حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَقُتَيْبَةُ قَالاَ :حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ مُسْلِمٍ الْقَصِيرِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ سَلْمَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ نُعَامَةَ الضَّبِّىِّ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِذَا آخَى الرَّجُلُ الرَّجُلَ فَلْيَسْأَلْهُ عَنِ اسْمِهِ وَاسْمِ أَبِيهِ وَمِمَّنْ هُوَ فَإِنَّهُ أَوْصَلُ لِلْمَوَدَّةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَلاَ نَعْرِفُ لِيَزِيدَ بْنِ نُعَامَةَ سَمَاعًا مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَيُرْوَى عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا وَلاَ يَصِحُّ إِسْنَادُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14046, T002392
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ وَقُتَيْبَةُ قَالاَ :حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ مُسْلِمٍ الْقَصِيرِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ سَلْمَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ نُعَامَةَ الضَّبِّىِّ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِذَا آخَى الرَّجُلُ الرَّجُلَ فَلْيَسْأَلْهُ عَنِ اسْمِهِ وَاسْمِ أَبِيهِ وَمِمَّنْ هُوَ فَإِنَّهُ أَوْصَلُ لِلْمَوَدَّةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَلاَ نَعْرِفُ لِيَزِيدَ بْنِ نُعَامَةَ سَمَاعًا مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَيُرْوَى عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا وَلاَ يَصِحُّ إِسْنَادُهُ .
Tercemesi:
Yezîd b. Neâme ed Dabbî (r.a.)’den rivâyete göre: Bir kimse bir kimseyle arkadaşlık kurarsa tanışmak isterse o kimsenin ismini babasının ismini ve kimlerden olduğunu sorsun çünkü daha samimi bir yakınlığa sebeb olur.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis garib olup ancak bu şekliyle bilmekteyiz, Yezîd b. Neâme’nin, Rasûlullah (s.a.v.)’den hadis işittiğini bilmiyoruz. İbn Ömer’den bu hadisin bir benzerini rivâyet edilmiş olup senedi sahih değildir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 54, 4/599
Senetler:
()
Konular:
Arkadaş, Arkadaşlık, arkadaşlık ilişkileri
Arkadaş, Dost, arkadaş seçimi, arkadaş çevresi
KTB, DOST, DOSTLUK, ARKADAŞLIK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12774, T002304
Hadis:
حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَسُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ صَالِحٌ : حدثنا وقال سويد اخبرنا عبد الله بن المبارك عن عبدالله بن سعيد بن ابي هند عن ابيه عن ابن
عباس قال : رسول الله صلى الله عليه وسلم :« نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ الصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ » . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِنْدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ . وَقَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَاهُ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِنْدٍ فَرَفَعُوهُ وَأَوْقَفَهُ بَعْضُهُمْ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِنْدٍ .
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “İki nimetle pekçok insan aldanmıştır. Sağlık ve boş zaman.” Muhammed b. Beşşâr, Yahya b. Saîd vasıtasıyla Abdullah b. Saîd b. ebî Hind ve babasından İbn Abbâs’tan bu hadisin benzerini bize aktarmışlardır.Tirmizî: Bu konuda Enes b. Mâlik’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Pek çok kimse bu hadisi Abdulah b. Saîd b. Ebû Hind’den merfu olarak rivâyet etmişler olup bazı râvîler de yine Abdullah b. Saîd b. Ebû Hind’den mevkuf olarak rivâyet etmişlerdir.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ الصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 1, 4/550
Senetler:
()
Konular:
KTB, TIBB-I NEBEVİ
Sağlık, sağlık ve boş zamanı değerlendirmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14054, T002396
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ سِنَانٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ :قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « إِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِعَبْدِهِ الْخَيْرَ عَجَّلَ لَهُ الْعُقُوبَةَ فِى الدُّنْيَا وَإِذَا أَرَادَ اللَّهُ بِعَبْدِهِ الشَّرَّ أَمْسَكَ عَنْهُ بِذَنْبِهِ حَتَّى يُوَفَّى بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . وَبِهَذَا الإِسْنَادِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ عِظَمَ الْجَزَاءِ مَعَ عِظَمِ الْبَلاَءِ وَإِنَّ اللَّهَ إِذَا أَحَبَّ قَوْمًا ابْتَلاَهُمْ فَمَنْ رَضِىَ فَلَهُ الرِّضَا وَمَنْ سَخِطَ فَلَهُ السَّخَطُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah bir kulu hakkında şer ve kötülük dilerse günahının yüzünden çekeceği cezayı ondan erteler ki kıyamet günü Allah’ın huzuruna karşılığını göreceği o günahlarıyla gelsin.”Aynı sened ile Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle de gelmiştir: “Mükafatın büyüklüğü belanın büyüklüğüne bağlıdır. Allah bir toplumu severek onları değişik belalarla imtihan eder. Kim razı olursa Allah’ın rızasını kazanır. Kim de kızar kırgınlık gösterirse Allah’ta o kimseye kızar.” Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
نَّ اللَّهَ إِذَا أَحَبَّ قَوْمًا ابْتَلاَهُمْ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 57, 4/601
Senetler:
()
Konular:
Cezalandırma, cezanın ertelenmesi,
İmtihan, Allah'ın imtihan etmesi
İmtihan, büyüklüğüne göre mükafatı olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14016, T002384
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا أَبُو سِنَانٍ الشَّيْبَانِىُّ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَجُلٌ :يَا رَسُولَ اللَّهِ الرَّجُلُ يَعْمَلُ الْعَمَلَ فَيُسِرُّهُ فَإِذَا اطُّلِعَ عَلَيْهِ أَعْجَبَهُ ذَلِكَ؟ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« لَهُ أَجْرَانِ أَجْرُ السِّرِّ وَأَجْرُ الْعَلاَنِيَةِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رَوَاهُ الأَعْمَشُ وَغَيْرُهُ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً وَأَصْحَابُ الأَعْمَشِ لَمْ يَذْكُرُوا فِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :وَقَدْ فَسَّرَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ :إِذَا اطُّلِعَ عَلَيْهِ فَأَعْجَبَهُ فَإِنَّمَا مَعْنَاهُ أَنْ يُعْجِبَهُ ثَنَاءُ النَّاسِ عَلَيْهِ بِالْخَيْرِ لِقَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم :« أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللَّهِ فِى الأَرْضِ » . فَيُعْجِبُهُ ثَنَاءُ النَّاسِ عَلَيْهِ لِهَذَا لِمَا يَرْجُو بِثَنَاءِ النَّاسِ عَلَيْهِ فَأَمَّا إِذَا أَعْجَبَهُ لِيَعْلَمَ النَّاسُ مِنْهُ الْخَيْرَ لِيُكْرَمَ عَلَى ذَلِكَ وَيُعَظَّمَ عَلَيْهِ فَهَذَا رِيَاءٌ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا اطُّلِعَ عَلَيْهِ فَأَعْجَبَهُ رَجَاءَ أَنْ يُعْمَلَ بِعَمَلِهِ فَيَكُونَ لَهُ مِثْلُ أُجُورِهِمْ فَهَذَا لَهُ مَذْهَبٌ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Ebu Davud (Süleyman b. Davud), ona Ebu Sinan (Said b. Sinan) eş-Şeybânî, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Ebu Salih (Zekvân es-Semmâm), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Bir adam Rasulullah'a (sav); 'Ey Allah'ın Resulü! Bir kişi amelini gizlice yapıyor, fakat bu ameli öğrenildiğinde bu durum onun hoşuna gidiyor. (Bu adamın durumu nedir?)' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Onun için iki sevap vardır. Birisi gizli amel sevabı, diğeri açık amel sevabı."
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garibtir. A'meş ve diğerleri bu hadisi Habib b. Ebu Sabit'ten ve Ebu Salih'ten mürsel olarak rivayet etmişlerdir. A'meş'in arkadaşları bu rivayetlerinde Ebu Hureyre'yi isnadda zikretmediler.
Tirmizî dedi ki: Bazı ilim adamları bu hadisin şöyle açıkladılar: Bu adamın yaptığı bu gizli amelin insanlar tarafından hayırla anılmasının hoşa gitmesi olduğunu söylemişlerdir. Çünkü ARasulullah (sav), şöyle buyurmuştur: "Sizler yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz." Bu yüzden insanların kendisini övmesinden hoşlanır, yoksa hayır işlediğinin insanlar tarafından bilinip bu yüzden kendisine teveccüh edilmesi, saygı duyulmasından hoşlanıyorsa bu riyadır. Bazı ilim adamları ise şöyle derler: Bir kimse, bu amelinin başkaları tarafından duyulmasıyla onların da bu ameli yapabileceklerinden duyduğu memnuniyet karşısında amel edenlerin sevabı kadar sevap kazanır. Bu da farklı bir görüştür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 49, 4/594
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Ebu Sinan Said b. Sinan el-Şeybanî (Said b. Sinan)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Amel, açıkça yapmak
Amel, gizli yapmak
Bilgi, müslümanların kanaatlerinin önemi
İHLAS VE SAMİMİYET
İhlas, ihlas ve samimiyet
Riya, Riyakarlık, gösteriş için iş yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12779, T002306
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ الْمَدَنِىُّ عَنْ مُحَرَّز بْنِ هَارُونَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « بَادِرُوا بِالأَعْمَالِ سَبْعًا هَلْ تَنْظُرُونَ إِلاَّ فَقْرًا مُنْسِيًا أَوْ غِنًى مُطْغِيًا أَوْ مَرَضًا مُفْسِدًا أَوْ هَرَمًا مُفَنِّدًا أَوْ مَوْتًا مُجْهِزًا أَوِ الدَّجَّالَ فَشَرُّ غَائِبٍ يُنْتَظَرُ أَوِ السَّاعَةَ فَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ » . قَالَ : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ مُحَرَّز بْنِ هَارُونَ وَقَدْ رَوَى بِشْرُ بْنُ عُمَرَ وَغَيْرُهُ عَنْ مُحَرَّز بْنِ هَارُونَ هَذَا . وَقَدْ رَوَى مَعْمَرٌ هَذَا الْحَدِيثَ عَمَّنْ سَمِعَ سَعِيدًا الْمَقْبُرِىَّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . وَقَالَ: تَنْتَظِرُونَ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Yedi şey gelmezden önce hayırlı amelleri işlemeye devam edin, neyi bekliyorsunuz? Her şeyi unutturacak yoksulluğu mu, azdırıp saptıran zenginliği mi?, Bedeni tüm güçleri bozan hastalığı mı? Bunaklık meydana getiren ihtiyarlığı mı?, Ansızın geliveren ölümü mü? Yoksa gelmesi beklenen Deccâl fitnesini mi? Yoksa kıyamet saatini mi bekliyorsunuz? Ki onun gelmesi daha dehşetli ve daha acıdır.” Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisin A’rec’in, Ebû Hüreyre’den rivâyeti olduğunu sadece Muhrîz b. Harun’un rivâyetiyle bilmakteyiz. Bişr b. Ömer ve başkaları bu hadisi bu şekilde Muhriz b. Harun’dan rivâyet etmişlerdir.Ma’mer bu hadisi Saîd el Makburî’den işiten bir kimseden ve Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde aktarmış olup “Bekliyor musunuz?” diye başlamaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 3, 4/552
Senetler:
()
Konular:
SAĞLIK, ÖNEMİ VE KORUNMASI
Sağlık, sağlık ve boş zamanı değerlendirmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12783, T002308
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَحِيرٍ أَنَّهُ سَمِعَ هَانئا مَوْلَى عُثْمَانَ قَالَ : كَانَ عُثْمَانُ إِذَا وَقَفَ عَلَى قَبْرٍ بَكَى حَتَّى يَبُلَّ لِحْيَتَهُ فَقِيلَ لَهُ :تُذْكَرُ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ فَلاَ تَبْكِى وَتَبْكِى مِنْ هَذَا ؟ فَقَالَ: إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ : « إِنَّ الْقَبْرَ أَوَّلُ مَنَازِلِ الآخِرَةِ فَإِنْ نَجَا مِنْهُ فَمَا بَعْدَهُ أَيْسَرُ مِنْهُ وَإِنْ لَمْ يَنْجُ مِنْهُ فَمَا بَعْدَهُ أَشَدُّ مِنْهُ » . قَالَ :وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« مَا رَأَيْتُ مَنْظَرًا قَطُّ إِلاَّ وَالْقَبْرُ أَفْظَعُ مِنْهُ » . قَالَ :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ هِشَامِ بْنِ يُوسُفَ .
Tercemesi:
Osman’ın azâdlı kölesi Hanî (r.a.)’den rivâyete göre: Osman, bir kabrin başında durduğu zaman sakalını ıslatıncaya kadar ağlardı kendisine şöyle denildi: “Cennet ve Cehennem hatırlatılınca ağlamıyorsun bu kabirden mi ağlıyorsun?” şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kabir ahiretin konaklamalarının ilkidir. Kişi ondan kurtulursa gerisi ondan kolaydır. Eğer kurtulmazsa ondan sonrası daha ağırdır.” Osman şöyle devam etti: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her ne korkunç bir manzara gördümse, kabir; hepsinden daha korkunçtur.” Bu hadis hasen garib olup Hişâm b. Yusuf’un rivâyetiyle bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 5, 4/553
Senetler:
()
Konular:
Zihin İnşası, ölümün çok hatırlanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12904, T002370
Hadis:
حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ يَوْمًا وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ فَذَكَرَ نَحْوَ هَذَا الْحَدِيثِ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَحَدِيثُ شَيْبَانَ أَتَمُّ مِنْ حَدِيثِ أَبِى عَوَانَةَ وَأَطْوَلُ . وَشَيْبَانُ ثِقَةٌ عِنْدَهُمْ صَاحِبُ كِتَابٍ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ وَرُوِىَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَيْضًا .
Tercemesi:
Ebû Seleme b. Abdurrahman (r.a.)'den rivâyet edilmiştir. "Rasûlullah (s.a.v.) bir gün Ebû Bekir ve Ömer'le birlikte çıkmıştı" diyerek hadisin bir benzerini aktarmış ve senedde Ebû Hüreyre'yi zikretme-miştir.Şeyban'ın hadisi Ebû Avâne'nin hadisinden daha geniş ve uzundur. Şeyban hadisçilerce güvenilen bir kimse olup yazdığı kitabı vardır. Bu hadis Ebû Hüreyre'den değişik şekillerde rivâyet edilmiştir.Aynı şekilde İbn Abbâs'tan da rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 39, 4/585
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy