Öneri Formu
Hadis Id, No:
3285, M002101
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ الصَّبَّاحِ عَنْ هِشَامٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ
"وَرَأَيْتُ فِى النَّارِ امْرَأَةً حِمْيَرِيَّةً سَوْدَاءَ طَوِيلَةً." وَلَمْ يَقُلْ "مِنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Gassân el-Mismaî, ona Abdülmelik b. Sabbah, ona da Hişam'dan bu isnadla, bu hadisin benzerini rivayet etti. Şu kadar var ki O; "Ben, cehennemde Hımyerli siyah ve uzun bir kan gördüm" dedi? "Benî İsrail'den" kaydını söylemedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2101, /351
Senetler:
()
Konular:
Cehennem,
Cehennem, Cehennemlikler
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3290, M002104
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ فَاطِمَةَ عَنْ أَسْمَاءَ قَالَتْ
"أَتَيْتُ عَائِشَةَ فَإِذَا النَّاسُ قِيَامٌ وَإِذَا هِىَ تُصَلِّى فَقُلْتُ مَا شَأْنُ النَّاسِ."
[وَاقْتَصَّ الْحَدِيثَ بِنَحْوِ حَدِيثِ ابْنِ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsame, ona Hişam, ona Fatıma, ona da Esma şöyle rivayet etti:
"Aişe'ye geldim. Bir de baktım halk ayakta! Aişe de namaz kılıyor. Bu insanlara ne oluyor? dedim."
[Ravi hadisi İbn Nümeyr'in Hişam'dan rivayet ettiği hadis gibi anlattı.)]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2104, /352
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى مَنْصُورُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أُمِّهِ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ أَنَّهَا قَالَتْ
"فَزِعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا - قَالَتْ تَعْنِى يَوْمَ كَسَفَتِ الشَّمْسُ - فَأَخَذَ دِرْعًا حَتَّى أُدْرِكَ بِرِدَائِهِ فَقَامَ لِلنَّاسِ قِيَامًا طَوِيلاً لَوْ أَنَّ إِنْسَانًا أَتَى لَمْ يَشْعُرْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَكَعَ مَا حَدَّثَ أَنَّهُ رَكَعَ مِنْ طُولِ الْقِيَامِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3292, M002106
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ حَدَّثَنِى مَنْصُورُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أُمِّهِ صَفِيَّةَ بِنْتِ شَيْبَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ أَنَّهَا قَالَتْ
"فَزِعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا - قَالَتْ تَعْنِى يَوْمَ كَسَفَتِ الشَّمْسُ - فَأَخَذَ دِرْعًا حَتَّى أُدْرِكَ بِرِدَائِهِ فَقَامَ لِلنَّاسِ قِيَامًا طَوِيلاً لَوْ أَنَّ إِنْسَانًا أَتَى لَمْ يَشْعُرْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَكَعَ مَا حَدَّثَ أَنَّهُ رَكَعَ مِنْ طُولِ الْقِيَامِ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habib el-Harisi, ona Hâlid b. Haris, ona İbni Cüreyc, ona Mansur b. Abdurrahman, annesi Safiyye bt. Şeybe, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle demiş:
"Bir gün Peygamber (sav) telâşlandı. Safiyye'ye; (Esma, Güneşin tutulduğu günü kastediyor, demiştir.) da bir kadın gömleği alarak dışarı çıktı. (Arkadan) kendi gömleğini yetiştirdiler. Müteakiben cemaate uzun bir namaz kıldırdı. O derece ki (dışarıdan) onun rükû, ettiğini bilmeyen biri gelse kıyamının uzunluğundan dolayı rükûa vardığını zannetmezdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2106, /352
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3288, M002103
