14 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."
Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Abdülaziz ed-Derâverdî (T) Bana İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik, onlara Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir gün mezarlığa gitmiş ve şöyle buyurmuştur: "Selam size Ey mümin topluluğun diyarı! Biz Allah'ın izniyle (bir gün) size katılacağız." Sonra İsmail b. Cafer'in hadisinin benzerini nakletti. Ancak Mâlik'in hadisi "O gün havuzumdan bazı kimseler kesinlikle uzaklaştırılır..." şeklindedir.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’n-Nadr el-Fakîh, ona Muhammed b. Eyyûb, ona İsmail b. Ebû Üveys, ona da Mâlik rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Ahmed Abdullah b. Muhammed b. el-Hasan el-Mihrecânî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Cafer el-Müzekkî, ona Muhammed b. İbrahim el-Bûşencî, ona İbn Bükeyr, ona Mâlik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona da babası, Ebû Hureyre'den (ra.) şöyle rivayet etti: Rasûlullah (sav.) mezarlığa gitti ve şöyle dua etti: “Selam size ey mü’minler topluluğunun yurdu. İnşallah biz de yakındah sizlere kavuşacağız. Keşke kardeşlerimizi de görseydim.” buyurdu. “- Ey Allah'ın rasûlü, biz senin kardeşlerin değil miyiz?” diye sordular. Şu cevabı verdi: “- Aksine siz benim ashâbımsınız (dostlarımsınız). Kardeşlerimiz ise henüz (dünyaya) gelmediler, daha sonra gelecekler. Ben onları Havuz’umun başında bekleyeceğim.” “- Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden bilahare dünyaya gelecek olan insanları nasıl tanıyacaksın?” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: “- Siyah ve duru at sürüsü içinde bir adamın sakar ve sekili bir atı bulunsa, bu adam kendi atını tanımaz mı?" "- Tanır, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şunları söyledi: "- Kıyâmet gününde onlar abdest azalarının parlaklığından dolayı sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler. Ben da Havuz başına onlardan önce gideceğim ve orada onları bekleyeceğim. Yolunu kaybeden develerin gittiği (yabancı) ahırdan kovuldukları gibi, bazı insanlar da benim Havuz'umdan kovulacaklar. Ben ise onlara; 'Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin. Hey!.. Bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Bunun üzerine bana; 'Onlar senden sonra (inançlarını ve yaşantılarını) değiştirdiler' denecek. O zaman ben de; 'Öyleyse defolsunlar! Defolsunlar!' diyeceğim."
Açıklama: Sakar ve sekili ifadesi, renkleri siyah olduğu halde alınlarında ve ayaklarında beyazlık bulunan atlar demektir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) mezarlığa gelmiş ve orada yatanlara selam verip şöyle demişti: "Selam size ey mümin kavmin yurdu! Biz de Allah dilediği zaman size katılacağız." Sonra şöyle dedi: "Kardeşlerimizi görmek isterdik." Orada bulunanlar "Ey Allah'ın resulü! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?" dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz benim ashabımsınız. Kardeşlerim benden sonra geleceklerdir. Ben onlardan önce Kevser havuzuna gidip onları beklerim." buyurdu. "Ey Allah'ın resulü! Ümmetinden daha gelmemiş olanları nasıl bileceksin?" diye sordular. "Bir adam düşünün, onun siyah atlar arasında alınları ve sekileri beyaz atları olsa onları hemen ayıramaz mı?" diye sordu. "Elbette ayırır" dediler. Bunun üzerine "Benim kardeşlerim de abdest izleri sebebiyle kıyamet günü bembeyaz gelirler" buyurdu. "Ben onlardan önce kevser havuzuna gidip onları beklerim" dedi ve şöyle ekledi: "Nice adamlar kayıp develer gibi havuzumdan kovulacaklardır. Ben de onlara 'Gelin buraya' diye sesleneceğim. O zaman 'onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar' denir, onlar da arkalarını dönüp giderler. Ben de 'Uzak olun, uzak olun" derim.
Açıklama: Hadis sahih isnad mütâbaâtta hasendir. Abdurrahman b. İbrâhim her ne kadar hakkında söylenen cerhler olsa da mütâbi'dir.
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.