Öneri Formu
Hadis Id, No:
16702, T001196
Hadis:
قَالَتْ زَيْنَبُ فَدَخَلْتُ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ حِينَ تُوُفِّىَ أَخُوهَا فَدَعَتْ بِطِيبٍ فَمَسَّتْ مِنْهُ ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى فِى الطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ. غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Tercemesi:
Zeyneb dedi ki: Cahş kızı Zeyneb’in kardeşi vefat ettiğinde yanına gitmiştim. Bir hoş koku getirilmesini istedi. Ondan biraz aldıktan sonra: Vallahi, benim hoş kokuya bir ihtiyacım yok, ancak Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için dört ay on gün süre müstesnâ ölmüş herhangi birisi için üç günden azla yas tutması helal değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 18, 3/501
Senetler:
1. Ümmül müminin Zeyneb bt. Cahş (Zeyneb bt. Cahş b. Riyâb b. Ya'mer b. Sabire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
7. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16700, T001195
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنُ بْنُ عِيسَى أَنْبَأَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ بِهَذِهِ الأَحَادِيثِ الثَّلاَثَةِ
قَالَتْ زَيْنَبُ دَخَلْتُ عَلَى أُمِّ حَبِيبَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُوهَا أَبُو سُفْيَانَ بْنُ حَرْبٍ فَدَعَتْ بِطِيبٍ فِيهِ صُفْرَةُ خَلُوقٍ أَوْ غَيْرُهُ فَدَهَنَتْ بِهِ جَارِيَةً. ثُمَّ مَسَّتْ بِعَارِضَيْهَا ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ تُحِدَّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Tercemesi:
Bize el-Ensarî, ona Ma’n b. İsa, ona Mâlik b. Enes, ona Abdullah b. Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb şu üç hadisi rivayet edip haber verdi, Zeyneb dedi ki: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümm Habibe’nin babası Süfyan b. Harb vefat ettiğinde yanına girdim. Halûk ya da daha başka bir sarı kokunun getirilmesini istedi. O kokuyu bir kıza sürdü, sonra da elini yanaklarına sürdü, arkasından: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, şu kadar var ki ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için dört ay on gün müstesnâ ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 18, 3/500
Senetler:
1. Ümmü Habibe (Remle bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
7. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16652, T001175
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ سَأَلْتُ ابْنَ عُمَرَ عَنْ رَجُلٍ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ وَهِىَ حَائِضٌ فَقَالَ هَلْ تَعْرِفُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ؟ فَإِنَّهُ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ وَهِىَ حَائِضٌ. فَسَأَلَ عُمَرُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَهُ أَنْ يُرَاجِعَهَا . قَالَ قُلْتُ فَيُعْتَدُّ بِتِلْكَ التَّطْلِيقَةِ قَالَ فَمَهْ أَرَأَيْتَ إِنْ عَجَزَ وَاسْتَحْمَقَ
Tercemesi:
Yunus b. Cübeyr (r.a.)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer’e: “Hayız halinde karısını boşayan kişinin durumundan sordum.” Dedi ki: “Abdullah b. Ömer’i tanır mısın? O da karısını hayızlı iken boşamıştı.” Sonra Ömer Peygamber (s.a.v.)’e sordu: O’da: “Karısına dönmesini emretmişti.”
