حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - أَنَّ نَاسًا مِنْ عُرَيْنَةَ اجْتَوَوُا الْمَدِينَةَ ، فَرَخَّصَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَأْتُوا إِبِلَ الصَّدَقَةِ فَيَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا ، فَقَتَلُوا الرَّاعِىَ وَاسْتَاقُوا الذَّوْدَ ، فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُتِىَ بِهِمْ ، فَقَطَّعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَرَ أَعْيُنَهُمْ ، وَتَرَكَهُمْ بِالْحَرَّةِ يَعَضُّونَ الْحِجَارَةَ. تَابَعَهُ أَبُو قِلاَبَةَ وَحُمَيْدٌ وَثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katade, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Urayne kabilesinden bir grup, (mide ağrısına tutulduklarından dolayı) Medine'de kalmak istemediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) (şifa bulmaları için) sadaka develerinin bulunduğu yere gidip, oradaki develerin sütünden ve idrarından içmelerine izin verdi. (İyileştikten sonra hainlik ederek) çobanı öldürüp oradaki develeri alarak kaçtılar. Hz. Peygamber (sav) onların yakalanması için bir müfreze gönderdi ve yakalanıp huzura getirilince, ellerini ve ayaklarını kestirdi, gözlerini oydurdu ve Harre denilen taşlık alana terk etti. Orada taşları kemirip durdular.
Bu hadisi rivayet etmede Ebu Kilâbe, Humeyd ve Sabit el-Bunânî, Katade'ye mütâbaat etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10576, B001501
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ شُعْبَةَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - أَنَّ نَاسًا مِنْ عُرَيْنَةَ اجْتَوَوُا الْمَدِينَةَ ، فَرَخَّصَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَأْتُوا إِبِلَ الصَّدَقَةِ فَيَشْرَبُوا مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا ، فَقَتَلُوا الرَّاعِىَ وَاسْتَاقُوا الذَّوْدَ ، فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُتِىَ بِهِمْ ، فَقَطَّعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَرَ أَعْيُنَهُمْ ، وَتَرَكَهُمْ بِالْحَرَّةِ يَعَضُّونَ الْحِجَارَةَ. تَابَعَهُ أَبُو قِلاَبَةَ وَحُمَيْدٌ وَثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ.
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu'be, ona Katade, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Urayne kabilesinden bir grup, (mide ağrısına tutulduklarından dolayı) Medine'de kalmak istemediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) (şifa bulmaları için) sadaka develerinin bulunduğu yere gidip, oradaki develerin sütünden ve idrarından içmelerine izin verdi. (İyileştikten sonra hainlik ederek) çobanı öldürüp oradaki develeri alarak kaçtılar. Hz. Peygamber (sav) onların yakalanması için bir müfreze gönderdi ve yakalanıp huzura getirilince, ellerini ve ayaklarını kestirdi, gözlerini oydurdu ve Harre denilen taşlık alana terk etti. Orada taşları kemirip durdular.
Bu hadisi rivayet etmede Ebu Kilâbe, Humeyd ve Sabit el-Bunânî, Katade'ye mütâbaat etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 68, 1/488
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Tedavi, deve idrarıyla
Tedavi, deve sütüyle
Terör, Ureyne/Ukl kabilesinden olan kimselere uygulanan ceza
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح وَقَالَ اللَّيْثُ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ أَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عَنَاقًا كَانُوا يُؤَدُّونَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهَا .
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278682, B001456-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ ح وَقَالَ اللَّيْثُ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ أَبُو بَكْرٍ - رضى الله عنه - وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عَنَاقًا كَانُوا يُؤَدُّونَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهَا .
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî; (T) Ayrıca el-Leys dedi ki: Bana Abdurrahman b. Hâlid, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud’un rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Ebu Bekir (ra): "Vallahi, Rasulullah’a (sav) ödeyegeldikleri bir dişi oğlağı dahi bana ödemeyecek olurlarsa, bunu ödemedikleri için muhakkak onlarla savaşırım" dedi.
Açıklama:
Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 40, 1/478
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Abdurrahman b. Halid el-Fehmi (Abdurrahman b. Halid b. Müsafir)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ قَالَ سَمِعْتُ حَمْزَةَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَا يَزَالُ الرَّجُلُ يَسْأَلُ النَّاسَ حَتَّى يَأْتِىَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَيْسَ فِى وَجْهِهِ مُزْعَةُ لَحْمٍ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10479, B001474
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ قَالَ سَمِعْتُ حَمْزَةَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَا يَزَالُ الرَّجُلُ يَسْأَلُ النَّاسَ حَتَّى يَأْتِىَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَيْسَ فِى وَجْهِهِ مُزْعَةُ لَحْمٍ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"İnsanlardan devamlı dilenip kimse kıyamet gününde kafa derisi didilmiş ve parçalanmış bir şekilde çıkarılacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 52, 1/482
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ümare Hamza b. Abdullah el-Medeni (Hamza b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Bilal arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10537, B001482
Hadis:
وَقَالَ سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ حَدَّثَنِى عَمْرٌو « ثُمَّ دَارُ بَنِى الْحَارِثِ ، ثُمَّ بَنِى سَاعِدَةَ ». وَقَالَ سُلَيْمَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ عَبَّاسٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « أُحُدٌ جَبَلٌ يُحِبُّنَا وَنُحِبُّهُ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ كُلُّ بُسْتَانٍ عَلَيْهِ حَائِطٌ فَهْوَ حَدِيقَةٌ ، وَمَا لَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ حَائِطٌ لَمْ يَقُلْ حَدِيقَةٌ .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Bilal, ona da Amr şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle devam etti:
"Sonra Hâris oğulları yurdu, sonra Beni Sâide yurdu."
Bize Süleyman, ona Sa'd b. Saîd, ona Umâre b. Gâziyye, ona Abbas, ona da babasının (Sehl ibn Sa'd) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Uhud öyle bir dağdır ki, o bizi sever, biz de onu severiz" buyurmuştur.
Ebu Abdullah dedi ki: Etrafı çevrili olan her bostan bahçe kabul edilir. Etrafında duvar bulunmayana bahçe denmez.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Bilal arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 54, 1/484
Senetler:
1. Ebu Humeyd Abdurrahman b. Sa'd es-Sâ'îdî (Münzir b. Sa'd b. Malik)
2. Abbas b. Sehl el-Ensari (Abbas b. Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid)
3. Amr b. Yahya el-Ensarî (Amr b. Yahya b. Umare b. Ebu Hasan b. Abduamr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
Konular:
Siyer, cansız varlıklar, Uhud bizi sever
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Salih arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278693, B001475-2
Hadis:
وَقَالَ إِنَّ الشَّمْسَ تَدْنُو يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يَبْلُغَ الْعَرَقُ نِصْفَ الأُذُنِ ، فَبَيْنَا هُمْ كَذَلِكَ اسْتَغَاثُوا بِآدَمَ ، ثُمَّ بِمُوسَى ، ثُمَّ بِمُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم » . وَزَادَ عَبْدُ اللَّهِ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى جَعْفَرٍ « فَيَشْفَعُ لِيُقْضَى بَيْنَ الْخَلْقِ ، فَيَمْشِى حَتَّى يَأْخُذَ بِحَلْقَةِ الْبَابِ ، فَيَوْمَئِذٍ يَبْعَثُهُ اللَّهُ مَقَامًا مَحْمُودًا ، يَحْمَدُهُ أَهْلُ الْجَمْعِ كُلُّهُمْ » . وَقَالَ مُعَلًّى حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ رَاشِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُسْلِمٍ أَخِى الزُّهْرِىِّ عَنْ حَمْزَةَ سَمِعَ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْأَلَةِ .
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Leys, ona Ubeydullah, ona Hamza, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kıyamet gününde güneş insanlara o kadar yaklaşır ki, dökülen ter, insanın kulak seviyesine ualşır. İşte insanlar bu elemli vaziyette bulundukları sırada önce Adem'den, sonra Musa'dan, sonra Muhammed'den (sav) yardım ve şefaat isterler."
Abdullah şunu ziyade etti: Bize Leys, ona da İbn Ebu Cafer şöyle rivayet etti:
"Peygamber (sav) halk arasında hüküm ve kaza olunması için şefaat eder, bunun için ilerler, nihayet hacet kapısının halkasını tutar, işte o gün Allah, Rasulü'ne Makamı-ı Mahmûd'u ihsan eder. Bundan dolayı mahşer halkının hepsi Muhâmmed'e (sav) hamd edip överler".
Muallâ şöyle dedi: Bana Vuheyb Numân b. Râşİd, ona ez-Zührî'nin kardeşi Abdullah b. Müslim', ona Hamza, ona da İbn Ömer (ra) Peygamber'den (sav) istemek hakkındaki bu hadisi işitmiştir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Salih arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 52, 1/482
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ümare Hamza b. Abdullah el-Medeni (Hamza b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Dini Semboller, Makam-ı Mahmud
Kıyamet, ahvali
Şefaat, şefaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9711, B001435
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ حُذَيْفَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ عُمَرُ - رضى الله عنه - أَيُّكُمْ يَحْفَظُ حَدِيثَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الْفِتْنَةِ قَالَ قُلْتُ أَنَا أَحْفَظُهُ كَمَا قَالَ . قَالَ إِنَّكَ عَلَيْهِ لَجَرِىءٌ فَكَيْفَ قَالَ قُلْتُ فِتْنَةُ الرَّجُلِ فِى أَهْلِهِ وَوَلَدِهِ وَجَارِهِ تُكَفِّرُهَا الصَّلاَةُ وَالصَّدَقَةُ وَالْمَعْرُوفُ . قَالَ سُلَيْمَانُ قَدْ كَانَ يَقُولُ « الصَّلاَةُ وَالصَّدَقَةُ ، وَالأَمْرُ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْىُ عَنِ الْمُنْكَرِ » . قَالَ لَيْسَ هَذِهِ أُرِيدُ ، وَلَكِنِّى أُرِيدُ الَّتِى تَمُوجُ كَمَوْجِ الْبَحْرِ . قَالَ قُلْتُ لَيْسَ عَلَيْكَ بِهَا يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ بَأْسٌ ، بَيْنَكَ وَبَيْنَهَا بَابٌ مُغْلَقٌ . قَالَ فَيُكْسَرُ الْبَابُ أَوْ يُفْتَحُ . قَالَ قُلْتُ لاَ . بَلْ يُكْسَرُ . قَالَ فَإِنَّهُ إِذَا كُسِرَ لَمْ يُغْلَقْ أَبَدًا . قَالَ قُلْتُ أَجَلْ . فَهِبْنَا أَنْ نَسْأَلَهُ مَنِ الْبَابُ فَقُلْنَا لِمَسْرُوقٍ سَلْهُ . قَالَ فَسَأَلَهُ . فَقَالَ عُمَرُ - رضى الله عنه - . قَالَ قُلْنَا فَعَلِمَ عُمَرُ مَنْ تَعْنِى قَالَ نَعَمْ ، كَمَا أَنَّ دُونَ غَدٍ لَيْلَةً ، وَذَلِكَ أَنِّى حَدَّثْتُهُ حَدِيثًا لَيْسَ بِالأَغَالِيطِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Cerir, ona A'meş, ona Ebu Vail, ona Huzeyfe (ra), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir:
Peygamber'in fitneden bahseden hadisini hanginiz ezberinde tutuyor? diye sordu. Huzeyfe dedi ki: Onu Rasulullah'ın dediği gibi ben ezberimde tutuyorum, dedim. Ömer: Sen, O'na (Rasulullah'a) karşı çok cesursun. Peki nasıldır? dedi. Huzeyfe dedi ki: "İnsanın ailesi, çocukları, komşusu yüzünden uğradığı fitneyi namaz kılmak, sadaka vermek ve iyilik etmek ile örter" dedim. -Ravi el-A'meş: Ebu Vâil bâzan "Namaz kılmak, sadaka vermek, iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek... " şeklinde söylemiştir, dedi.- Ömer: Hayır; sormak istediğim bu fitne değil, fakat denizin dalgalanması gibi dalgalanacak olan fitneyi sormak istiyorum, dedi. Huzeyfe dedi ki: Ey Müminlerin Emiri, o fitneden senin üzerine bir şey yoktur; seninle onun arasında kilitli bir kapı vardır, dedim. Ömer: O kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı? diye sordu. Huzeyfe dedi ki: Hayır, açılmıyacak; fakat kırılacak, dedim. Ömer: Şübhesiz olan şu ki, o kapı kırıldığı zaman ebeden (yani kıyamete kadar) kilitlenemez, dedi. Huzeyfe dedi ki: Ben evet, dedim. Ravi Şakîk şöyle dedi: Biz Huzeyfe'ye: Kapı kimdir? diye sormaktan korktuk ve Mesruk'a: Bunu Huzeyfe'ye sen sor, dedik. Şakîk dedi ki: Mesruk bunu Huzeyfe'ye sordu. Huzeyfe: (Kapı) Ömer'dir, dedi. Şakîk dedi ki: Biz Huzeyfe'ye: Peki Ömer senin kastettiğin kimsenin kendisi olduğunu bildi mi? dedik. Huzeyfe: Evet; yarından evvel bir gece bulunduğunu bildiği gibi. Bunun sebebi şudur: Çünkü ben ona içinde yalan yanlış olmayan bir hadis söyledim, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 23, 1/472
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - نَهَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الثَّمَرَةِ حَتَّى يَبْدُوَ صَلاَحُهَا . وَكَانَ إِذَا سُئِلَ عَنْ صَلاَحِهَا قَالَ حَتَّى تَذْهَبَ عَاهَتُهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10549, B001486
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - نَهَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الثَّمَرَةِ حَتَّى يَبْدُوَ صَلاَحُهَا . وَكَانَ إِذَا سُئِلَ عَنْ صَلاَحِهَا قَالَ حَتَّى تَذْهَبَ عَاهَتُهُ.
Tercemesi:
Bize Haccac, ona Şu'be, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer (r.anha) şöyle demiştir:
"Peygamber (sav) salâhı meydana çıkıncaya kadar meyve alım satımını yasakladı." İbn Ömer, meyvenin salâhının ne olduğu sorulduğunda: 'Olgunlaşıp bozulma ihtimalin gitmesine kadar demektir, dedi.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 58, 1/485
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Ticaret, meyveyi olgunlaşmadan satmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10543, B001484
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى حَدَّثَنَا مَالِكٌ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى صَعْصَعَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ فِيمَا أَقَلُّ مِنْ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ ، وَلاَ فِى أَقَلَّ مِنْ خَمْسَةٍ مِنَ الإِبِلِ الذَّوْدِ صَدَقَةٌ ، وَلاَ فِى أَقَلَّ مِنْ خَمْسِ أَوَاقٍ مِنَ الْوَرِقِ صَدَقَةٌ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ هَذَا تَفْسِيرُ الأَوَّلِ إِذَا قَالَ « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ » . وَيُؤْخَذُ أَبَدًا فِى الْعِلْمِ بِمَا زَادَ أَهْلُ الثَّبَتِ أَوْ بَيَّنُوا .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Malik, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'sa', ona babası (Abdullah b. Abdurrahman), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Beş veskten daha az olan mahsülün zekat yoktur. En küçüğü üçer yaşında olan beş deveden azına zekat düşmez. Beş ûkıyyeden daha az miktarda olan gümüşün de zekatı yoktur."
Ebu Abdullah şöyle dedi: Bu hadis, bundan önce geçen babda zikredilen İbn Ömer hadisinin tefsiridir. Çünkü o İbn Ömer hadisinde nisab miktarını açıklamadığı için, şimdi Ebu Said el-Hudrî hadisinde "Beş vesk miktarından az olan mahsüle zekat düşmez" buyurmuştur. İlimde ise sağlam ravilerin naklettiği veya açıkladıkları ziyade alınır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 56, 1/485
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Abdullah b. Abdurrahman el-Ensarî (Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'saa)
3. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Abdullah el-Ensarî (Muhamed b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'sa'a)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Zekat, tahılın nisabı