يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى: أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي

Allah Teala şöyle buyurur: Ben, kulumun hakkımdaki zannı üzereyim.

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/322

مَنْ أَهَانَ لِي وَلِيًّا فَقَدْ بَارَزَنِي بِالْمُحَارَبَةِ، وَمَا رَدَدْتُ فِي شَيْءٍ أَنَا فَاعِلُهُ مَا رَدَدْتُ فِي قَبْضِ نَفْسِ عَبْدِي الْمُؤْمِنِ

Kim benim bir dostumu aşağılayıp hor görürse benimle savaşmaya başlamıştır. Mümin bir kulumun canını almakta tereddüt ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş değilim.

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/326

وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/322

لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ حِصْنِي، فَمَنْ دَخَلَهُ أَمِنَ عَذَابِي

Lâ ilâhe illallah, benim kalemdir. Kim o kaleye girerse, azabıma karşı güvende olur.

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/323

اشْتَدَّ غَضَبِي عَلَى مَنْ ظَلَمَ مَنْ لَا يَجِدُ نَاصِرًا غَيْرِي

Açıklama: Zalime karşı öfkem artmıştır. O ki, benden başkası ona yardım edemez. Yardım edemez ifadesi iki şekilde yorumlanabilir: 1- Zülmü nedeniyle uğrayacağı azabı def etmekte benden başkası yardımcı olmaz. 2- Zülmünden uzaklaştırma adına benden başkası ona yardım edemez.

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/325

يَا دُنْيَا اخْدُمِي مَنْ خَدَمَنِي وَأَتْعِبِي مَنْ خَدَمَكِ

Açıklama: Ey dünya! Bana kulluk edenin ihtiyaçlarını karşılayarak sen de onun hizmetinde ol; salt senin uğrunda çalışanları ise uğraştır/yor.

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/325

لَوْ لَمْ تُذْنِبُوا لَخَشِيتُ عَلَيْكُمْ مَا هُوَ أَشَدُّ مِنْ ذَلِكَ، الْعُجْبَ الْعُجْبَ

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/320

وَمَا تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي الْمُؤْمِنُ بِمِثْلِ الزُّهْدِ فِي الدُّنْيَا، وَلَا تَعَبَّدَ لِي بِمِثْلِ أَدَاءِ مَا افْتَرَضْتُهُ عَلَيْهِ، يَا مُوسَى إِنَّهُ لَمْ يَتَصَنَّعِ الْمُتَصَنِّعُونَ لِي بِمِثْلِ الزُّهْدِ فِي الدُّنْيَا

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/327

هَذَا دِينٌ ارْتَضَيْتُهُ لِنَفْسِي، وَلَنْ يُصْلِحَهُ إِلَّا السَّخَاءُ وَحُسْنُ الْخُلُقِ

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/329

إِذَا وَجَّهْتُ إِلَى عَبْدٍ مِنِ عَبِيدِي مُصِيبَةً فِي بَدَنِهِ أَوْ مَالِهِ وَوَلَدِهِ ثُمَّ اسْتَقْبَلَ ذَلِكَ بِصَبِرٍ جَمِيلٍ

• Kudâî Müsnedü'ş-Şihâb Hadisler , 2/330