Açıklama: Yemen, önemli bir medeniyete merkezlik yapmış bir yerdir. Macerası Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan Saba Melike’sinin yurdudur. Medenî bir geçmişe sahip olmaları, onlara nezâket, yumuşaklık, anlayış gibi bazı güzel ahlakî hasletler kazandırmıştı. İşte hadîste de buna işaret edilmektedir. Muhtemelen hadîste amaç, mekân ve kişilerden ziyade güzel huy ve ahlâka, nezaket ve inceliğe dikkat çekmektir.
Rabîa ve Muda kâfirleri, deve çobanlığı yapan bedevîlerdi. Son derece sert, kaba, zalim ve kan dökücü insanlardı. Buradan hareketle muhtemelen hadîste, bu kötü hulara dikkat çekilmekte ve bu tabiattan sakınılması gerektiğine işaret edilmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16271, B005303
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنْ قَيْسٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ قَالَ وَأَشَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ نَحْوَ الْيَمَنِ « الإِيمَانُ هَا هُنَا - مَرَّتَيْنِ - أَلاَ وَإِنَّ الْقَسْوَةَ وَغِلَظَ الْقُلُوبِ فِى الْفَدَّادِينَ حَيْثُ يَطْلُعُ قَرْنَا الشَّيْطَانِ رَبِيعَةَ وَمُضَرَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Yahya b. Saîd, ona İsmail, ona da Ebû Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav.) eliyle Yemen tarafına işaret etti de iki kerre, "îmân işte şu taraftadır, îmân işte şu taraftadır" buyurdu ve şöyle devam etti:
"İyi bilin ki, sertlik ve katı kalplilik de çığırtkanlarda; şeytanın iki boynuzunun doğduğu yerdeki Rabîa ve Mudar kabilelerindedir."
Açıklama:
Yemen, önemli bir medeniyete merkezlik yapmış bir yerdir. Macerası Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan Saba Melike’sinin yurdudur. Medenî bir geçmişe sahip olmaları, onlara nezâket, yumuşaklık, anlayış gibi bazı güzel ahlakî hasletler kazandırmıştı. İşte hadîste de buna işaret edilmektedir. Muhtemelen hadîste amaç, mekân ve kişilerden ziyade güzel huy ve ahlâka, nezaket ve inceliğe dikkat çekmektir.
Rabîa ve Muda kâfirleri, deve çobanlığı yapan bedevîlerdi. Son derece sert, kaba, zalim ve kan dökücü insanlardı. Buradan hareketle muhtemelen hadîste, bu kötü hulara dikkat çekilmekte ve bu tabiattan sakınılması gerektiğine işaret edilmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 25, 2/374
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
İman, iman kalplerdedir
Kabileler, Allah'a itaat/isyan eden
Kalp, kalplerin yumuşatılması
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16480, B005345
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ حَدَّثَنِى حُمَيْدُ بْنُ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ ابْنَةِ أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ ابْنَةِ أَبِى سُفْيَانَ لَمَّا جَاءَهَا نَعِىُّ أَبِيهَا دَعَتْ بِطِيبٍ ، فَمَسَحَتْ ذِرَاعَيْهَا وَقَالَتْ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ . لَوْلاَ أَنِّى سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تُحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثٍ ، إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Abdullah b. Ebu Bekr b. Amr b. Hazm, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ümm Seleme’nin kızı Zeyneb’in rivayet ettiğine göre Ebu Süfyan’ın kızı Ümm Habibe’ye babasının vefat haberi gelince, o bir koku getirilmesini istedi ve kollarına sürüp: Benim koku sürünmeye ihtiyacım yoktur. Şu kadar var ki, ben Nebi’yi (sav) şöyle buyururken dinlemiştim, dedi: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için dört ay on gün dışında, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 50, 2/382
Senetler:
1. Ümmü Habibe (Remle bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ نَهَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ ، وَحُلْوَانِ الْكَاهِنِ ، وَمَهْرِ الْبَغِىِّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16481, B005346
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ نَهَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ ، وَحُلْوَانِ الْكَاهِنِ ، وَمَهْرِ الْبَغِىِّ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman, ona da Ebu Mesud (ra), Hz. Peygamber'in (sav) köpeğin satışından elde edilen geliri, kâhinin kehânetinden dolayı aldığı ücreti ve zina yapanın kazancını yasaklamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 51, 2/382
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Kazanç, haram kazançlar
Köpek, kazanç, köpek satışından kazanılan para
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16484, B005349
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ زُرَارَةَ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ قُلْتُ لاِبْنِ عُمَرَ رَجُلٌ قَذَفَ امْرَأَتَهُ فَقَالَ فَرَّقَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَخَوَىْ بَنِى الْعَجْلاَنِ وَقَالَ « اللَّهُ يَعْلَمُ أَنَّ أَحَدَكُمَا كَاذِبٌ ، فَهَلْ مِنْكُمَا تَائِبٌ » . فَأَبَيَا ، فَقَالَ « اللَّهُ يَعْلَمُ أَنَّ أَحَدَكُمَا كَاذِبٌ ، فَهَلْ مِنْكُمَا تَائِبٌ » . فَأَبَيَا ، فَفَرَّقَ بَيْنَهُمَا . قَالَ أَيُّوبُ فَقَالَ لِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ فِى الْحَدِيثِ شَىْءٌ لاَ أَرَاكَ تُحَدِّثُهُ قَالَ قَالَ الرَّجُلُ مَالِى . قَالَ « لاَ مَالَ لَكَ ، إِنْ كُنْتَ صَادِقًا فَقَدْ دَخَلْتَ بِهَا ، وَإِنْ كُنْتَ كَاذِبًا فَهْوَ أَبْعَدُ مِنْكَ » .
Tercemesi:
-.......Saîd ibn Cubeyr şöyle demiştir: Ben İbn Umer'e, karısına zina isnâd eden kimse hakkındaki hükmü sordum. îbn Umer şöyle dedi: Peygamber (S) Aclân oğullarından bir karı-koca arasında zina töhmetinden dolayı ayırma yaptı. Şöyle ki: Peygamber la'netleşme-den önce:
� "Allah biliyor ki, ikinizden biriniz yalancıdır, sizlerden tevbe edecek var mı?" dedi.
Onlar tevbe etmekten çekindiler. Peygamber yine:
� "İkinizden birinizin yalana olduğunu Allah bilmektedir, sizden tevbe edecek var mı?" diye sordu.
Onlar yine tevbeden çekindiler. Bunun üzerine la'netleşmedenı sonra aralarını ayırdı.
Râvî Eyyûb şöyle dedi: Amr ibn Dînâr bana: Bu hadîste birşey vardır, ben seni onu tahdîs ederken görmüyorum, dedi. O da şöyle dedi: O adam:
� Benim kadındaki mehrim, malım var? dedi. Peygamber (S):
� "Senin malın yoktur. Eğer iddianda doğru söyleyici isen, kadına onun mukaabilinde zifaf ettin. Yok eğer yalancı isen, o mal senden daha uzaktır" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 52, 2/383
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, Liân-mülâane
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16485, B005350
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِلْمُتَلاَعِنَيْنِ « حِسَابُكُمَا عَلَى اللَّهِ ، أَحَدُكُمَا كَاذِبٌ ، لاَ سَبِيلَ لَكَ عَلَيْهَا » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَالِى . قَالَ « لاَ مَالَ لَكَ ، إِنْ كُنْتَ صَدَقْتَ عَلَيْهَا ، فَهْوَ بِمَا اسْتَحْلَلْتَ مِنْ فَرْجِهَا ، وَإِنْ كُنْتَ كَذَبْتَ عَلَيْهَا ، فَذَاكَ أَبْعَدُ وَأَبْعَدُ لَكَ مِنْهَا » .
Tercemesi:
-.......Bize Sufyân ibnUyeyne, Amr ibn Dinar'dan; o da Saîd ibn Cubeyr'den; o da ibn Umer(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S), karı ile kocaya hitaben:
� "Hesabınız Allah'a âiddir. İkinizden biriniz yalancıdır" (Ve la*netleşmeden sonra, kocaya:) "Senin kadın üzerine hâkimiyetine hiçbir hukuk yolu kalmamıştır (yânî kadın üzerine senin alâkan ve kocalık hakkın kalmamıştır, aynlmışsınızdır)" buyurdu.
