حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ خُشَيْشُ بْنُ أَصْرَمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِابْنِ صَائِدٍ فِى نَفَرٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فِيهِمْ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ وَهُوَ يَلْعَبُ مَعَ الْغِلْمَانِ عِنْدَ أُطُمِ بَنِى مَغَالَةَ وَهُوَ غُلاَمٌ فَلَمْ يَشْعُرْ حَتَّى ضَرَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ظَهْرَهُ بِيَدِهِ ثُمَّ قَالَ
"أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ." قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهِ ابْنُ صَيَّادٍ فَقَالَ أَشْهَدُ أَنَّكَ رَسُولُ الأُمِّيِّينَ. ثُمَّ قَالَ ابْنُ صَيَّادٍ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"آمَنْتُ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ." ثُمَّ قَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"مَا يَأْتِيكَ." قَالَ يَأْتِينِى صَادِقٌ وَكَاذِبٌ. فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"خُلِّطَ عَلَيْكَ الأَمْرُ." ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى قَدْ خَبَّأْتُ لَكَ خَبِيئَةً." وَخَبَّأَ لَهُ "(يَوْمَ تَأْتِى السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُبِينٍ)" قَالَ ابْنُ صَيَّادٍ هُوَ الدُّخُّ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اخْسَأْ فَلَنْ تَعْدُوَ قَدْرَكَ." فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فَأَضْرِبَ عُنُقَهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنْ يَكُنْ فَلَنْ تُسَلَّطَ عَلَيْهِ." يَعْنِى الدَّجَّالَ
"وَإِلاَّ يَكُنْ هُوَ فَلاَ خَيْرَ فِى قَتْلِهِ."
Bize Ebu Asım Huşeyş b. Esram, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) içlerinde Ömer b. Hattab'ın da bulunduğu ashabdan bir grup ile İbn Sâid'e (Sayyâd'a) denk geldi. O çocuktu ve Benî Mağale konağı yanında erkek çocuklarla oynuyordu. Rasulullah (sav) eliyle onun sırtına dokunana kadar İbn Sayyâd, onun geldiğinin farkına varamamıştı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona "Benim, Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ediyor musun?" dedi. İbn Sayyâd Rasulullah'a bakıp Senin, ümmîlerin nebisi olduğuna şehadet ediyorum, sen de benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eder misin? dedi. Rasulullah (sav) "Ben Allah'a ve Resullerine iman ettim" buyurdu, ardından İbn Sayyad'a "sana gelen nedir?" diye sordu. İbn Sayyad bana gerçek haberler de gelir, yalan haberler de diye cevap verdi. Rasulullah "öyleyse senin işin çok karışıktır" buyurdu. Sonra da ona "gönlümde senin için bir şey geçirdim, (onu bil bakalım)" buyurdu. Allah Rasulü gönlünde "Semanın açık bir duman getirdiği gün" (Duhân, 10) ayetini saklamıştı. İbn Sayyâd " o duh (duman)dır" dedi. Rasulullah (sav) "yıkıl karşımdan, kaderini asla aşamayacaksın" buyurdu. Hz. Ömer Ya Rasulullah, bana izin ver onun boynunu vurayım dedi. Rasulullah (sav) "eğer o Deccal ise ona asla üstün gelinemez. Deccal değilse onu öldürmekte hayır yok" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33049, D004329
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ خُشَيْشُ بْنُ أَصْرَمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِابْنِ صَائِدٍ فِى نَفَرٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فِيهِمْ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ وَهُوَ يَلْعَبُ مَعَ الْغِلْمَانِ عِنْدَ أُطُمِ بَنِى مَغَالَةَ وَهُوَ غُلاَمٌ فَلَمْ يَشْعُرْ حَتَّى ضَرَبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ظَهْرَهُ بِيَدِهِ ثُمَّ قَالَ
"أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ." قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهِ ابْنُ صَيَّادٍ فَقَالَ أَشْهَدُ أَنَّكَ رَسُولُ الأُمِّيِّينَ. ثُمَّ قَالَ ابْنُ صَيَّادٍ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"آمَنْتُ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ." ثُمَّ قَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"مَا يَأْتِيكَ." قَالَ يَأْتِينِى صَادِقٌ وَكَاذِبٌ. فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"خُلِّطَ عَلَيْكَ الأَمْرُ." ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى قَدْ خَبَّأْتُ لَكَ خَبِيئَةً." وَخَبَّأَ لَهُ "(يَوْمَ تَأْتِى السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُبِينٍ)" قَالَ ابْنُ صَيَّادٍ هُوَ الدُّخُّ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"اخْسَأْ فَلَنْ تَعْدُوَ قَدْرَكَ." فَقَالَ عُمَرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ائْذَنْ لِى فَأَضْرِبَ عُنُقَهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنْ يَكُنْ فَلَنْ تُسَلَّطَ عَلَيْهِ." يَعْنِى الدَّجَّالَ
"وَإِلاَّ يَكُنْ هُوَ فَلاَ خَيْرَ فِى قَتْلِهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Asım Huşeyş b. Esram, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) içlerinde Ömer b. Hattab'ın da bulunduğu ashabdan bir grup ile İbn Sâid'e (Sayyâd'a) denk geldi. O çocuktu ve Benî Mağale konağı yanında erkek çocuklarla oynuyordu. Rasulullah (sav) eliyle onun sırtına dokunana kadar İbn Sayyâd, onun geldiğinin farkına varamamıştı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona "Benim, Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ediyor musun?" dedi. İbn Sayyâd Rasulullah'a bakıp Senin, ümmîlerin nebisi olduğuna şehadet ediyorum, sen de benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eder misin? dedi. Rasulullah (sav) "Ben Allah'a ve Resullerine iman ettim" buyurdu, ardından İbn Sayyad'a "sana gelen nedir?" diye sordu. İbn Sayyad bana gerçek haberler de gelir, yalan haberler de diye cevap verdi. Rasulullah "öyleyse senin işin çok karışıktır" buyurdu. Sonra da ona "gönlümde senin için bir şey geçirdim, (onu bil bakalım)" buyurdu. Allah Rasulü gönlünde "Semanın açık bir duman getirdiği gün" (Duhân, 10) ayetini saklamıştı. İbn Sayyâd " o duh (duman)dır" dedi. Rasulullah (sav) "yıkıl karşımdan, kaderini asla aşamayacaksın" buyurdu. Hz. Ömer Ya Rasulullah, bana izin ver onun boynunu vurayım dedi. Rasulullah (sav) "eğer o Deccal ise ona asla üstün gelinemez. Deccal değilse onu öldürmekte hayır yok" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 16, /987
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Huşeyş b. Esram en-Nesaî (Huşeyş b. Esram b. Esved)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33034, D004321
Hadis:
حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ صَالِحٍ الدِّمَشْقِىُّ الْمُؤَذِّنُ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ حَدَّثَنَا ابْنُ جَابِرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ جَابِرٍ الطَّائِىُّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّوَّاسِ بْنِ سَمْعَانَ الْكِلاَبِىِّ قَالَ ذَكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الدَّجَّالَ فَقَالَ
"إِنْ يَخْرُجْ وَأَنَا فِيكُمْ فَأَنَا حَجِيجُهُ دُونَكُمْ وَإِنْ يَخْرُجْ وَلَسْتُ فِيكُمْ فَامْرُؤٌ حَجِيجُ نَفْسِهِ وَاللَّهُ خَلِيفَتِى عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فَمَنْ أَدْرَكَهُ مِنْكُمْ فَلْيَقْرَأْ عَلَيْهِ فَوَاتِحَ سُورَةِ الْكَهْفِ فَإِنَّهَا جِوَارُكُمْ مِنْ فِتْنَتِهِ." قُلْنَا وَمَا لُبْثُهُ فِى الأَرْضِ قَالَ
"أَرْبَعُونَ يَوْمًا يَوْمٌ كَسَنَةٍ وَيَوْمٌ كَشَهْرٍ وَيَوْمٌ كَجُمُعَةٍ وَسَائِرُ أَيَّامِهِ كَأَيَّامِكُمْ." فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا الْيَوْمُ الَّذِى كَسَنَةٍ أَتَكْفِينَا فِيهِ صَلاَةُ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ قَالَ
"لاَ اقْدُرُوا لَهُ قَدْرَهُ ثُمَّ يَنْزِلُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ عِنْدَ الْمَنَارَةِ الْبَيْضَاءِ شَرْقِىَّ دِمَشْقَ فَيُدْرِكُهُ عِنْدَ بَابِ لُدٍّ فَيَقْتُلُهُ."