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ فَاطِمَةَ عَنْ أَسْمَاءَ قَالَتْ خَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ وَهِىَ تُصَلِّى فَقُلْتُ مَا شَأْنُ النَّاسِ يُصَلُّونَ فَأَشَارَتْ بِرَأْسِهَا إِلَى السَّمَاءِ فَقُلْتُ آيَةٌ قَالَتْ نَعَمْ. فَأَطَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقِيَامَ جِدًّا حَتَّى تَجَلاَّنِى الْغَشْىُ فَأَخَذْتُ قِرْبَةً مِنْ مَاءٍ إِلَى جَنْبِى فَجَعَلْتُ أَصُبُّ عَلَى رَأْسِى أَوْ عَلَى وَجْهِى مِنَ الْمَاءِ - قَالَتْ - فَانْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَخَطَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم النَّاسَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ
"أَمَّا بَعْدُ مَا مِنْ شَىْءٍ لَمْ أَكُنْ رَأَيْتُهُ إِلاَّ قَدْ رَأَيْتُهُ فِى مَقَامِى هَذَا حَتَّى الْجَنَّةَ وَالنَّارَ وَإِنَّهُ قَدْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنَّكُمْ تُفْتَنُونَ فِى الْقُبُورِ قَرِيبًا أَوْ مِثْلَ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ - لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - فَيُؤْتَى أَحَدُكُمْ فَيُقَالُ مَا عِلْمُكَ بِهَذَا الرَّجُلِ فَأَمَّا الْمُؤْمِنُ أَوِ الْمُوقِنُ - لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - فَيَقُولُ هُوَ مُحَمَّدٌ هُوَ رَسُولُ اللَّهِ جَاءَنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَى فَأَجَبْنَا وَأَطَعْنَا. ثَلاَثَ مِرَارٍ فَيُقَالُ لَهُ نَمْ قَدْ كُنَّا نَعْلَمُ إِنَّكَ لَتُؤْمِنُ بِهِ فَنَمْ صَالِحًا وَأَمَّا الْمُنَافِقُ أَوِ الْمُرْتَابُ - لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - فَيَقُولُ لاَ أَدْرِى سَمِعْتُ النَّاسَ يَقُولُونَ شَيْئًا فَقُلْتُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ala el-Hemdânî, ona İbn Nümeyr, ona Hişam, Fatıma, ona da Esma naklen şöyle rivayet etti: Resûlüllah (sav) devrinde güneş tutuldu da Aişe'nin yanına girdim. Aişe namaz kılıyordu. (Kendisine); bu İnsanlara ne oluyor ki, namaz k itiyorlar? dedim. Başı ile gökyüzüne işaret etti. Ben; bu bir ayet midir? dedim. Aişe; evet diye işaret etti. (Bunun üzerine ben de Peygamber'e (sav) uyarak namaza durdum. Rasulullah (sav) kıyamı pek uzattı, hatta üzerime baygınlık geldi. Bunun üzerine ya rubası ma bir tulum su alarak, ondan başıma veya yüzüme serpmeye başladım. Derken Rasulullah (sav) namazdan çıktı, güneş de açılmıştı. Cemaate bir hutbe okudu. (Evvelâ) Allah'a hamd-ü senada bulundu. Sonra şunları söyledi:
"Bundan sonra: Görmediğim bir şey kalmadı ki, şu makamımda bana gösterilmiş olmasın. Cennet ve cehennemi bile., (gördüm.) Bana muhakkak surette bildirildi ki siz kabirlerde Mesih-i deccâlin fitnesine yakın yahut onun kadar -Esmâ'nın bu iki sözden hangisini söylediğini bilmiyorum- bir fitne göreceksiniz. Sizden birinize (kabirde) gelerek; bu zât hakkında bilgin ne idi? diye soracaklar. Mü'min yahut mûkin —Esma'nın bunlardan hangisini söylediğini bilemiyorum- o Muhammed'dir; o Allah'ın Rasulü'dür. Bize Beyyinelerle hidâyet getirdi. Biz de ona icabet ve itaat ettik, diyecek; bu üç defa tekrarlanacak. Kendisine. (Sen uyu. Zaten biz, senin ona muhakkak surette inandığını bilirdik. Sen rahatça uyu) diyecekler. Münafık veya şüpheciye -ki Esma bunların hangisini söylediğini bilemiyorum- gelince; o Ben bilmem. Âlemin bir şey söylediğini işittim; ben de söyledim cevabını verecek."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2103, /352
Senetler:
()
Konular:
Cehennem,
Cennet,
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Kıyamet, alametleri, Deccal
Kıyamet, alametleri, Mesih
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3294, M002107
Hadis:
وَحَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى الأُمَوِىُّ حَدَّثَنِى أَبِى حَدَّثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ وَقَالَ قِيَامًا طَوِيلاً يَقُومُ ثُمَّ يَرْكَعُ وَزَادَ
"فَجَعَلْتُ أَنْظُرُ إِلَى الْمَرْأَةِ أَسَنَّ مِنِّى وَإِلَى الأُخْرَى هِىَ أَسْقَمُ مِنِّى."
Tercemesi:
Bize Said b. Yahya el-Emevî, ona babası, ona da İbn Cüreyc bu isnadla bu hadisin benzerini rivayet etti. Ve uzun uzadıya ayakta durdu, sonra doğruldu, sonra rükû' etti dedi; şunu da ziyade etti:
"Artık kimi benden daha yaşlı, kimi de benden daha hasta kadınlara bakıyordum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2107, /352
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3296, M002108
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا مَنْصُورٌ عَنْ أُمِّهِ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ قَالَتْ
"كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَفَزِعَ فَأَخْطَأَ بِدِرْعٍ حَتَّى أُدْرِكَ بِرِدَائِهِ بَعْدَ ذَلِكَ قَالَتْ فَقَضَيْتُ حَاجَتِى ثُمَّ جِئْتُ وَدَخَلْتُ الْمَسْجِدَ فَرَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَائِمًا فَقُمْتُ مَعَهُ فَأَطَالَ الْقِيَامَ حَتَّى رَأَيْتُنِى أُرِيدُ أَنْ أَجْلِسَ ثُمَّ أَلْتَفِتُ إِلَى الْمَرْأَةِ الضَّعِيفَةِ فَأَقُولُ هَذِهِ أَضْعَفُ مِنِّى . فَأَقُومُ فَرَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَأَطَالَ الْقِيَامَ حَتَّى لَوْ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ خُيِّلَ إِلَيْهِ أَنَّهُ لَمْ يَرْكَعْ."
Tercemesi:
Bana Ahmed b. Said ed-Dârimi, ona Habban, ona Vüheyb, ona Mansur, annesi, ona da Esma bt. Ebu Bekir'den naklen şöyle rivayet etti:
"Peygamber (sav) devrinde güneş tutuldu, bunun üzerine Peygamber (sav) telaş ederek yanlışlıkla bir kadın gömleği giydi, sonra kendisine kendi elbisesini yetiştirdiler. Ben de hacetimi gördüm, sonra gelerek mescide girdim. Rasulullah'ı (sav) namazda gördüm; ben de onunla namaza durdum. Kıyamı o kadar uzattı ki, kendimde oturmak ihtiyacını hissetti. Sonra zayıf bir kadına bakarak (kendi kendime) bu benden daha zayıf diyor ve ayakta duruyordum. Nihayet Rasulullah (sav) rükûa vardı. Fakat rükûu da uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı; kıyamı da uzattı. O derece ki, (hani dışardan) bir adam gelse: Rükû' etmediğini tahayyül ederdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2108, /353
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3300, M002110
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ - يَعْنِى ابْنَ عِيسَى - أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ فِى هَذَا الإِسْنَادِ بِمِثْلِهِ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ
"ثُمَّ رَأَيْنَاكَ تَكَعْكَعْتَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona İshak, -İbn İsa rivayet etti.- ona Malik, ona da Zeyd b. Eslem bu isnadla bu hadisin mislini rivayet etti. Şu kadar var ki o; "sonra seni geri geri giderken gördük demiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2110, /353
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3297, M002109
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ انْكَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ مَعَهُ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً قَدْرَ نَحْوِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ قَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً وَهُوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ سَجَدَ ثُمَّ انْصَرَفَ وَقَدِ انْجَلَتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ فَإِذَا رَأَيْتُمْ ذَلِكَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ." قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ رَأَيْنَاكَ تَنَاوَلْتَ شَيْئًا فِى مَقَامِكَ هَذَا ثُمَّ رَأَيْنَاكَ كَفَفْتَ. فَقَالَ
"إِنِّى رَأَيْتُ الْجَنَّةَ فَتَنَاوَلْتُ مِنْهَا عُنْقُودًا وَلَوْ أَخَذْتُهُ لأَكَلْتُمْ مِنْهُ مَا بَقِيَتِ الدُّنْيَا وَرَأَيْتُ النَّارَ فَلَمْ أَرَ كَالْيَوْمِ مَنْظَرًا قَطُّ وَرَأَيْتُ أَكْثَرَ أَهْلِهَا النِّسَاءَ." قَالُوا بِمَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ
"بِكُفْرِهِنَّ." قِيلَ أَيَكْفُرْنَ بِاللَّهِ قَالَ
"بِكُفْرِ الْعَشِيرِ وَبِكُفْرِ الإِحْسَانِ لَوْ أَحْسَنْتَ إِلَى إِحْدَاهُنَّ الدَّهْرَ ثُمَّ رَأَتْ مِنْكَ شَيْئًا قَالَتْ مَا رَأَيْتُ مِنْكَ خَيْرًا قَطُّ."
