Giriş

Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Yahudi ve Hıristiyanlara önce siz selam vermeyiniz. Onlardan biriyle karşılaştığınızda onları yolun kenarından yürümeye zorlayınız." (Tirmizî) şöyle dedi: Bu konuda İbn Ömer, Enes ve Peygamber'in (sav) ashabından Ebu Basra el-Gıfârî'den (ra) rivayetler vardır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.


    Öneri Formu
20280 T001602 Tirmizi, Siyer, 41

Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yahudiler size selam verdiklerinde onlardan biri; “es-Sâmu aleyküm" (ölüm üzerinize olsun) diyecek olursa, sadece “Senin üzerine olsun, diye karşılık ver.” Tirmizî şöyle demiştir: “Bu, hasen-sahîh bir hadistir."


    Öneri Formu
20283 T001603 Tirmizi, Siyer, 41


    Öneri Formu
20169 T001571 Tirmizi, Siyer, 20


    Öneri Formu
20171 T001572 Tirmizi, Siyer, 21


    Öneri Formu
20307 T001608 Tirmizi, Siyer, 44

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) birini ordunun başına komutan olarak görevlendirdiğinde ona kendisinin Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesini, yanındaki Müslümanlara da iyi muamelede bulunmasını emreder ve şu tavsiyede bulunurdu: "Allah'ın adına, Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle çarpışın. Ganimetten çalmayın. anlaşmanıza sadık kalın. Düşmanlarınızı öldürdükten sonra (gözlerini oyarak, kulaklarını veya burunlarını ya da diğer azalarını keserek) onlara müsle yapmayın. Hiç bir çocuğu öldürmeyin. Müşrik düşmanlarınla karşılaştığın zaman onlara şu üç alternatiften birisini teklif et. Bunlardan hangisini kabul ederlerse sen de kabul et ve onlara dokunma. Önce onları İslam'a ve kendi yurtlarından çıkıp muhacirlerin yurdu (Medine'ye) gelmeye davet et. Müslüman olarak Medine'ye hicret etmeleri durumunda oradaki muhacirlerin sahip oldukları haklara ve sorumluluklara sahip olacaklarını onlara bildir. Medine'ye hicreti kabul etmezlerse bedevî Müslümanlarla aynı konumda olacaklarını, onlarla aynı muameleye tabi tutulacaklarını ve cihad etmeleri dışında kendilerine ganimetten ve feyden herhangi bir pay ayrılmayacağını belirt. Eğer kabul etmezlerse Allah'tan sana yardım etmesini dile ve onlarla savaş. Bir kaleyi kuşattığında kaledekiler, kendilerini Allah ve Rasulü adına güvence isterlerse onlara Allah ve Rasulü adına güvence verme. Kendin veya arkadaşların adına güvence ver. Zira Allah ve Rasulü'nün güvencesine aykırı hareket etmiş olmanızdansa kendinizin ve arkadaşlarınızın verdiği güvenceye aykırı hareket etmiş olmanız daha iyidir. Yine savaş esnasında bir kalede bulunanları kuşatırsan ve kaledekiler kendilerine Allah adına hüküm uygulamanı isterlerse onlara Allah adına hüküm uygulama. Kendi hükmünü uygula. Çünkü Allah adına verdiğin hükümde isabet edip etmediğini bilemezsin." veya buna benzer (ifadeler kullanmıştır). Ebu İsa bu konuda Numan b. Mukarrin'den rivayet edilen bir hadisin de bulunduğunu ve Büreyde'nin yukarıdaki hadisinin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ahmed, ona Süfyan, ona da Alkame b. Mersed benzer muhtevalı hadisi "Eğer kabul etmezlerse onlardan cizye al. Şayet bunu da kabul etmezlerse Allah'tan onlara karşı sana yardım etmesini dile." ziyadesiyle rivayet etmiştir. Yine Ebu İsa şöyle demiştir: Bu hadisi Veki ve başkaları Süfyan'dan rivayet etmiştir. Aynı hadisi Muahmmed b. Beşşar'ın dışında biri Abdurrahman b. Mehdî'den rivayet etmiş ve bu rivayetinde düşmandan cizye isteme meselesini zikretmiştir.


    Öneri Formu
281868 T001617-2 Tirmizi, Siyer, 48

Bize Kuteybe, ona İbn Lehî'a, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona da Ebu'l-Hayr, Ukbe b. Âmir'in şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah'a (sav) “Ey Allah’ın Rasulü! Bazı topluluklara uğruyoruz, bizi ne misafir ediyorlar, ne gereken hakkımızı veriyorlar ne de biz onlardan (bu hakkı zorla) alıyoruz. Bu hususta ne buyurursunuz?” dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Eğer sizi zorla almak durumunda bırakırlarsa onlardan [misafirin gereken hakkını] zorla da olsa alın.” Tirmizî: Bu hadis hasendir. Hadisi Leys b. Sa'd, Yezîd b. Ebu Habîb’ten aynı şekilde rivayet etmiştir. Bu hadisin manası şudur: Onlar savaşa çıktıklarında yolda rastladıkları topluluktan para karşılığında bile satın alacak yiyecek bulamazlardı. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Satmamak suretiyle sizi zorla almak durumunda bırakırlarsa (zorla) alınız" buyurmuştur. Bazı hadislerde ifade böyle açıklanarak nakledilmiştir. Ömer b. Hattâb’ın (ra) da aynı şekilde emir verdiği rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
20231 T001589 Tirmizi, Siyer, 32


    Öneri Formu
20341 T001617 Tirmizi, Siyer, 48


    Öneri Formu
20344 T001618 Tirmizi, Siyer, 48


    Öneri Formu
281847 T001618-2 Tirmizi, Siyer, 48