Tercemesi:
Bize Safvan b. Salih Dımeşki Müezzin, ona Velid, ona İbn Cabir, ona Yahya b. Cabir Tâî, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası, ona da Nevvas b. Sem'ân el-Kilâbî'den (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) Deccal'i anıp şöyle demiştir:
"Şayet ben aranızda iken çıkarsa, sizin önünüzde onun hasmı (mağlup edicisi) benim. Eğer ben aranızda yokken çıkarsa herkes kendisinin savunucusu (galip gelicisi) dur. Her Müslüman hakkında Allah benim halifemdir. Sizden her kim ona erişirse, ona karşı Kehf (suresinin baş tarafını) okusun. Şüphesiz o fitneye karşı sizin için emandır."
(Ravi Nevvas der ki): Biz (Rasulullah'a): Yeryüzünde ne kadar kalacak? dedik.
"Kırk gün; bir gün bir sene gibi, bir gün bir ay gibi, bir gün bir hafta gibi diğer günleri de sizin (normal) günleriniz gibidir" buyurdu. Ya Rasulullah bu bir sene gibi olan günde bir günlük namaz bize yeter mi? dedik;
"Hayır, onun için günü takdir ediniz." Sonra Dımeşk'in (Şam) doğusundaki beyaz minarenin yanına İsa b. Meryem (as) inecek, Deccal'e yetişip Lut kapısının yanında onu öldürecek" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 14, /984
Senetler:
1. Nevvas b. Sem'ân el-Kilâbî (Nevvas b. Sim'an b. Halid b. Abdullah b. Amr)
2. Ebu Abdurrahman Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî (Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik b. Âmir)
3. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Cübeyr el-Hadrami (Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik)
4. Yahya b. Cabir et-Tâî (Yahya b. Cabir et-Tâî)
5. Abdurrahman b. Yezid el-Ezdî (Abdurrahman b. Yezid b. Câbir)
6. Ebu Abbas Velid b. Müslim el-Kuraşî (Velid b. Müslim)
7. Safvan b. Salih es-Sekafî (Safvan b. Salih b. Safvan)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33043, D004326
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ أَبِى يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ حَدَّثَنَا أَبِى قَالَ سَمِعْتُ حُسَيْنًا الْمُعَلِّمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ حَدَّثَنَا عَامِرُ بْنُ شَرَاحِيلَ الشَّعْبِىُّ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ قَالَتْ سَمِعْتُ مُنَادِىَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُنَادِى أَنَّ الصَّلاَةَ جَامِعَةٌ. فَخَرَجْتُ فَصَلَّيْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الصَّلاَةَ جَلَسَ عَلَى الْمِنْبَرِ وَهُوَ يَضْحَكُ قَالَ