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da İbn Abbas'tan şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) cemaatle birlikte namaza durdu. Ama Bakara suresini okuyacak kadar uzun bir kıyam yaptı. Sonra uzun bir rükû' yaptı, sonra başını rükûdan kaldırdı ve uzun uzadıya ayakta durdu. Yalnız bu kıyam birinciden daha kısaydı. Sonra uzun bir rükû' yaptı fakat bu da birinci rükûdan daha kısaydı. Sonra secde etti, sonra (tekrar) uzun bir kıyam yaptı fakat bu da birinci kıyamdan aşağı idi. Sonra uzun bir rükû' yaptı ama bu da birinci rükûdan aşağı idi. Sonra başını kaldırarak uzun bir kıyama durdu. Bu da birinci kıyamdan aşağı idi. Sonra uzun bir rükû' yaptı: Bu da birinci rükûdan aşağı idi. Sonra secde etti, sonra namazdan çıktı. Gerçekten güneş açılmıştı. Müteakiben şunları söylediler; "şüphesiz ki güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettirler. Bunlar bir kimsenin hayatı veya mematı için tutulmazlar. Siz böyle bir gördünüz mü hemen Allah'a zikredin." Ashap; ya Rasulullah! Şu makamında seni bir şey almak için uzanırken gördük, sonra bundan vazgeçtiğini müşahede ettik dediler. Rasulullah (sav); "Ben, cenneti gördüm de ondan bir salkım üzüm koparmaya el uzattım. Eğer ben o salkımı atmış olsaydım, dünya durdukça siz ondan yerdiniz. Ben cehennemi de gördüm; Bugünkü gördüğüm manzara gibi (şimdiye kadar) hiçbir manzara görmüş değilim. Ekseriyetle cehennemliklerin kadınlar olduğunu da gördüm" buyurdular. Ashap; ne sebeple ya Rasulullah? diye sordular:
"Küfretmeleri sebebi ile" buyurdu. Kadınlar Allah'a küfreder mi? diyenler oldu.
"Evet, onlar kocalarına karşı nankörlük ederler, iyiliğe karşı küfranda bulunurlar, onlardan birine ilelebet iyilik etsen, sonra senden bir şey görse hemen: Senden hiçbir hayır görmedim der" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2109, /353
Senetler:
()
Konular:
Cehennem,
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet,
Cennet, Nimetleri
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Nankörlük, kadının kocasına karşı nankörlüğü
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ كَسَفَتِ الشَّمْسُ ثَمَانَ رَكَعَاتٍ فِى أَرْبَعِ سَجَدَاتٍ."
[وَعَنْ عَلِىٍّ مِثْلُ ذَلِكَ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3302, M002111
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
"صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ كَسَفَتِ الشَّمْسُ ثَمَانَ رَكَعَاتٍ فِى أَرْبَعِ سَجَدَاتٍ."
[وَعَنْ عَلِىٍّ مِثْلُ ذَلِكَ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. Uleyye, ona Süfyan, ona Habib, ona Tâvus, ona İbn Abbas şöyle rivayet etti:
"Rasulullah (sav) güneş tutulduğu zaman sekiz rükû' ile dört secdelik (iki rekât) namaz kıldırdı."
[Ali'den de bu hadis gibi bir hadis rivayet olunmuştur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2111, /353
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3303, M002112
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَأَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ كِلاَهُمَا عَنْ يَحْيَى الْقَطَّانِ - قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا يَحْيَى - عَنْ سُفْيَانَ قَالَ حَدَّثَنَا حَبِيبٌ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ
"صَلَّى فِى كُسُوفٍ قَرَأَ ثُمَّ رَكَعَ ثُمَّ قَرَأَ ثُمَّ رَكَعَ ثُمَّ قَرَأَ ثُمَّ رَكَعَ ثُمَّ قَرَأَ ثُمَّ رَكَعَ ثُمَّ سَجَدَ. قَالَ وَالأُخْرَى مِثْلُهَا."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve Ebu Bekir b. Hallâd, o ikisine Yahya el-Kattan, -İbnü'l -Müsenna dedi ki: Bize Yahya-, ona Süfyan, ona Habib, ona Tâvus, ona İbn Abbas, ona da Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etti:
"Bir Küsûf vakasında namaz kılmış, kıraat yaptıktan sonra rükû1 etmiş, sonra yine kıraat yapmış ve rükû' etmiş, sonra yine kıraat yapmış ve rükû' etmiş sonra yine kıraat yapmış ve rükûa gitmiş, sonra secde etmiş, ikinci rekâtı da bu şekilde kılmış."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2112, /353
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması