Giriş

Bize Yahya b. Habib el-Hârisî; (T) ona Asım b. Nadr et-Teymî; (T) ona Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî, onlara Mu'temir b. Süleyman, -hadisin lafızları İbn Habib'e aittir-, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Miclez, ona da Enes b. Malik şunu rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), Zeyneb bt Cahş ile evlendiği vakit insanları davet etti. İnsanlar yemek yediler ve ardından oturup sohbete daldılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalkmak için hazırlanıyor gibi yaptı; fakat insanlar oturmaya devam ettiler. Hz. Peygamber (sav) bu durumu görünce kalktı. O kalkınca insanlardan bazıları da kalktılar. Bu arada Asım ve İbn Abdüla'la, rivayet ettikleri hadiste; 'Üç kişi oturmaya devam etti.' ilavesinde bulunmuşlardır. Bilahare Hz. Peygamber (sav) eve girmek üzere geri geldi; bir de baktı ki insanlar hâlâ oturuyorlar. Daha sonra onlar da kalkıp gittiler. Hemen gelip Hz. Peygamber'e (sav) onların ayrıldıklarını haber verdim. Bunun üzerine Hz. Peygamber geri geldi ve içeri girdi. Âdetim üzere ben de girecek oldum, fakat benimle kendisi arasına perde gerdi. Böylelikle Allah azze ve celle 'Ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin.' ayetini 'Muhakkak ki bu, Allah katında büyük bir günahtır.' olan kısmına kadar indirdi." (Ahzab, 33/53)


Açıklama: Konuyla ilgili ayet şu şekildedir:"Ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin. Fakat davet edildiğiniz zaman (elbette) girin. Yemeği yiyince de dağılın; konuşma arzusuyla sohbete dalmayın. Kuşkusuz böyle yapmanız Peygamber’e sıkıntı vermekte ancak o, bunun söyleme konusunda sizden utanmaktadır. Oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne Allah'ın Rasulünü üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük bir günahtır." (Ahzab, 33/53)

    Öneri Formu
17664 M003505 Müslim, Nikah, 92

Bize Ebu Tahir (Ahmed b. Amr el-Kuraşî) ve Harmele b. Yahya –hadisin metni Harmele'nin lafızlarıyla aktarılmıştır- onlara (Abdullah) b. Vehb (el-Kuraşî), ona Yunus (Yunus b. Yezid el-Eylî), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona da Urve b. Zübeyr'in (el-Esedî) naklettiğine göre Aişe (r.anha) şöyle anlatmıştır: Rifâa el-Kurazî karısını üç talakla boşamıştı. Kadın ondan sonra Abdurrahman b. Zebîr ile evlenmişti. Bilâhare bu kadın Hz. Peygamber'e (sav) gelerek “Ya Rasulullah! Ben Rifâa ile evliydim, sonra o beni üç talakla boşadı, ben de ondan sonra Abdurrahman b. Zebîr ile evlendim." dedi. Sonra elbisesinin püskülünü tutarak şöyle devam etti: "Ama ne yalan söyleyeyim, Abdurrahman'ınki elbisemin püskülünden farksız!” Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (sav) tebessüm etti ve “Galiba Rifâa'ya dönmek istiyorsun! Ama, Abdurrahman senin balını, sen de onun balını tatmadıkça olmaz!” buyurdu. O sırada Ebu Bekir de odada Rasulullah’ın (sav) yanında oturuyordu. Halid b. Said b. el- Âs ise (içeri girmesine henüz) izin verilmediği için hücre-i saadetin kapısında bekliyordu. Duyduklarına tahammül edemeyen Halid, en sonunda Ebu Bekir'e “Söyle şu kadına Rasulullah’ın (sav) huzurunda böyle açık açık konuşup durmasın!” diye seslenmeye başladı.


Açıklama: 1. Kadının kullandığı püskülle ilgili tabir kocası Abdurrahman'ın iktidarsızlığından kinayedir. 2. Hz. Peygamber'in kullandığı balla ilgili tabir cinsî münasebetten kinayedir. Hadiste adı geçen sahabi Abdurrahman'ın babasının adı Zübeyr ile karıştırılmamalıdır. Doğrusu burada yazıldığı gibi Zebîr'dir.

    Öneri Formu
281927 M003527-2 Müslim, Nikah, 112

Bize Kuteybe b. Said, ona Cafer b. Süleyman, ona el-Ca’d Ebu Osman, ona da Enes b. Mâlik şunu rivâyet etti: Rasulullah (sav) evlenip gerdek gecesine girmişti. Annem Ümmü Süleym tirit yemeği hazırlayıp bir kaba koydu. Bana, "Enes! Bunu Rasulullah'a (sav) götür, kendisine bunu sana annem gönderdi, onun sana selamı var ve Ya Rasulullah (sav) bu, bizden sana gönderilen az bir yemektir." söyle dedi. Ben de tirit yemeğini Rasulullah (sav) götürüp "Annemin sana selamı var ve Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Bu, bizden sana gönderilen az bir yemektir" dediğini söyledim. Bana, "Onu indir sonra da git şunları şunları ve karşılaştığın herkesi çağır." buyurdu ve birkaç isim söyledi. Rasulullah'ın (sav) ismini belirtiği ve karşılaştığım kimseleri çağırdım. –Hadisi Enes’ten dinleyen râvi- Ebu Osman, Enes'e "Kaç kişiydiniz?" diye sordu. O da "Yaklaşık üç yüz kadardı" dedi. Rasulullah (sav) bana "Enes! Çömleği getir" buyurdu. Ardından Suffe mektebi ve Rasulullah'ın (sav) evi doluncaya kadar içeri girdiler. Allah'ın Rasulü (sav) "Onar kişilik halka kurulsun ve herkes önünden yesin" dedi. Enes, "Hepsi de yemeğini yiyip doydular." dedi. Böylece herkes doyuncaya kadar bir grup çıkıp bir grup da girdi. Bundan sonra Rasulullah (sav) bana 'Yemeği kaldır' buyurdu. Ben de yemeği kaldırdım; ama yemeği bıraktığımda mı yoksa kaldırdığımda mı daha çoktu bilemiyorum. Davetlilerden bazıları, Rasulullah’ın (sav) evinde oturup sohbete daldılar. Rasulullah (sav) de orada oturmuş, hanımı da yüzü duvara dönük bir vaziyette bulunuyordu. Bu davranışlarıyla Allah Rasulü’ne (sav) rahatsızlık vermişlerdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) oradan çıkıp diğer hanımlarının yanına uğrayarak onlara selam verdi. Sonra tekrar evine döndü. Oradakiler Rasulullah’ın (sav) geldiğini görünce O’na (sav), rahatsızlık verdiklerini anlayıp hemen kapıya koşarak oradan ayırıldılar. Ben orada bulunuyorken Allah’ın Rasulü (sav) geldi, perdeyi salıp içeri girdi. Çok zaman geçmeden Rasulullah (sav) yanıma geldi ve şu âyet nazil olmuştu: "Ey iman edenler! Nebî’nin evlerine size yemek yemek için izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın; ancak davet olunduğunuzda girin. Yemek yediğinizde söze dalmak için beklemeyin hemen dağılın; zira bu davranışın Nebî’yi rahatsız etmektedir…' (Ahzab, 33/53). Rasulullah (sav), insanların yanına çıkıp onlara bu ayeti okudu." el-Ca’d, Enes b. Mâlik’in "İnsanlardan önce bu ayetleri ilk duyan benim ve Nebî’nin (sav) hanımları da örtünmüşlerdir" dediğini haber vermiştir.


    Öneri Formu
17672 M003507 Müslim, Nikah, 94


    Öneri Formu
17998 M003550 Müslim, Nikah, 131


    Öneri Formu
18000 M003551 Müslim, Nikah, 131


    Öneri Formu
279343 M003548-2 Müslim, Nikah, 129


    Öneri Formu
279344 M003548-3 Müslim, Nikah, 129


    Öneri Formu
279345 M003548-4 Müslim, Nikah, 129


    Öneri Formu
279346 M003548-5 Müslim, Nikah, 129


    Öneri Formu
279348 M003551-2 Müslim, Nikah, 131