"لِيَلْزَمْ كُلُّ إِنْسَانٍ مُصَلاَّهُ." ثُمَّ قَالَ
"هَلْ تَدْرُونَ لِمَ جَمَعْتُكُمْ." قَالُوا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ. قَالَ
"إِنِّى مَا جَمَعْتُكُمْ لِرَهْبَةٍ وَلاَ رَغْبَةٍ وَلَكِنْ جَمَعْتُكُمْ أَنَّ تَمِيمًا الدَّارِىَّ كَانَ رَجُلاً نَصْرَانِيًّا فَجَاءَ فَبَايَعَ وَأَسْلَمَ وَحَدَّثَنِى حَدِيثًا وَافَقَ الَّذِى حَدَّثْتُكُمْ عَنِ الدَّجَّالِ حَدَّثَنِى أَنَّهُ رَكِبَ فِى سَفِينَةٍ بَحْرِيَّةٍ مَعَ ثَلاَثِينَ رَجُلاً مِنْ لَخْمٍ وَجُذَامٍ فَلَعِبَ بِهِمُ الْمَوْجُ شَهْرًا فِى الْبَحْرِ وَأَرْفَئُوا إِلَى جَزِيرَةٍ حِينَ مَغْرِبِ الشَّمْسِ فَجَلَسُوا فِى أَقْرَبِ السَّفِينَةِ فَدَخَلُوا الْجَزِيرَةَ فَلَقِيَتْهُمْ دَابَّةٌ أَهْلَبُ كَثِيرَةُ الشَّعْرِ قَالُوا وَيْلَكِ مَا أَنْتِ قَالَتْ أَنَا الْجَسَّاسَةُ انْطَلِقُوا إِلَى هَذَا الرَّجُلِ فِى هَذَا الدَّيْرِ فَإِنَّهُ إِلَى خَبَرِكُمْ بِالأَشْوَاقِ. قَالَ لَمَّا سَمَّتْ لَنَا رَجُلاً فَرِقْنَا مِنْهَا أَنْ تَكُونَ شَيْطَانَةً فَانْطَلَقْنَا سِرَاعًا حَتَّى دَخَلْنَا الدَّيْرَ فَإِذَا فِيهِ أَعْظَمُ إِنْسَانٍ رَأَيْنَاهُ قَطُّ خَلْقًا وَأَشَدُّهُ وَثَاقًا مَجْمُوعَةٌ يَدَاهُ إِلَى عُنُقِهِ." فَذَكَرَ الْحَدِيثَ وَسَأَلَهُمْ عَنْ نَخْلِ بَيْسَانَ وَعَنْ عَيْنِ زُغَرَ وَعَنِ النَّبِىِّ الأُمِّىِّ قَالَ إِنِّى أَنَا الْمَسِيحُ وَإِنَّهُ يُوشِكُ أَنْ يُؤْذَنَ لِى فِى الْخُرُوجِ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"وَإِنَّهُ فِى بَحْرِ الشَّامِ أَوْ بَحْرِ الْيَمَنِ لاَ بَلْ مِنْ قِبَلِ الْمَشْرِقِ مَا هُوَ." مَرَّتَيْنِ وَأَوْمَأَ بِيَدِهِ قِبَلَ الْمَشْرِقِ قَالَتْ حَفِظْتُ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. وَسَاقَ الْحَدِيثَ.
Tercemesi:
Bize Haccac b. Ebu Yakub, ona Abdussamed, ona babası, ona Hüseyin el-Muallim, ona Abdullah b. Büreyde, ona Amir b. Şerahil eş-Şa'bî, ona da Fatıma b. Kays (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah'ın müezzininin namaz toplayıcıdır diye seslendiğini duydum ve çıktım. Rasulullah (sav) ile namazı kıldım. Rasulullah (sav) namazını bitirince gülümseyerek minbere oturdu.
"Herkes yerinde kalsın" dedi. Sonra:
"Sizi niçin topladım biliyor musunuz?" dedi. Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. Şöyle buyurdu:
"Ben sizi bir korku ve rağbet (bir şeyden korkutmak veya hoşlanacağınız bir şey söylemek) için toplam adım, şu haber için topladım: Temimu'd-Dari Hıristiyan bir adamdı (Bize) gelip bi'at etti ve Müslüman oldu. Bana, Deccal konusunda size anlattığım şeylere uyan şeylerden bahsetti. Anlattığına göre; o, Lahm ve Cüzam kabilelerinden otuz kişi ile bir deniz gemisine (büyük bir gemiye) binmiş. Dalga onlarla denizde bir ay oynamış ve güneşin battığı yerdeki bir adaya yanaşmışlar. Geminin kayıklarına binip adaya girmişler. Onları çok kıllı bir hayvan karşılamış. Vah sana! Sen kimsin? demişler. Ben Cessase'yim, şu manastırdaki adama gidin, çünkü o sizin haberinize müştaktır, demiş. Temim dedi ki: Bize adamın adını söyleyince onun şeytan olmasından korktuk ve koşarak gittik. Manastıra girince bir de ne görelim, o zamana kadar hiç görmediğimiz iri cüsseli, elleri boynuna sıkı sıkıya bağlanmış bir adam.." Ravi hadisi zikretti.
Deccal onlara; Beysan hurmalığını, Zûğar pınarını ve Ümmî nebiyi sordu (sonra) Şüphesiz ben Mesih Deccal'im, benim çıkmama yakında izin verilecektir dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu;
"O Deccal Şam denizinden - veya Yemen denizinden, - hayır aksine doğu tarafından evet doğu tarafından çıkacaktır." dedi. Rasulullah (bunu söylerken) doğu tarafına işaret etti. Fatıma binti Kays: Bunu Rasulullah'tan ezberledim dedi. Ravi hadisi şevketti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 15, /985
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
7. Haccac b. Şair (Haccac b. Yusuf b. Haccac)
Konular:
Kıyamet Alametleri, Cessase
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33037, D004323
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ حَدِيثِ أَبِى الدَّرْدَاءِ يَرْوِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مَنْ حَفِظَ عَشْرَ آيَاتٍ مِنْ أَوَّلِ سُورَةِ الْكَهْفِ عُصِمَ مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَّالِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَكَذَا قَالَ هِشَامٌ الدَّسْتَوَائِىُّ عَنْ قَتَادَةَ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ "مَنْ حَفِظَ مِنْ خَوَاتِيمِ سُورَةِ الْكَهْفِ." وَقَالَ شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ "مِنْ آخِرِ الْكَهْفِ."]
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Hemmâm, ona Katade, Salim b. Ebu Ca'd ona Ma'dan b. Ebu Talha, ona da Ebu'd-Derdâ (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bir kimse Kehf suresinin başından on ayet ezberlerse, Deccal'in fitnesinden korunur."
[Ebû Davud şöyle dedi: Hişam ed-Düstûvaî de Katade'den aynen böyle rivayet etmiştir. Ancak Hişam: "Kim Kehf suresinin sonlarından ezberlerse" demiştir. Şu'be ise Katade'den: "Kehf'in sonundan." demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 14, /984
Senetler:
1. Ebu Derdâ Uveymir b. Malik el-Ensârî (Uveymir b. Zeyd b. Malik b. Kays b. Aişe b. Ümeyye)
2. Ma'dan b. Ebu Talha el-Ya'merî (Ma'dan b. Ebu Talha)
3. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
6. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Kıyamet, alametleri, Deccal
Kur'an, Kehf suresi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33044, D004327
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ صُدْرَانَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنْ مُجَالِدِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَامِرٍ قَالَ حَدَّثَتْنِى فَاطِمَةُ بِنْتُ قَيْسٍ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى الظُّهْرَ ثُمَّ صَعِدَ الْمِنْبَرَ وَكَانَ لاَ يَصْعَدُ عَلَيْهِ إِلاَّ يَوْمَ جُمُعَةٍ قَبْلَ يَوْمَئِذٍ." ثُمَّ ذَكَرَ هَذِهِ الْقِصَّةَ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَابْنُ صُدْرَانَ بَصْرِىٌّ غَرِقَ فِى الْبَحْرِ مَعَ ابْنِ مِسْوَرٍ لَمْ يَسْلَمْ مِنْهُمْ غَيْرُهُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sudrân, ona Mu'temir, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Mücalid b. Saîd, ona Amir, ona da Fatıma bt. Kays (r.anha) şöyle dedi.
"Nebi (sav) öğle namazım kıldı sonra minbere çıktı. Halbuki o daha önce minbere sadece cuma günü çıkardı."
Ravi Amir sonra bu (bir önceki hadisteki) kıssayı anlattı.
[Ebû Davud derki: İbn Sadran Basralıdır. İbn Mısver ile denizde battı. Ondan başka hiç kimse kurtulamadı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 15, /986
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Umeyr Mücalid b. Saîd el-Hemdani (Mücalid b. Saîd b. Umeyr b. Bistâm b. Zî Mürrân)
4. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Muhammed b. Sudrân el-Ezdi (Muhammed b. İbrahim b. Sudrân)
Konular:
Kıyamet Alametleri, Cessase
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33038, D004324
Hadis:
حَدَّثَنَا هُدْبَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هَمَّامُ بْنُ يَحْيَى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ آدَمَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"لَيْسَ بَيْنِى وَبَيْنَهُ نَبِىٌّ - يَعْنِى عِيسَى - وَإِنَّهُ نَازِلٌ فَإِذَا رَأَيْتُمُوهُ فَاعْرِفُوهُ رَجُلٌ مَرْبُوعٌ إِلَى الْحُمْرَةِ وَالْبَيَاضِ بَيْنَ مُمَصَّرَتَيْنِ كَأَنَّ رَأْسَهُ يَقْطُرُ وَإِنْ لَمْ يُصِبْهُ بَلَلٌ فَيُقَاتِلُ النَّاسَ عَلَى الإِسْلاَمِ فَيَدُقُّ الصَّلِيبَ وَيَقْتُلُ الْخِنْزِيرَ وَيَضَعُ الْجِزْيَةَ وَيُهْلِكُ اللَّهُ فِى زَمَانِهِ الْمِلَلَ كُلَّهَا إِلاَّ الإِسْلاَمَ وَيُهْلِكُ الْمَسِيحَ الدَّجَّالَ فَيَمْكُثُ فِى الأَرْضِ أَرْبَعِينَ سَنَةً ثُمَّ يُتَوَفَّى فَيُصَلِّى عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ."
Tercemesi:
Bize Hüdbe b. Halid, ona Hemmâm b. Yahya, ona Katade, ona Abdurrahman b. Adem, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Benimle onun -yani İsa'nın (as)- arasında peygamber yoktur ve o mutlaka inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyınız. O, orta boylu, kırmızıya çalan beyaz benizli bir adamdır. Sarımtırak renkte iki elbise içerisinde olacaktır. Başına bir ıslaklık değmese de (sanki yıkanmış gibi) damlalı olacaktır. (başından sular damlayacaktır) İslam adına insanlarla savaşacak, haçı kıracak domuzu öldürecek ve cizyeyi kaldıracaktır. Onun zamanında Allah İslam'ın dışındaki tüm dinleri iptal eder. İsa (as) Mesih Deccal'i öldürecek ve yeryüzünde kırk sene kalacaktır. Sonra vefat edecek ve Müslümanlar namazını kılacaklardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 14, /985
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Abdurrahman b. Adem el-Basri (Abdurrahman b. Adem)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Halid Hüdbe b. Halid el-Kaysî (Hüdbe b. Halid b. Esved b. Hüdbe)
Konular:
Kıyamet alametleri, Hz. İsa'nın gelişi
Peygamberler, Hz. İsa
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33050, D004330
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ - عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ قَالَ
"كَانَ ابْنُ عُمَرَ يَقُولُ وَاللَّهِ مَا أَشُكُّ أَنَّ الْمَسِيحَ الدَّجَّالَ ابْنُ صَيَّادٍ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Sait, ona Yakup b. Abdurrahman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nafi' demiştir ki;
"İbn Ömer (ra): Vallahi Mesihu'd-Deccal'in İbn Sayyad olduğunda asla şüphe etmiyorum dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 16, /987
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Yakub b. Abdurrahman el-Kârî (Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33040, D004325
Hadis:
حَدَّثَنَا النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَخَّرَ الْعِشَاءَ الآخِرَةَ ذَاتَ لَيْلَةٍ ثُمَّ خَرَجَ فَقَالَ
"إِنَّهُ حَبَسَنِى حَدِيثٌ كَانَ يُحَدِّثُنِيهِ تَمِيمٌ الدَّارِىُّ عَنْ رَجُلٍ كَانَ فِى جَزِيرَةٍ مِنْ جَزَائِرِ الْبَحْرِ فَإِذَا أَنَا بِامْرَأَةٍ تَجُرُّ شَعْرَهَا قَالَ مَا أَنْتِ قَالَتْ أَنَا الْجَسَّاسَةُ اذْهَبْ إِلَى ذَلِكَ الْقَصْرِ فَأَتَيْتُهُ فَإِذَا رَجُلٌ يَجُرُّ شَعْرَهُ مُسَلْسَلٌ فِى الأَغْلاَلِ يَنْزُو فِيمَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ فَقُلْتُ مَنْ أَنْتَ قَالَ أَنَا الدَّجَّالُ خَرَجَ نَبِىُّ الأُمِّيِّينَ بَعْدُ قُلْتُ نَعَمْ. قَالَ أَطَاعُوهُ أَمْ عَصَوْهُ قُلْتُ بَلْ أَطَاعُوهُ. قَالَ ذَاكَ خَيْرٌ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Nüfeyl, ona Osman b. Abdurrahman, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Fatıma bt. Kays (r.anha) şöyle demiştir: Bir gece Rasulullah (sav) yatsı namazını geciktirdi sonra çıkıp şöyle dedi:
"Beni, Temimu'd-Dari'nin adalardan, birindeki bir adamdan verdiği haber geciktirdi. (Temim dedi ki)Ben saçlarını yerde sürüyen (uzun saçlı) bir kadınla karşılaştım. Sen kimsin? dedi(m) Ben Cessase'yim, şu köşke git, dedi. Oraya gittim, bir de ne göreyim. Saçlarını sürüyen (uzun saçlı) bukağılara bağlı, yerle gök arasında sıçrayan bir adam! Sen kimsin? dedim Ben Deccal'im, ümmîlerin peygamberi çıktı mı? dedi. Evet, dedim. Ona itaat mı ettiler, isyan mı? dedi İtaat ettiler, dedim. Bu onlar için hayırlıdır, dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 15, /985
Senetler:
1. Fatıma bt. Kays el-Fihriyye (Fatıma bt. Kays b. Halid b. Vehb b. Sa'lebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Osman b. Abdurrahman et-Tarâifi (Osman b. Abdurrahman b. Müslim)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Kıyamet Alametleri, Cessase
حَدَّثَنَا ابْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ قَالَ
"رَأَيْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَحْلِفُ بِاللَّهِ أَنَّ ابْنَ صَائِدٍ الدَّجَّالُ فَقُلْتُ تَحْلِفُ بِاللَّهِ فَقَالَ إِنِّى سَمِعْتُ عُمَرَ يَحْلِفُ عَلَى ذَلِكَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُنْكِرْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33052, D004331
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ قَالَ
"رَأَيْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَحْلِفُ بِاللَّهِ أَنَّ ابْنَ صَائِدٍ الدَّجَّالُ فَقُلْتُ تَحْلِفُ بِاللَّهِ فَقَالَ إِنِّى سَمِعْتُ عُمَرَ يَحْلِفُ عَلَى ذَلِكَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُنْكِرْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize İbn Muaz, ona babası, ona Şube, ona Sa'd b. İbrahim, ona da Muhammed b. Münkedir dedi ki:
"Cabir b. Abdullah'ı, İbn Said'in Deccal olduğuna yemin ederken gördüm. Kendisine, Allah'a yemin mi ediyorsun? dedim. Ben Ömer'i (ra) Rasulullah'ın (sav) yanında böyle yemin ederken işittim. Rasulullah da onu inkâr etmedi, dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 16, /987
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
6. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33047, D004328
Hadis:
حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى أَخْبَرَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جُمَيْعٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ عَلَى الْمِنْبَرِ
"إِنَّهُ بَيْنَمَا أُنَاسٌ يَسِيرُونَ فِى الْبَحْرِ فَنَفِدَ طَعَامُهُمْ فَرُفِعَتْ لَهُمْ جَزِيرَةٌ فَخَرَجُوا يُرِيدُونَ الْخُبْزَ فَلَقِيَتْهُمُ الْجَسَّاسَةُ."
