Öneri Formu
Hadis Id, No:
7116, M006151
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حُجَيْنُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْفَضْلِ الْهَاشِمِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ بَيْنَمَا يَهُودِىٌّ يَعْرِضُ سِلْعَةً لَهُ أُعْطِىَ بِهَا شَيْئًا كَرِهَهُ أَوْ لَمْ يَرْضَهُ - شَكَّ عَبْدُ الْعَزِيزِ - قَالَ لاَ وَالَّذِى اصْطَفَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ عَلَى الْبَشَرِ . قَالَ فَسَمِعَهُ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَلَطَمَ وَجْهَهُ - قَالَ - تَقُولُ وَالَّذِى اصْطَفَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ عَلَى الْبَشَرِ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ أَظْهُرِنَا قَالَ فَذَهَبَ الْيَهُودِىُّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا أَبَا الْقَاسِمِ إِنَّ لِى ذِمَّةً وَعَهْدًا . وَقَالَ فُلاَنٌ لَطَمَ وَجْهِى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لِمَ لَطَمْتَ وَجْهَهُ » . قَالَ . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَالَّذِى اصْطَفَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ عَلَى الْبَشَرِ وَأَنْتَ بَيْنَ أَظْهُرِنَا . قَالَ فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى عُرِفَ الْغَضَبُ فِى وَجْهِهِ ثُمَّ قَالَ « لاَ تُفَضِّلُوا بَيْنَ أَنْبِيَاءِ اللَّهِ فَإِنَّهُ يُنْفَخُ فِى الصُّورِ فَيَصْعَقُ مَنْ فِى السَّمَوَاتِ وَمَنْ فِى الأَرْضِ إِلاَّ مَنْ شَاءَ اللَّهُ - قَالَ - ثُمَّ يُنْفَخُ فِيهِ أُخْرَى فَأَكُونُ أَوَّلَ مَنْ بُعِثَ أَوْ فِى أَوَّلِ مَنْ بُعِثَ فَإِذَا مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ آخِذٌ بِالْعَرْشِ فَلاَ أَدْرِى أَحُوسِبَ بِصَعْقَتِهِ يَوْمَ الطُّورِ أَوْ بُعِثَ قَبْلِى وَلاَ أَقُولُ إِنَّ أَحَدًا أَفْضَلُ مِنْ يُونُسَ بْنِ مَتَّى عَلَيْهِ السَّلاَمُ » .
Tercemesi:
Bana Züheyr b. Harh rivayet etti. (Dedi ki) : Bize HU-ceyn b. Müsennâ rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdül-Aziz b. Abdillah b. Ebî Seleme, Abdullah b. Fadl El-Hâşimî'den, o da Abdurrahman El-A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. Ebû Hüreyre şöyle demiş. Bir defa bir yahûdi bir şey verilip de hoşlanmadığı yahut razı olmadığı — Burada Abdü'I-Aziz şekketmiştir. — bir malını (satışa) arzederken. Hayır! Musa (Aleyhisselâm)'ı insanlar üzerine seçkin eyleyen Allah'a yemin ederim, dedi. Bunu ensardan bir zat işiterek yüzüne bir tokat vurdu.
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) aramızda olduğu halde sen Musa (Aleyhisselâm) insanlar üzerine seçkin kılan Allah'a yemin ederim diyorsun ha! dedi. Bunun üzerine Yahûdi, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) gitti. Ve:
— Yâ Eba'l-Kaâsım benim zimmetim ve ahdim vardır. (Böyle olduğu halde) Fülân yüzüme tokat vurdu, dedi. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (ensâriye) :
«Onun yüzüne niye tokat vurdun?» diye sordu.
— Yâ Resûlallah! Sen aramızda olduğun halde bu adam Musa (Aleyhisselâm)’ı insanlar üzerine seçkin kılan Allah'a yemin ederim, dedi. Cevâbını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kızdı. Hattâ gazab yüzünden anlaşıldı. Sonra şöyle buyurdular :
«Peygamberler arasında fazilet farkı yapmayın, zîra gerçek şu ki : Sura üfürüiecek ve yerle göklerde bulunan herkes ölecek ve yalnız Allah'ın diledikleri kalacaktır. Sonra Sûra tekrar üfürüiecek ve ilk diriien (yahut ilk diriienler) arasında ben olacağım. Bir bakacağım ki, Musa (Aleyhisselâm) arşı tutmuştur. Bilemem tür günündeki sa'kasıyla mt hesaba çekildi. Yoksa benden önce mi dirildi. Ben kimsenin Yûnus b. Metta (Aleyhisselâm) 'dan efdal olduğunu söyleyemem.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6151, /992
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Hz. Peygamber, ayrıcalığı
Müslüman, Hoşgörü, müsamaha
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Peygamberler, Hz. Yunus
Peygamberler, önceki peygamberler
Terör
حدثنا صدقة قال أخبرنا يزيد بن هارون عن محمد بن إسحاق عن داود بن حصين عن عكرمة عن بن عباس قال : سئل النبي صلى الله عليه وسلم أي الأديان أحب إلى الله عز وجل قال الحنيفية السمحة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164100, EM000287
Hadis:
حدثنا صدقة قال أخبرنا يزيد بن هارون عن محمد بن إسحاق عن داود بن حصين عن عكرمة عن بن عباس قال : سئل النبي صلى الله عليه وسلم أي الأديان أحب إلى الله عز وجل قال الحنيفية السمحة
Tercemesi:
îbni Abbas (Radiyalîahu anh)'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem) 'den, Allah (Azze ve Celle) katında dinlerin hangisi daha sevgilidir? diye soruldu.
— Kolay olan dosdoğru Hazreti İbrahim'den gelme = Hanîf dindir.»[570]
Hanîf in lügat manası, meyleden demektir. Hz. İbrahim'e Hanîf denmesi, zamanında putlara tapan insanların yolundan ayrılarak imana ve tevhid dinine meyletmesİndendîr. Bunun için Hz. ibrahim 'in dinine «Hanîf» dini denir ki, son peygamber Hz. Muhammed ve ona bağlı olanlar bu dinin inancı üzeredirler. Tevhîd bakımından arada fark yoktur. Nitekim Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerîmde şöyle buyuruyor:
1— «İyilik eden bir kinı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 287, /255
Senetler:
()
Konular:
Din, din eksikliği
Din, din kolaylıktır
Hz. peygamber, haniflerle diyalogu
Müslüman, Hoşgörü, müsamaha