Giriş

Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona da Muhammed b. Seleme; (T) Bize Muhammed b. Amr er-Râzî, ona da Seleme b. el-Fadl; (T) Bize el-Hasan b. Ali, ona da Yezid mana ile rivayet etti. Bunların hepsine İbn İshak, ona Davud b. el-Husayn, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), kızı Zeyneb'i Ebu'l-Âs b. er-Rabî'a önceki nikâhı ile geri verdi, yeniden nikâh kıymadı." [Ravi Muhammed b. Amr bu hadisi, Zeyneb'i hicretten altı sene sonra kocasına verdi, diye rivayet etti. el-Hasen b. Ali ise, iki sene sonra, diye rivayet etti.]


Açıklama: Zeyneb, Hz. Peygamber’in en büyük kızıdır. Teyzesi Hâle’nin oğlu Ebu’l-Âs b. er-Rabî ile evlenmişti. Ebu’l-Âs, Bedir’de müslümanlar tarafından esir alınmış, Zeynep'in fidye olarak gönderdiği annesinin hediyesi gerdanlık karşılığında serbest kalmıştı. Rasulullah (sav), Hz. Hatice’nin hatırası olan gerdanlığı kızına geri göndermiş ve Ebu’l-Âs’ı da kızını Medine'ye göndermesi şartıyla serbest bırakmıştı. O da sözünde durmuş, Zeynep'i babasına göndermişti. Bilâhare Mekke fethinden önce Ebu’l-Âs da İslâm’ı kabul ederek Medine'ye gelmiş ve Hz. Peygamber kızını eski nikâhıyla tekrar kendisine vermişti. Burada birinde “altı yıl sonra”, diğerinde “iki yıl sonra” diye iki rivayet zikredilmektedir. Çelişkili görünen bu ifadenin aslı şudur: Zeyneb' in kocasıyla ikinci defa evlenmesi, kendisinin Medine'ye hicretinden altı yıl sonra olmuştur. Bu aynı zamanda; "Size hicret eden kadınların mü’min olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri vermeyin! Çünkü bunlar onlara, onlar da bunlara helâl değildirler" (Mümtehine, 10) mealindeki ayetin nüzulünden iki sene sonraya rastlamaktadır. Dolayısıyla bu iki ifade arasında hakikatte bir çelişki bulunmamaktadır. Bu hadise göre; eşlerden biri İslâm’ı kabul ettiği, diğeri kabul etmediği için ayrılan karı koca, bilâhare diğer eş de İslâm’ı kabul edecek olsa, aradan uzun zaman geçse bile yeniden nikâha gerek kalmadan evlenebilirler. Nitekim Hz. Peygamber, yeni bir nikâha gerek kalmadan kızını kocasına vermişti.

    Öneri Formu
13265 D002240 Ebu Davud, Talak, 23, 24

Bize Abdülaziz b. Yahya, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Abbas b. Sehl, ona da babasının rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) Asım b. Adî'ye şöyle dedi: "Karını, doğuruncaya kadar yanında tut."


Açıklama: Bu hadis, zina ettiği için mulâane yapılan hâmile bir kadınla ilgilidir. Rivayete göre Uveymir el-Aclânî, karısının zina ettiği iddiasıyla Asım b. Adî'ye gitmiş, ondan bunu gidip Hz. Peygamber'e sormasını istemişti. Neticede Rasulullah (sav) Kur'ân-ı Kerîm'in emri gereği aralarında mulâane yapmış ve karı kocayı birbirinden ayırmıştı. O sırada kadın hâmile olduğu için Hz. Peygamber, doğum yapıncaya kadar kadının Asım b. Adiyy'in yanında kalmasını söylemişti.

    Öneri Formu
13549 D002246 Ebu Davud, Talak, 26, 27

Bize Mahled b. Halid, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona da Ubeydullah rivayet etmiştir: Mervan, Fatıma'ya haber göndererek vaktiyle kocasıyla arasında geçen hadiseyi sormuş. Fatıma olayı şöyle anlatmış: Kendisi Ebu Hafs’ın karısı iken Rasulullah (sav) Hz. Ali’yi Yemen’in bir bölgesine görevli olarak göndermişti. Kocası da onunla Yemen’e gitmişti. Oradan kendisine üzerinde kalan üçüncü talağı da vererek kendisini boşadığı haberini gönderdi. Ayyaş b. Ebu Rabi'â ile el-Haris b. Hişam'a da nafakamı vermelerini emretti. Ama onlar, eğer Fatıma hâmile değilse vallahi onun nafaka almaya hakkı yoktur, dediler. Fâtıma hemen Hz. Peygamber'e (sav) gitti ve o da "hamile değilsen, nafaka almaya hakkın yoktur" buyurdu. Bunun üzerine Fâtıma o evden taşınmak için izin istedi, Hz. Peygamber de izin verdi. Bu sefer Fatıma, nereye gideyim ey Allah'ın Rasulü? diye sordu. "İbn Ümmi Mektûm'un yanına git" buyurdu. İbn Ümmi Mektûm âmâ idi, dolayısıyla yanında elbisesini çıkarabilirdi, çünkü kendisini göremezdi. İddeti bitene kadar Fatıma orada kaldı. Sonra Rasulullah (sav) onu Üsame ile evlendirdi. Bunları dinleyen Kabîsa, gidip Mervan'a anlatmış, Mervan da biz bu hadisi sadece bir kadından işittik. Dolayısıyla biz yine de insanların yapageldiklerini gördüğümüz doğru olan hükümle amel edeceğiz demiş. Mervan'ın bu sözleri kendisine ulaşınca Fatıma şöyle demiş: Sizinle benim aramda (hakem olarak) Allah'ın kitabı vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini gözeterek boşayın... Bilemezsin ki, belki Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarır." (Talak, 1). "Sonra da üç talâktan sonra ne gibi bir iş olabilir?" demiş. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde Yunus da ez-Zuhrî'den rivayet etti. Zübeydî ise, Mamer hadisi ile aynı manada olan Ubeydullah hadisini ve Ukayl hadisi ile aynı manada olan Ebû Seleme hadisini rivayet etti. Muhammed b. İshâk da bu hadisi Ubeydullah b. Abdullah'ın verdiği habere uygun manada olacak şekilde, Kabîsa, Mervan'ın yanına döndüğünde bunu kendisine haber verdiğini ez-Zührî'den rivayet etti.]


    Öneri Formu
13598 D002290 Ebu Davud, Talak, 37, 39


    Öneri Formu
270686 D002251-2 Ebu Davud, Talak, 26, 27


    Öneri Formu
270687 D002251-3 Ebu Davud, Talak, 26, 27

Bize Sehl b. Muhammed b. ez-Zübeyr el-Askerî, ona Yahya b. Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Salih b. Salih, ona Seleme b. Küheyl, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas, ona da Hz. Ömer'in (ra) haber verdiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) Hafsa'yı (ric'î talakla) boşadı, sonra (iddet süresi içinde) ona geri döndü."


    Öneri Formu
13586 D002283 Ebu Davud, Talak, 36, 38


    Öneri Formu
13185 D002220 Ebu Davud, Talak, 16, 17


    Öneri Formu
270644 D002206-2 Ebu Davud, Talak, 13, 14