Öneri Formu
Hadis Id, No:
20142, T001564
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ النَّبِيلُ عَنْ وَهْبٍ أَبِى خَالِدٍ قَالَ: حَدَّثَتْنِى أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ عِرْبَاضِ بْنِ سَارِيَةَ أَنَّ أَبَاهَا أَخْبَرَهَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَهَى أَنْ تُوطَأَ السَّبَايَا حَتَّى يَضَعْنَ مَا فِى بُطُونِهِنَّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِى الْبَابِ عَنْ رُوَيْفِعِ بْنِ ثَابِتٍ . وَحَدِيثُ عِرْبَاضٍ حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ. وَقَالَ الأَوْزَاعِىُّ : إِذَا اشْتَرَى الرَّجُلُ الْجَارِيَةَ مِنَ السَّبْىِ وَهِىَ حَامِلٌ فَقَدْ رُوِىَ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ أَنَّهُ قَالَ لاَ تُوطَأُ حَامِلٌ حَتَّى تَضَعَ . قَالَ الأَوْزَاعِىُّ: وَأَمَّا الْحَرَائِرُ فَقَدْ مَضَتِ السُّنَّةُ فِيهِنَّ بِأَنْ أُمِرْنَ بأن بِالْعِدَّةِ كل هذا . حَدَّثَنِى بِذَلِكَ عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya en-Nîsâbûrî, ona Ebu Âsım en-Nebîl, ona Ebu Hâlid Vehb, ona Ümmü Habîbe bt. İrbâz b. Sâriye, ona da babası [İrbâz b. Sâriye] şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) doğum yapmalarına dek [savaş] esirleriyle cinsel münasebette bulunulmasını yasakladı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Rüveyfi' b. Sâbit'ten de hadis nakledilmiştir. İrbâz hadisi, garîb bir hadistir.
İlim ehli nezdinde amel buna göredir. el-Evzâî, "Bir adam hamile olan esir cariye satın aldığında, Ömer b. Hattâb'dan rivayet edilen 'Doğum yapana dek hamile kadınla cinsel münasebet kurulmaz' sözü gereğince [onunla münasebete geçemez]" demiştir. [Aynı şekilde] el-Evzâî, "Hür kadınlara gelince, iddet beklemelerine ilişkin sünnet geçerlidir" demiştir. Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona da el-Evzâî böylece nakilde bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 15, 4/133
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20156, T001567
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ أَبِى السَّفَرِ وَاسْمُهُ أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْهَمْدَانِىُّ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالاَ : حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى ابْنُ زَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ هِشَامٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَلِىٍّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ جِبْرَائِيلَ هَبَطَ عَلَيْهِ فَقَالَ لَهُ خَيِّرْهُمْ يَعْنِى أَصْحَابَكَ فِى أُسَارَى بَدْرٍ الْقَتْلَ أَوِ الْفِدَاءَ عَلَى أَنْ يُقْتَلَ مِنْهُمْ قَابِل مِثْلُهُمْ . قَالُوا الْفِدَاءَ وَيُقْتَلَ مِنَّا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَنَسٍ وَأَبِى بَرْزَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ الثَّوْرِىِّ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ أَبِى زَائِدَةَ . وَرَوَى أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبِيدَةَ عَنْ عَلِىٍّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . وَرَوَى ابْنُ عَوْنٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عبيدَةَ عَنِ علي عن النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَأَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ اسْمُهُ عُمَرُ بْنُ سَعْدٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ubeyde b. Ebu Sefer [olarak bilinen] Ahmed b. Abdullah el-Hemdânî ve Mahmud b. Ğaylân, onlara Ebu Davud el-Haferî, ona Yahya b. Zekeriyyâ b. Ebu Zâide, ona Süfyân b. Said, ona Hişâm, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Cebrail [Hz. Peygamber'e (sav)] inip "Ashabını Bedir esirleri konusunda öldürmek ya da onların dengi kimselerin kendilerinden (sahabe) öldürülmesi karşılığında fidye almak üzere [iki şık arasında] serbest bırak" dedi. [Ashâb],"Fidyeyi ve bizden öldürülme[lerini tercih ediyoruz]" dediler.
[Tirmizî] şöyle demiştir: Bu konuda İbn Mes'ud'dan, Enes'ten, Ebu Berze'den ve Cübeyr b. Mut'im'den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu [rivayet], Sevrî'nin hadisi olarak hasen-garîb bir hadis olup onu sadece İbn Ebu Zâide tarikiyle bilmekteyiz. Bize Ebu Üsame, ona Hişâm, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'den benzeri bir nakilde bulunmuştur. Bize İbn Avn, ona İbn Sîrîn, ona Abîde, ona da Ali, Hz. Peygamber'den (sav) mürsel olarak rivayet etmiştir. Ebu Dâvûd el-Haferî'nin ismi Ömer b. Sa'd'dır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 18, 4/135
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abide b. Amr el-A'ver (Abide b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
7. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
8. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
8. Ahmed b. Abdullah el-Hemdanî (Ahmed b. Abdullah b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Siyer, Bedir esirleri
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20160, T001568
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ عَمِّهِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَدَى رَجُلَيْنِ مِنَ الْمُسْلِمِينَ بِرَجُلٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَعَمُّ أَبِى قِلاَبَةَ هُوَ أَبُو الْمُهَلَّبِ وَاسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَمْرٍو وَيُقَالُ مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو وَأَبُو قِلاَبَةَ اسْمُهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ الْجَرْمِىُّ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ لِلإِمَامِ أَنْ يَمُنَّ عَلَى مَنْ شَاءَ مِنَ الأُسَارَى وَيَقْتُلَ مَنْ شَاءَ مِنْهُمْ وَيَفْدِىَ مَنْ شَاءَ . وَاخْتَارَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ الْقَتْلَ عَلَى الْفِدَاءِ . وَقَالَ الأَوْزَاعِىُّ :بَلَغَنِى أَنَّ هَذِهِ الآيَةَ مَنْسُوخَةٌ قَوْلُهُ تَعَالَى ( فَإِمَّا مَنًّا بَعْدُ وَإِمَّا فِدَاءً ) نَسَخَتْهَا ( وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ ) حَدَّثَنَا بِذَلِكَ هَنَّادٌ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ . قَالَ إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قُلْتُ لأَحْمَدَ إِذَا أُسِرَ الأَسِيرُ يُقْتَلُ أَوْ يُفَادَى أَحَبُّ إِلَيْكَ ؟ قَالَ : إِنْ قَدَرُوا أَنْ يُفَادُوا فَلَيْسَ بِهِ بَأْسٌ وَإِنْ قُتِلَ فَمَا أَعْلَمُ بِهِ بَأْسًا . قَالَ إِسْحَاقُ: الإِثْخَانُ أَحَبُّ إِلَىَّ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ مَعْرُوفًا فَأَطْمَعُ بِهِ الْكَثِيرَ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona Eyyûb, ona Ebu Kilâbe, ona amcası [Muâviye b. Amr], ona da İmrân b. Husayn şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) müslümanlardan iki adamı müşriklerden bir adam karşılığında fidyeyle [takas] etti.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Ebu Kilâbe'nin amcası Ebu Mühelleb olup ismi Abdurrahman b. Amr'dır. [Bununla birlikte ona] Muâviye b. Amr da denir. Ebu Kilâbe'nin adı da Abdullah b. Zeyd el-Cermî'dir.
Nebî'nin (sav) ashabından ve diğerlerinden ilim ehli kimselerin büyük çoğunluğu nezdinde amel buna göre olup idareci, esirlerden dilediğini serbest bırakabilir, onlardan istediğini öldürebilir, dilediğini de fidye karşılığında salıverir. Bazı ilim ehli de öldürmeyi fidyeye tercih etmişlerdir. el-Evzâî, "Bana ulaştığına göre "Ya karşılıklı ya da fidye ile serbet [bırakın]" ayetini "Onları nerede bulursanız öldürün" ayeti neshetmiştir. Bize Hennâd, ona İbn Mübârek, ona da el-Evzâî böylece nakilde bulunmuştur.
İshâk b. Mansûr şöyle demiştir: Ahmed [b. Hanbel'e], "Esirin öldürülmesini mi yoksa fidyeyle serbest bırakılmasını mı güzel bulursun?" dedim. O, "Fidye ile serbet bırakılmalarına imkan bulurlarsa bir beis yoktur. Eğer [esir] öldürülürse bunda bir sakınca olduğunu bilmiyorum" dedi.
İshâk [b. Râhûye] de "Otorite kurmak [adına esirlerin öldürülmesi] bana daha güzel gelmektedir. Ancak [esirin] bilinen bir kimse olması [durumunda] onun vesilesiyle [müslümanlardan] pek çok kimsenin [kurtulmasını ve istifade etmesini] umarım" demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 18, 4/135
Senetler:
()
Konular:
Nesh
Savaş, esirler
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Açıklama: Düşmana baskın vermek icap ettiğinde onların kadınları ve çocukları ister istemez isabet alabilir. Özellikle gayr-i müslim çocuklar kasıt olmaksızın hedef alındıklarında bu dünyada savaşçı olarak telakki edilirler ve fakat ahirette babalarının akibetlerine ortak olmazlar. "Onlar da babalarındandır" şeklindeki bir tercüme, çocukların da kafir olup cehenneme gideceği şeklinde anlaşılabileceğinden ötürü "Onlar, babalarının [bu dünyadaki hükmü] üzeredirler" tarzında bir tercüme tercih edilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20165, T001570
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عبدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : أَخْبَرَنِى الصَّعْبُ بْنُ جَثَّامَةَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ خَيْلَنَا أَوْطَأَتْ مِنْ نِسَاءِ الْمُشْرِكِينَ وَأَوْلاَدِهِمْ . قَالَ : « هُمْ مِنْ آبَائِهِمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Süfyân b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abdullah b. Abdullah, ona İbn Abbâs, ona da Sa'b b. Cessâme şöyle rivayet etmiştir:
Ben, "Yâ Rasulullah! Atlarımız müşriklerin kadınlarını ve çocuklarını [baskın esnasında] çiğneyip geçiyor!" dedim. Nebî (sav), "Onlar, babalarının [bu dünyadaki hükmü] üzeredirler" buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Düşmana baskın vermek icap ettiğinde onların kadınları ve çocukları ister istemez isabet alabilir. Özellikle gayr-i müslim çocuklar kasıt olmaksızın hedef alındıklarında bu dünyada savaşçı olarak telakki edilirler ve fakat ahirette babalarının akibetlerine ortak olmazlar. "Onlar da babalarındandır" şeklindeki bir tercüme, çocukların da kafir olup cehenneme gideceği şeklinde anlaşılabileceğinden ötürü "Onlar, babalarının [bu dünyadaki hükmü] üzeredirler" tarzında bir tercüme tercih edilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 19, 4/137
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20102, T001558
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنِ الْفُضَيْلِ بْنِ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دينارٍ الأَسْلَمِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ إِلَى بَدْرٍ حَتَّى إِذَا كَانَ بِحَرَّةِ الْوَبَرِ لَحِقَهُ رَجُلٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ يَذْكُرُ مِنْهُ جُرْأَةً وَنَجْدَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ؟ » . قَالَ لاَ . قَالَ « ارْجِعْ فَلَنْ أَسْتَعِينَ بِمُشْرِكٍ » . وَفِى الْحَدِيثِ كَلاَمٌ أَكْثَرُ مِنْ هَذَا . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ قَالُوا : لاَ يُسْهَمُ لأَهْلِ الذِّمَّةِ وَإِنْ قَاتَلُوا مَعَ الْمُسْلِمِينَ الْعَدُوَّ . وَرَأَى بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ يُسْهَمَ لَهُمْ إِذَا شَهِدُوا الْقِتَالَ مَعَ الْمُسْلِمِينَ . وَيُرْوَى عَنِ الزُّهْرِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَسْهَمَ لِقَوْمٍ مِنَ الْيَهُودِ قَاتَلُوا مَعَهُ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَزْرَةَ بْنِ ثَابِتٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik b. Enes, ona Fudayl b. Ebu Abdullah, ona Abdullah b. Dînâr el-Eslemî, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir'e doğru [savaşa] çıktı. Harretü'l-veber [denilen yere] geldiğinde cesaret ve silahşörlük ile anılan [ama] müşriklerden [olan] bir adam kendisine katıldı. Hz. Peygamber (sav), "Allah'a ve rasulüne iman ediyor musun?" buyurdu. O, "Hayır" dedi. Nebî (sav), "Dön! Bir müşrikten asla yardım istemem!" buyurdu.
[Tirmizî şöyle demiştir]: Bu hadiste bundan daha çok ifade vardır.
Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göre olup onlar, "Düşmana karşı müslümanlarla beraber [omuz omuza] savaşsalar da zimmet ehline [ganimet] payı verilmez" demişlerdir. Bazı ilim ehli de müslümanlarla beraber savaşta hazır bulundukları takdirde onlara [ganimet] payı verileceğini benimsemişlerdir. ez-Zührî'den rivayet edildiğine göre Nebî (sav) kendisiyle beraber [omuz omuza savaşan] Yahudiler'den bir topluluk için [ganimet] payı vermiştir. Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülvâris b. Said, ona Azre b. Sâbit, ona da ez-Zührî böylece nakilde bulunmuştur. Bu, hasen-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 10, 4/127
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Müşrik, müşriklerin ücretle çalıştırılması
Siyer, Bedir Savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20136, T001563
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ جَهْضَمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ: نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ شِرَاءِ الْمَغَانِمِ حَتَّى تُقْسَمَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd, ona Hâtim b. İsmail, ona Cehdam b. Abdullah, ona Muhammed b. İbrahim, ona Muhammed b. Zeyd, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) taksim edilene dek ganimetlerin ticarete konu edilmesini yasakladı.
Bu konuda Ebu Hureyre'den hadis nakledilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 14, 4/132
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20107, T001560
Hadis:
حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَخْزَمَ الطَّائِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو قُتَيْبَةَ مسلم ابْنُ قُتَيْبَةَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىِّ قَالَ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ قُدُورِ الْمَجُوسِ فَقَالَ : « أَنْقُوهَا غَسْلاً وَاطْبُخُوا فِيهَا » . وَنَهَى عَنْ كُلِّ سَبُعٍ وَذِى نَابٍ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ رَوَاهُ أَبُو إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىُّ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ . وَأَبُو قِلاَبَةَ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ إِنَّمَا رَوَاهُ عَنْ أَبِى أَسْمَاءَ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ . حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ قَالَ: سَمِعْتُ رَبِيعَةَ بْنَ يَزِيدَ الدِّمَشْقِىَّ يَقُولُ : أَخْبَرَنِى أَبُو إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىُّ عَائِذُ اللَّهِ بْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىَّ يَقُولُ: أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا بِأَرْضِ قَوْمٍ أَهْلِ كِتَابٍ نَأْكُلُ فِى آنِيَتِهِمْ ؟ قَالَ : « إِنْ وَجَدْتُمْ غَيْرَ آنِيَتِهِمْ فَلاَ تَأْكُلُوا فِيهَا فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَاغْسِلُوهَا وَكُلُوا فِيهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Zeyd b. Ahzem et-Tâî, ona Ebu Kuteybe Müslim b. Kuteybe, ona Şube, ona Eyyûb, ona Ebu Kilâbe, ona da Ebu Sa'lebe el-Huşenî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) Mecûsîler'in kap-kacaklarından soruldu. O, "Onları yıkayın ve [onlarla] yemek pişirin" buyurdu. Köpek dişi olan her yırtıcı hayvanı [yemeği de] yasakladı.
Bu hadis, Ebu Sa'lebe vasıtasıyla pek çok tarikten nakledilmiştir. [Mesela] Ebu İdris el-Havlânî, Ebu Sa'lebe'den rivayet etmiştir. Ebu Kilâbe'ye [gelince], Ebu Sa'lebe'den hadis işitmemiştir. O sadece Ebu Esmâ vasıtasıyla Ebu Sa'lebe'den rivayette bulunmuştur.
Bize Hennâd, ona İbn Mübârek, ona Hayve b. Şurayh, ona Rabî'a b. Yezid ed-Dımaşkî, ona Ebu İdris el-Havlânî Âizullah b. Ubeydullah, ona da Ebu Sa'lebe el-Huşenî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah'a (sav) gelip "Yâ Rasulullah! Biz Ehl-i Kitâb'ın memleketinde bulunuyoruz. Onların kaplarından yemek yiyelim mi?" dedim. Nebî (sav), "Onların kaplarından başkasını bulursanız onlardan yemeyin. Bulamazsanız da onları yıkayın ve onlardan yiyin" buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 11, 4/129
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Yiyecekler, haram olanlar
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ بن عمر الشَّيْبَانِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى حُيَىٌّ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىِّ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ وَالِدَةٍ وَوَلَدِهَا فَرَّقَ اللَّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَحِبَّتِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا التَّفْرِيقَ بَيْنَ السَّبْىِ بَيْنَ الْوَالِدَةِ وَوَلَدِهَا وَبَيْنَ الْوَلَدِ وَالْوَالِدِ وَبَيْنَ الإِخْوَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20150, T001566
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ بن عمر الشَّيْبَانِىُّ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى حُيَىٌّ عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىِّ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ وَالِدَةٍ وَوَلَدِهَا فَرَّقَ اللَّهُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَحِبَّتِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ . وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا التَّفْرِيقَ بَيْنَ السَّبْىِ بَيْنَ الْوَالِدَةِ وَوَلَدِهَا وَبَيْنَ الْوَلَدِ وَالْوَالِدِ وَبَيْنَ الإِخْوَةِ .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs b. Ömer eş-Şeybânî, ona Abdullah b. Vehb, ona Huyey, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Ebu Eyyûb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
[Savaş esirlerinden olan] anneyle çocuğunu ayıranı Allah, Kıyamet günü sevdiklerinden ayırır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ali'den de hadis nakledilmiştir.
Bu, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından ve başkalarından ilim ehli kimselerin nezdinde amel buna göre olup onlar anne-çocuk, baba-oğul ve kardeş esirlerin ayrılmasını kerih görmüşlerdir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 17, 4/134
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَخْبَرَهُ أَنَّ امْرَأَةً وُجِدَتْ فِى بَعْضِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتُولَةً فَأَنْكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَلِكَ وَنَهَى عَنْ قَتْلِ النِّسَاءِ وَالصِّبْيَانِ . وَفِى الْبَابِ عَنْ بُرَيْدَةَ وَرَبَاحٍ وَيُقَالُ رِباحُ بْنُ الرَّبِيعِ وَالأَسْوَدِ بْنِ سَرِيعٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَالصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا قَتْلَ النِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ . وَرَخَّصَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْبَيَاتِ وَقَتْلِ النِّسَاءِ فِيهِمْ وَالْوِلْدَانِ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ وَرَخَّصَا فِى الْبَيَاتِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20162, T001569
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَخْبَرَهُ أَنَّ امْرَأَةً وُجِدَتْ فِى بَعْضِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقْتُولَةً فَأَنْكَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَلِكَ وَنَهَى عَنْ قَتْلِ النِّسَاءِ وَالصِّبْيَانِ . وَفِى الْبَابِ عَنْ بُرَيْدَةَ وَرَبَاحٍ وَيُقَالُ رِباحُ بْنُ الرَّبِيعِ وَالأَسْوَدِ بْنِ سَرِيعٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَالصَّعْبِ بْنِ جَثَّامَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ كَرِهُوا قَتْلَ النِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ . وَرَخَّصَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى الْبَيَاتِ وَقَتْلِ النِّسَاءِ فِيهِمْ وَالْوِلْدَانِ وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ وَرَخَّصَا فِى الْبَيَاتِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın Hz. Peygamber'in (sav) savaşlarından birinde öldürülmüş vaziyette bulundu. Hz. Peygamber (sav) bundan hoşlanmadı ve kadınlar ile çocukların öldürülmesini yasakladı.
[Tirmizî şöyle demiştir]: Bu konuda Büreyde, Rebâh -kendisine Rebâh b. Rabî' de denilir- Esved b. Serî', İbn Abbâs ve Sa'b b. Cessâme'den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Nebî'nin (sav) ashabından ve başkalarından bazı ilim ehli kimselerin nezdinde amel buna göre olup onlar kadınların ve çocukların öldürülmesini kerih görüşmüşlerdir ki bu, Süfyân es-Sevrî ve Şâfiî'nin de görüşüdür. Bazı ilim ehli kimseler baskın esnasında [meydana gelen kasıtsız öldürmelere], onların içindeki kadınların ve çocukların öldürülmesine ruhsat tanımışlardır ki bu, Ahmed [b. Hanbel] ile İshâk [b. Râhûye] de görüşü olup onlar baskına ruhsat vermişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 19, 4/136
Senetler:
()
Konular:
Savaş, Esirlere nasıl muamele edileceği
Savaş, Hukuku, çocuk, yaşlı, kadın vs. öldürülmemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20180, T001574
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا سِمَاكٌ أَبُو زُمَيْلٍ الْحَنَفِىُّ قَالَ : سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يَقُولُ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ: قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ فُلاَنًا قَدِ اسْتُشْهِدَ . قَالَ : « كَلاَّ قَدْ رَأَيْتُهُ فِى النَّارِ بِعَبَاءَةٍ قَدْ غَلَّهَا قَالَ قُمْ يَا عَلِىُّ فَنَادِ إِنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ ثَلاَثًا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Abdüssamed b. Abdülvâris, ona İkrime b. Ammâr, ona Ebu Zümeyl Simâk el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona da Ömer b. Hattâb şöyle rivayet etmiştir:
"Yâ Rasulullah! Falan kimse şehit düştü" denildi. Hz. Peygamber (sav), "Asla! [Ganimet malından] aşırdığı bir elbise sebebiyle onu cehennemde gördüm. Ey Ali kalk da üç kere 'Gerçek şu ki, cennete sadece müminler girecektir' diye seslen" buyurdu.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 21, 4/139
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Ganimet, ganimete ihanet etmek
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Şehitlik, şehitliğe özendirilmek