Öneri Formu
Hadis Id, No:
20174, T001573
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ:قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « مَنْ فَارَقَ الرُّوحُ الْجَسَدَ وَهُوَ بَرِىءٌ مِنْ ثَلاَثٍ الْكَنْزِ وَالْغُلُولِ وَالدَّيْنِ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . هَكَذَا قَالَ سَعِيدٌ الْكَنْزَ وَقَالَ أَبُو عَوَانَةَ فِى حَدِيثِهِ الْكِبْرَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ مَعْدَانَ وَرِوَايَةُ سَعِيدٍ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona İbn Ebu Adiy, ona Said, ona Katade, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona Ma'dan b. Ebu Talha, ona da Sevbân şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kimin ruhu bedeninden şu üç şeyden uzak kalarak ayrılırsa cennete girer; 1-Zekatı verilmeyen mal, 2-Ganimet malına hainlik etmek, 3-Borçtan uzak durmak."
Said'in "zekatı verilmeyen mal" olarak rivayet ettiğini Ebu Avane "kibir" olarak rivayet etmiştir ve hadisin senedinde Ma'dan'a yer vermemiştir. Said'in rivayeti daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 21, 4/138
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ma'dan b. Ebu Talha el-Ya'merî (Ma'dan b. Ebu Talha)
3. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Borç, vermek/almak
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Zekat, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20132, T001562
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُمَرَ بْنِ كَثِيرِ بْنِ أَفْلَحَ عَنْ أَبِى مُحَمَّدٍ مَوْلَى أَبِى قَتَادَةَ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ قَتَلَ قَتِيلاً لَهُ عَلَيْهِ بَيِّنَةٌ فَلَهُ سَلَبُهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْحَدِيثِ قِصَّةٌ . حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ وَخَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ وَأَنَسٍ وَسَمُرَةَ بْنِ جُنْدَبٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو مُحَمَّدٍ هُوَ نَافِعٌ مَوْلَى أَبِى قَتَادَةَ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ وَهُوَ قَوْلُ الأَوْزَاعِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ: لِلإِمَامِ أَنْ يُخْرِجَ مِنَ السَّلَبِ الْخُمُسَ . وَقَالَ الثَّوْرِىُّ: النَّفَلُ أَنْ يَقُولَ الإِمَامُ مَنْ أَصَابَ شَيْئًا فَهُوَ لَهُ وَمَنْ قَتَلَ قَتِيلاً فَلَهُ سَلَبُهُ فَهُوَ جَائِزٌ وَلَيْسَ فِيهِ الْخُمُسُ . وَقَالَ إِسْحَاقُ : السَّلَبُ لِلْقَاتِلِ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ شَيْئًا كَثِيرًا فَرَأَى الإِمَامُ أَنْ يُخْرِجَ مِنْهُ الْخُمُسَ كَمَا فَعَلَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Yahya b. Said, ona Ömer b. Kesîr b. Eflah, ona Ebu Muhammed mevlâ Ebu Katâde, ona da Ebu Katâde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
[Savaşta] düşmanı öldürüp [buna dair] delil [getiren], onun eşyalarını alır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadiste bir olay anlatılmaktadır. Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân b. Uyeyne, ona da Yahya b. Said, bu isnadla benzeri şekilde nakilde bulunmuştur.
Bu konuda Avf b. Mâlik, Hâlid b. Velid, Enes ve Sümura b. Cündüb'den de hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Ebu Muhammed, Ebu Katâde'nin mevlâsı Nâfi'dir.
Nebî'nin (sav) ashabından ve başka kimselerden bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göredir ki bu, el-Evzâî, Şâfiî ve Ahmed [b. Hanbel'in] görüşüdür. Bazı ilim ehli, "Yönetici, [öldürülen düşman] eşyasından beşte birlik ganimet [hissesi] alabilir" demiştir. [Süfyân] es-Sevrî, "[Normal ganimet payı olmayan söz konusu] pay, idarecinin, 'Bir şey ele geçiren onu elde eder! Bir kimseyi öldürenin eşyası kendisinindir!' demesi ile mümkün olur ki bu, caiz olup beşte birlik ganimet payından sayılmaz" demiştir. İshak [b. Râhûye de] "Savaşta [normal ganimet dışındaki] pay, öldürene aittir. Ancak [payın] çokça olması durumunda idareci, Ömer b. Hattâb'ın yaptığı gibi ondan beşte birlik ganimet payı alabilir" demiştir.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
مَنْ قَتَلَ قَتِيلاً لَهُ عَلَيْهِ بَيِّنَةٌ فَلَهُ سَلَبُهُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 13, 4/131
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنِى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ خَرَجَ إِلَى خَيْبَرَ أَتَاهَا لَيْلاً وَكَانَ إِذَا جَاءَ قَوْمًا بِلَيْلٍ لَمْ يُغِرْ عَلَيْهِمْ حَتَّى يُصْبِحَ. فَلَمَّا أَصْبَحَ خَرَجَتْ يَهُودُ بِمَسَاحِيهِمْ وَمَكَاتِلِهِمْ فَلَمَّا رَأَوْهُ قَالُو:ا مُحَمَّدٌ وَافَقَ وَاللَّهِ مُحَمَّدٌ الْخَمِيسَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُ أَكْبَرُ خَرِبَتْ خَيْبَرُ إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20053, T001550
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنِى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ خَرَجَ إِلَى خَيْبَرَ أَتَاهَا لَيْلاً وَكَانَ إِذَا جَاءَ قَوْمًا بِلَيْلٍ لَمْ يُغِرْ عَلَيْهِمْ حَتَّى يُصْبِحَ. فَلَمَّا أَصْبَحَ خَرَجَتْ يَهُودُ بِمَسَاحِيهِمْ وَمَكَاتِلِهِمْ فَلَمَّا رَأَوْهُ قَالُو:ا مُحَمَّدٌ وَافَقَ وَاللَّهِ مُحَمَّدٌ الْخَمِيسَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُ أَكْبَرُ خَرِبَتْ خَيْبَرُ إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ » .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Hayber'e [savaşa] çıktığında oraya geceleyin geldi. Bir topluluğa geceleyin geldiğinde sabaha kavuşana dek baskın vermezdi. Sabah olduğunda Yahudiler sepetleri ve tarım aletleri ile [dışarı] çıktılar. Hz. Peygamber'i görünce "Muhammed gelmiş! Vallahi! Beş bölükten ordusu ile Muhammed!" dediler. [Bunun üzerine] Rasulullah, "Allahu ekber! Hayber düştü! Biz düşman toprağına vardığımızda uyarılanların sabahı ne kötüdür!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 3, 4/121
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Hayber günü
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Siyer, Hz. Peygamberin savaşa başlama vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20077, T001553
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْمُحَارِبِىُّ حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ سَيَّارٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ اللَّهَ فَضَّلَنِى عَلَى الأَنْبِيَاءِ أَوْ قَالَ أُمَّتِى عَلَى الأُمَمِ وَأَحَلَّ لَنَا الْغَنَائِمَ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَأَبِى ذَرٍّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَأَبِى مُوسَى وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى أُمَامَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَسَيَّارٌ هَذَا يُقَالُ لَهُ سَيَّارٌ مَوْلَى بَنِى مُعَاوِيَةَ . وَرَوَى عَنْهُ سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَحِيرٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فُضِّلْتُ عَلَى الأَنْبِيَاءِ بِسِتٍّ: أُعْطِيتُ جَوَامِعَ الْكَلِمِ وَنُصِرْتُ بِالرُّعْبِ وَأُحِلَّتْ لِىَ الْغَنَائِمُ وَجُعِلَتْ لِىَ الأَرْضُ مَسْجِدًا وَطَهُورًا وَأُرْسِلْتُ إِلَى الْخَلْقِ كَافَّةً وَخُتِمَ بِىَ النَّبِيُّونَ » . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhâribî, ona Esbât b. Muhammed, ona Süleyman et-Teymî, ona Yesâr, ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allah beni [diğer] peygamberlere -râvilerden biri şüpheye düşüp 'Ümmetimi [diğer] ümmetlere' demiştir- üstün kıldı ve ganimetleri bize helal kıldı.
