Açıklama: إِلاَّ أَنْ يَتَدَارَكَنِىَ اللَّهُ مِنْهُ بِرَحْمَةٍ ifadesi "rahmetin imdada yetişmesi" şeklinde de terceme edilebilir fakat biz metindeki gibi çevirmeyi tercih ettik. bkz. Hererî, el-Kevkebü'l-Vehhâc, 2009, 25/458.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13543, M007115
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَيْسَ أَحَدٌ يُنْجِيهِ عَمَلُهُ » . قَالُوا وَلاَ أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَدَارَكَنِىَ اللَّهُ مِنْهُ بِرَحْمَةٍ » .
Tercemesi:
Bana Züheyr h. Harb, ona Cerir, ona Süheyl, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Hiç bir kimseyi ameli kurtaracak değildir. Ashab, 'Seni de mi yâ Rasulallah!' dediler. (Peygamber) de 'Beni de! Ancak Allah'ın kendi katından bir rahmet ile bağışlaması hariç.' buyurdu.
Açıklama:
إِلاَّ أَنْ يَتَدَارَكَنِىَ اللَّهُ مِنْهُ بِرَحْمَةٍ ifadesi "rahmetin imdada yetişmesi" şeklinde de terceme edilebilir fakat biz metindeki gibi çevirmeyi tercih ettik. bkz. Hererî, el-Kevkebü'l-Vehhâc, 2009, 25/458.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7115, /1159
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Ahirete İman, şeytanın tuzağına düşmemek için amellere güvenmemek gerekir
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . بِمِثْلِهِ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ أَحَدَ أَصْبَرُ عَلَى أَذًى يَسْمَعُهُ مِنَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ إِنَّهُ يُشْرَكُ بِهِ وَيُجْعَلُ لَهُ الْوَلَدُ ثُمَّ هُوَ يُعَافِيهِمْ وَيَرْزُقُهُمْ »] إِلاَّ قَوْلَهُ « وَيُجْعَلُ لَهُ الْوَلَدُ » . فَإِنَّهُ لَمْ يَذْكُرْهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13509, M007081
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ وَأَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . بِمِثْلِهِ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ أَحَدَ أَصْبَرُ عَلَى أَذًى يَسْمَعُهُ مِنَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ إِنَّهُ يُشْرَكُ بِهِ وَيُجْعَلُ لَهُ الْوَلَدُ ثُمَّ هُوَ يُعَافِيهِمْ وَيَرْزُقُهُمْ »] إِلاَّ قَوْلَهُ « وَيُجْعَلُ لَهُ الْوَلَدُ » . فَإِنَّهُ لَمْ يَذْكُرْهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr ve Ebu Saîd el-Eşec, onlara Vekî’, ona el-A‘meş, ona Saîd b. Cübeyr, ona Ebu Abdurrahman es-Sulemî, ona da Ebu Musa, o, Nebi’den (sav) aynısını rivayet etti, [Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “İşittiği eziyet verici sözlere aziz ve celil Allah’tan daha çok sabreden hiç kimse yoktur. Çünkü ona ortak koşulmakta, onun evladı olduğu ileri sürülmekte, sonra da O, bunlara afiyet ve rızık vermeye devam etmektedir.”] Ancak o: “Onun evladı olduğu ileri sürülmekte” ibaresini zikretmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7081, /1154
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
6. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13510, M007082
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنِ الأَعْمَشِ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَيْسٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا أَحَدٌ أَصْبَرَ عَلَى أَذًى يَسْمَعُهُ مِنَ اللَّهِ تَعَالَى إِنَّهُمْ يَجْعَلُونَ لَهُ نِدًّا وَيَجْعَلُونَ لَهُ وَلَدًا وَهُوَ مَعَ ذَلِكَ يَرْزُقُهُمْ وَيُعَافِيهِمْ وَيُعْطِيهِمْ » .
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Saîd, ona Ebu Usâme, ona el-A‘meş, ona Saîd b. Cübeyr, ona da Ebu Abdurrahman es-Sulemî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Kays dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “İşittiği eziyet verici sözlere yüce Allah’tan daha çok sabreden hiçbir kimse yoktur. Onlar O’nun eşi olduğunu, O’nun evladı olduğunu söylerler de bununla birlikte O, kendilerini rızıklandırmakta, afiyet vermekte, onlara bağışlarını sürdürmektedir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7082, /1154
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Habib es-Sülemî (Abdullah b. Habib b. Rabî'a)
3. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
Allah İnancı, Allah sabırlıdır
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13524, M007096
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ أَنَّ مَحْمُودًا قَالَ فِى رِوَايَتِهِ عَنْ بِشْرٍ « وَمَثَلُ الْكَافِرِ كَمَثَلِ الأَرْزَةِ » . وَأَمَّا ابْنُ حَاتِمٍ فَقَالَ « مَثَلُ الْمُنَافِقِ » . كَمَا قَالَ زُهَيْرٌ [ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ الْخَامَةِ مِنَ الزَّرْعِ تُفِيئُهَا الرِّيَاحُ تَصْرَعُهَا مَرَّةً وَتَعْدِلُهَا حَتَّى يَأْتِيَهُ أَجَلُهُ وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ مَثَلُ الأَرْزَةِ الْمُجْذِيَةِ الَّتِى لاَ يُصِيبُهَا شَىْءٌ حَتَّى يَكُونَ انْجِعَافُهَا مَرَّةً وَاحِدَةً »].
Tercemesi:
Bu hadisi bana Muhammed b. Hâtim ve Mahmud b. Gaylân da rivayet etmiştir, onlara Bişr b. es-Serrî, ona Süfyan, ona Sa‘d b. İbrahim, ona Abdullah b. Ka‘b b. Malik, ona da babası, o, Nebi’den (sav) rivayet etmiş olmakla birlikte Mahmud, Bişr’in kendisine naklettiği rivayette: “Kâfirin misali bir Erz ağacı gibidir” demiştir. İbn Hâtim ise rivayetinde: -Züheyr’in dediği gibi- münafığın misali demiştir. [Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Müminin misali rüzgârların (bir o yana bir bu yana) eğdiği bir demet ekin gibidir. Bir sefer onu yere doğru eğerken, bir diğerinde onu doğrultur, ta ki eceli gelinceye kadar. Münafığın misali ise kendisine bir şey isabet etmeyen, dimdik ayakta duran Erze ağacı gibidir, nihayetinde de o, birden (kökten) sökülür gider.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7096, /1156
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Nifak / Münafık
Müslüman, Mü'min-Kafir farkı, ölüm ve hayata bakışta
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13944, M007116
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَبَّادٍ يَحْيَى بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ شِهَابٍ عَنْ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَنْ يُدْخِلَ أَحَدًا مِنْكُمْ عَمَلُهُ الْجَنَّةَ » . قَالُوا وَلاَ أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَغَمَّدَنِىَ اللَّهُ مِنْهُ بِفَضْلٍ وَرَحْمَةٍ » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hatim, ona Ebu Abbâd Yahya b. Abbâd, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona Ebu Ubeyd mevla Abdurrahman b. Avf, o da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Sizden hiç birinizi ameli cennete koyacak değildir. Ashab, 'Seni de mi yâ Rasulallah!' dediler. (Peygamber) de 'Beni de! Ancak Allah'ın kendi katından bir lütuf ve rahmet ile (yaptıklarımı bağışlayarak) muamele etmesi hariç.' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7116, /1159
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ubeyd Sa'd b. Ubeyd ez-Zühri (Sa'd b. Ubeyd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Yahya b. Abbad ed-Duba'î (Yahya b. Abbad)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
Ahirete İman, şeytanın tuzağına düşmemek için amellere güvenmemek gerekir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13945, M007117
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَارِبُوا وَسَدِّدُوا وَاعْلَمُوا أَنَّهُ لَنْ يَنْجُوَ أَحَدٌ مِنْكُمْ بِعَمَلِهِ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلاَ أَنْتَ قَالَ « وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَغَمَّدَنِىَ اللَّهُ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ne eksik yapın ne aşırı gidin (mutedil olun), doğruyu arayın! İyi bilin ki, sizden hiç biriniz kendi ameli ile kurtulacak değildir. (Ashab), 'Sen de mi yâ Rasulallah!' dediler. (Peygamber) de 'Ben de! Ancak Allah'ın kendi katından bir rahmet ve lütuf ile (yaptıklarımı bağışlayarak) muamele etmesi hariç' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7117, /1159
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Ahirete İman, şeytanın tuzağına düşmemek için amellere güvenmemek gerekir
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَارِبُوا وَسَدِّدُوا وَاعْلَمُوا أَنَّهُ لَنْ يَنْجُوَ أَحَدٌ مِنْكُمْ بِعَمَلِهِ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلاَ أَنْتَ قَالَ « وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَغَمَّدَنِىَ اللَّهُ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍ »] .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13946, M007118
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « قَارِبُوا وَسَدِّدُوا وَاعْلَمُوا أَنَّهُ لَنْ يَنْجُوَ أَحَدٌ مِنْكُمْ بِعَمَلِهِ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلاَ أَنْتَ قَالَ « وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَغَمَّدَنِىَ اللَّهُ بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍ »] .
Tercemesi:
Bize İbnû Nümeyr, ona babası (Ebu Hişam Abdullah b. Mümeyr), ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Câbir (ra) Peygamber'den (sav) (önceki hadisin ) benzerini rivayet etmiştir. Buna göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Ne eksik yapın ne aşırı gidin (mutedil olun), doğruyu arayın! İyi bilin ki, sizden hiç biriniz kendi ameli ile kurtulacak değildir. (Ashab), 'Sen de mi yâ Rasulallah!' dediler. (Peygamber) de 'Ben de! Ancak Allah'ın kendi katından bir rahmet ve lütuf ile (yaptıklarımı bağışlayarak) muamele etmesi hariç' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7118, /1159
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Süfyan Talha b. Nafi el-Kuraşi (Talha b. Nafi)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Ahirete İman, şeytanın tuzağına düşmemek için amellere güvenmemek gerekir
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى - وَهُوَ الْقَطَّانُ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ] نَحْوَهُ [لَمَّا تُوُفِّىَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ ابْنُ سَلُولَ جَاءَ ابْنُهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ أَنْ يُعْطِيَهُ قَمِيصَهُ يُكَفِّنُ فِيهِ أَبَاهُ فَأَعْطَاهُ ثُمَّ سَأَلَهُ أَنْ يُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِيُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَامَ عُمَرُ فَأَخَذَ بِثَوْبِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُصَلِّى عَلَيْهِ وَقَدْ نَهَاكَ اللَّهُ أَنْ تُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّمَا خَيَّرَنِى اللَّهُ فَقَالَ اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لاَ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِنْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةً وَسَأَزِيدُهُ عَلَى سَبْعِينَ » . قَالَ إِنَّهُ مُنَافِقٌ . فَصَلَّى عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ( وَلاَ تُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِنْهُمْ مَاتَ أَبَدًا وَلاَ تَقُمْ عَلَى قَبْرِهِ )] وَزَادَ قَالَ فَتَرَكَ الصَّلاَةَ عَلَيْهِمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13411, M007028
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى - وَهُوَ الْقَطَّانُ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ] نَحْوَهُ [لَمَّا تُوُفِّىَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ ابْنُ سَلُولَ جَاءَ ابْنُهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ أَنْ يُعْطِيَهُ قَمِيصَهُ يُكَفِّنُ فِيهِ أَبَاهُ فَأَعْطَاهُ ثُمَّ سَأَلَهُ أَنْ يُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِيُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَامَ عُمَرُ فَأَخَذَ بِثَوْبِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُصَلِّى عَلَيْهِ وَقَدْ نَهَاكَ اللَّهُ أَنْ تُصَلِّىَ عَلَيْهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّمَا خَيَّرَنِى اللَّهُ فَقَالَ اسْتَغْفِرْ لَهُمْ أَوْ لاَ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ إِنْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ سَبْعِينَ مَرَّةً وَسَأَزِيدُهُ عَلَى سَبْعِينَ » . قَالَ إِنَّهُ مُنَافِقٌ . فَصَلَّى عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ( وَلاَ تُصَلِّ عَلَى أَحَدٍ مِنْهُمْ مَاتَ أَبَدًا وَلاَ تَقُمْ عَلَى قَبْرِهِ )] وَزَادَ قَالَ فَتَرَكَ الصَّلاَةَ عَلَيْهِمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve Ubeydullah b. Saîd, onlara Yahya –ki o el-Kattân’dır-, ona Ubeydullah bu isnâd ile [ona Nâfi, ona İbn Ömer hadisi buna yakın olarak] (şöylece rivayet etmiştir): [Abdullah b. Ubey b. Selûl ölünce, oğlu Abdullah b. Abdullah, Rasûlullah’a (sav) gelerek: Babasını kendisi ile kefenlemek üzere gömleğini kendisine vermesini isteyince göleğini ona verdi. Daha sonra ondan namazını kıldırmasını istedi. Rasûlullah (sav) namazını kıldırmak için kalkınca, Ömer de ayağa kalkarak Rasûlullah’ın (sav) elbisesinden tuttu ve: Ey Allah’ın Rasulü, Allah sana onun namazını kılmanı yasaklamış iken namazını mı kılacaksın, dedi. Rasûlullah da (sav): “Allah beni seçmekte serbest bırakarak: Onlar için ister mağfiret dile, ister dileme. Sen onlar için istersen yetmiş defa mağfiret dile, buyurdu. Bense yetmişten daha fazla dileyeceğim” dedi. Ömer: Ama o bir münafıktır dedi. Rasûlullah (sav) onun namazını kıldırınca, aziz ve celil Allah da: “Onlardan ölen hiçbir kimsenin namazını kılma ve onun kabri başında durma” (Tevbe, 9/84) buyruğunu indirdi.] Ayrıca (Ubeydullah) şunu da ekledi: (İbn Ömer) dedi ki: Bunun üzerine Rasûlullah da (sav) onlar üzerine namaz kılmayı terk etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7028, /1144
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Abdullah b. Übeyy b. Selul (Münafıkların reisi)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13527, M007099
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِى الْخَلِيلِ الضُّبَعِىِّ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا لأَصْحَابِهِ « أَخْبِرُونِى عَنْ شَجَرَةٍ مَثَلُهَا مَثَلُ الْمُؤْمِنِ » . فَجَعَلَ الْقَوْمُ يَذْكُرُونَ شَجَرًا مِنْ شَجَرِ الْبَوَادِى . قَالَ ابْنُ عُمَرَ وَأُلْقِىَ فِى نَفْسِى أَوْ رُوعِىَ أَنَّهَا النَّخْلَةُ فَجَعَلْتُ أُرِيدُ أَنْ أَقُولَهَا فَإِذَا أَسْنَانُ الْقَوْمِ فَأَهَابُ أَنْ أَتَكَلَّمَ فَلَمَّا سَكَتُوا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هِىَ النَّخْلَةُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Anberî, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona babası Halil ed-Dube'î, ona Mücahid, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir gün ashabına "Hâli müminin hâli gibi olan ağacı bana söyleyin [bakalım]!" buyurdu. Topluluk çöllerdeki ağaçları düşünmeye başladı. Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geldi de onu söylemek istedim. Baktım ki topluluğun en küçüğü benim! Konuşmaktan çekindim. Onlar sessiz kaldıklarında Hz. Peygamber (sav), "O, hurma ağacıdır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7099, /1157
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13526, M007098
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَعَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ السَّعْدِىُّ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالُوا حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - يَعْنُونَ ابْنَ جَعْفَرٍ - أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ مِنَ الشَّجَرِ شَجَرَةً لاَ يَسْقُطُ وَرَقُهَا وَإِنَّهَا مَثَلُ الْمُسْلِمِ فَحَدِّثُونِى مَا هِىَ » . فَوَقَعَ النَّاسُ فِى شَجَرِ الْبَوَادِى . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَوَقَعَ فِى نَفْسِى أَنَّهَا النَّخْلَةُ فَاسْتَحْيَيْتُ ثُمَّ قَالُوا حَدِّثْنَا مَا هِىَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ فَقَالَ « هِىَ النَّخْلَةُ » . قَالَ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعُمَرَ قَالَ لأَنْ تَكُونَ قُلْتَ هِىَ النَّخْلَةُ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ كَذَا وَكَذَا .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eyyûb, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, -lafız, Yahya'ya aittir- onlara İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), "Ağaçlardan bir ağaç vardır ki yaprağı [hiç] düşmeyip müminin kimsenin hâli gibidir! Onun ne olduğunu bana söyleyin" buyurdu. İnsanlar çöllerdeki ağaçları düşünmeye başladılar. Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geliverdi. [Ama] utandım [ve söz alıp konuşamadım! Meclistekiler], "Ey Allah'ın rasulü! Onu bize sen söyle" dediler. Nebî (sav), "O, hurma ağacıdır" dedi. Bunu [babam] Ömer'e bildirdim de "Onun hurma ağacı olduğunu söylemen şunun ve şunun benim olmasından bana daha sevimli gelirdi" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7098, /1157
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Müslüman, vasıfları