Bunun üzerine koca:
� Yâ Rasûlallah! Benim mehr olarak verdiğim malım ne olacak? diye sordu.
Rasûlullah:
� "O mal sana âid değildir. Çünkü sen kadına zina isnadında doğru söylemiş olsan bile, o malt sen kadının ercini kendine halâl kılman mukaabilinde vermiştin (ve kadımn olmuştu). Eğersen ona zina isnadında yalan söylemiş isen, mehr malını istemek sana daha uzaktır, senin için ondan ayrılman daha da uzak olmuştur" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 53, 2/383
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, Liân-mülâane
Humeyd der ki: Ben Zeyneb'e “'Senenin başında deve tersi atardı' sözünden maksat nedir?” diye sordum, şöyle cevap verdi:
Cahiliye döneminde kadın, kocası öldüğü zaman, evinin en küçük, en kötü bir odasına girer, bir sene boyunca en kötü elbiselerini giyer, hiçbir koku sürünüp temizlik yapmazdı. Bir sene sonra kadının yanına merkep yahut koyun veya kuş türünden bir hayvan getirilir, kadın, o hayvanı kendi vücuduna sürterdi. Kadının böyle vücuduna sürte sürte ezdiği hayvan artık yaşayamaz ölürdü. Sonra kadın, o çirkin hapis odasından çıkardı. Bu defa kadının eline bir deve tersi verilirdi, o da bunu fırlatır atardı. Bu merasimden sonra artık kadın temizlenir, yıkanır ve istediği gibi süslenerek ortaya çıkar da evlenme teklif edecek taliplerine görünebilir, kendini onlara arz ederdi.
İmâm Mâlik'e 'تَفْتَضُّ بِهِ' ne demektir? diye soruldu, o da “'kadın onu cildine sürer' anlamına gelmektedir” cevabını verdi:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16472, B005337
Hadis:
قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعَرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ فَقَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا ، وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا ، وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ، ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَائِرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ ، فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ، ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعَرَةً فَتَرْمِى ، ثُمَّ تُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . سُئِلَ مَالِكٌ مَا تَفْتَضُّ بِهِ قَالَ تَمْسَحُ بِهِ جِلْدَهَا .
Tercemesi:
Humeyd der ki: Ben Zeyneb'e “'Senenin başında deve tersi atardı' sözünden maksat nedir?” diye sordum, şöyle cevap verdi:
Cahiliye döneminde kadın, kocası öldüğü zaman, evinin en küçük, en kötü bir odasına girer, bir sene boyunca en kötü elbiselerini giyer, hiçbir koku sürünüp temizlik yapmazdı. Bir sene sonra kadının yanına merkep yahut koyun veya kuş türünden bir hayvan getirilir, kadın, o hayvanı kendi vücuduna sürterdi. Kadının böyle vücuduna sürte sürte ezdiği hayvan artık yaşayamaz ölürdü. Sonra kadın, o çirkin hapis odasından çıkardı. Bu defa kadının eline bir deve tersi verilirdi, o da bunu fırlatır atardı. Bu merasimden sonra artık kadın temizlenir, yıkanır ve istediği gibi süslenerek ortaya çıkar da evlenme teklif edecek taliplerine görünebilir, kendini onlara arz ederdi.
İmâm Mâlik'e 'تَفْتَضُّ بِهِ' ne demektir? diye soruldu, o da “'kadın onu cildine sürer' anlamına gelmektedir” cevabını verdi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 46, 2/381
Senetler:
()
Konular:
Nikah, İddet bekleme
وَقَالَ اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ كَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا سُئِلَ عَمَّنْ طَلَّقَ ثَلاَثًا قَالَ لَوْ طَلَّقْتَ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ فَإِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَمَرَنِى بِهَذَا ، فَإِنْ طَلَّقْتَهَا ثَلاَثًا حَرُمَتْ حَتَّى تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَكَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15337, B005264
Hadis:
وَقَالَ اللَّيْثُ عَنْ نَافِعٍ كَانَ ابْنُ عُمَرَ إِذَا سُئِلَ عَمَّنْ طَلَّقَ ثَلاَثًا قَالَ لَوْ طَلَّقْتَ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ فَإِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَمَرَنِى بِهَذَا ، فَإِنْ طَلَّقْتَهَا ثَلاَثًا حَرُمَتْ حَتَّى تَنْكِحَ زَوْجًا غَيْرَكَ .
Tercemesi:
el-Leys de Nâfi'den söyledi. İbn Umer, karısını üç talâk ile boşayan kimsenin hükmü sorulduğu zaman: "Eğer sen kadınını bir kerre yâhud iki kerre boşadıysan (senin karına dönme hakkın vardır). Çünkü Peygamber (S) bana bunu emretti. Eğer sen karını üç talâkla boşadıysan artık o kadın başka bir erkekle evleninceye kadar sana haram olmuştur" derdi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 7, 2/364
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, ardından eski kocaya/hanıma dönüş durumu
Boşanma, boşanmada talak adedi ve şekli
KTB, TALAK, BOŞANMA
Nikah, Boşanmış kadının eski kocasına dönmesinin şartı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15339, B005265
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ طَلَّقَ رَجُلٌ امْرَأَتَهُ فَتَزَوَّجَتْ زَوْجًا غَيْرَهُ فَطَلَّقَهَا ، وَكَانَتْ مَعَهُ مِثْلُ الْهُدْبَةِ فَلَمْ تَصِلْ مِنْهُ إِلَى شَىْءٍ تُرِيدُهُ ، فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ طَلَّقَهَا فَأَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ زَوْجِى طَلَّقَنِى ، وَإِنِّى تَزَوَّجْتُ زَوْجًا غَيْرَهُ فَدَخَلَ بِى ، وَلَمْ يَكُنْ مَعَهُ إِلاَّ مِثْلُ الْهُدْبَةِ فَلَمْ يَقْرَبْنِى إِلاَّ هَنَةً وَاحِدَةً ، لَمْ يَصِلْ مِنِّى إِلَى شَىْءٍ ، فَأَحِلُّ لِزَوْجِى الأَوَّلِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَحِلِّينَ لِزَوْجِكِ الأَوَّلِ حَتَّى يَذُوقَ الآخَرُ عُسَيْلَتَكِ ، وَتَذُوقِى عُسَيْلَتَهُ » .
Tercemesi:
-.......Âişe (R) şöyle demiştir: Bir adam karısını kesin olarak boşadı. Kadın da boş bir adamla evlendi. Akabinde o ikinci kocası da kadını boşadı. İkinci kocanın erkeklik âleti elbise saçağı gibi gevşek idi. Bu sebeble arzu etmekte olduğu cinsî münâsebetten hiçbirşe-ye ulaşamadı. Bunun üzerine çok geçmeden kadını boşadı. Kadın, Peygamber'e geldi de:
— Yâ Rasûlallah! Birinci kocam beni kesin olarak boşadı. Sonunda ben de ondan başka bir erkekle evlendim. Bu ikinci erkek benimle zifafa girdi, ondaki erkeklik âleti ancak elbisenin saçağı gibi gevşekti. O bana ancak bir defa yaklaştı, benden hiçbirşeye ulaşamadı (yânî cima yapamadı). Şimdi ben ilk kocama halâl olur muyum? diye sordu.
Rasûlullah (S):
— "İkinci kocan senin balağından tadıncaya kadar, sen de onun balağından tadıncaya kadar sen birinci kocana halâl olmazsın" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 7, 2/364
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, ardından eski kocaya/hanıma dönüş durumu
KTB, TALAK, BOŞANMA
Nikah, Boşanmış kadının eski kocasına dönmesinin şartı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15351, B005271
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَسَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ أَتَى رَجُلٌ مِنْ أَسْلَمَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ فِى الْمَسْجِدِ فَنَادَاهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الأَخِرَ قَدْ زَنَى - يَعْنِى نَفْسَهُ - فَأَعْرَضَ عَنْهُ فَتَنَحَّى لِشِقِّ وَجْهِهِ الَّذِى أَعْرَضَ قِبَلَهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الأَخِرَ قَدْ زَنَى فَأَعْرَضَ عَنْهُ فَتَنَحَّى لِشِقِّ وَجْهِهِ الَّذِى أَعْرَضَ قِبَلَهُ فَقَالَ لَهُ ذَلِكَ فَأَعْرَضَ عَنْهُ فَتَنَحَّى لَهُ الرَّابِعَةَ ، فَلَمَّا شَهِدَ عَلَى نَفْسِهِ أَرْبَعَ شَهَادَاتٍ دَعَاهُ فَقَالَ « هَلْ بِكَ جُنُونٌ » . قَالَ لاَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اذْهَبُوا بِهِ فَارْجُمُوهُ » . وَكَانَ قَدْ أُحْصِنَ .
