Giriş

Bize Mahmud b. Ğaylan, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona el-A'meş, ona Zekvân, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse güzelce abdest alıp sadece namaz kılmak üzere evinden çıkarsa attığı her bir adım için Allah onun derecesini yükseltir veya bir günahını bağışlar." Ebû İsa, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.


    Öneri Formu
12731 T000603 Tirmizi, Cum'a, 70

Bize Yahya b. Bişr, ona el-Velid b. Müslim, ona İbn Sevbân, ona Hassan b. Atıyye, ona da Ebû Kebşe es-Selûlî’nin anlattığına göre, Rasûlullah (sav) azatlısı Sevban’ın, Rasûllullah (sav) şöyle buyurdu dediğini işitti: “İşlerinizde orta yolu tutunuz, aşırılıktan kaçınınız. Amellerinizin en hayırlısı da namazdır. Abdeste de ancak mümin kimse gereğince dikkat ve özen gösterir.”


    Öneri Formu
38767 DM000682 Darimi, Taharet, 2

Bize Ahmed b. Abdullah (b. Yunus b. Abdullah b. Kays), ona Leys b. Sa'd, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim el-Kuraşî), ona Süfyan b. Abdullah, ona da Asım b. Süfyan'ın rivayet ettiğine göre ِAsım b. Süfyan (ve arkadaşları) Selasil gazvesine katılıp Muaviye'nin yanına döndüler. Muaviye'nin yanında Ebu Eyyüb (Halid b. Zeyd b. Küleyb) ve Ukbe b. Amir de bulunuyordu. Ebu Eyyüb "Ben Rasulullah'ı (sav) 'Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır.' buyururken işitmiştim. Öyle değil mi? Ey Ukbe!" dedi. Ukbe de "Evet gerçekten öyle." diye cevap verdi.


    Öneri Formu
273783 DM000744-2 Darimi, Taharet, 44

Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’n-Nadr el-Fakîh, ona Muhammed b. Eyyûb, ona İsmail b. Ebû Üveys, ona da Mâlik rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Ahmed Abdullah b. Muhammed b. el-Hasan el-Mihrecânî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Cafer el-Müzekkî, ona Muhammed b. İbrahim el-Bûşencî, ona İbn Bükeyr, ona Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona da babası, Ebû Hureyre'den (ra.) şöyle rivayet etti: Rasûlullah (sav.) mezarlığa gitti ve şöyle dua etti: “Selam size ey mü’minler topluluğunun yurdu. İnşallah biz de yakındah sizlere kavuşacağız. Keşke kardeşlerimizi de görseydim.” buyurdu. “- Ey Allah'ın rasûlü, biz senin kardeşlerin değil miyiz?” diye sordular. Şu cevabı verdi: “- Aksine siz benim ashâbımsınız (dostlarımsınız). Kardeşlerimiz ise henüz (dünyaya) gelmediler, daha sonra gelecekler. Ben onları Havuz’umun başında bekleyeceğim.” “- Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden bilahare dünyaya gelecek olan insanları nasıl tanıyacaksın?” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: “- Siyah ve duru at sürüsü içinde bir adamın sakar ve sekili bir atı bulunsa, bu adam kendi atını tanımaz mı?" "- Tanır, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şunları söyledi: "- Kıyâmet gününde onlar abdest azalarının parlaklığından dolayı sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler. Ben da Havuz başına onlardan önce gideceğim ve orada onları bekleyeceğim. Yolunu kaybeden develerin gittiği (yabancı) ahırdan kovuldukları gibi, bazı insanlar da benim Havuz'umdan kovulacaklar. Ben ise onlara; 'Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Bunun üzerine bana; 'Onlar senden sonra (inançlarını ve yaşantılarını) değiştirdiler' denecek. O zaman ben de; 'Öyleyse defolsunlar! Defolsunlar!' diyeceğim."


Açıklama: Sakar ve sekili ifadesi, renkleri siyah olduğu halde alınlarında ve ayaklarında beyazlık bulunan atlar demektir.

    Öneri Formu
137112 BS000389 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 133

Bize Hennâd, ona Ebû Muâviye, ona el-A’meş, ona İbrahim, ona el-Esved, ona da Hz. Âişe, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Mü’mine bir diken batacak veya başına daha büyük bir sıkıntı gelecek olsa, mutlaka Allah bu vesile ile onun bir derecesini yükseltir ve bir günahını da siler.” Tirmizî şöyle dedi: Bu konuda Sa’d b. Ebî Vakkas, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh, Ebû Hureyre, Ebû Ümâme, Ebû Saîd, Enes, Abdullah b. Amr, Esed b. Kürz, Cabir b. Abdullah, Abdurrahman b. Ezher ve Ebû Musa’dan da hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî, buradaki Âişe (ra) hadisi hasen-sahihtir, dedi.