[قُلْتُ لأَبِى سَلَمَةَ وَمَا الْجَسَّاسَةُ قَالَ امْرَأَةٌ تَجُرُّ شَعْرَ جِلْدِهَا وَرَأْسِهَا. قَالَتْ فِى هَذَا الْقَصْرِ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ وَسَأَلَ عَنْ نَخْلِ بَيْسَانَ وَعَنْ عَيْنِ زُغَرَ قَالَ هُوَ الْمَسِيحُ فَقَالَ لِى ابْنُ أَبِى سَلَمَةَ إِنَّ فِى هَذَا الْحَدِيثِ شَيْئًا مَا حَفِظْتُهُ قَالَ شَهِدَ جَابِرٌ أَنَّهُ هُوَ ابْنُ صَيَّادٍ قُلْتُ فَإِنَّهُ قَدْ مَاتَ . قَالَ وَإِنْ مَاتَ. قُلْتُ فَإِنَّهُ أَسْلَمَ. قَالَ وَإِنْ أَسْلَمَ. قُلْتُ فَإِنَّهُ قَدْ دَخَلَ الْمَدِينَةَ. قَالَ وَإِنْ دَخَلَ الْمَدِينَةَ.]
Tercemesi:
Bize Vasıl b. Abdüla'la, ona İbn Fudayl, ona Velid b. Abdullah b. Cümey', ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman'ın rivayetine göre Cabir (ra) demiştir ki: Rasulullah (sav) bir gün minber üzerinde şunları söyledi:
"Bazı insanlar denizde giderlerken yiyecekleri bitti. Karşılarına bir ada çıktı. Ekmek aramak üzere adaya çıktılar. Onları Cessase karşıladı."
[(Velid b. Abdullah der ki:) Ebu Seleme'ye; Cessase nedir? dedim. Bedeninin kıllarını ve saçlarını sürüyen (saçı ve vücudunun kılları uzun) bir kadın dedi. (Ravi sözüne devamla şöyle dedi:) Cesase: Şu köşkte (biri var....) dedi. Hadisi zikretti köşkteki (Deccal) Beysan hurmalığını ve Zuğar pınarını sordu. Ravi Ebu Seleme: O Mesihu'd-Deccal'dir dedi. Velid b. Abdullah şöyle dedi: Ebu Seleme'nin oğlu bana bu hadiste bir şey var ama onu hatırımda tutamadım dedi. Ebu Seleme şöyle dedi: Cabir onun (Deccal'in) İbn Sayyad olduğuna yemin etti. Ben kendisine: Ama o öldü dedim. Ölmüş de olsa o, dedi. O müslüman oldu, dedim. Müslüman olsa da dedi. O Medine'ye girdi dedim. Medine'ye girmiş olsa bile, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Melâhim 15, /986
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Velîd b. Abdullah ez-Zührî (Velîd b. Abdullah b. Cümey')
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Abdüla'la b. Vasıl el-Esedi (Abdüla'la b. Vasıl b. Abdüla'la b. Hilal)
Konular:
Kıyamet Alametleri, Cessase