عبد الرزاق عن معمر والثوري عن عاصم عن أبي العديس عن عمر قال : فرقوا عن المنية ، واجعلوا الرأس رأسين ، ولا تلبثوا بدار معجزة ، وأصلحوا شاويكم مثاويكم وأخيفوا الهوام [ قبل ] أن تخيفكم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
79107, MA009250
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر والثوري عن عاصم عن أبي العديس عن عمر قال : فرقوا عن المنية ، واجعلوا الرأس رأسين ، ولا تلبثوا بدار معجزة ، وأصلحوا شاويكم مثاويكم وأخيفوا الهوام [ قبل ] أن تخيفكم .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Menâsik 9250, 5/162
Senetler:
()
Konular:
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Şehir, şehir veya köy hayatı
حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثنا حيوة قال حدثنا بقية قال حدثني صفوان قال سمعت راشد بن سعد يقول سمعت ثوبان يقول قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا تسكن الكفور فإن ساكن الكفور كساكن القبور قال أحمد الكفور القرى
حدثنا إسحاق قال أخبرنا بقية قال حدثني صفوان قال سمعت راشد بن سعد يقول سمعت ثوبان قال قال لي النبي صلى الله عليه وسلم : يا ثوبان لا تسكن الكفور فإن ساكن الكفور كساكن القبور
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164821, EM000579
Hadis:
حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثنا حيوة قال حدثنا بقية قال حدثني صفوان قال سمعت راشد بن سعد يقول سمعت ثوبان يقول قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا تسكن الكفور فإن ساكن الكفور كساكن القبور قال أحمد الكفور القرى
حدثنا إسحاق قال أخبرنا بقية قال حدثني صفوان قال سمعت راشد بن سعد يقول سمعت ثوبان قال قال لي النبي صلى الله عليه وسلم : يا ثوبان لا تسكن الكفور فإن ساكن الكفور كساكن القبور
Tercemesi:
— Sevbân'ın şöyle dediğini işittim:— Resûlüllah (SallaîlahÜ Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:
«— Köylerde oturma; çünkü köylerde oturan, mezarlarda oturan gibidir,»
Ravilerden Ahmed îbni Asım demiştir ki:
«— Küfür, köyler demektir.»
Başka bir yoldan gelen rivayete göre, Sevbân'ın şöyle dediği işitilmiştir;
— Peygamber (Sattallahü Aleyhi ve SeWem] bana şöyle buyurdu:
«— Ey Sevbân! Köylerde oturma; çünkü köylerde oturan, mezarlarda oturan gibidir.»[1125]
Şehirlerden ve ilim merkezlerinden uzak köylerde yaşamak, bîr nevi ölöler arasında yaşamaya benzer, ilim ve faziletle olgunlaşmayan, terbiye ve edebden mahrum olan kimseler mana bakımından ölü sayılırlar. Bu gibi manevî ölOler de İlmin ve âlimlerin uğramadığı köylerde bulunurlar, iste böyle ilim ve faziletten mahrum bulunanlar arasında oturmak ve yaşamak, hissiz ve duygusuz Ölöler arasında yaşamak olur ki, bu yaşayışı Peygamber Efendimiz Sevbân hazretlerine ve dolayısiyle ümmete yasaklamışlardır. İlim ve irfan yuvası haline gelen veya ilim ışığı altında gelişen köyler bu hükmün dışında kalır. Hatıra gelir kî, böyle ilim ve irfandan mahrum olan köyleri ilim sahiplerinin aydınlatması ve onları cehaletten kurtarması bir vazife değil midir?
Tek başına olarak bir kimsenin koyu geleneklerine bağlı bir köy halkını uyarması mümkün olmadığı takdirde aralarında bulunması, ölüler arasında bulunması sayılır. Eğer bu cahilleri selâmete çıkarma imkânı varsa, bunu yapmak bir hizmettir ve büyük bir vazifedir. Bu takdirde ölüler arasında yaşama diye bîr şey kalmaz. Hepsi ilim ve fazilet sahibi kimseler olurlar.[1126]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 579, /461
Senetler:
()
Konular:
Bedevi, bedevilik
Kabir, Mezarlık,
Şehir, şehir veya köy hayatı
Yaşam, gündelik yaşam, sosyal hayat
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا هشام بن حسان عن الحسن قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا أخصبتم فأمكنوا الدواب أسنمتها ، ولا تعدوا المنازل ، وإذا أجدبتم فسيروا ، وعليكم بالدلجة ، فإن الارض تطوى بالليل ، ولا تنزلوا على جواد الطريق ، فإنها مأوى الحيات والسباع ، وإياكم وقضاء الحاجة عليها ، فإنها [ من ] الملاعن ، وإذا تغولت الغيلان لكم فأذنوا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
79100, MA009247
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا هشام بن حسان عن الحسن قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا أخصبتم فأمكنوا الدواب أسنمتها ، ولا تعدوا المنازل ، وإذا أجدبتم فسيروا ، وعليكم بالدلجة ، فإن الارض تطوى بالليل ، ولا تنزلوا على جواد الطريق ، فإنها مأوى الحيات والسباع ، وإياكم وقضاء الحاجة عليها ، فإنها [ من ] الملاعن ، وإذا تغولت الغيلان لكم فأذنوا .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Menâsik 9247, 5/160
Senetler:
()
Konular:
Cin, Cinler
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Şehir, şehir veya köy hayatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
143669, BS006908
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مِلْحَانَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ أَخْبَرَهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- رَكِبَ عَلَى حِمَارٍ عَلَى إِكَافٍ عَلَى قَطِيفَةٍ فَدَكِيَّةٍ فَأَرْدَفَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ وَرَاءَهُ يَعُودُ سَعْدَ بْنَ عُبَادَةَ قَبْلَ وَقْعَةِ بَدْرٍ فَسَارَ حَتَّى مَرَّ بِمَجْلِسٍ فِيهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىِّ ابْنِ سَلُولَ وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ يُسْلِمَ عَبْدُ اللَّهِ ، فَإِذَا فِى الْمَجْلِسِ أَخْلاَطٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ وَالْمُشْرِكِينَ عَبَدَةِ الأَوْثَانِ وَالْيَهُودِ ، وَفِى الْمَجْلِسِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ فَلَمَّا غَشِيَتْهُمْ عَجَاجَةُ الدَّابَّةِ خَمَّرَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ أَنْفَهُ بِرِدَائِهِ ، ثُمَّ قَالَ : لاَ تُغَبِّرُوا عَلَيْنَا فَسَلَّمَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- عَلَيْهِمْ وَوَقَفَ. فَنَزَلَ فَدَعَاهُمْ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ وَقَرَأَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنَ وَذَكَرَ الْحَدِيثَ. رَوَاهُ الْبُخَارِىُّ فِى الصَّحِيحِ عَنْ يَحْيَى بْنِ بُكَيْرٍ ، وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ مِنْ وَجْهٍ آخَرَ عَنِ اللَّيْثِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Cenâiz 6908, 7/321
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
7. Ebu Abdullah Ahmed b. İbrahim el-Belhi (Ahmed b. İbrahim b. Milhan)
8. Ebu Bekir Ahmed b. İshak es-Sibğî (Ahmed b. İshak b. Eyyüb b. Yezîd b. Abdurrahman)
9. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
Konular:
Cenaze, takip etmek, yaya ve binitlinin
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Şehir, şehir veya köy hayatı
Siyer, Bedir esirleri
Sosyal Hayat, mü'min-müşrik ilşkisi
Tebliğ, İslam'a Davet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
157745, BS020444
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ الْفَضْلِ الْقَطَّانُ أَنْبَأَنَا أَبُو سَهْلِ بْنُ زِيَادٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ الْحَسَنِ الْحَرْبِىُّ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا مَهْدِىُّ بْنُ مَيْمُونٍ حَدَّثَنَا غَيْلاَنُ بْنُ جَرِيرٍ قَالَ قَالَ مُطَرِّفُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ : احْتَرِسُوا مِنَ النَّاسِ بِسُوءِ الظَّنِّ. قَالَ الشَّيْخُ رَحِمَهُ اللَّهُ وَرُوِىَ ذَلِكَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ مَرْفُوعًا. وَالْحَذَرُ مِنْ أَمْثَالِهِ سُنَّةٌ مُتَّبَعَةٌ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Edebü'l-kâdî 20444, 20/381
Senetler:
1. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
2. Gaylan b. Cerir el-Muavveli (Gaylan b. Cerir)
3. Ebu Yahya Mehdi b. Meymun el-Ezdî (Mehdi b. Meymun)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
5. Ebu Yakub İshak b. Hasan el-Harbî (İshak b. Hasan b. Meymun b. Sa'd)
6. Ebu Sehl Ahmed b. Muhammed el-Mettûsî (Ahmed b. Muhammed b. abdullah b. Ziyâd b. İbâd)
7. ُُEbu Hüseyin Muhammed b. Hüseyin el-Mettusî (Muhammed b. Hüseyin b. Muhammed Fadl b. Yakub)
Konular:
Şehir, şehir veya köy hayatı
Tedbirler, günlük hayatın zorunlu tedbirleri
Zan, sû-i zan
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا أبو عوانة عن عمر بن أبى سلمة عن أبيه عن أبى هريرة قال : الكبائر سبع أولهن الإشراك بالله وقتل النفس ورمى المحصنات والأعرابية بعد الهجرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164820, EM000578
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا أبو عوانة عن عمر بن أبى سلمة عن أبيه عن أبى هريرة قال : الكبائر سبع أولهن الإشراك بالله وقتل النفس ورمى المحصنات والأعرابية بعد الهجرة
Tercemesi:
Ebû Hüreyred'en rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
«— Büyük günahlar yedi tane olup, onların birincisi Allah'a şirk koşmaktır. (İkincisi haksız yere) adam öldürmektir. (Üçüncüsü) iffetli kadınlara zina isnat etmektir. (Dördüncüsü) hicretten sonra (sahralara çekilip) bedevîleşmektir; (ve saire...)[1123]
Dokuz veya yedi olarak sayılan büyük günahların hangi şeyler olduğunu öğrenmek için 8 sayılı hadîs-i şerîfe bakınız. Burada hicretten sonra bedevîleşmenin de büyük günah olduğu bildirilmektedir.
Şehir ve kasaba emsali beldelerde ikâmet etmeyip çölde yaşayan ve şehirlere inmek ihtiyacını duymayıp bir nevi göçebe hayatı sürenlere Bedevi = A'rabî denir. Bunlar şehir medeniyetini almadıkları için yalnız başına asude yaşayan, içtimaî meselelerle uğraşmayan kimselerdir. Böyle bir hayat içinden hicret ederek cemiyet hayatına intikal edenlerin tekrar eski hayatlarına dönmeleri günah sayılmıştır. Çünkü bu harekette, İçtimaî vazifeleri bırakıp tenhaya ve inzivaya çekilme vardır. Cemiyet içinde vazife almak, savaşlara katılmak, birbirine yardımcı olup, ihtiyaçlarını karşılamak Müslümanlara düşen vazifedir. Böyle mühim vazifeleri bırakıp da kenara çekilmek günahtır, hatta büyük günahlardandır,
Fitne ve fesada karışmamak ve bir haksızlığa karışmamak maksadı ile böyle münzevî hayata geçmenin caiz olduğu görüşü ve rivayetleri vardır. Fakat bu cevaz herkese uygulanabilecek bir şumül taşımaz, istisnaî haller karşısında uygulanması caizdir.[1124]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 578, /460
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ömer b. Ebu Seleme el-Kuraşi (Ömer b. Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Bedevi, bedevilik
İftira, iffetli kimseye
Şehir, şehir veya köy hayatı
Şirk, şirk koşmak
Yargı, adam öldürmek
Yaşam, gündelik yaşam, sosyal hayat
Zina, zina isnadı / kazf
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن المقدام بن شريح عن أبيه قال : سألت عائشة عن البدو قلت وهل كان النبي صلى الله عليه وسلم يبدو قالت نعم كان يبدو إلى هؤلاء التلاع
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164833, EM000580
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن المقدام بن شريح عن أبيه قال : سألت عائشة عن البدو قلت وهل كان النبي صلى الله عليه وسلم يبدو قالت نعم كان يبدو إلى هؤلاء التلاع
Tercemesi:
— Şurayh demiştir ki:
— Hz, Âişe'ye sahraya çıkmaktan sordum ve dedim ki:
— Peygamber (SallaliahÜ Aleyhi ve Seilem) sahraya çıkıp oturur muydu? Hz. Âişe şöyle dedi :
— Evet, şu akar su vadisine çıkıp ikâmet ederdi.»[1127]
Büdüvv ve Bedavet, sahraya çıkıp oturmak manasınadır. Tilö1 da, dağ başından itibaren vadiye kadar uzanan akar suların yatağına denir. Bundan anlaşılıyor ki, bazı zamanlarda hava değişikliği İçin Peygamber Efendimiz sahradaki vadilere çekilmişler ve bir müddet ikâmet etmişlerdir. Bizim memleketimizde sahra olmadığından, bunun yerine yayla tâbiri kullanılmıştır. Nitekim bizde de senenin birkaç ayında şehir ve kasabalardan hava değişikliği için asude ve temiz havalı yerlere çıkılır ki, bu yüksek yerlere yayla denir. Bu ikâmetler geçici olduğu için, bundan önceki iki bölümle aykırı düşecek bir mana düşünülemez.[1128]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 580, /462
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şehir, şehir veya köy hayatı