[Tirmizî şöyle] demiştir: Bu konuda Ali, Ebu Zer, Abdullah b. Amr, Ebu Musa ve İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Ümâme hadisi hasen-sahih bir hadistir. [Senetteki] Seyyâr'a, Seyyâr mevlâ Benî Muaviye de denilmektedir. Kendisinden Süleyman et-Teymî, Abdullah b. Bahîr ve daha pek çok râvi hadis nakletmiştir.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası [Abdurrahman], ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Altı [şeyle diğer] peygamberlere üstün kılındım. Bana az sözle çok şey anlatma kabiliyeti verildi. Korku ile yardım olundum. Ganimetler bana helal kılındı. Yeryüzü bana mescit ve temiz kılındı. Tüm insanlara gönderildim. Benimle peygamberlik sona erdi.
Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 5, 4/123
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, helal kılınmıştır
Hz. Peygamber, bütün insanlara gönderildiği
Hz. Peygamber, diğer peygamberlerden farkı
Peygamberler, son Peygamber
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20204, T001578
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ حَدَّثَنَا بَكَّارُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَتَاهُ أَمْرٌ فَسُرَّ بِهِ فَخَرَّ لِلَّهِ سَاجِدًا . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ بَكَّارِ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ رَأَوْا سَجْدَةَ الشُّكْرِ . وَبَكَّارُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ مُقَارِبُ الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Âsım, ona Bekkâr b. Abdülaziz b. Ebu Bekre, ona babası [Abdülaziz b. Ebu Bekre], ona da Ebu Bekre şöyle rivayet etmiştir:
Nebî'ye (sav) sevineceği bir haber geldiğinde Allah'a secde ederdi.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu [rivayet], sadece Bekkâr b. Abdülaziz tariki ile bildiğimiz hasen-garîb bir hadistir.
İlim ehlinin büyük çoğunluğuna göre amel buna göre olup onlar şükür secdesini benimsemişlerdir.
Bekkâre b. Abdülaziz b. Ebu Bekre tolere edilebilir (mukâribü'l-hadîs) bir râvidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 25, 4/141
Senetler:
()
Konular:
HAMD VE ŞÜKÜR
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, Hüznü ve Sevinci
Secde, şükür secdesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20081, T001554
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ وَحُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا سُلَيْمُ بْنُ أَخْضَرَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَسَمَ فِى النَّفَلِ لِلْفَرَسِ بِسَهْمَيْنِ وَلِلرَّجُلِ بِسَهْمٍ . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ سُلَيْمِ بْنِ أَخْضَرَ نَحْوَهُ . وَفِى الْبَابِ عَنْ مُجَمِّعِ بْنِ جَارِيَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَابْنِ أَبِى عَمْرَةَ عَنْ أَبِيهِ . وَهَذَا حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالأَوْزَاعِىِّ وَمَالِكِ بْنِ أَنَسٍ وَابْنِ الْمُبَارَكِ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ قَالُوا لِلْفَارِسِ ثَلاَثَةُ أَسْهُمٍ سَهْمٌ لَهُ وَسَهْمَانِ لِفَرَسِهِ وَلِلرَّاجِلِ سَهْمٌ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde ed-Dabbî ve Humeyd b. Mes'ade, onlara Süleym b. Ahdar, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ganimet konusunda at için iki, piyade için bir hisse verdi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona da Süleym b. Ahdar benzeri bir hadis nakletmiştir.
[Tirmizî şöyle] demiştir: Bu konuda Mücemmi' b. Câriye, İbn Abbas ve İbn Ebu Amre vasıtasıyla babasından hadis nakledilmiştir. İbn Ömer'in bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir.
Nebî'nin ashabından ve başkalarından olan ilim ehlinin büyük çoğunluğu nezdinde amel bu [hadise] göredir ki bu, Süfyân es-Sevrî, el-Evzâî, Mâlik b. Enes, İbn Mübârek, Şâfiî ve Ahmed'in görüşü olup onlar, "Süvari için üç hisse vardır. Bir hisse kendisi, iki hisse de atı içindir. Piyadeye ise bir hisse vardır" demişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 6, 4/124
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ عَنْ شُعْبَةَ أَخْبَرَنِى سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ سَمِعْتُ قَبِيصَةَ بْنَ هُلْبٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: سَأَلْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَنْ طَعَامِ النَّصَارَى فَقَالَ « لاَ يَتَخَلَّجَنَّ فِى صَدْرِكَ طَعَامٌ ضَارَعْتَ فِيهِ النَّصْرَانِيَّةَ » .[ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . قَالَ مَحْمُود وَقَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سِمَاكِ بْنِ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ هُلْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ . قَالَ مَحْمُودٌ وَقَالَ وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ مُرِّىِّ بْنِ قَطَرِىٍّ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنَ الرُّخْصَةِ فِى طَعَامِ أَهْلِ الْكِتَابِ .]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20147, T001565
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ عَنْ شُعْبَةَ أَخْبَرَنِى سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ سَمِعْتُ قَبِيصَةَ بْنَ هُلْبٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: سَأَلْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم عَنْ طَعَامِ النَّصَارَى فَقَالَ « لاَ يَتَخَلَّجَنَّ فِى صَدْرِكَ طَعَامٌ ضَارَعْتَ فِيهِ النَّصْرَانِيَّةَ » .[ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . قَالَ مَحْمُود وَقَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سِمَاكِ بْنِ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ هُلْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ . قَالَ مَحْمُودٌ وَقَالَ وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ مُرِّىِّ بْنِ قَطَرِىٍّ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنَ الرُّخْصَةِ فِى طَعَامِ أَهْلِ الْكِتَابِ .]
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona Kabîsa b. Hülb, ona da babası (Yezid b. Adî) şöyle rivayet etmiştir:
Nebî'ye (sav) Hristiyanlar'ın yemekleri hakkında sordum. Rasulullah (sav), "Yemeğin şüpheli olduğuna dair gönlüne kuşku düşmesin ki (böylece) Hristiyanların maruz kaldığı (ruhbanlığa ve katılığa) maruz kalmayasın!" buyurdu.
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Bize Mahmud, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Simak, ona Kabîsa b. Hülb, ona da babası, Hz. Peygamber'den benzeri bir nakilde bulunmuştur.
Bize Mahmud, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona Simâk, ona Mürrî b. Katarî, ona da Adî b. Hâtim, Hz. Peygamber'den benzeri bir hadis rivayet etmiştir.