Tercemesi:
ez-Zuhrî şöyle demiştir: BanaEbû Seleme ibnu Abdirrahmân ile Saîd ibnu'I-Müseyyeb haber verdiler ki, Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) mescidde iken Eşlem kabilesinden bir adam geldi de, O'na nida edip:
— Yâ Rasûlallah! Şübhesiz bu hayırdan en geri (en alçak) olan adam -kendisini kasdediyor- zina etmiştir, dedi.
Rasûlullah, ondan yüz çevirdi. Bu sefer o zât, Rasûlullah'ın yüzünü döndürdüğü tarafa geçti de yine:
— Yâ Rasûlallah! Şübhesiz ki bu en geri olan adam zina etmiştir, dedi.
Kasûlullah ondan yine yüz çevirdi. Bu sefer o zât yine Rasûlullah'ın yüzünü döndürmüş olduğu tarafa çekildi de, O'na karşı aynı sözü söyledi. Rasûlullah yine ondan yüz çevirdi. O zât da dördüncü defa olarak Rasûlullah'ın yüzünü döndürdüğü tarafa çekildi. Böylece kendisi aleyhine dört kerre şehâdet edince, Rasûlullah onu çağırdı da:
— "Sende delilik var mı?" diye sordu. O zât:
— Hayır (yoktur), dedi. Bunun üzerine Peygamber:
— "Bunu götürünüz ve taşlayınız!" emrini verdi. O zât evlenmiş hâlde idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 11, 2/367
Senetler:
()
Konular:
Recm, cezası
Yargı, Hadler-Cezalar
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16473, B005338
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِى إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ ابْنَةِ أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّهَا أَنَّ امْرَأَةً تُوُفِّىَ زَوْجُهَا فَخَشُوا عَلَى عَيْنَيْهَا فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَأْذَنُوهُ فِى الْكُحْلِ فَقَالَ « لاَ تَكَحَّلْ قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَمْكُثُ فِى شَرِّ أَحْلاَسِهَا أَوْ شَرِّ بَيْتِهَا ، فَإِذَا كَانَ حَوْلٌ فَمَرَّ كَلْبٌ رَمَتْ بِبَعَرَةٍ ، فَلاَ حَتَّى تَمْضِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرٌ » .
Tercemesi:
-.......Bize Humeyd ibnu Nâfi', Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb'den; o da annesinden olmak üzere şöyle tahdîs etti: Kocası ölen bir kadının yakınları, bu kadının gözlerinin ağrımasından endîşe ettiler de Rasûlullah'a geldiler ve kadının gözlerine sürme çekmek hususunda O'ndan izin istediler. Bunun üzerine Rasûlullah (S- izin vermeyip) şöyle buyurdu:
— "Gözüne sürme çekme! Câhiiiyet zamanında sizden herhangi biriniz (kocası öldüğünde) en kötü elbiseleri içinde -yâhud: Evinin en kötü yerinde- (bir sene) beklerdi. Bir sene tamâm olup da yanından bir köpek geçtiği zaman bir deve tezeği atardı (ve bu suretle id-detinden çıkardı). Şimdi sen dört ay on gün geçinceye kadar sakın gözüne sürme çekme!"
Humeyd geçen senedle şöyle dedi: Ben Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb'den işittim, o ÜmmüHabîbe'den şöyle tahdîs ediyordu: Peygamber (S):
— "Allah'a ve son güne îmân eder müslim bir kadına, kocasından başka bir ölü üzerine üç günden fazla matem tutup zînet ve süsünü terketmesi halâl olmaz. Kocasının ölümü üzerine dört ay on gün süslenmeyi terkeder" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 47, 2/381
Senetler:
()
Konular:
Nikah, İddet bekleme