Giriş

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Sonra Eş'as b. Kays yanımıza girdi ve “Ebu Abdurrahman siz ne söylüyor” dedi. Ravi der ki: Biz de “şöyle şöyle konuştu” dedik. Bunun üzerine o “bu ayet benim hakkımda indi. Amcamın oğlunun arazisinde benim bir kuyum vardı. (Aramızda anlaşmazlık çıkınca Rasulullah'a geldik) Ra­sulullah (sav) "ya senin delilin olacak ya da bu adam yemin edecek" buyurdu. Ben de “bu adam (doğru yanlışa aldırmaksızın) yemin eder” dedim. Bunun üze­rine Hz. peygamber (sav) "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır" buyurdu.


    Öneri Formu
31667 B004550 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 3

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Yezid b. İbrahim et-Tüsterî, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Kasım b. Muhammed Aişe’nin (r. anha) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) “Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar” (Âl-i İmran 3/7) mealindeki ayeti okudu. Aişe (r. anha) dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen Kur'ânın yalnız müteşâbih âyetlerinin peşine düşenleri gördüğünde (şunu bil ki) Allah’ın (bu âyette) ‘kalplerinde sapma olanlar’ şeklinde nitelediği kimseler işte bunlardır, artık hepiniz onlardan sakınınız (uzak durunuz.)”


    Öneri Formu
31664 B004547 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 1

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Sonra Eş'as b. Kays yanımıza girdi ve “Ebu Abdurrahman siz ne söylüyor” dedi. Ravi der ki: Biz de “şöyle şöyle konuştu” dedik. Bunun üzerine o “bu ayet benim hakkımda indi. Amcamın oğlunun arazisinde benim bir kuyum vardı. (Aramızda anlaşmazlık çıkınca Rasulullah'a geldik) Ra­sulullah (sav) "ya senin delilin olacak ya da bu adam yemin edecek" buyurdu. Ben de “bu adam (doğru yanlışa aldırmaksızın) yemin eder” dedim. Bunun üze­rine Hz. peygamber (sav) "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır" buyurdu.


    Öneri Formu
31666 B004549 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 3

Bize İsmail, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Ebu Talha Medine'de Ensâr arasında en fazla hurmalığa sahip olan kimseydi. Malları içinde en çok sevdiği, mescidin karşısında bulunan "Beyruhâ" (isimli bahçe) idi. Rasulullah (sav) da Beyruhâ'ya girer ve içindeki güzel sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" (Alu İmrân, 92) ayeti indirilince, Ebu Talha kalktı ve "ey Allah'ın Rasulü, Allah "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz" buyuruyor. Mallarımın bana en sevimli olanı Beyruhâ'dır. Orası artık Allah için sadakadır. Ben bu sa­dakanın hayrını ve Allah katında bunun ahiret azığı olmasını uma­rım. Ey Allah'ın Rasulü, bu bahçemi Allah'ın Sana gösterdiği uygun bir yere sarf et" dedi. Allah Rasulü (sav) de "ne güzel, ne kadar hoş! Beyruhâ sahibine kazanç geti­ren bir maldır, Beyruhâ kazanç getiren bir maldır. Ben senin dediğini işittim. Ben bu bahçeyi hısımların arasında bölüştürmeni ve onlara vermeni uygun görüyorum" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha "Ben de böyle yaparım ey Allah'ın Rasulü" dedi ve ardından o bahçeyi akraba ve hısımlarına pay etti. Abdullah b. Yusuf ve Ravh b. Ubâde "ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ" şeklinde ifade etmişler, Yahya b. Yahya ise "ben Mâlik'in huzu­runda "مَالٌ رَايِحٌ" şeklinde okudum" demiştir.


    Öneri Formu
31671 B004554 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 5

Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, içlerinden zina etmiş bir erkek ile bir kadını Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Peygamber (sav) onla­ra "Siz içinizden zina edenlere nasıl ceza uyguluyorsunuz?" diye sordu. Yahudiler “biz zina eden erkek ve kadının yüzlerine kömür sürüp karar­tır ve onları döveriz” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz Tevrat'ta recmi bulmuyor musu­nuz?" dedi. Yahudiler “biz Tevrat'ta böyle bir şey bulmuyoruz” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm onlara “yalan söylüyorsunuz, "Doğru sözlü iseniz Tevrat'ı getirip okuyun" (Ali İmran, 93)” dedi. Onlardan, Tevrat'ı okutan âlimleri elini recim ayeti üzerine koy­arak ve recim ayetini okumadan, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm onun elini recim ayetinin üs­tünden çekti ve “bu nedir?” dedi. Yahudiler bu ayeti görünce “işte bu, recim ayetidir” dediler. Peygamber (sav) emretti, zina edenler, mescidin yanında, cenazelerin konduğu yerin yakınında, recmedildiler. Ben o zina eden erkeği, kadını taşlardan korumak için, kadının üzerine kapanmış halde iken gördüm.


    Öneri Formu
31673 B004556 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 6


    Öneri Formu
31672 B004555 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 5


    Öneri Formu
31669 B004552 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 3


    Öneri Formu
31674 B004557 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 7


    Öneri Formu
31675 B004558 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 8


    Öneri Formu
31677 B004560 Buhari, Tefsir, (Âl-i İmran) 9