    Öneri Formu
15309 T000965 Tirmizi, Cenaiz, 1

Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona İbn Aclan, ona Ali b. Yahya ez-Zürakî, ona da babası, Bedir savaşına katılanlardan amcası Rifaa b. Rafi’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasûlullah (sav) ile birlikte idik bir ara mescide bir adam geldi ve namaza durdu. Rasûl-i Ekrem (sav) onu izliyordu, fakat adam bunun farkında değildi. Adam namazını bitirip Rasûlullah’ın (sav) yanına geldi ve selâm verdi. Hz. Peygamber (sav) selâmını aldı, sonra; “- Dön de namazını tekrar kıl! Çünkü sen namaz kılmış olmadın” buyurdu. Râvî diyor ki: Adam ikinci defasında mı, yoksa üçüncü tekrarında mı dedi hatırlamıyorum, şöyle söyledi: “- Sana Kitab’ı indiren Allah’a yemin olsun ki tüm gayretimi sarf ettim! Sen bana doğrusunu öğret ve göster!” Bunun üzerine Rasûul-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu: “- Namaz kılmak istediğinde güzelce abdest al, sonra kalk kıbleye dön, sonra tekbir al, sonra oku, sonra rukûya git, vücudun sükünete erinceye kadar rukû’da dur. Sonra doğrul, vücudun sükûnet buluncaya kadar ayakta kal! Sonra secdeye git, vücudun secdede sükûnet buluncaya kadar secdede kal. İşte bu şekilde yaparsan namazını kılmış olursun. Bunlardan birini eksik yaparsan namazı noksan kılmış olursun.”


    Öneri Formu
24998 N001054 Nesai, Tatbik, 15

Bize Ebû Ammâr el-Hüseyin b. Hureys, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona dael- Velid b. Hişâm el-Mu’aytî, Ma’dan b. Talha el-Ya’merî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasûlullah’ın (sav) azatlısı Sevban’la karşılaştım ve ona; “- Bana fayda verecek veya beni cennete sokacak bir amel söyle!” dedim. Biraz durakladı, sonra bana dönerek şöyle dedi: "- Secdeleri çoğaltmaya bak! Çünkü Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu duydum: "Azîz ve Celîl olan Allah, Cenâb-ı Hakk'ın rızası için secde yapan bir kulun derecesini mutlaka yükseltir, o secde vesilesiyle onun bir günahını da siler.” Ma’dan demiştir ki: “Daha sonra Ebû’d-Derda’ya rastladım, Sevban’a sorduğum soruyu ona da sordum. O da şöyle söyledi: "Secdelerini çoğaltmaya bak! Çünkü ben Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini bizzat işittim: “Allah'a secde eden hiç bir kul yoktur ki, Cenâb-ı Hak o secde vesilesiyle onun bir derecesini yükseltmesin ve ondan bir günahı da silmesin!”


    Öneri Formu
25717 N001140 Nesai, Tatbik, 80

Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.


    Öneri Formu

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) mezarlığa gelmiş ve orada yatanlara selam verip şöyle demişti: "Selam size ey mümin kavmin yurdu! Biz de Allah dilediği zaman size katılacağız." Sonra şöyle dedi: "Kardeşlerimizi görmek isterdik." Orada bulunanlar "Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benden sonra geleceklerdir. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları beklerim." buyurdu. "Ey Allah'ın resulü! Ümmetinden daha gelmemiş olanları nasıl bileceksin?" diye sordular. "Bir adam düşünün, onun siyah atlar arasında alınları ve sekileri beyaz atları olsa onları hemen ayıramaz mı?" diye sordu. "Elbette ayırır" dediler. Bunun üzerine "Benim kardeşlerim de abdest izleri sebebiyle kıyamet günü bembeyaz gelirler" buyurdu. "Ben onlardan önce kevser havuzuna gidip onları beklerim" dedi ve şöyle ekledi: "Nice adamlar kayıp develer gibi havuzumdan kovulacaklardır. Ben de onlara 'Gelin buraya' diye sesleneceğim. O zaman 'onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar' denir, onlar da arkalarını dönüp giderler. Ben de 'Uzak olun, uzak olun" derim.


    Öneri Formu
32410 İM004306 İbn Mâce, Zühd, 36

Bize Ebû Nu'mân, ona Ebû Avâne, ona el-Esved b. Kays, ona Nubeyh el-Anezî, ona da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) ile beraber savaşa veya yolculuğa çıkmıştık. O gün biz 210 küsur kişiydik. Yolda namaz vakti gelmişti. Rasûlullah (sav); "- İçinizde suyu olan var mı?" diye seslendi. Hemen bir adam, içinde bir miktar su bulunan bir su kabı ile koşarak geldi. Ondan başka kimsenin yanında su yoktu. Rasûlullah (sav) onu bir tasa döktü. Sonra güzelce abdest aldı. Ardından tası bırakıp oradan ayrıldı. Bunun üzerine orada bulunan insanlar 'Meshedin meshedin' diyerek bu tasın üzerine üşüştüler. Rasûlullah (sav) onların sözlerini duyunca; "- Yavaş olun!" buyurdu ve elini tastaki suyun içine koyup 'Bismillah!' dedi. Sonra da; 'Abdestinizi tam alın!' buyurdu." Beni gözlerimle imtihan eden Allah'a yemin olsun ki, Hz. Peygamber'in (sav) parmaklarının arasından gözelerin yani su gözelerinin çıktığını kesinlikle gördüm. Rasûlullah (sav), herkes abdestini alıncaya kadar elini tastan kaldırmadı.


    Öneri Formu
35636 DM000026 Darimi, Mukaddime, 5