Yunus diyor ki: O halde bu boşama geçerli midir? dedim. İbn Ömer diyor ki: “Niçin geçerli olmasın? İbn Ömer acizlik gösterse ve ahmaklık etse boşama geçersiz mi olmalı?”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 1, 3/478
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, hayız halinde boşama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16653, T001176
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ مَوْلَى آلِ طَلْحَةَ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ طَلَّقَ امْرَأَتَهُ فِى الْحَيْضِ فَسَأَلَ عُمَرُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مُرْهُ فَلْيُرَاجِعْهَا ثُمَّ لْيُطَلِّقْهَا طَاهِرًا أَوْ حَامِلاً » . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَكَذَلِكَ حَدِيثُ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ طَلاَقَ السُّنَّةِ أَنْ يُطَلِّقَهَا طَاهِرًا مِنْ غَيْرِ جِمَاعٍ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ: إِنْ طَلَّقَهَا ثَلاَثًا وَهِىَ طَاهِرٌ فَإِنَّهُ يَكُونُ لِلسُّنَّةِ أَيْضًا . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ لاَ تَكُونُ ثَلاَثًا لِلسُّنَّةِ إِلاَّ أَنْ يُطَلِّقَهَا وَاحِدَةً وَاحِدَةً . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَإِسْحَاقَ . وَقَالُوا (فِى طَلاَقِ الْحَامِلِ) يُطَلِّقُهَا مَتَى شَاءَ . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ يُطَلِّقُهَا عِنْدَ كُلِّ شَهْرٍ تَطْلِيقَةً .
Tercemesi:
Sâlim (r.a.)’in babasından rivâyete göre, İbn Ömer karısını hayızlı iken boşamıştı. Ömer durumu Rasûlullah (s.a.v.)’e sordu da o da şöyle buyurdu: “Emret ona karısına dönsün temizlenince veya hamile iken boşasın.” Tirmîzî: Yunus b. Cübeyr’in, İbn Ömer’den rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir. Sâlim’in, İbn Ömer’den rivâyeti de hasen sahihtir. Bu hadis İbn Ömer vasıtasıyla değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve şöyle derler: “Sünnet olan boşama şekli kadının temizliği anında ve cinsi münasebet olmaksızın yapılan boşamadır.” Bazı ilim adamları ise: “Kadını temiz iken üç talakla boşarsa bu da sünnete uygun sayılır.” Şâfii ve Ahmed böyle düşünürler. Kimi ilim adamları da şöyle derler: Üç talakı birden vermek sünnete uygun değildir, her temizlik süresince tek tek verilmelidir. Sûfyân es Sevrî ve İshâk ta böyle derler. Hamile kadının boşanması konusunda ilim adamları “Dilediği zaman boşayabilir” derler. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise “Her ayda bir talak vermek suretiyle boşayabilir” derler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 1, 3/479
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, boşanmada talak adedi ve şekli
Boşanma, hayız halinde boşama
Boşanma, üç talakla
KTB, TALAK, BOŞANMA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16655, T001178
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ نَصْرِ بْنِ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ قَالَ قُلْتُ لأَيُّوبَ هَلْ عَلِمْتَ أَنَّ أَحَدًا قَالَ فِى (أَمْرُكِ بِيَدِكِ) أَنَّهَا ثَلاَثٌ إِلاَّ الْحَسَنَ ؟ فَقَالَ لاَ إِلاَّ الْحَسَنَ . ثُمَّ قَالَ اللَّهُمَّ غَفْرًا إِلاَّ مَا حَدَّثَنِى قَتَادَةُ عَنْ كَثِيرٍ مَوْلَى ابْنِ سَمُرَةَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « ثَلاَثٌ » . قَالَ أَيُّوبُ: فَلَقِيتُ كَثِيرًا مَوْلَى ابْنِ سَمُرَةَ فَسَأَلْتُهُ فَلَمْ يَعْرِفْهُ فَرَجَعْتُ إِلَى قَتَادَةَ فَأَخْبَرْتُهُ فَقَالَ نَسِىَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ سُلَيْمَانَ بْنِ حَرْبٍ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ: حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ بِهَذَا وَإِنَّمَا هُوَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ مَوْقُوفٌ . وَلَمْ يُعْرَفْ حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ مَرْفُوعًا . وَكَانَ عَلِىُّ بْنُ نَصْرٍ حَافِظًا صَاحِبَ حَدِيثٍ . وَقَدِ اخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى(أَمْرُكِ بِيَدِكِ) فَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ مِنْهُمْ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ هِىَ وَاحِدَةٌ . وَهُوَ قَوْلُ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنَ التَّابِعِينَ وَمَنْ بَعْدَهُمْ . وَقَالَ عُثْمَانُ بْنُ عَفَّانَ وَزَيْدُ بْنُ ثَابِتٍ الْقَضَاءُ مَا قَضَتْ . وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا جَعَلَ أَمْرَهَا بِيَدِهَا وَطَلَّقَتْ نَفْسَهَا ثَلاَثًا وَأَنْكَرَ الزَّوْجُ وَقَالَ: لَمْ أَجْعَلْ أَمْرَهَا بِيَدِهَا إِلاَّ فِى وَاحِدَةٍ اسْتُحْلِفَ الزَّوْجُ وَكَانَ الْقَوْلُ قَوْلَهُ مَعَ يَمِينِهِ . وَذَهَبَ سُفْيَانُ وَأَهْلُ الْكُوفَةِ إِلَى قَوْلِ عُمَرَ وَعَبْدِ اللَّهِ . وَأَمَّا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ فَقَالَ الْقَضَاءُ مَا قَضَتْ . وَهُوَ قَوْلُ أَحْمَدَ . وَأَمَّا إِسْحَاقُ فَذَهَبَ إِلَى قَوْلِ ابْنِ عُمَرَ .
Tercemesi:
Hammad b. Zeyd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Eyyûb’e “başına buyruksun” sözü hakkında Hasan’dan başka bu sözün üç talak olduğunu söyleyen birisini biliyor musun? Dedim. Hayır yalnız Hasan’ı biliyorum dedi ve sonra: Allah’ım bağışla beni meğer Katâde de Semure oğulları azatlısı Kesir’den, Ebû Seleme’den, Ebû Hüreyre’den bu söz hakkında “Üç talaktır” dediğini bana aktarmıştır diye konuştu. Ebû Eyyûb şöyle der: Sonradan Semura oğullarının azatlısı Kesir ile karşılaştığımda bu hadis hakkında sordum, fakat bilemedi. Bundan sonra Katâde’ye sordum “O unutmuştur” dedi. Tirmîzî: Bu hadis garibtir. bu hadisi sadece Süleyman b. Harb’ın, Hammad b. Zeyd’den yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi Muhammed’e sordum şöyle dedi. Süleyman b. Harb, Hammad b. Zeyd’den bu şekilde bize aktardı ne varki Ebû Hüreyre’nin kendi sözü olarak (mevkuf) rivâyet edilmiştir. Ebû Hüreyre’nin rivâyeti merfu olarak bilinmemektedir.
Ali b. Nasr; hafız olup hadisçidir. İlim adamları: “işin elindedir (başına buyruksun)” sözünde değişik görüşler ortaya koydular Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından bazı ilim adamları Ömer b. Hattâb ve Abdullah b. Mes’ûd; “O bir talak yerine geçer” dediler.
Tabiin ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamı bu görüştedir. Osman b. Affân ve Zeyd b. Sabit “Hüküm kadının verdiği şekilde gerçekleşir” demektedir.
İbn Ömer diyor ki: Erkek boşama işini kadına verdiğinde kadında kendisi üç talakla boşadığında erkek bunu kabul etmeyip ben bu işi sadece bir talak olarak vermiştim derse kocaya yemin teklif edilir. Yemin ederse durum kocanın yeminine göredir. Sûfyân es Sevri ve Küfeliler, Ömer ve Abdullah b. Mes’ûd’un görüşüne uydular. Mâlik b. Enes ise hüküm kadının verdiği hükümdür, dediler. Ahmed’de aynı şekilde düşünmektedir. İshâk ise İbn Ömer’in görüşündedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 3, 3/481
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, lafızları
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ أَنْبَأَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَهُوَ مَوْلَى آلِ طَلْحَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنِ الرُّبَيِّعِ بِنْتِ مُعَوِّذِ بْنِ عَفْرَاءَ أَنَّهَا اخْتَلَعَتْ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. فَأَمَرَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم - أَوْ أُمِرَتْ - أَنْ تَعْتَدَّ بِحَيْضَةٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الرُّبَيِّعِ الصَّحِيحُ أَنَّهَا أُمِرَتْ أَنْ تَعْتَدَّ بِحَيْضَةٍ .
أنبأنا محمد بن عبد الرحيم البغدادي أنبأنا علي ابن بحر أنبأنا هشام بن يوسف عن معمر عن عمرو بن مسلم عن عكرمة عن ابن عباس أن إمرأة ثابت بن قيس إختلعت من زوجها على عهد النبي صلى الله عليه و سلم . فأمرها النبي صلى الله عليه و سلم أن تعتد بحيضة. قال أبو عيسى : هذا حديث غريب . واختلف أهل العلم فى عدة المختلعة . فقال أكثر أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه و سلم وغيرهم : إن عدة المطلقة ثلاث حيض. وهو قول سفيان الثوري و أهل الكوفة . وبه يقول أحمد و إسحاق . قال بعض أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم وغيرهم : إن عدة المختلعة حيضة. قال إسحاق : وإن ذهب ذاهب إلى هذا فهو مذهب قوي.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16670, T001185
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ أَنْبَأَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَهُوَ مَوْلَى آلِ طَلْحَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنِ الرُّبَيِّعِ بِنْتِ مُعَوِّذِ بْنِ عَفْرَاءَ أَنَّهَا اخْتَلَعَتْ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. فَأَمَرَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم - أَوْ أُمِرَتْ - أَنْ تَعْتَدَّ بِحَيْضَةٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الرُّبَيِّعِ الصَّحِيحُ أَنَّهَا أُمِرَتْ أَنْ تَعْتَدَّ بِحَيْضَةٍ .
أنبأنا محمد بن عبد الرحيم البغدادي أنبأنا علي ابن بحر أنبأنا هشام بن يوسف عن معمر عن عمرو بن مسلم عن عكرمة عن ابن عباس أن إمرأة ثابت بن قيس إختلعت من زوجها على عهد النبي صلى الله عليه و سلم . فأمرها النبي صلى الله عليه و سلم أن تعتد بحيضة. قال أبو عيسى : هذا حديث غريب . واختلف أهل العلم فى عدة المختلعة . فقال أكثر أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه و سلم وغيرهم : إن عدة المطلقة ثلاث حيض. وهو قول سفيان الثوري و أهل الكوفة . وبه يقول أحمد و إسحاق . قال بعض أهل العلم من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم وغيرهم : إن عدة المختلعة حيضة. قال إسحاق : وإن ذهب ذاهب إلى هذا فهو مذهب قوي.
Tercemesi:
Rübeyyi’ binti Muavviz b. Afrâ (r.anha)’dan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) zamanında hulu’ olmuştu. (Bir bedel karşılığında boşanmıştı) Peygamber (s.a.v.) ona bir hayızlık süre iddet beklemesini emretmişti veya kendisine böylece emredildi.” Tirmîzî: Bu konuda İbn Abbas’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Rübeyyi’ hadisi sahihtir. Kendisine bir hayız süresi iddet beklemesi emredilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 10, 3/491
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, muhalaa, bir bedel karşılığında boşama
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَرْدَكَ (في التقريب و الخلاصة أدرك) عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ مَاهَكَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" ثَلاَثٌ جِدُّهُنَّ جِدٌّ وَهَزْلُهُنَّ جِدٌّ النِّكَاحُ وَالطَّلاَقُ وَالرَّجْعَةُ " .
[ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ .
قَالَ أَبُو عِيسَى وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ هُوَ ابْنُ حَبِيبِ بْنِ أَرْدَكَ الْمَدَنِىُّ وَابْنُ مَاهَكَ هُوَ عِنْدِى يُوسُفُ بْنُ مَاهَكَ .]
