku süründükten sonra Mescid'e (gitmek üzere evinden) çıkarsa (o kokuyu giderici) boy abdesti alıncaya kadar hiçbir namazı kabul olunmaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 19, /645
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ubeyd b. Ebu Ubeyd el-Kevsi (Ubeyd b. Kesir)
3. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Kadın, koku sürünmüş kadının mescide gelmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31010, İM004004
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ هِشَامٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ عُمَرَِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُمَرَ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مُرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ قَبْلَ أَنْ تَدْعُوا فَلاَ يُسْتَجَابَ لَكُمْ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Muaviye b. Hişam, ona Hişam b. Sa'd, ona Amr b. Osman, ona Asım b. Ömer b. Osman, ona Urve, ona da Aişe'den (r.anha) rivayet edildiğine göre kendisi Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu işitmiştir:
"Sizin (halkı hidayete) davet edip de çağrınıza icabet (veya sizin dua edip de kabul) edilmeme durumu olmadan önce (insanlara) iyi şeyleri emrediniz ve fena şeyleri men ediniz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /645
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Asım b. Ömer b. Asım (Asım b. Ömer b. Osman)
4. Amr b. Osman el-Medenî (Amr b. Osman b. Amr b. Hânî)
5. Ebu Abbad Hişam b. Sa'd el-Kuraşî (Hişam b. Sa'd)
6. Ebu Hasan Muaviye b. Hişam el-Esedî el-Kassar (Muaviye b. Hişam)
7. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31025, İM004005
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ قَالَ قَامَ أَبُو بَكْرٍ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّكُمْ تَقْرَءُونَ هَذِهِ الآيَةَ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ ) وَإِنَّا سَمِعْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوُا الْمُنْكَرَ لاَ يُغَيِّرُونَهُ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بِعِقَابِهِ » . قَالَ أَبُو أُسَامَةَ مَرَّةً أُخْرَى فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu ŞEybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona da Ebu Bekr'den (ra) rivayet edildiğine göre (bir gün) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle demiştir: "Ey iman edenler! Siz kendinize düşene bakiniz. Hidayet yolunda olduğunuz zaman sapıtan kimse size zarar veremez." (Maide 105) ayetini okuyorsunuz (ve hükmünün genelliğini sanarak iyiliği emretmeyi ve fenalığı menetmeyi bırakıyorsunuz). Halbuki biz Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu muhakkak işittik:
"Şüphesiz, insanlar kotu bir şeyi görüp de menetmedikleri zaman Allah'ın onlara umumi bir ceza vermesi çabuklaşır (veya yakinlaşir)." Ravi Ebu Üsame bu hadisi başka bir defa rivayet ederken Ebu Bekr'i (ra) 'Halbuki biz Rasulullah'tan (sav)'den şu buyruğu muhakkak işittik' biçimindeki sözün yerine onun, 'ben, Rasulullah'tan (sav) éşu buyrugu muhakkak isittim' dediğini nakletmistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /645
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31043, İM004007
Hadis:
حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى أَنْبَأَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَامَ خَطِيبًا فَكَانَ فِيمَا قَالَ « أَلاَ لاَ يَمْنَعَنَّ رَجُلاً هَيْبَةُ النَّاسِ أَنْ يَقُولَ بِحَقٍّ إِذَا عَلِمَهُ » . قَالَ فَبَكَى أَبُو سَعِيدٍ وَقَالَ قَدْ وَاللَّهِ رَأَيْنَا أَشْيَاءَ فَهِبْنَا .
Tercemesi:
Bize İmran b. Musa, ona Hammad b. Zeyd, ona Ali b. Zeyd b. Cüd'ân, ona Ebu Nadra, ona da Ebu Said el-Hudri'den (ra) rivayet edildiğine Rasulullah (sav) kalkıp bir hutbe irat etmiş ve hutbesinde buyurduğu buyruklardan biri de:
"Bilmiş olunuz ki sakin halkın korkusu herhangi bir adamı hakkı bildiği zaman onu söylemekten alıkoymasın," sözü olmuşlardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /646
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. İmran b. Musa el-Leysî (İmran b. Musa b. Hayyan)
Konular:
Dürüstlük, halktan korkmasına rağmen doğruyu söylemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31096, İM004008
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى الْبَخْتَرِىِّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحْقِرْ أَحَدُكُمْ نَفْسَهُ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ يَحْقِرُ أَحَدُنَا نَفْسَهُ قَالَ « يَرَى أَمْرًا لِلَّهِ عَلَيْهِ فِيهِ مَقَالٌ ثُمَّ لاَ يَقُولُ فِيهِ فَيَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَقُولَ فِى كَذَا وَكَذَا فَيَقُولُ خَشْيَةُ النَّاسِ . فَيَقُولُ فَإِيَّاىَ كُنْتَ أَحَقَّ أَنْ تَخْشَى » .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu'l-Bahterî, ona da Ebu Said (ra) anlatıyor: Rasulullah (sav) (bir gün):
"Hiçbiriniz kendisini tahkir etmesin" buyurmuştu. Yanındakiler: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizden biri nefsini nasıl tahkir eder?' diye sordular.
"Bir kimse öyle bir şey görür ki, onunla ilgili bir şey söylemesi Allah'ın onun üzerindeki hakkıdır. Fakat o, bu hususta konuşmaz. (Yani, insanlardan çekinip konuşmamakla nefsini tahkir etmiş, alçaltmış olur). Allah Teâla hazretleri de Kıyamet günü, ona: "Şu şu meselede niye üzerine düşen sözü söylemedin?" diye hesaba çeker. Adam: "Konuşmamı halk korkusu engelledi" der. Allah Teâla da: "Sen (insanlardan değil), önce benden korkmalıydın" der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /646
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Dürüstlük, halktan korkmasına rağmen doğruyu söylemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275519, İM004005-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ قَالَ قَامَ أَبُو بَكْرٍ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّكُمْ تَقْرَءُونَ هَذِهِ الآيَةَ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ ) وَإِنَّا سَمِعْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ النَّاسَ إِذَا رَأَوُا الْمُنْكَرَ لاَ يُغَيِّرُونَهُ أَوْشَكَ أَنْ يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بِعِقَابِهِ » . قَالَ أَبُو أُسَامَةَ مَرَّةً أُخْرَى فَإِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hazim, ona da Ebu Bekir'den (ra) rivayet edildiğine göre (bir gün) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle demiştir: Ey insanlar! Siz;
"Ey iman edenler! Siz kendinize düşene bakınIz. Hidayet yolunda olduğunuz zaman sapıtan kimse size zarar veremez." (Maide 105) ayetini okuyorsunuz (ve hükmünün genelliğini sanarak iyiliği emretmeyi ve fenalığı menetmeyi bırakıyorsunuz). Halbuki biz Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu muhakkak işittik:
"Şüphesiz, insanlar kötü bir şeyi görüp de menetmedikleri zaman Allah'ın onlara umumi bir ceza vermesi çabuklaşır (veya yakınlaşır)."
Ravi Ebu Üsame bu hadisi başka bir defa rivayet ederken Ebu Bekir'i (ra) 'Halbuki biz Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu muhakkak işittik' biçimindeki sözün yerine onun, 'ben, Rasulullah'tan (sav) şu buyruğu muhakkak işittim' dediğini nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /645
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275523, İM004008-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِى الْبَخْتَرِىِّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ يَحْقِرْ أَحَدُكُمْ نَفْسَهُ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ يَحْقِرُ أَحَدُنَا نَفْسَهُ قَالَ « يَرَى أَمْرًا لِلَّهِ عَلَيْهِ فِيهِ مَقَالٌ ثُمَّ لاَ يَقُولُ فِيهِ فَيَقُولُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَقُولَ فِى كَذَا وَكَذَا فَيَقُولُ خَشْيَةُ النَّاسِ . فَيَقُولُ فَإِيَّاىَ كُنْتَ أَحَقَّ أَنْ تَخْشَى » .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Amr b. Mürre, ona Ebu'l-Bahteri, ona da Ebu Said (ra) anlatıyor: Rasulullah (sav) (bir gün):
"Hiçbiriniz kendisini tahkir etmesin" buyurmuştu. Yanındakiler: 'Ey Allah'ın Resulü! Bizden biri nefsini nasıl tahkir eder?' diye sordular.
"Bir kimse öyle bir şey görür ki, onunla ilgili bir şey söylemesi Allah'ın onun üzerindeki hakkıdır. Fakat o, bu hususta konuşmaz. (Yani, insanlardan çekinip konuşmamakla nefsini tahkir etmiş, alçaltmış olur). Allah Teâlâ hazretleri de kıyamet günü, ona: "Şu şu meselede niye üzerine düşen sözü söylemedin?" diye hesaba çeker. Adam: 'Konuşmamı halk korkusu engelledi' der. Allah Teâlâ da: "Sen (insanlardan değil), önce benden korkmalıydın" der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 20, /646
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Bahterî Said b. Ebu İmran et-Taî (Said b. Feyruz)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Dürüstlük, halktan korkmasına rağmen doğruyu söylemek