17 Kayıt Bulundu.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, T Bize el-Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da İbn Ka'b b. Malik, Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) babası Uhud savaşında şehit olup alacaklıları haklarını ısrarla istemeye başladığında şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben Rasulullah'ın (sav) yanına gidip durumu onunla konuştum. Akabinde Rasulullah (sav) alacaklılara, hurmalığımın mahsulünü kabul etmelerini ve haklarını babama helal etmelerini istedi. Fakat alacaklılar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara ne hurmalığımı verdi, ne de hurma mahsulünden bir pay ayırdı. Lakin bana: — "Yarın sabahleyin sana geleceğim" buyurdu. Ertesi günü sabah olunca Rasulullah (sav) geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsulün bereketli olması için dua etti. Akabinde ben (olgunlaştığında) hurma mahsulünü topladım. Alacaklıların haklarını tamamen ödedim. Bize de bahçenin mahsulünden bir şeyler kaldı. Daha sonra ise Rasulullah'ın (sav) yanına vardım, oturuyordu. Durumu kendisine haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav), yanında oturan Ömer'e (ra) şöyle dedi: "Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver!" Ömer (ra) de hemen: 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz! Vallahi, Sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' dedi".
Açıklama: Rivayetin iki senedi verilmiştir. Bunlardan el-Leys ile başlayan ikinci sened muallaktır; zira Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Açıklama: İsnadı Abdurrahman b. İshak'ın zayıflığından dolayı zayıftır.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir: Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman (bana bildir)" buyurdu. Ben Rasulullah'a (sav) haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti ve "Alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, yedisi acve altısı levn (bir çeşit hurma) yahut altısı acve yedisi levn olmak üzere on üç vesk hurma arttı. Akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım ve O'na olanları anlattım. Rasulullah (sav) gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler. Hişam'ın Vehb'den onun da Cabir'den naklettiği rivayette (akşam namazı yerine) ikindi namazı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir'den ve Rasulullah'ın (sav) güldüğünden de bahsetmemiştir. Ayrıca o, 'babam otuz vesk borç bırakmıştı.' ibaresini de zikretmiştir. İbn İshak'ın Vehb'den, onun da Cabir'den naklettiği rivayette ise (akşam namazı yerine) öğle namazı zikredilmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.
Açıklama: Mükateb; belli şartları yerine getirdiği taktirde hürriyetini kazanması üzerine efendisiyle anlaşma yapan köle için kullanılan sıfattır. Bkz. Ali el-Kârî, Mirkâtü'l-Mefâtîh, IV, 1699. Bu yaptıkları anlaşmaya da rivayette geçtiği üzere "mükâtebe" ismi verilmektedir.