Bize Kuteybe, ona Hatim b. İsmail, ona Abdurrahman b. Erdek, ona Ata, ona İbn Mahek, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir:
"Üç şeyin ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir: Nikah, talak ve talaktan dönüş / recat."
[Tirmîzî, bu hadis hasen garibtir. Rasûlullah'ın (sav) ashabından ve diğer ilim adamlarının uygulaması da böyledir.
Tirmîzî şöyle dedi: Abdurrahman b. Edrek, Habib b. Edrek’in oğludur ve Medînelidir. İbn Mâhek, de Yusuf b. Mâhek’tir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16668, T001184
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَرْدَكَ (في التقريب و الخلاصة أدرك) عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ مَاهَكَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" ثَلاَثٌ جِدُّهُنَّ جِدٌّ وَهَزْلُهُنَّ جِدٌّ النِّكَاحُ وَالطَّلاَقُ وَالرَّجْعَةُ " .
[ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ .
قَالَ أَبُو عِيسَى وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ هُوَ ابْنُ حَبِيبِ بْنِ أَرْدَكَ الْمَدَنِىُّ وَابْنُ مَاهَكَ هُوَ عِنْدِى يُوسُفُ بْنُ مَاهَكَ .]
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Hatim b. İsmail, ona Abdurrahman b. Erdek, ona Ata, ona İbn Mahek, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir:
"Üç şeyin ciddisi de ciddi, şakası da ciddidir: Nikah, talak ve talaktan dönüş / recat."
[Tirmîzî, bu hadis hasen garibtir. Rasûlullah'ın (sav) ashabından ve diğer ilim adamlarının uygulaması da böyledir.
Tirmîzî şöyle dedi: Abdurrahman b. Edrek, Habib b. Edrek’in oğludur ve Medînelidir. İbn Mâhek, de Yusuf b. Mâhek’tir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 9, 3/490
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Yusuf b. Mâhek el-Fârisi (Yusuf b. Mâhek b. Behzâz)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Abdurrahman b. Habib el-Mahzumî (Abdurrahman b. Habib b. Erdek)
5. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Boşanma, Nikah, boşama veya nikah konusunda şaka yapılamaz
Nikah, Talak, Boşanma, Rec'at, ciddisi de ciddi şakası da ciddidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16661, T001181
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ حَدَّثَنَا عَامِرٌ الأَحْوَلُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ نَذْرَ لاِبْنِ آدَمَ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ وَلاَ عِتْقَ لَهُ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ وَلاَ طَلاَقَ لَهُ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَمُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ وَجَابِرٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَهُوَ أَحْسَنُ شَىْءٍ رُوِىَ فِى هَذَا الْبَابِ . وَهُوَ قَوْلُ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. رُوِىَ ذَلِكَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَسَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَالْحَسَنِ وَسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ وَعَلِىِّ بْنِ الْحُسَيْنِ وَشُرَيْحٍ وَجَابِرِ بْنِ زَيْدٍ وَغَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ فُقَهَاءِ التَّابِعِينَ. وَبِهِ يَقُولُ الشَّافِعِىُّ . وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّهُ قَالَ فِى الْمَنْصُوبَةِ إِنَّهَا تَطْلُقُ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ وَالشَّعْبِىِّ وَغَيْرِهِمَا مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُمْ قَالُوا إِذَا وَقَّتَ نُزِّلَ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَمَالِكِ بْنِ أَنَسٍ أَنَّهُ إِذَا سَمَّى امْرَأَةً بِعَيْنِهَا أَوْ وَقَّتَ وَقْتًا أَوْ قَالَ إِنْ تَزَوَّجْتُ مِنْ كُورَةِ كَذَا فَإِنَّهُ إِنْ تَزَوَّجَ فَإِنَّهَا تَطْلُقُ . وَأَمَّا ابْنُ الْمُبَارَكِ فَشَدَّدَ فِى هَذَا الْبَابِ وَقَالَ إِنْ فَعَلَ لاَ أَقُولُ هِىَ حَرَامٌ . وَقَالَ أَحْمَدُ إِنْ تَزَوَّجَ لاَ آمُرُهُ أَنْ يُفَارِقَ امْرَأَتَهُ . وَقَالَ إِسْحَاقُ أَنَا أُجِيزُ فِى الْمَنْصُوبَةِ لِحَدِيثِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَإِنْ تَزَوَّجَهَا لاَ أَقُولُ تَحْرُمُ عَلَيْهِ امْرَأَتُهُ . وَوَسَّعَ إِسْحَاقُ فِى غَيْرِ الْمَنْصُوبَةِ . وَذُكِرَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ رَجُلٍ حَلَفَ بِالطَّلاَقِ أَنَّهُ لاَ يَتَزَوَّجُ ثُمَّ بَدَا لَهُ أَنْ يَتَزَوَّجَ. هَلْ لَهُ رُخْصَةٌ بِأَنْ يَأْخُذَ بِقَوْلِ الْفُقَهَاءِ الَّذِينَ رَخَّصُوا فِى هَذَا؟ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ: إِنْ كَانَ يَرَى هَذَا الْقَوْلَ حَقًّا مِنْ قَبْلِ أَنْ يُبْتَلَى بِهَذِهِ الْمَسْأَلَةِ فَلَهُ أَنْ يَأْخُذَ بِقَوْلِهِمْ. فَأَمَّا مَنْ لَمْ يَرْضَ بِهَذَا فَلَمَّا ابْتُلِىَ أَحَبَّ أَنْ يَأْخُذَ بِقَوْلِهِمْ فَلاَ أَرَى لَهُ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’ (b. Abdurrahman), ona Hüşeym (b. Beşir b. Kasım b. Dinar), ona Amir b. Ahvel (Amir b. Abdülvahid), ona Amr b. Şuayb (b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As), ona babası (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As), ona da dedesi (Abdullah b. Amr b. As b. Vail b. Haşim)’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ademoğlu sahibi olmadığı bir şeyi adak olarak adayamaz, sahibi olmadığı bir köleyi azad edemez ve nikahında bulunmayan bir kadını boşayamaz.”
(Ebu İsa et-Tirmizî) bu konuda Ali, Muaz b. Cebel, Cabir, İbn Abbas ve Aişe’den rivayet edilen hadislerin de bulunduğunu söylemiştir. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî)’nin belirttiğine göre: Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Aynı zamanda bu hadis, konuyla ilgili rivayet edilen en hasen hadistir. Bir kısmı Rasulullah’ın (sav) ashabından olan çoğunluk alimlerin görüşü de (evlenmeden önce boşamanın gerçekleşmeyeceği yönündedir.) Diğer yandan bu görüş, Ali b. Ebu Talib, İbn Abbas, Cabir b. Abdullah, Said b. Müseyyeb, Hasan, Said b. Cübeyr, Ali b. Hüseyin, Şüreyh, Cabir b. Zeyd ve pek çok tabiin fukahasından rivayet edilmiştir. Şafii de bu görüşü benimsemiştir. İbn Mesud’dan, kim olduğu belirtilerek, evlenmeden önce boşanan kadının evlenince boşanmış olacağı yönünde bir görüş aktarılmıştır. İbrahim en-Nehaî, eş-Şa’bî ve başka alimlerden aktarıldığına göre bu alimler, erkek (bu gün veya yarın evlenirsem karım boş olsun gibi bir) zaman tayin eder ve tayin edilen bu zaman dilimi içerisinde evlenirse karısının boş olacağını belirtmişlerdir. Süfyan es-Sevrî ve Malik b. Enes de aynı görüşü benimsemişlerdir. Onların benimsedikleri bu görüşe göre erkek, evlenmesi durumunda boş olacağı kadının kim olduğunu belirtir veya şu zaman diliminde bu kadınla evlenirsem boş olsun gibi zaman tayin ederse ya da şu bölgeden bir kadınla evlenirsem o kadın boş olsun derse ve belirttiği bu kadınlardan biriyle evlense evlendiği kadın boş olur. İbn Mübarek ise bu konuda ihtiyatlı davranmış ve “Erkek (yukarıda dile getirilen) şartlardan her hangi birisini taşıyan bir evlilik yapması durumunda karısının ona haram olacağını söyleyemem.” demiştir. Ahmed b. Hanbel de bahse konu adamın evlenmesi durumunda karısından ayrılmasını ona emredemeyeceğini ifade etmiştir. İshak ise İbn Mesud’dan rivayet edilen hadisi gerekçe göstererek, evlenmesi durumunda boş olacağı kadının kim olduğunu açıkça belirten erkeğin o kadınla evlenmesinin caiz olduğunu belirtmiş ve kadının o erkeğe haram olduğunu söyleyemeyeceğini kaydetmiştir. İshak, kim olduğu açıkça belirtilmeyen kadınla evlilik hususunda daha esnek davranmıştır. Belirtildiğine göre Abdullah b. Müberek’e “Evlenmeyeceğine ve evlenirse karısının boş olacağına dair yemin eden ancak daha sonra evlenen bir kimse, alimlerin bu konuda vermiş olduğu ruhsatlardan yararlanabilir mi?” şeklinde bir soru sorulmuş, Abdullah b. Mübarek bu soruya “Eğer başına bu iş gelmeden önce bu konuda ruhsat tanıyan görüşün doğru olduğuna inanıyor idiyse onunla amel edebilir. Ancak daha önce bu görüşten hoşlanmadığı halde başına bu iş geldiğinde ruhsat veren görüşle amel etmeyi arzu ediyorsa bunu o kimse için doğru bulmam.” diyerek cevap vermiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 6, 3/486
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Amir el-Ahvel (Amir b. Abdulvahid)
5. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Boşanma, nikahlamadığı kadını boşama
KTB, ADAK
Mülkiyet, Azad etme, malik olmadığı bir köleyi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16664, T001182
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ حَدَّثَنِى مُظَاهِرُ بْنُ أَسْلَمَ قَالَ حَدَّثَنِى الْقَاسِمُ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « طَلاَقُ الأَمَةِ تَطْلِيقَتَانِ وَعِدَّتُهَا حَيْضَتَانِ » . قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى وَحَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ أَنْبَأَنَا مُظَاهِرٌ بِهَذَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَائِشَةَ حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مَرْفُوعًا إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُظَاهِرِ بْنِ أَسْلَمَ وَمُظَاهِرٌ لاَ نَعْرِفُ لَهُ فِى الْعِلْمِ غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cariyenin talakı ikidir iddet bekleme süresi de iki hayz süresi kadardır.” Muhammed b. Yahya dedi ki: Ebû Âsım aynı hadisi Muzahir yoluyla bize bildirmiştir.
Tirmîzî: Bu konuda Abdullah b. Ömer’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Âişe hadisi garibtir. Bu hadisi merfu olarak sadece Muzahir b. Eslem’in rivâyetiyle biliyoruz. Bu hadisin dışında Muzahir’in başka rivâyet ettiği hadis bilmiyoruz. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 7, 3/488
Senetler:
()
Konular:
Cariye, boşanması, iddeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16719, T001204
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ أَنْبَأَنَا مَعْنٌ أَنْبَأَنَا مَالِكٌ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِسْحَاقَ بْنِ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنْ عَمَّتِهِ زَيْنَبَ بِنْتِ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ أَنَّ الْفُرَيْعَةَ بِنْتَ مَالِكِ بْنِ سِنَانٍ وَهِىَ أُخْتُ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَخْبَرَتْهَا أَنَّهَا جَاءَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَسْأَلُهُ أَنْ تَرْجِعَ إِلَى أَهْلِهَا فِى بَنِى خُدْرَةَ وَأَنَّ زَوْجَهَا خَرَجَ فِى طَلَبِ أَعْبُدٍ لَهُ أَبَقُوا حَتَّى إِذَا كَانَ بِطَرَفِ الْقَدُومِ لَحِقَهُمْ فَقَتَلُوهُ . قَالَتْ فَسَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ أَرْجِعَ إِلَى أَهْلِى. فَإِنَّ زَوْجِى لَمْ يَتْرُكْ لِى مَسْكَنًا يَمْلِكُهُ وَلاَ نَفَقَةً . قَالَتْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَتْ فَانْصَرَفْتُ حَتَّى إِذَا كُنْتُ فِى الْحُجْرَةِ أَوْ فِى الْمَسْجِدِ نَادَانِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَوْ أَمَرَ بِى فَنُودِيتُ لَهُ فَقَالَ « كَيْفَ قُلْتِ » . قَالَتْ فَرَدَدْتُ عَلَيْهِ الْقِصَّةَ الَّتِى ذَكَرْتُ لَهُ مِنْ شَأْنِ زَوْجِى. قَالَ « امْكُثِى فِى بَيْتِكِ حَتَّى يَبْلُغَ الْكِتَابُ أَجَلَهُ » . قَالَتْ فَاعْتَدَدْتُ فِيهِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا . قَالَتْ فَلَمَّا كَانَ عُثْمَانُ أَرْسَلَ إِلَىَّ فَسَأَلَنِى عَنْ ذَلِكَ فَأَخْبَرْتُهُ فَاتَّبَعَهُ وَقَضَى بِهِ . أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ أَنْبَأَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ أَنْبَأَنَا سَعْدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ فَذَكَرَ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا الْحَدِيثِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ. لَمْ يَرَوْا لِلْمُعْتَدَّةِ أَنْ تَنْتَقِلَ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا حَتَّى تَنْقَضِىَ عِدَّتُهَا . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ: لِلْمَرْأَةِ أَنْ تَعْتَدَّ حَيْثُ شَاءَتْ وَإِنْ لَمْ تَعْتَدَّ فِى بَيْتِ زَوْجِهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى وَالْقَوْلُ الأَوَّلُ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Ka’b b. Ucre (r.a.)’den rivâyete göre, Ebû Saîd el Hudrî’nin kızkardeşi Füreya binti Mâlik b. Sinan, Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek Hudre oğulları kabilesinde bulunan ailesine dönmek için izin istediğini kocasının firar eden kölelerin peşinden çıkıp gittiğini ve onlara ulaştığında kendisini öldürdüklerini anlattı ve dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’den ailemin yanına dönmeyi istedim çünkü kocam bana ne bir oturacak yer nede yiyecek içecek bırakmıştı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), evet gidebilirsin buyurdu. Ben de kalktım evime veya mescide kadar varmıştım ki Rasûlullah (s.a.v.) benim çağrılmamı emretti ve şöyle dedi: “Nasıl demiştin?” Ben de kocam hakkındaki anlattığımı tekrarladım O’da iddet süresi bitinceye kadar evinde kal buyurdu. Ben de dört ay on gün orada iddetimi bekledim.
Osman (r.a.) halife olduğunda bana bir adam göndererek bunun hükmünü sordu bende haber verdim. O da bu hükme uyarak hüküm verdi. Muhammed b. Beşşâr, Yahya b. Saîd vasıtasıyla Sa’d b. İshâk b. Ka’b b. Ucre’den bu hadisin manaca bir benzerini bize aktarmıştır.
Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden pek çok ilim adamının uygulaması bu hadise göredir. “Kocası ölen kadının iddeti bitinceye kadar kocasının evinden çıkmaması görüşündedirler.” Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüştedirler.
Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden bazı ilim adamları ise; “Kocasının evinde geçirmeyi istemese dilediği her yerde iddetini doldurabilir” derler.
Tirmîzî: Birinci görüş daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Talâk ve'l-liân 23, 3/508
Senetler:
()
Konular:
Nikah, İddet bekleme
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri