Bize Ali b. Sa’id el-Kindî, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona İsrail (b.Yunûs), ona Süveyr (b. Ebû Fatihe Said) , ona babası (Ebû Fatihe Said b. İlaka) Hz. Ali’nin şöyle anlattığını rivayet etti: “Hz. Peygamber (sav), Kisra’nın kendisine gönderdiği hediyeyi kabul etmişti. Devlet başkanları kendisine hediye gönderirlerdi de onları kabul ederdi.”
[Tirmizî der ki: Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Hadisin senedinde adı geçen Süveyr, İbn ebu Fâhite olup, adı ismi Sa’id b. İlâka’dır. Süveyr; Ebu Cehm künyesiyle anılır.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20194, T001576
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ سَعِيدٍ الْكِنْدِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ ثُوَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِىٍّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ كِسْرَى أَهْدَى له فَقَبِلَ أَنَّ الْمُلُوكَ أَهْدَوْا إِلَيْهِ فَقَبِلَ مِنْهُمْ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَثُوَيْرٌ هُوَ ابْنُ أَبِى فَاخِتَةَ وَأَبُو فَاخِتَةَ اسْمُهُ سَعِيدُ بْنُ عِلاَقَةَ وَثُوَيْرٌ يُكْنَى أَبَا جَهْمٍ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Sa’id el-Kindî, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona İsrail (b.Yunûs), ona Süveyr (b. Ebû Fatihe Said) , ona babası (Ebû Fatihe Said b. İlaka) Hz. Ali’nin şöyle anlattığını rivayet etti: “Hz. Peygamber (sav), Kisra’nın kendisine gönderdiği hediyeyi kabul etmişti. Devlet başkanları kendisine hediye gönderirlerdi de onları kabul ederdi.”
[Tirmizî der ki: Bu konuda Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen garibtir. Hadisin senedinde adı geçen Süveyr, İbn ebu Fâhite olup, adı ismi Sa’id b. İlâka’dır. Süveyr; Ebu Cehm künyesiyle anılır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 23, 4/140
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Fâhite Said b. İlâka el-Haşimi (Sa'id b. İlâka)
3. Ebu Cehm Süveyr b. Ebu Fahite el-Kuraşi (Süveyr b. Said b. İlaka)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu Ali Abdurrahim b. Süleyman el-Kinânî er-Razi (Abdurrahim b. Süleyman)
6. Ali b. Said el-Kindi (Ali b. Said b. Mesruk b. Ma'dân)
Konular:
Hediye, Hediyeleşmek
KTB, HEDİYELEŞMEK
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ عِمْرَانَ الْقَطَّانِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ هُوَ ابْنُ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ أَنَّهُ أَهْدَى لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدِيَّةً لَهُ أَوْ نَاقَةً فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم : « أَسْلَمْتَ ؟ » . قَالَ لاَ . قَالَ « فَإِنِّى نُهِيتُ عَنْ زَبْدِ الْمُشْرِكِينَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ « إِنِّى نُهِيتُ عَنْ زَبْدِ الْمُشْرِكِينَ » . يَعْنِى هَدَايَاهُمْ وَقَدْ رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يَقْبَلُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ هَدَايَاهُمْ وَذُكِرَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ الْكَرَاهِيَةُ وَاحْتُمِلَ أَنْ يَكُونَ هَذَا بَعْدَ مَا كَانَ يَقْبَلُ مِنْهُمْ ثُمَّ نَهَى عَنْ هَدَايَاهُمْ .
Bize Muhammd b. Beşşâr, ona Ebu Davud, ona İmran el-Kattân, ona Katâde, ona Yezid b. Abdullah İbnü’ş-Şıhhîr’in şöyle anlattığını rivayet etti: Iyaz b. Himâr, Hz. peygamber'e (sav) bir şey veya bir deve hediye etti. Hz. peygamber (sav), ona “Müslüman oldun mu?” diye sordu. O da “hayır” deyince Rasul-i Ekrem, “Müşriklerin hediyelerini kabul etmem bana yasaklandı” dedi.
[Tirmizî şu açıklamayı yapmıştır: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hadiste geçen “Zebd’” kelimesi hediyeler anlamındadır. Hz. Peygamber'in (sav) müşriklerin hediyelerini kabul ettiği de rivâyet edilmiştir. Bu hadiste müşrik hediyelerini kabul etmenin çirkin olduğu ifade edilmektedir. Muhtemeldir ki bu çirkin görme hükümü, Rasul-i Ekrem’in müşrik hediyelerini kabul etmesinin ardından gelmiştir. Hz. Peygamber'e (sav) daha sonraları müşriklerden hediye kabul etme yasağı getirilmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20200, T001577
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ عِمْرَانَ الْقَطَّانِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ هُوَ ابْنُ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ أَنَّهُ أَهْدَى لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم هَدِيَّةً لَهُ أَوْ نَاقَةً فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم : « أَسْلَمْتَ ؟ » . قَالَ لاَ . قَالَ « فَإِنِّى نُهِيتُ عَنْ زَبْدِ الْمُشْرِكِينَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ « إِنِّى نُهِيتُ عَنْ زَبْدِ الْمُشْرِكِينَ » . يَعْنِى هَدَايَاهُمْ وَقَدْ رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يَقْبَلُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ هَدَايَاهُمْ وَذُكِرَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ الْكَرَاهِيَةُ وَاحْتُمِلَ أَنْ يَكُونَ هَذَا بَعْدَ مَا كَانَ يَقْبَلُ مِنْهُمْ ثُمَّ نَهَى عَنْ هَدَايَاهُمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammd b. Beşşâr, ona Ebu Davud, ona İmran el-Kattân, ona Katâde, ona Yezid b. Abdullah İbnü’ş-Şıhhîr’in şöyle anlattığını rivayet etti: Iyaz b. Himâr, Hz. peygamber'e (sav) bir şey veya bir deve hediye etti. Hz. peygamber (sav), ona “Müslüman oldun mu?” diye sordu. O da “hayır” deyince Rasul-i Ekrem, “Müşriklerin hediyelerini kabul etmem bana yasaklandı” dedi.
[Tirmizî şu açıklamayı yapmıştır: Bu hadis, hasen-sahihtir. Hadiste geçen “Zebd’” kelimesi hediyeler anlamındadır. Hz. Peygamber'in (sav) müşriklerin hediyelerini kabul ettiği de rivâyet edilmiştir. Bu hadiste müşrik hediyelerini kabul etmenin çirkin olduğu ifade edilmektedir. Muhtemeldir ki bu çirkin görme hükümü, Rasul-i Ekrem’in müşrik hediyelerini kabul etmesinin ardından gelmiştir. Hz. Peygamber'e (sav) daha sonraları müşriklerden hediye kabul etme yasağı getirilmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 24, 4/140
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Ala Yezid b. Abdullah el-Amirî (Yezid b. Abdullah b. Şihhîr b. Avf b. Ka'b)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Avvam İmran b. Dâver el-Ammî (İmran b. Dâver)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hediye, Hediyeleşmek
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20217, T001584
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ عَطِيَّةَ الْقُرَظِىِّ قَالَ: عُرِضْنَا عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ قُرَيْظَةَ فَكَانَ مَنْ أَنْبَتَ قُتِلَ وَمَنْ لَمْ يُنْبِتْ خُلِّىَ سَبِيلُهُ فَكُنْتُ مِمَّنْ لَمْ يُنْبِتْ فَخُلِّىَ سَبِيلِى . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُمْ يَرَوْنَ الإِنْبَاتَ بُلُوغًا إِنْ لَمْ يُعْرَفِ احْتِلاَمُهُ وَلاَ سِنُّهُ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Atıyye el Kurazî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Kurayza savaşı günü Rasûlullah (s.a.v.)’e gösterildik sakal ve bıyığı olanı öldürüyor, sakal ve bıyığı çıkmayanı serbest bırakıyordu. Ben sakal ve bıyığı çıkmamış olanlardandım da beni serbest bırakmıştı.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup, sakal bıyık etek koltuk tüylenmesini ergenlik çağı olarak kabul etmişlerdir. Yaşı ve ihtilam olup olmadığı bilinmeyen çocukların ergenlik çağı tüylenmelerinden bilinir demektedirler. Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 29, 4/145
Senetler:
()
Konular:
İnsan, ergenlik
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Siyer, Ben-i Kurayza, gazvesi ve diğer şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20255, T001597
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ ابْنِ الْمُنْكَدِرِ سَمِعَ أُمَيْمَةَ بِنْتَ رُقَيْقَةَ تَقُولُ: بَايَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نِسْوَةٍ فَقَالَ لَنَا « فِيمَا اسْتَطَعْتُنَّ وَأَطَقْتُنَّ » . قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَرْحَمُ بِنَا مِنَّا بِأَنْفُسِنَا . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بَايِعْنَا . قَالَ سُفْيَانُ: تَعْنِى صَافِحْنَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّمَا قَوْلِى لِمِائَةِ امْرَأَةٍ كَقَوْلِى لاِمْرَأَةٍ وَاحِدَةٍ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ وَأَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ . وَرَوَى سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَمَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ نَحْوَهُ . قَالَ: وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ: لاَ أَعْرِفُ لأُمَيْمَةَ بِنْتِ رُقَيْقَةَ غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ . وَأُمَيْمَةُ امْرَأَةٌ أُخْرَى لَهَا حَدِيثٌ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Ümeyme binti Rukayka (r.a.)’ın kızından rivâyete göre, şöyle diyor: Bir kısım kadınlarla birlikte Rasûlullah (s.a.v.)’e biat ettim, Rasûlullah (s.a.v.) bize gücünüz yettiği ve becerebildiğiniz şekilde biatınızı kabul ettim buyurdu. Ben de; Allah ve Rasûlü bize bizden daha merhametlidir dedim. Sonra bizim bu biatımızı kabul et dedim. Sûfyân: Bizimle tek tek musafaha et demek istiyor dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), şöyle buyurdu. “Benim yüz kadına birlikte konuşmam tek bir kadına konuşmam gibidir.” Tirmizî: Yezîd bu konuda Âişe, Abdullah b. Ömer ve Esma binti Yezîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Muhammed b. Münkedir’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes ve pek çok kimse bu hadisi Muhammed b. Münkedir’den benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Muhammed’e bu hadis hakkında sordum şöyle dedi: Ümeyme binti Rukayka’yı bu hadisin dışında tanımıyorum Ümeyme isimli başka bir kadın râvî daha vardır ki Rasûlullah (s.a.v.)’den bazı hadisler rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 37, 4/151
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Biat, kadınların
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20114, T001561
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ: أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُنَفِّلُ فِى الْبَدْأَةِ الرُّبُعَ وَفِى الْقُفُولِ الثُّلُثَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ وَحَبِيبِ بْنِ مَسْلَمَةَ وَمَعْنِ بْنِ يَزِيدَ وَابْنِ عُمَرَ وَسَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ . وَحَدِيثُ عُبَادَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم تَنَفَّلَ سَيْفَهُ ذَا الْفَقَارِ يَوْمَ بَدْرٍ وَهُوَ الَّذِى رَأَى فِيهِ الرُّؤْيَا يَوْمَ أُحُدٍ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ إِنَّمَا نَعْرِفُهُ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى الزِّنَادِ . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى النَّفَلِ مِنَ الْخُمُسِ. فَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَمْ يَبْلُغْنِى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَفَّلَ فِى مَغَازِيهِ كُلِّهَا. وَقَدْ بَلَغَنِى أَنَّهُ نَفَّلَ فِى بَعْضِهَا وَإِنَّمَا ذَلِكَ عَلَى وَجْهِ الاِجْتِهَادِ مِنَ الإِمَامِ فِى أَوَّلِ الْمَغْنَمِ وَآخِرِهِ . قَالَ ابْنُ مَنْصُورٍ: قُلْتُ لأَحْمَدَ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم نَفَّلَ إِذَا فَصَلَ بِالرُّبُعِ بَعْدَ الْخُمُسِ وَإِذَا قَفَلَ بِالثُّلُثِ بَعْدَ الْخُمُسِ ؟ فَقَالَ يُخْرِجُ الْخُمُسَ ثُمَّ يُنَفِّلُ مِمَّا بَقِىَ وَلاَ يُجَاوِزُ هَذَا . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا الْحَدِيثُ عَلَى مَا قَالَ ابْنُ الْمُسَيَّبِ النَّفَلُ مِنَ الْخُمُسِ . قَالَ إِسْحَاقُ كَمَا قَالَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyân, ona Abdurrahman b. el-Hâris, ona Süleyman b. Musa, ona Mekhûl, ona Ebû Sellâm, ona Ebû Ümâme, ona da Ubâde b. Sâmit (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir askerî birliği savaşa gönderirken beşte birlik ayrıldıktan sonra ganimetin geriye kalanının dörtte birini onlara verirdi. Sefer dönüşünde yine beşte birlik kısım ayrıldıktan sonra kalanın üçte birini verirdi.
Bu konuda İbn Abbâs, HAbîb b. Mesleme, Ma'n b. Yezîd, İbn Ömer e Seleme b. el-Ekva'dan hadis rivayet edilmiştir.
Ubâde'nin hadisi hasendir.
Bu hadis Ebû Sellâm tarafından ashaptan bir kişiden de rivayet edilmiştir.
Bize Hennâd, ona İbn Ebu'z-Zinâd, ona babası, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbâs rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber Bedir günü kılıcı Zülfikar'ı (nefel) olarak almıştı. Uhud gününde de bu konuda rüya görmüştü.
Bu hadis hasen-garîbdir. İbn Ebu'z-Zinâd'ın hadisinden onu sadece bu vecihle bilmekteyiz.
İlim ehli beşte birden tenfîl yapma konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Mâlik b. Enes şöyle demiştir: Bana Rasulullah'ın (sav) bütün savaşlarında nefel yaptığına dair bir bilgi ulaşmadı. Bilakis bazı savaşlarında bunu yaptığını biliyorum. Bu da bunun ganimetten önce ve sonra devlet başkanının ictihadına göre yapılan bir uygulama olduğunu gösterir.
İbn Mansûr şöyle demiştir: Ahmed'e dedim ki: Hz. Peygamber (sav) önce beşte biri ayırdıktan sonra dörtte biri nefel olarak verirdi. Dönüşte ise beşte birden sonra kalanın üçte birini verirdi. Şöyle dedi: Beşte birlik kısmı çıkarır sonra kalanda nefel yapardı. Bunu aşmazdı.
Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: İbnü'l-Müseyyeb'e göre bu hadis beşte birden yapılan tenfîl ile ilgilidir. İbn İshâk da aynı görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 12, 4/130
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
3. Ebû Sellâm Mamtur el-Esved el-Habeşî (Mamtur)
4. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
5. Ebu Eyyub Süleyman b. Musa el-Kuraşî (Süleyman b. Musa)
6. Ebu Haris Abdurrahman b. Ayyaş el-Mahzumî (Abdurrahman b. Haris b. Abdullah b. Ayyaş b. Amr)
7. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
8. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
9. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
KTB, SELAM
Selam, selamı yaymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20213, T001581
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنِى صَخْرُ بْنُ جُوَيْرِيَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ الْغَادِرَ يُنْصَبُ لَهُ لِوَاءٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ حَدِيثِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ عَلِىٍّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ » . فَقَالَ لاَ أَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ مَرْفُوعًا .
Tercemesi:
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle diyordu: “Her sözünde durmayan kimse için kıyamet gününde bir sancak dikilecektir.” Tirmizî: Bu konuda Ali, Abdullah b. Mes’ûd, Ebû Saîd el Hudrî ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Muhammed’e; Süveyd’in Ebû İshâk’tan, Umâra b. Umeyr’den ve Ali’den rivâyet ettiği “Her sözünde durmayan kimse için bir sancak dikilecektir.” Hadis hakkında sordum da şu cevabı verdi: “Bu hadisin merfu olarak rivâyet edildiğini bilmiyorum.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 28, 4/144
Senetler:
()
Konular:
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20214, T001582
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّهُ قَالَ رُمِىَ يَوْمَ الأَحْزَابِ سَعْدُ بْنُ مُعَاذٍ فَقَطَعُوا أَكْحَلَهُ أَوْ أَبْجَلَهُ فَحَسَمَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالنَّارِ فَانْتَفَخَتْ يَدُهُ فَتَرَكَهُ فَنَزَفَهُ الدَّمُ فَحَسَمَهُ أُخْرَى فَانْتَفَخَتْ يَدُهُ فَلَمَّا رَأَى ذَلِكَ قَالَ: اللَّهُمَّ لاَ تُخْرِجْ نَفْسِى حَتَّى تُقِرَّ عَيْنِى مِنْ بَنِى قُرَيْظَةَ . فَاسْتَمْسَكَ عِرْقُهُ فَمَا قَطَرَ قَطْرَةً حَتَّى نَزَلُوا عَلَى حُكْمِ سَعْدِ بْنِ مُعَاذٍ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ فَحَكَمَ أَنْ يُقْتَلَ رِجَالُهُمْ وَيُسْتَحْيَى نِسَاؤُهُمْ يَسْتَعِينُ بِهِنَّ الْمُسْلِمُونَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَصَبْتَ حُكْمَ اللَّهِ فِيهِمْ » . وَكَانُوا أَرْبَعَمِائَةٍ فَلَمَّا فَرَغَ مِنْ قَتْلِهِمُ انْفَتَقَ عِرْقُهُ فَمَاتَ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعَطِيَّةَ الْقُرَظِىِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hendek savaşında Sa’d b. Muâz yaralanmış ve kol damarlarından biri kopmuştu da Rasûlullah (s.a.v.) onu ateşle dağlayarak tedavi etmişti, Sa’d’ın kolu şişmişti. Sonra kanı tekrar bıraktı sonra tekrar dağlayarak tedavi etti fakat eli yine şişmişti Sa’d bu durumu görünce şöyle dedi: “Allah’ım, beni Kurayza’ya karşı yüzümü güldürmeden canımı alma.” Bunun üzerine Sa’d’ın damarından akan kan kesildi, Kurayza oğulları onun hükmüne uymak üzere gelinceye kadar hiçbir damla akmadı sonra Rasûlullah (s.a.v.) kendisine haber gönderdi o da şöyle hüküm verdi: “Erkeklerin öldürülmeleri kadınların sağ bırakılarak Müslümanların kendilerinden çeşitli hizmetlerde yararlanmaları.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Bunlar hakkında Allah’ın hükmüne isabet ettin” buyurdu. Bunlar dört yüz kişiydiler bunların öldürülme işlemleri bitirilince Sa’d’ın damarı patladı ve kan kaybından öldü. Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd ve Atıyye el Kurazî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 29, 4/144
Senetler:
()
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Siyer, Ben-i Kurayza, gazvesi ve diğer şeyler
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ أَبِى كَبْشَةَ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مَالِكٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ قَالَ أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْجِزْيَةَ مِنْ مَجُوسِ الْبَحْرَيْنِ وَأَخَذَهَا عُمَرُ مِنْ فَارِسَ وَأَخَذَهَا عُثْمَانُ مِنَ الْفُرْسِ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا ؟ فَقَالَ هُوَ مَالِكٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20223, T001588
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ أَبِى كَبْشَةَ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ مَالِكٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ قَالَ أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْجِزْيَةَ مِنْ مَجُوسِ الْبَحْرَيْنِ وَأَخَذَهَا عُمَرُ مِنْ فَارِسَ وَأَخَذَهَا عُثْمَانُ مِنَ الْفُرْسِ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا ؟ فَقَالَ هُوَ مَالِكٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Sâib b. Yezîd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Bahreyn Mecusilerinden cizye almıştı. Ömer’de İranlı Mecûsilerden cizye almıştı. Yine Osman da, İranlılardan cizye vergisi almıştı.” Bu hadis hakkında Muhammed’e sordum o da şöyle dedi: Mâlik’in Zührî’den rivâyet ettiği bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 31, 4/147
Senetler:
()
Konular:
Mecusiler
Yönetim, cizye vergisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20294, T001605
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ مِثْلَ حَدِيثِ أَبِى مُعَاوِيَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ جَرِيرٍ . وَهَذَا أَصَحُّ . وَفِى الْبَابِ عَنْ سَمُرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَأَكْثَرُ أَصْحَابِ إِسْمَاعِيلَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ سَرِيَّةً وَلَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ جَرِيرٍ . وَرَوَاهُ حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنِ الْحَجَّاجِ بْنِ أَرْطَاةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِي خَالِدٍ عَنْ قَيْسٍ عَنْ جَرِيرٍ مِثْلُ حَدِيثِ اَبِي مُعَاوِيَةَ : قَالَ : وَسَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ الصَّحِيحُ حَدِيثُ قَيْسٍ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه و سلم مُرْسَلٌ. وَرَوَى سَمُرَةُ بْنُ جُنْدُبٍ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وَ سَلَّمَ قَالَ : لَا تُسَاكِنُوا الْمُشْرِكِينَ وَلَا تُجَامِعُوهُمْ فَمَنْ سَاكَنَهُمْ أَوْ جَامَعَهُمْ فَهُوَ مِثْلُهُمْ.
Tercemesi:
Hennâd (r.a.), Abde vasıtasıyla İsmail b. Ebû Hâlid’den, Kays b. Ebî Hâzim’den, Ebû Muaviye hadisinin bir benzerini rivâyet etmiş olup senedinde “Cerir’i” zikretmemiştir. Bu rivâyet daha sahihtir.
Bu konuda Semure’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İsmail’in arkadaşlarının çoğunluğu Kays b. ebî Hâzim’den, İsmail tarikıyla rivâyet ederek senedinde “Cerir” i zikretmezler.
Hammad b. Seleme, Haccac b. Ertae’den, İsmail b. ebî Hâlid’den, Kays’tan ve Cerir’den, Muaviye hadisinin bir benzerini rivâyet etmişlerdir. Tirmizî: Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Sahih olan Kays’ın Rasûlullah (s.a.v.)’den mürsel olarak yaptığı rivâyettir. Semure b. Cündep Rasûlullah (s.a.v.)’den Şöyle rivâyet ediyor: “Müşriklerle aynı bölgede oturmayın onlarla cemaat olmayın veya onlarla evlenmeyin kim onlarla cemaat olur veya evlenirse onlar gibidir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 42, 4/155
Senetler:
()
Konular:
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi
Zihin inşası, Muhalefet, müşriklere, kafirlere