İlim ehli nezdinde amel buna göre olup Ehl-i Kitab'ın yemeklerine dair ruhsat (müslümanlara verilmiştir).]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 16, 4/133
Senetler:
()
Konular:
Amel, amellerde itidali elden bırakmamak, aşırı gitmemek
Kültürel Hayat, yemek kültürü
Teşebbüh, Özenme, ehl-i kitaba, kafirlere benzemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20339, T001616
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ الْعَقَدِىُّ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُعْجِبُهُ إِذَا خَرَجَ لِحَاجَةٍ أَنْ يَسْمَعَ يَا رَاشِدُ يَا نَجِيحُ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), bir ihtiyaç için yola çıkarken ve işe başlarken “Ey başarılı olan, Ey doğru yolu bulan” sözlerini söylemek veya bir başkasından bu sözleri duymak hoşuna giderdi. Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 47, 4/161
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, örnekliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20211, T001579
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَكْثَمَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ كَثِيرِ بْنِ زَيْدٍ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : « إِنَّ الْمَرْأَةَ لَتَأْخُذُ لِلْقَوْمِ » . يَعْنِى تُجِيرُ عَلَى الْمُسْلِمِينَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ هَانِئٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ : وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا فَقَالَ هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ . وَكَثِيرُ بْنُ زَيْدٍ قَدْ سَمِعَ مِنَ الْوَلِيدِ بْنِ رَبَاحٍ وَالْوَلِيدُ بْنُ رَبَاحٍ سَمِعَ مِنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَهُوَ مُقَارِبُ الْحَدِيثِ . حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى مُرَّةَ مَوْلَى عَقِيلِ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَنْ أُمِّ هَانِئٍ أَنَّهَا قَالَتْ أَجَرْتُ رَجُلَيْنِ مِنْ أَحْمَائِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « قَدْ أَمَّنَّا مَنْ أَمَّنْتِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَجَازُوا أَمَانَ الْمَرْأَةِ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ أَجَازَا أَمَانَ الْمَرْأَةِ وَالْعَبْدِ . وقد روى من غير وجه وَأَبُو مُرَّةَ مَوْلَى عَقِيلِ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَيُقَالُ لَهُ أَيْضًا مَوْلَى أُمِّ هَانِئٍ وَاسْمُهُ يَزِيدُ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ أَنَّهُ أَجَازَ أَمَانَ الْعَبْدِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ : « ذِمَّةُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ يَسْعَى بِهَا أَدْنَاهُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَمَعْنَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ مَنْ أَعْطَى الأَمَانَ مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَهُوَ جِائِزٌ عَلَى كُلِّهِمْ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Kadın bile toplumu için eman verebilir yani Müslümanların faydasına olabilecek şeylerde ve şekilde bazı kimselere güvence verebilir.” Bu konuda Ümmü Hanî’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum. Bu hadis sahihtir dedi. Kesîr b. Zeyd, Velîd b. Rebah’tan hadis işitmiştir. Velid b. Rebah’ta Ebû Hüreyre’den hadis işitmiştir. Velid hadis rivâyet yönünden orta yollu birisidir.
Ebû Velîd ed Dımışkî, Velid b. Müslim’den naklederek İbn ebî Zi’b.’den Saîd el Makburî’den, Ukeyl b. ebî Tâlib, azâd edilmiş kölesi Ebû Mürre’den, Ümmü Hanî’den rivâyet ederek şöyle demiştir: “Kocamın akrabalarından iki kişiye eman verdim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Senin eman = güvence verdiğin kimselere bizde eman verdik.”
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Kadının eman vermesi de geçerlidir, derler.
Ahmed ve İshâk aynı görüşte olup kadın ve kölenin eman vermesini geçerli görürler. Bu hadis değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Ebû Mürre=Akîl b. ebî Tâlib’in azâdlı kölesidir. Ümmü Hani’nin de azatlı kölesi olduğu da söylenir, ismi; Yezîd’tir.
Ömer b. Hattâb’tan rivâyet edildiğine göre kölenin eman vermesi de geçerlidir. Ali b. ebî Tâlib ve Abdullah b. Amr’dan rivâyet edildiğine göre: “Müslümanların zimmeti (emanet) alması ve emaneti koruması birdir, en aşağı konumda olanı bile bu zimmeti temsil eder.”
Tirmizî: İlim adamlarına göre bu hadisin manası Müslümanlardan birinin verdiği eman = güvence hepsi için geçerlidir. Yani hepsi vermiş gibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 26, 4/141
Senetler:
()
Konular:
Kadın, değeri ve konumu
Kadın, sosyal hayatta
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet